CHP'de isyan var



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasını yaptığı dakikalarda, aralarında eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da olduğu yaklaşık 15 milletvekili Meclis'te bir araya geldi. Grup toplantısına katılmayan vekiller, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığını değerlendirdi.

Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.

CNN Türk'ün haberine göre Deniz Baykal'ın yanı sıra bazı "ulusalcı" milletvekilleri ile partinin sol grubuna mensup vekilleri katıldı.

Toplantıya katılanlar arasında, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Bolu Milletvekili Tanju Özcan, İstanbul Milletvekili Nur Serter vardı.

Toplantıda, CHP ve MHP'nin çatı aday olarak gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üzerinde tartışma yapıldı.

Toplantıya katılanlar "yeni bir aday çıkartılsın, çıkartılabilir. Bu adayı kabul etmeyelim" dediler.

"Tartışmaktan gocunmamak lazım" mesajları verildi, değerlendirmenin sürmesi kararı alındı.

Edinilen bilgilere göre çarşamba günü yeniden biraraya gelecekler ve o toplantı sonrası bildiri yayımlanacak.

İhsanoğlu'nun adaylığına bazı CHP'li vekiller tepki göstermişti.

Odatv.com

İlhan Cihaner'den yeni aday sinyali



CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, CHP ve MHP’nin "çatı aday" olarak açıkladığı Ekmeleddin İhsanoğlu ismini eleştirerek, “CHP içinde ve CHP çevresinde bu özellikleri taşıyan ve Cumhuriyet’in değerlerini hayat ilkesi yapmış, emekten yana, eşit ve özgür bir Türkiye idealini benimsemiş ve bunun için mücadele eden çok sayıda adayın olduğu şüphesizdir. Bu tarihsel sorumluluk ve ideal doğrultusunda çalışmaya hazır olduğumu saygıyla duyururum” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Cihaner, Türkiye’nin kendi içinde ve yakın çevresinde gelişen olağanüstü askeri, siyasi çalkantılar arasında Cumhurbaşkanlığı seçimine girdiğini kaydetti. Bu seçimin Türkiye’nin sadece yakın geleceğini ve bir dönemini değil, uzak erimde siyasi rejiminin değişip değişmeyeceği konusunda da belirleyici olabileceğini gösterdiğini kaydeden Cihaner, “Tunus’tan Afganistan ve Pakistan’a, Mısır’dan Irak ve Suriye’ye, Yunanistan’dan Ukrayna ve Ermenistan’a kadar uzanan devletlerin hemen hepsi ekonomik ve politik açmazlarla boğuşuyor” dedi.

“AKP İKTİDARI CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ SİYASİ REJİM DEĞİŞİKLİĞİ OYLAMASINA DÖNÜŞTÜRMEKTEDİR”

Son 12 yıldır Türkiye’nin, 12 Eylül darbesinin ürünü olan ve başlangıçtan bu yana demokratik sistemi bir araç olarak kullanarak otoriter bir sistem kurmak isteyen AK Parti iktidarının yönetimi altında olduğunu savunan Cihaner, “Bu iktidarın bu güne kadar yaptıkları, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yapacaklarının da temel göstergesidir. Uzunca bir süredir, Anadolu aydınlanmasının ve bu topraklarda özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi verenlerin kazanımlarının teker teker yitirildiği bir sürece tanıklık ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Bilim, özgür düşünce, liyakat gibi değerlerin yerini hızla taassuba, hurafelere ve kayırmacılığa bıraktığının altını çizen Cihaner, “AKP iktidarının Cumhurbaşkanlığı seçimini kendi bekasını sürdürebilmek için bir siyasi rejim değişikliği oylamasına dönüştürmeyi amaçladığı çok açıktır. İstediklerinin hem kendi kişisel güvencelerini sağlamak hem de bu savaş coğrafyasından pay kapmak için girişecekleri silahlı mücadele için yasal zemin bulmak olduğu ortadadır” ifadelerini kullandı.

“ÇALIŞMAYA HAZIR OLDUĞUMU SAYGIYLA DUYURURUM”

CHP’nin bu koşullar altında gidilen bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleyeceği adayın belirlenme yönteminin partinin tarihsel birikimi ve demokrasi anlayışıyla uyumlu olması gerektiğini kaydeden Cihaner şu açıklamalarda bulundu:

“Oysa dün açıklanan adayın belirlenme süreci, bu demokratik mekanizmalar işletilmeden gerçekleştirilmiş durumdadır. Parti üyelerinin, delegelerin, yönetim birimlerinin, parti meclisinin ve Merkez Yönetim Kurulu’nun açık, demokratik ve eşit söz hakkı temelli tartışmalarının belirleyeceği bir aday için hala çok geç değildir. Aksi takdirde parti emekçilerinin yeterince mobilize edilememesi, blok oy kaymaları ve kitlesel karşı çıkışlarla karşı karşıya kalınacağı, en önemlisi de Gezi/Haziran direnişi ile ortaya çıkan genç siyasallaşmasının kaybedileceği tartışmasızdır. Bugün, yaşayan tüm halklara kan ve ölüm getiren bu siyasi kriz döneminde de, bütün inançsal, etnik, siyasi, kültürel ve cinsel kimliklerin eşit yurttaşlık temelinde kendisini ifade edip, yaşayabileceği çoğulcu demokratik sistem hedefiyle Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi CHP’nin tarihsel sorumluluğudur. CHP içinde ve CHP çevresinde bu özellikleri taşıyan ve Cumhuriyet’in değerlerini hayat ilkesi yapmış, emekten yana, eşit ve özgür bir Türkiye idealini benimsemiş ve bunun için mücadele eden çok sayıda adayın olduğu şüphesizdir. Bu tarihsel sorumluluk ve ideal doğrultusunda çalışmaya hazır olduğumu saygıyla duyururum.”

Odatv.com

İsyan olmasa şaşardım. Doğrusuda isyandır!!!!! Bu CHP'den ne köy olur ne kasaba. Adamlar rsmen her dönem AKP için çalışıyor, bir dönemler Baykal çalışıyordu şimdi ise Kılıçdaroğlu. Faşıstlerle ortaklık böyle sonuçlanır.

Alişan'ı hiç bu kadar yorum yaparken görmemiştim. Tam onun konuları. CHP'ye çatmak için fırsat arıyordu, o da çıktı. Ama neyi neden yaptığı belli değil.

CHP'deki bu isyanın sol partilerce iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Sistemin çürümüşlüğü bundan iyi gösterilemez.

Deniz Baykal'ın önderliğinde 20'ye yakın milletvekilinin sol bir aday çıkarılması yönünde çalışma yaptıkları söyleniyor. Kılıçdaroğlu'nun ortak adayını başarılı olamayacağı da görülüyor. Bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra CHP'yi yeni bir kurultay bekliyor. Türkiye halkının buna ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu bu partinin başına yakışmıyor. CHP kemalist sol bir çizgiye gelmelidir. Umalım ki bu gelişmeler böyle bir sonucun gerçekleşmesine yol açsın.