Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

16.07.2014- 14:16

TKP kongreleri için ne dediler, haberleri nasıl verdiler

Resim Ekleme

TKP iki farklı kongre toparlayarak üye ve yöneticileri ile buluştu. Kemal Okuyan, Aydemir Güler gibi yöneticilerin çağrıcılığını yaptığı Atılım Kongresi Bostancı Gösteri Merkezinde gerçekleşirken, Erkan Baş, Metin Çulhaoğlu gibi yöneticilerin çağrı yaptığı 12. Kongre ise Haliç Kongre Merkezinde toplandı. Atılım Kongresine Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro Üyesi Yorgos Marinos de katılarak söz aldı. Her iki kongreye de ilgi yoğundu.

ATILIM KONGRESİ

Kongre Divanına Onur Seçkin, Gülay Dinçel ve Mesut Odman seçildi. Divana seçilmesinin ardından bir konuşma yapan Odman, Haliç’te toplanan TKP’lilere selam gönderdi. Odman, “Aynı hedefler için mücadele ettiğimizi bildiğimiz insanlarla ilişkilerimizde bu hususta olağanüstü titizleniriz herkesten böyle bir titizlik bekleriz. Haliç’te toplanmakta olan yoldaşlarıma selam göndermek istiyorum. Onların doğru düşünmelerini, doğru kararlar vermelerini içtenlikle diliyorum” dedi. Ardından Odman, “İzin verirseniz bu söylediklerimin benim kişisel düşüncelerim ve dileklerim olarak kalmamasını, Atılım Kongresini oluşturan siz sevgili yoldaşlarımın ortak düşünce ve hisleri olarak iletilmesini öneriyorum” sözleri katılımcılar tarafından alkışlarla karşılık buldu.

İÇERİDEN VE DIŞARIDAN İLGİ VAR

Atılım Kongresine yurt içinden ve dışından da ilgi vardı. Kongreye Akademisyen İzzettin Önder, Yargı Sen Kurucu Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, TSİP MYK Üyesi Ali Öner ve Şair Abdullah Nefes, Genco Erkal, Ferhan Şensoy ve Mehmet Aksoy da selamlarını iletti. Sanatçıların selamını Orhan Aydın kürsüden duyurdu.

Kongrede söz alan diğer bir isim de Aydemir Güler oldu. Güler, “Türkiye Komünist Partisini özlediğimiz yere, siyasete, sokağa döndürelim. Türkiye’nin de bizi özlediğini biliyoruz, bu işi bitireceğiz. Türkiye Komünist Partisi sınıf mücadelesinde, sosyalist iktidar mücadelesinde hak ettiği yeri tekrar alacak. Çok daha iddialı ve kuvvetli olarak çıkacağız” ifadelerini kullandı.

GÖLGEYİ KALDIRMA KONGRESİ

Ardından söz alan Kemal Okuyan da TKP’nin sosyalist devrim mücadelesi yürüttüğüne dikkat çekti. “TKP tarihi boyunca devrimci bir parti oldu. Atılım Kongresi son 3 ayda TKP üstüne düşürülen ‘Yeterince devrimci değil’ gölgesini kaldırma kongresidir” diyen Okuyan, şunları ifade etti: “Eğer haziranı ‘dinamikler bileşkesi’ olarak okursanız büyük hatalar yaparsınız ve ‘Yeni devrimci dinamikler ortaya çıktı, TKP bunları içersin’ demek durumunda kalırsınız. ‘Gençlik, kadınlar ve işçi sınıfı haziranın bileşkesi’ derseniz hata yaparsınız. Biz sınıf partisiyiz! Emekçi kitleler, işçi sınıfı bir başka düzlemdedir, bunu söyledikten sonra gençler, kadınlar da vardır deriz. Ama biz haziranı farklı vektörlerdeki toplumsal dinamiklerin toplamı olarak değerlendirirsek ve partinin bunları içselleştirmesi gerektiğini söylersek, parti komünist karakterini yitirir.”

12. KONGRE

Kongre Metin Çulhaoğlu’nun konuşmasıyla başladı. Çulhaoğlu, Okuyan’dan farklı bir parti profili çizdi. Çulhaoğlu, “Steril kalacağım’, ‘Şu dinamiğe el atarsam sterilliğime helal gelir’ yaklaşımıyla mümkün değil. Her siyasi dinamiğe cesaretle müdahale edeceğiz” dedi. “Partinin durumuna elbette üzülüyoruz. Epey itibar kaybettik. Yüzümüzü dışa dönersek, 2-3 ayda kaybettiklerimizi fazlasıyla geri alırız” diyen Çulhaoğlu, “Haziranda hepimiz gördük. Büyük bir gençlik ve kadın dinamiğiyle karşı karşıyayız. Bugünkü siyasi ideolojik kültürel yapılanmanın bu gençlik ve kadın dinamiğini mas etmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Kürt hareketini de eleştiren Çulhaoğlu, “Bugünkü siyasal önderliğiyle AKP’ye oynayan Kürt siyasetine rağmen, Kürt halkı da önemli bir dinamik olarak varlığını koruyor” yorumunda bulundu.

Daha sonra söz alan Kurtuluş Kılçer de, kendilerinden kavga veya hakaret beklendiğini ancak bunu yapmayacaklarını söyleyerek sözlerine başladı. CHP ve BDP’yi eleştiren Kılçer şunları söyledi: “Emekçi halkımızın oylarıyla Meclis koltuklarında oturan CHP’li milletvekillerine de sesleniyoruz; AKP’ye koltuk değnekliği yapmayı bırakın. Kürt hareketine de bir eleştirimiz var. IŞİD’le savaşan Kürt hareketi, Türkiye’de IŞİD’in arkasındaki AKP’yle pazarlık yapıyorsa burada tutarsızlık vardır. Kürt emekçileri, Kürt yoksulları bu tutarsızlığa mahkum edilemez.”

SELAMA YANIT GELDİ

Atılım Kongresinden gelen selama da selamla yanıt veren Kılçer sözlerinin devamında “Parti içindeki tasfiye kültürü ortadan kalkacaksa, TKP büyüyecekse, önündeki sorunları aşacaksa, örgütten partiye geçecekse bu selamın anlamı vardır” ifadelerini kullandı. (İSTANBUL)

http://www.evrensel.net/haber/88253/tkpden-iki-farkli-kongre.html#.U8ZeErdrNdg

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
16.07.2014- 14:18


TKP'de iki ayrı kongre

TKP içerisinde bir süredir yaşanan tartışmalar sonucunda ortaya çıkan ayrımlarla birlikte iki ayrı kongre düzenlendi.

Resim Ekleme

TKP’de bugün iki ayrı kongre yapıldı. Kemal Okuyan ve Aydemir Güler'in yer aldığı ve “TKP Atılım Kongresi” olarak nitelendirilen kongre Bostancı Gösteri Merkezi'nde yapıldı.

Erkan Baş ve Metin Çulhaoğlu'nun yer aldığı “TKP 12. Kongre” ise Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Her iki kongre de saat 11.00'de başlarken yine aynı şekilde saygı duruşu ve Enternasyonal Marşı ile kongreler başladı.

Her iki kongrede de önceden belirlenen divanın kürsüye çıkmasıyla program başladı.

“TKP Atılım Kongresi”

Aydemir Güler konuşmasında genel olarak yaşanan problemlerin ne olduğunu ele aldı. Haziran Direnişi sırasında kendilerine yönelen kitleyi karşılayamadıklarını ifade etti. “Siyaset üretenler ve örgüt yönetenler” ayrımı oluştuğunu söyleyen Güler, kendilerini eleştirenlerin “bize söyleneni yaptık, konuşturulmadık, değiştirmeye çalıştık başaramadık” dediğini ifade etti.

“Haziran Direnişi'nde başarılı mıyız, değil miyiz” tartışmasının boş bir tartışma olduğunu söyleyerek kendilerinin bu süreçte en başarılı hareket olduğunu iddia etti.

“Haziran Direnişi eleştirilemez” söylemine karşı çıkarak “küçük örgüt” psikolojisinin aşılamadığını söyledi.

Bu tartışmaların sadece insan faktörüyle açıklanamayacağını, kadro dinamiklerinde bozulmanın, kadrolarda siyasetin önemsizleşmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Bütün bunların partinin deformasyonu olduğunu vurguladı. Bu tartışmaları yapmakta çok geciktiklerini ifade etti.

Kemal Okuyan ise devrim sürecine ilişkin yaptığı konuşmada TKP için “yeterince devrimci değil-devrimci değil” söylemlerini TKP'nin üzerinden kaldırmak gerektiğini söyledi.

“Bize bir yenilgi lazım” diyenler olduğunu söyledi. Haziran Direnişi üzerine tahliller yaparak “yeni değişik dinamikler var” diyenlerin yanlış söylediğini ifade etti. Gençlik, kadın, lise gibi alan çalışmalarının ayrı yürütülmesi bakışını eleştirdi.

“Yönetici diye katman oluşturduysak hepimiz suçluyuz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“TKP 12. Kongre”

Metin Çulhaoğlu, konuşmasında ayrışma sürecine değinerek, “Öbür tarafta ne güzel, iyi yoldaşlarımız vardı. Onlar da bizim için öyle diyorlardır. Keşke bunlar yaşanmasaydı diyorlar. Ama bir kez daha altını çiziyorum eğer biz bu kongreden aldığımız güç ile görevimizi layığı ile yerine getirirsek, yüzümüzü dışa dönersek, Türkiye'de akıp giden süreçlere müdahil bir TKP olarak ortaya çıkarsak, emin olun bu iki-üç ay içerisinde kaybettiklerimizi fazlasıyla geri alırız. Hem yollarımız buluşur, birleşir” dedi.

Erkan Baş, “Hazırlık toplantılarında söylediğimiz bir şeyi tekrarlamamız gerek: Tüm TKP üyelerinden ve dostlarından özür diliyoruz. Biz bir sorunu çözemedik. Bu durumu bir grup yoldaşımızın sırtına itelemek bize yakışmaz. Hepimiz sorumluyuz” ifadelerini kullandı.

Baş, 12. Kongre’nin Türkiye solundaki statüko ve sorunlara karşı bir çıkış olduğu iddiasını dile getirdi ve “Biz bu partinin yıllarca örgütünde çalıştığımız için devrimci demokrat olmakla suçlandık. Yıllardır mahallelerde, okullarda, eylemlerde, Haziran Direnişi'nde aldığımız pozisyon nedeniyle devrimci demokrat olmakla suçlandık. Her gördüğünüz devrimciyi devrimci-demokrat sanmayın dedik. Her gördüğünüz devrimci, devrimci demokrat olmak zorunda değildir. Komünistler devrimcinin en hasıdır. Ama şunu da ekledik. Biz partimiz daha devrimci olmalı dedik” dedi.

Raporların okunması ve ek konuşmaların-önerilerin yapılmasının ardından her iki kongrede de seçimlere gidildi. Ayrı ayrı yapılan seçimlerde iki ayrı TKP yönetimi belirlenmiş oldu.



Notlar:

* Her iki taraf da kendilerine yöneltilen eleştirileri ve ayrım nedenlerini daha yüzeysel olarak konuşmalarda dile getirdi.

* TKP 12. Kongre, ağırlıklı olarak gençlik bileşenini barındırıyordu.

* TKP Atılım Kongresi ise İç Anadolu örgütlerinin ve Avrupa'daki örgütlerin büyük çoğunluğunu temsil ettiğini iddia etti.

* Her iki kongreye de yaklaşık üçer bin kişilik katılım oldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

http://www.kizilbayrak.net/rss/tkpde-iki-ayri-kongre/

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
16.07.2014- 14:23

İki TKP, iki Merkez Komite! İşte alınan o kararlar

Resim Ekleme

Türkiye Komünist Partisi'nde (TKP) örgütü ikiye ayıran eşzamanlı iki kongre yapıldı. TKP yöneticilerinden Kemal Okuyan, Aydemir Güler grubu Atılım Kong-

resi'yle; Erkan Baş, Kurtuluş Kılçer ve Metin Çulhaoğlu grubu da 12. Kongre'yle TKP'deki ayrılığa son noktayı koydu. İki buluşmada iki farklı merkez komitesi seçildi.

TKP içinde iki kanat dün ayrı ayrı topladıkları kongrelerle parti içindeki kopuşu resmileştirdi. Bugüne kadar parti liderliğindeki ağırlıkları bilinen Kemal Okuyan-Aydemir Güler grubu dün "Atılım Kongresi"ni topladı. Yaklaşık 2500 kişinin katıldığı Bostancı Gösteri Merkezi'ndeki kongrede karşı tarafa eleştiriler yöneltildi.

TKP 12. Kongre'yi toplayan MK üyeleri için "Bu grup yüzünden Türkiye'nin bu şartlarında siyaset üretemez hale geldik" diyen "Atılım"cılar, siyasetten kopmanın yanlışlığına vurgu yaptı. Kongre'de konuşan Kemal Okuyan özetle şunları söyledi:

HAZİRAN ELEŞTİRİSİ

"Bizi ilgilendiren, TKP'yi olağan siyasi mücadeleye döndürmektir, en kısa sürede. Ben bu MK'nın görevini şöyle okudum: Bir, TKP'yi bu krizden derhal çıkarmak; iki, TKP'yi asli görevlerine döndürmek ve üç, bugün bu salondaki enerjiyi, kriz sırasında hepimizin tanık olduğumun enerjiyi çoğaltmak. Bir ay sonra bu enerjiyi azaltırsak, enerjiyi çoğaltamazsak, bu MK'yı da çöpe atın.

"Haziran'ın bir devrim olmadığını defalarca söyledik, aynı zamanda kendi içinde "devrimci dinamikleri" de barındırmıyordu. Muhteşem bir halk hareketiydi, devrimci rotaya sahip olması gerekmez tarihsel olması için, devrimci mücadelenin ihtiyaç duyduğu halkçı enerjiyi sunmuştur, ortadadır. Hiçbir halk her gün sokağa çıkmaz, çıkarsa müsamere olur, halklardan müsamere beklemeyelim, halklar gerektiğinde sokağa dökülür ve masaya vurur; iyi ki öyle yapar, öteki türlü egemen sınıflar her gün müsamere eden halkı manipüle etmeye çalışır, bu düzeni titretmeye yetiyor halkın enerjisi.

'AYNI DİNAMİKLER'

"Haziran'da büyük halk hareketine özenli davranamazsanız hataya düşersiniz. Haziran'da belirgin biçimde ayrıştıracağımız değişik toplumsal dinamikler yoktu! Toplumun farklı kesimleri vardı evet, fakat bunlar şaşırtıcı biçimde 'aynı toplumsal dinamiği' ifade ediyorlardı; Erdoğan'a dönük aydınlanmacı bir tepki vardı."

12. KONGRE'NİN BAKIŞI

Haziran Ayaklanması sonrasında partiyi gerekli örgütsel dönüşümleri yapmadığı ve yeterince mücadele etmediği gerekçesiyle eleştiren diğer Merkez Komite üyeleri ise 12. Kongre'yi topladı. Erkan Baş, Kurtuluş Kılçer, Metin Çulhaoğlu gibi MK'daki diğer isimlerin önderliğindeki buluşma Haliç Kongre Merkezi'nde yapıldı. TKP'nin genç kadrolarının çoğunlukta olduğu kongre, Enternasyonal Marşı'yla başladı.

Kürsüye ilk olarak Metin Çulhaoğlu çıktı. TKP'nin içindeki durumu "kriz" olarak tanımlayan Çulhaoğlu, 2. Cumhuriyet projesinin çöktüğünü ve Haziran'da sokaklara çıkanların bu oyunu bozduğunu söyledi. Çulhaoğlu, "1. Cumhuriyet'le elde edilen kazanımların sosyalist mücadeleyi ilerlettiğini kaydettikten sonra isim vermeden BDP-PKK'ya "AKP'yle flört etme" eleştirisinde bulundu. Çulhaoğlu, "Parti her toplumsal dinamikle ilişki kuracak, her yöne girecek. En iyi eğitim kadroların alanlara çıkmasıdır. TKP yüzünü dışa döndüğü ve toplumsal dinamikleri harekete geçirdiği zaman Atılım Kongresi'ndeki arkadaşlarla yeniden bir araya geliriz" diye konuştu.

Kongrenin kapanış konuşmasını yapan Erkan Baş, yaşananların parti içi bir kavga olmadığını belirtti: "Biz bir iddiayı örgütlüyoruz. Haziran'da ayağa kalkan milyonlarca emekçinin beklentisinin bir irade haline getirilmesidir. Türkiye'de Haziran Direnişi olmamış gibi yaşamaya devam etmek statükodur. Bu statüko bugünden itibaren son bulmuştur." Baş, Atılım Kongresi'ndekilerden gelen itirazlara şöyle karşılık verdi: "Bizim yaşımız yetmedi, kurucu irade olamadık ama devrimci iradeyi şekillendiriyoruz. TKP'nin kadrolarına baktığmızda kısıtlamaları değil, olanakları görüyoruz. Sosyalistiz, komünistiz dememize gerek yok, önemli olan sosyalizmi milyonların bayrağı yapmayı zorlamaktır".

http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/45881-iki-tkp-iki-merkez-komite-iste-alinan-o-kararlar.html

melnur  |  Cvp:
Cevap: 3
16.07.2014- 14:25

Resim Ekleme  

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komitesi bir süre önce ortaya çıkan görüş ayrılıkları nedeniyle   Pazar günü yapılan kongreden de sonuç alınamadı ve iki ayrı grup olarak siyasal faaliyetlere devam edilmesi kararı alındı.

Pazar günü   Aydemir Güler ve Kemal Okuyan’ın da aralarında bulunduğu parti üyelerinin düzenlediği Atılım Kongresi Bostancı Gösteri Merkezi’nde toplanırken, Metin Çulhaoğlu ve Erkan Baş’ın da aralarında bulunduğu 12. Kongre Haliç Kongre Merkezi’nde toplanmıştı.

Yapılan iki farklı kongre sonrasında partiyi hangi grubun temsil edeceği belirlenecekti.

Dün akşam 12. Kongre’yi temsiil eden delegasyonla, Atılım Kongresi'ni temsil eden delegasyon, tarafsız bir heyet ile birlikte kongre sonuçlarını değerlendirmek üzere toplandı.

Saatlerce süren toplantı sonrasında iki kongre de partiyi kendilerinin temsil ettiğini belirtti ve bu konuda uzlaşma sağlanamadı.

Toplantı sonrasında parti üyelerine açıklama yapıldı. Açıklamada toplantı için “birlik imkanının bugün için ortadan kalktığı yönünde ortak bir kanaat oluşmuştur. Türkiye Komünist Partisi’nin içinden iki ayrı siyasi ve örgütsel iradenin doğduğunun ortaklaşa belirlenmesi üstünden toplantıya devam edilmiştir” denildi.

Uzlaşmazlığın devam etmesi üzerine, TKP isminin ve tüzel kişiliğini ortaklaşa belirlenecek bir heyet tarafından korunması kararı alındı. Bununla birlikte partideki iki farklı görüş TKP adı ve amlemini kullanmadan siyasal faaliyetlerine iki ayrı grup olarak devam edecek.

http://www.odatv.com/n.php?n=parti-resmen-bolundu-1507141200

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
16.07.2014- 14:31

TKP'de çifte kongre

Gezi Direnişi sırasında ortaya çıkan görüş aykırılıklarını gideremeyen iki grup iki ayrı yerde bir araya geldi.

Resim Ekleme  

Türkiye Komünist Partisi’nde Haziran 2013’teki Gezi direnişi sırasında parti politikaları nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılıklarını gideremeyen iki grup dün, iki ayrı kongre düzenledi. Eski genel başkanlardan Aydemir Güler ile parti yöneticilerinden Kemal Okuyan’ın içinde bulunduğu ve “Atılım” adıyla anılan grup, kongresini Bostancı Gösteri Merkezi’nde yaptı. TKP’nin eski genel başkanlarından Erkan Baş ve yöneticilerinden Metin Çulhaoğlu’nun önderlik ettiği grup ise Haliç Kongre Merkezi’nde kongre düzenledi.

TKP’deki ayrılık Erkan Baş ile Metin Çulhaoğlu’nun öncülüğündeki grubun, Aydemir Güler ile Kemal Okuyan’ın Gezi Direnişi sırasındaki kararlarını eleştirmesiyle ortaya çıktı. Erkan Baş-Metin Çulhaoğlu grubu partinin haziran eylemlerine müdahale etme ve örgütleme noktasında etkisiz kaldığını savundu. Aydemir Güler-Kemal Okuyan grubunun ise “direnişin manipülatif olarak tartışmanın merkezine oturtulduğunu ve tasfiye için bir gerekçe olarak ileri sürüldüğü” şeklinde eleştirilere yanıt verdiği süreç sonunda dün, gruplar iki kongre gerçekleştirdi.

Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen Atılım Kongresi Türkiye Koordinasyonu adına konuşan Aydemir Güler şunları söyledi: “TKP’nin son yıllarda kuruyan, can sıkıcı haline gelen, mücadeleden mutluluk vermeyen iç atmosferi, normalde TKP dokularında yoktur. AKP diktatörlüğünün derinleştiği, bu ülkede yaşanmaz duygusu yeri göğü kaplamaya başladığında, TKP ülkeyi değiştirmek isteyenlerin yeri yurdu olmak yerine kötülüklerden kaçanların sığınağına dönüştü, problemimizin objektivitesi budur. TKP, haziranın en önemli siyasi aktörü olduğunu ilan etmiş ve kanıtlamıştır, yazmıştır, bir yıl içinde oluşturduğu literatür, külliyat vardır. 1 yıl sonra, ‘Haziran Direnişi’nde başarılı mıydık’ türü skolastik, tuhaf kanıtı olmaya tartışmalar yapılabilmiştir TKP’de.”

Devrimci yükseliş

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlennen TKP 12. Kongre’de konuşan Metin Çulhaoğlu ise şu değerlendimelerde bulundu: “Haziranda hepimiz gördük. Büyük bir gençlik ve kadın dinamiğiyle karşı karşıyayız. Bugünkü siyasi ideolojik kültürel yapılanmanın bu gençlik ve kadın dinamiğini mas etmesi mümkün değildir. Bugünkü siyasal önderliğiyle AKP’ye oynayan Kürt siyasetine rağmen, Kürt halkı da önemli bir dinamik olarak varlığını koruyor. Devrimci yükseliş için olanaklar var, o zaman bu olanakların hakkını nasıl bir partiyle verebiliriz? ‘Steril kalacağım’, ‘Şu dinamiğe el atarsam sterilliğime halel gelir’ yaklaşımıyla mümkün değil. Her siyasi dinamiğe cesaretle müdahale edeceğiz. Partinin durumuna elbette üzülüyoruz. Epey itibar kaybettik. Eğer birleşeceksek, olanakların hakkını vereceğiz. Bunu yaparsak emin olun tekrar yollarımız birleşir.”

TKP’nin geleceği kongrelerin ardından gelişmelerle ortaya çıkacak. Grupların ileriki süreçte ayrı ayrı partiler kurarak siyasi hayatlarını sürdürecekleri de iddia ediliyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/94173/TKP_de_cifte_kongre.html

melnur  |  Cvp:
Cevap: 5
16.07.2014- 14:34

TKP'de yol ayrımı


Resim Ekleme
 

Türkiye Komünist Partisi'nde iki ayrı kongrenin toplanmasıyla sonuçlanan görüş ayrılıklarının giderilememesi sonucu, ayrışma planı üzerinde şekillenen bir protokol imzalandı.

(soL - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi'nde 13 Temmuz günü iki ayrı kongrenin toplanmasıyla sonuçlanan görüş ayrılıkları, tarafların bir ayrışma planı üzerinde mutabık kalmasıyla yeni bir evreye taşındı. Tarafsız bir heyetle bir araya gelen kongre temsilcilerinin yaptığı toplantının ardından, alınan kararlar TKP üyelerine ulaştırıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"Toplantıda her iki kongreyi temsil eden heyetler, kendi kongrelerinde çıkan sonucun partiyi temsil ehliyetine sahip olduğunu savunmuşlardır. Bu konuda bir mutabakata varılamamıştır.

Bunu takiben Partide tüm üyelerin kendi örgütlerinde oy kullanmalarını ve iki MK arasında tercihte bulunabilmelerini öngören öneri ile belirli bir süreye yayılacak biçimde bir birlik kongresi düzenlenmesini tartışan yaklaşımlar da ele alınmış ve burada da uzlaşmaya varılamamıştır.

Tüm bu tartışmalar üzerine birlik imkanının bugün için ortadan kalktığı yönünde ortak bir kanaat oluşmuştur. Türkiye Komünist Partisi’nin içinden iki ayrı siyasi ve örgütsel iradenin doğduğunun ortaklaşa belirlenmesi üstünden toplantıya devam edilmiştir.

Gelecekte bir birlik olasılığı göz ardı edilmeksizin, bugün için Partimizin birikim ve değerlerine zarar vermemeyi birinci planda tutan bir ayrışma planı üstüne çalışma sürdürülmüştür. Bu noktada partinin ve parti üyelerimizin siyasi mücadeleye hızla geri dönmelerine, yitirdiğimiz zaman ve enerjinin telafisi için en uygun ortamın sağlanmasına yoğunlaşılmıştır."

Toplantıda ayrıca, bu değerlendirmelerin neticesinde, Türkiye Komünist Partisi adı ve tüzel kişiliğinin denetim misyonunu üstlenmiş bulunan parti üyelerine ve üstünde mutabakata varılacak bir heyete teslimine ve onlar tarafından korunmasına, tarafların ise parti ismi ve amblemini kullanmamasına karar verildi. "Atılım Kongresi" ve "12. Kongre" isimleriyle toplanan tarafların siyasal faaliyetlerini sürdürmek için kendi belirleyecekleri biçim ve adlandırmalar altında yollarına devam etmeleri de kararlar arasında yer aldı.

http://haber.sol.org.tr/soldakiler/tkpde-yol-ayrimi-haberi-94815

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 6
20.07.2014- 10:53

TKP’deki tartışma, beklendiği gibi bölünme ile sonuçlanmıştır. Bölünme tabii ki üzüntü vericidir. Türkiye sosyalist hareketi bölünmelerden çok çekmiştir. Ben parti dışı bir komünist olarak bu partinin içindeki tartışmaları ancak dışarıya yansıdığı kadarıyla biliyorum. Dışarıya yansıyanlar ise, partinin bölünmesi için asla yeterli değildir. Ben tarihsel TKP geleneğinden gelen birisi olarak, komünist eğitim almış birisi olarak, böyle yüzeysel nedenlerle hareketi bölmeyi asla onaylayamam. Komünist tavır, parti disiplinine uymaktır. Her türlü tartışma parti içinde iyi niyetle yapılabilir ve ortaya çıkan karara herkes uyar. Kalkıp fraksiyon yaratmak, ayrı kongre toplamak ve partiyi bölmek, ancak öze yönelik ciddi ayrılıklar olması halinde anlaşılabilir. Görünürde böyle bir durum yok.

Dışarıya yansıdığı kadarıyla ayrılık, Gezi olaylarının dinamiğini oluşturan kesimin, yani gençlik, öğrenci ve kadın hareketlerinin kitleselliği karşısında ezilmekten, bunu neden biz başlatamadık ve neden bu dinamik kitleyi içimize alıp güçlenemedik diye sormaktan ileri geliyor.

Bunu sormadan önce yapılması gereken ise, Gezi başkaldırısının nedenlerini sorgulamaktır. Gezi hareketi sınıfsal bir hareket midir? İşçi sınıfı tarafından mı yapılmıştır? Yoksa bu hareket küçük burjuva damgası mı taşıyor? Bu hareket sırasında sosyalist sloganlar mı ortaya atıldı? Bunları sorduğunuz aman, bu hareketin işçi sınıfı hareketi olmadığı, başı genelde öğrenci gençliğin çektiği, hedefin sosyalizm değil, baştaki diktatörün keyfi uygulamaları olduğu kolayca görülür. Şimdi bu kesimi mi işçi sınıfı partisi olduğu iddiasındaki bir partinin içine alıp özümseyeceksiniz? Bunlar komünist partisine katılacak gruplar mıdır? Katılsalar bile komünizmi benimseyecek gruplar mıdır? Ortada spontane bir hareket vardı. Eylemlere katılanların içinde her tür solcusu, liberali, ulusalcısı, hatta milliyetçisi, etnikçisi, hatta dincisi vardı. Şimdi bunları komünist bir harekete nasıl kazanacaksınız? İçlerinde kuşkusuz kazanılabilecek olanlar vardır, zaten mücadele içinde bunlar yerini bulur, su akar yatağını bulur. Bu spontan hareketin kitleselliğine imrenip, neden bunları partiye çekmedin demek olmaz. Zaten bu heterojen kitlenin tümünü partiye çekmek diye bir şey olmaz. Kazara gelseler, ortada parti filan kalmaz zaten, çünkü bunların çoğunluğunun hedefi sosyalizm olmadığı gibi, içlerinde açıkça anti-komünist olanlar da var.

Bu vesileyle, o yılları yaşamış birisi olarak 1968 dünya devrimci öğrenci hareketine değinmek isterim. Üniversitelerde başlayan bu hareket, tüm ülkelerde geniş taban buldu. O zaman geleneksel KP’lerin yöneticileri, gençliğin devrimci dinamiğini görememek, devrimci ruhu kaybetmek, bürokratlaşmak v.b. suçlamalarına uğradı. Türkiye’de de TİP’ten kopmalar oldu. Öğrenci gençlik Dev-Genç bünyesinde örgütlendi. Sonra da çeşitli fraksiyonlara bölündüler. Peki sonuç? Avrupa’da bu gençlik hareketi saman alevi gibi parladı ve sonra söndü. Hepsi sisteme entegre oldu. Türkiye’de ise hem bu gençlerin kendileri, hem o zaman yükselişte olan devrimci potansiyel harcandı. Üstelik bu gençler, Gezi’cilerden farklı olarak açıkça sosyalizmi savunuyordu.

Metin Çulhaoğlu 1968 kuşağından. Bunları bilmiyor mu? Üstelik kendisi daha sonra 1970’lerde TİP’te çalıştı. MDD tezlerine bile karşı çıkan, illa da sosyalist devrim diyen, hatta Troçkistlikle suçlanan birisi, işçi sınıfı kökenli olmayan bir takım başıbozuk hareketlerin peşinden gitmedi diye neden parti yöneticilerini suçluyor? Söyledikleri bana hiç inandırıcı gelmiyor da, kendisi buna nasıl inanıyor?

tekyoldevrim  |  Cvp:
Cevap: 7
21.07.2014- 17:43

Türkiye'deki komünistleri anlamak zor. Devrim için yola çıkıyorlar, hapis yatıyorlar, sürgünleri göze alıyorlar, hayatlarını bile hiçe sayıyorlar ama, bir türlü üç kişi biraraya gelip   anlaşamıyorlar.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 8
21.07.2014- 20:05

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Türkiye'deki komünistleri anlamak zor. Devrim için yola çıkıyorlar, hapis yatıyorlar, sürgünleri göze alıyorlar, hayatlarını bile hiçe sayıyorlar ama, bir türlü üç kişi biraraya gelip   anlaşamıyorlar.



tekyoldevrim, solcu olmak, komünist olmak hiç kolay değil. Adamlarda biat kültürü olmadığı için her konuyu bilinç süzgecinden geçirebiliyorlar ve bundan da çoğu zaman ayrılık çıkıyor. Bunlar zamanla aşılacaktır, sen dert etme:)

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]