Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kürt Ulusal Sorunu

ÖRSAN K. ÖYMEN/ Kürt sorunu nasıl çözülür?


“Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır” demek ile “Türkiye’de PKK sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır” demek, eşit derecede taraflı ve önyargılı bir yaklaşımdır. Türkiye’de “Kürt sorunu” da vardır, “PKK terörü sorunu” da vardır.

“Kürt sorunu”nun çözülmesinin birinci önkoşulu, PKK’nın terör eylemlerinin koşulsuz olarak son bulması, PKK’nın silahlarını koşulsuz olarak bırakmasıdır. Çünkü PKK’nın silahlı tehditleri altında mevcut soruna çözüm üretmek olanaklı değildir. PKK’nın, KCK’nın ve HDP’nin, “Siz şunu yapmazsanız, biz de insan öldürmeye devam ederiz” biçimindeki vahşi tavrını, Türkiye Cumhuriyeti devleti kabul edemez. Kimse yasa dışı terör örgütü PKK ile Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal güvenlik gücü olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aynı kefeye koyamaz.

“Kürt sorunu”nun çözülmesinin ikinci önkoşulu, müzakerelerin, on binlerce askeri, polisi ve sivili katletmiş bir terör örgütü ile değil, teröre bulaşmamış olan kişilerle yürütülmesidir. Hatta bu çerçevede müzakere bile anlamsızdır. Demokratik ilkelerin ve temel insan haklarının bir gereği olarak, Kürtlerin kültürel asimilasyonuna, üniter devlet yapısı korunarak, son verilmelidir. PKK da zaten bu şekilde tabandaki desteğini yitirir, marjinal bir örgüte dönüşür.

TANINACAK HAKLAR

Bazı haklar zaten Kürtlerin doğal haklarıdır. Nedir bu haklar? 1)Daha önce Kürtçe olan, sonradan Türkçeleştirilen köy, kasaba ve kent adlarının, tekrar Kürtçe olması. 2)Kürtlerin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturduğu illerde İlkokul, Ortaokul ve Lise’de, Türkçe ile birlikte, zorunlu Kürtçe derslerinin de olması. 3)Kürtlerin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturduğu illerdeki üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı, Kürt Kültürü ve Tarihi bölümlerinin açılması. 4)Kürtçe televizyon, gazete, dergi, kitap vs yayını konusundaki eksikliklerin ve aksaklıkların giderilmesi. 5)Kürtlerin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturduğu illerde İlkokul, Ortaokul, Lise ve Üniversite’de, Kürtçe’nin bilimsel bir dil haline gelmesi durumunda, ülkenin resmi dili olan Türkçeyle eğitimin zorunlu olması koşuluyla, seçmeli olarak, bilim, sanat ve felsefe alanındaki derslerin Kürtçe de alınabilmesi, seçmeli bağlamda anadilde eğitim hakkının tanınması.

“Kürt sorunu”nu çözmek adı altında bunların ötesinde yapılacak şeyler, Türkiye’yi iç savaşa götürmekten başka bir işe yaramaz. Çekoslavakya’nın Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak barışçı bir biçimde ayrılma sürecini veya Britanya’da İskoçya’nın bağımsızlığı için barışçı bir ortamda yapılan referandumu örnek gösterenler hayal aleminde yaşamaktadırlar. Her ülkenin ve bölgenin kendine özgü koşulları ve toplumsal yapısı vardır. Türkiye bir Orta Doğu ülkesidir ve burada oluşacak ayrılıkçı bir hareket Türkiye’yi, Yugoslavya’nın parçalanması sırasında yaşananlardan bile daha büyük bir felakete sürükleyecektir.

Benzer bir biçimde, “federasyon” ve “özerklik” gibi uygulamalar da Türkiye koşullarında gerçekleşecek şeyler değildir. Türkiye’yi İsviçre, ABD, Almanya ve Rusya ile karıştırmamak gerekiyor. Her ülkeyi kendi tarihi, koşulları ve yapısı içinde özel olarak değerlendirmek, genelleme yapmamak gerekir. Yerel yönetimlerin yetkisi artırılacaksa buda, üniter yapıyı bozmayacak biçimde, tüm ülkede yapılmalıdır. Bunu sadece Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde yapmak, o bölgeye özerklik ve ayrıcalık tanımak anlamına gelir.

Anayasa’daki “Türk” kavramı ile uğraşmak da anlamsızdır. “Türk” kavramı etnik bir kimliğe işaret etmez, etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese ve ulusun tamamına işaret eder. “Ben Almanım” (“I am German”), “Ben Fransızım” (I am French”), “Ben İtalyanım” (I am Italian), “Ben İspanyolum” (I am Spanish), “Ben Yunanlıyım” (I am Greek) demek ne kadar doğalsa, “Ben Türküm” (“I am Turkish”) demek de o kadar doğaldır. “Ben Almanyalıyım”, “Ben Fransalıyım”, “Ben İtalyalıyım”, “Ben İspanyalıyım”, “Ben Yunanistanlıyım” demek ne kadar saçmaysa, (Bu ifadeleri İngilizceye çevirmek bile olanaksız!), “Ben Türkiyeliyim” demek de o kadar saçmadır.

TERÖRÜN GÖLGESİNDE ÇÖZÜM OLMAZ

Ulusal bütünlük içinde Kürtlerin asimilasyonuna son vermek olanaklıdır. Ancak her şeyden önce PKK, KCK ve HDP terörün gölgesinde çözüm olamayacağını idrak etmelidir. Türkiye’de haksızlığa uğrayan sadece Kürtler değildir. Lazlar, Aleviler, sosyalistler, komünistler, ateistler, sosyal demokratlar, Atatürkçüler, Kemalistler onlarca yıldır bu ülkede baskı ve zulüm görmektedirler. Onlar bugün mücadelelerini nasıl siyasetle veriyorlarsa, Kürtler de öyle yapmalıdırlar.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
07.11.2014- 15:31

Kürt sorunu kapalı kapılar ardında konuşarak değil, yazarın söylediği gibi somut konularda ne yapılması konusunda görüşler açıklanarak çözülebilir. AKP ve kürt siyasi hareketi bu konuda neyi savunduğunu ortaya koyamıyor. Toplum bu konuları bilmezse, konuşmazsa barış nasıl olur belli değil. İki taraf da çözümden çok taktiksel bir tavır alıyor. AKP seçim kazanmak için çözümü kullanıyor, kürt tarafının ne yaptığını ise kürtler de bilmiyor.

abbas  |  Cvp:
Cevap: 2
07.11.2014- 18:51

TERÖRÜN GÖLGESİNDE ÇÖZÜM OLMAZ

Ulusal bütünlük içinde Kürtlerin asimilasyonuna son vermek olanaklıdır. Ancak her şeyden önce PKK, KCK ve HDP terörün gölgesinde çözüm olamayacağını idrak etmelidir. Türkiye’de haksızlığa uğrayan sadece Kürtler değildir. Lazlar, Aleviler, sosyalistler, komünistler, ateistler, sosyal demokratlar, Atatürkçüler, Kemalistler onlarca yıldır bu ülkede baskı ve zulüm görmektedirler. Onlar bugün mücadelelerini nasıl siyasetle veriyorlarsa, Kürtler de öyle yapmalıdırlar.


Sorunun çözümü silahın bırakılmasıdır. Silahlı güçlerle masaya oturulmaz. Bu yöntem silahın meşru hale getirilmesidir. AKP'nin günahları arasına silahlı terör örgütüne kazandırdığı fiili meşruiyet çalışması da eklenecek. İmralıda masaya çözüm değil, Türkiye'nin çözülmesi yatırılmıştır. İki müttefik bu konuyu konuşuyorlar.

kemalist  |  Cvp:
Cevap: 3
07.11.2014- 19:19

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

TERÖRÜN GÖLGESİNDE ÇÖZÜM OLMAZ

Ulusal bütünlük içinde Kürtlerin asimilasyonuna son vermek olanaklıdır. Ancak her şeyden önce PKK, KCK ve HDP terörün gölgesinde çözüm olamayacağını idrak etmelidir. Türkiye’de haksızlığa uğrayan sadece Kürtler değildir. Lazlar, Aleviler, sosyalistler, komünistler, ateistler, sosyal demokratlar, Atatürkçüler, Kemalistler onlarca yıldır bu ülkede baskı ve zulüm görmektedirler. Onlar bugün mücadelelerini nasıl siyasetle veriyorlarsa, Kürtler de öyle yapmalıdırlar.


Sorunun çözümü silahın bırakılmasıdır. Silahlı güçlerle masaya oturulmaz. Bu yöntem silahın meşru hale getirilmesidir. AKP'nin günahları arasına silahlı terör örgütüne kazandırdığı fiili meşruiyet çalışması da eklenecek. İmralıda masaya çözüm değil, Türkiye'nin çözülmesi yatırılmıştır. İki müttefik bu konuyu konuşuyorlar.



PKK ne yapılırsa yapılsın meşruiyet kazanamaz. AKP ile olan İmralı görüşmeleri PKK'ye güneydoğuda fiili üstünlük kazandırmıştır. Öcalan bu görüşmeleri bu yüzden yapıyor. AKP de bu yolla seçim kazanıyor. Al takke, ver külah durumu. Olan ülkeye oluyor da, bu devran bu haliyle nasıl sona erecek o belli değil.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]