Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Forum Arşivi

Laik, bilimsel, anadilinde eğitim için 8 Şubat’ta Kadıköy’e!

Alevi örgütlerinin ve Eğitim-Sen’in çağrısıyla 8 Şubat’ta   Kadıköy’de laik, bilimsel eğitim için Türkiye mitingi düzenleniyor.   Emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sol siyasi partilerin de katılım çağrısı yaptığı miting iktidarın muhalefete kapatmaya çalıştığı kent meydanlarından olan Kadıköy’de gerçekleşecek  

Resim Ekleme

AKP iktidarı döneminde yoğunlaşan   eğitimi gericileştirme politikalarına,   19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan ve türbanın ilkokula kadar inmesine, din eğitiminin yoğunlaştırılmasına ve okullarda laboratuvarlar yerine mescitlerin açılmasına yol açan kararlara karşı Alevi derneklerinin ve Eğitim-Sen’in çağrısıyla gerçekleştirilecek ‘Laik, bilimsel, anadilinde eğitim için Türkiye mitingi” 8 Şubat 13.00’da Kadıköy’de gerçekleştirilecek.

Miting gericiliğe karşı büyük bir buluşma olacak. Mitingin uzun bir süredir AKP’nin kent meydanlarını muhalefete yasaklama girişimi ile halka kapatılmaya çalışılan Kadıköy’de gerçekleştirilecek. AKP, halkın demokratik taleplerini kent meydanlarında dile getirmesini engellemek üzere   doğa talanı alanları olan Maltepe ve Yenikapı dolgu alanlarını işaret ediyor, Kadıköy başvurularına engel çıkarıyordu. Tüm Türkiye’den katılımla gerçekleştirilecek mitingi yasaklama konusunda diretemeyen AKP iktidarı 8 Şubat’ta Kadıköy’de yapılacak mitingde ise sahne kurulmasına izin vermek zorunda kaldı.

Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Eğitim-Sen’in ortak çağrısıyla düzenlenen mitingin çağrı metni:


12 yıllık AKP iktidarı boyunca hükümet eliyle ülkemizde hayatın her alanında adım adım bir gericileşme yaşanmıştır.

Gericileşmenin en yoğun olarak yaşandığı ve tüm aileleri etkilediği alanların başında eğitim alanı gelmektedir. Bugün AKP iktidarının eğitimi gericileştirme politikasından nasibini almamış hemen hemen kimse kalmamıştır.

Alevi toplumu bir bütün olarak eğitimin laik ve bilimsel olması gereğini yıllardır ifade etmektedir. Zorunlu din derslerinin temel bir insan hakkı ihlali olduğu gibi aynı zamanda bir eğitim hakkı ihlali olduğunu belirtmekte ve buna karşı mücadele etmektedir. Ne var ki eğitimdeki gericileşme zorunlu din dersini de kat kat aşmıştır.

Alevilerin yıllardır dile getirdikleri laik bilimsel eğitim talebi bugün artık tüm toplumun talebi olmuştur. Alevilerin taleplerine sessiz kalmanın bedelinin ne denli ağır olduğu tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır.

Şimdi artık birlik ve dayanışma içinde gericiliğe karşı tavır alma zamanıdır.

Eğimdeki Gericileşmeye Karşı 8 Şubatta Kadıköy’de buluşalım…

Eğitimde Gericileşmeye Hayır, Laik Bilimsel Eğitim istiyoruz Mitingimize Bekliyoruz.

8 Şubat Günü Saat 12’de Kadıköy’de Buluşuyoruz…

Laiklik, Demokrasi, Eşitlik, Özgürlük, Adalet İsteyen Dostlarımızı Demokratik Mitingimize Güç Vermeye Çağırıyoruz…

Zorunlu Din Dersi Bir İnsan Hakları İhlalidir…Zorunlu Din Dersi Asimilasyon Projesidir…
Zorunlu Din Dersi 12 Eylül Askeri Darbesinin Türk, İslam Projesidir

Zorunlu Din Dersi Aleviliği Ve Türkiye’deki Farklı İnançları Yok Etme Projesidir
AKP Hükümeti Hukuk Tanımıyor..

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kararını Uygulamıyor.

AKP AHİM Kararlarını uygulamaktan kaçıyor; Zorunlu/Seçmeli Din Dersleri ile eğitimi bir bütün olarak dinselleştirmek istiyor.

AKP düzenlediği sahte 19. Milli Eğitim Şurası ile Zorunlu din dersini ilk okul birinci sınıfa hatta ana okuluna indirmeye çalışıyor.

19. Milli Eğitim Şurası Alevilerin yıllardır Zorunlu din dersine karşı yürüttüğü demokratik meşru hukuki mücadelelerin antitezidir; yok sayılmasıdır.

19. Milli Eğitim Şurası Alevilerin AHİM Kapılarındaki hukuki kazanımlarının yok sayılması; hukuk ve adalet tanımazlığın sahte siyasi iradesidir.

Biz Aleviler Sosyal, Siyasal, Kültürel, İnançsal Yaşamda Eşit Yurttaşlık İstiyoruz; Gerici Eğitime Hayır diyoruz.

Laik, Demokratik, Bilimsel Eğitim İstiyoruz

Zorunlu Din Dersinin Kaldırılması İçin 8 Şubatta İstanbul’da buluşuyoruz.

Alevi Federasyonları olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Eğitim-Sen ile ortak yaptığımız mitinge Eşitlik, Özgürlük, Adalet İsteyen Demokrasi Dostlarını Demokratik Eylemimize Güç Vermeye Çağırıyoruz

Sendika.Org



umut  |  Cvp:
Cevap: 1
08.02.2015- 17:51

Eğitimde gericileşmeye karşı 'Birlik ve Dayanışma' mitingi

AKP'nin gerici eğitim politikalarına karşı bugün binler Kadıköy'de yapılacak mitingde buluşacak.

Resim Ekleme

GÜNCELLEME 16:36

Mitingde yapılan konuşmaların ardından Alevi Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Baki Düzgün 5 düzenleyici kurum adına basın açıklamasını okudu. AKP'nin dinci politikasının artık tehlikeli bir aşamaya ulaştığını belirten Düzgün "Karanlıktan aydınlığa çıkmak için bütün güçlerimizin seferber edeceğimizin bilinmesini istiyoruz" dedi.

Düzgün'ün okuduğu basın açıklaması şöyle:
"Laik eğitim hangi dinden inançtan etnik kimlikten olursa olsun tüm yurttaşların eşitliğini garanti eden bir sistemdir dolayısıyla din ve inanç farklılıkları üzerinden toplumu bölüp birbirine karşı kışkırtmayı değil toplumda farklı inançları eşitçe yaşaması birbirine saygılı olması ve hoşgörü ortamı yaratılması açısından görevler yükler kısaca laik eğitim eşitlikçi özgürlükçü demokratik bilimsel anadilde ve nitelikli eğitimi güvence altına almayı gerektirmektedir.

Eğitimin tek başına laik olması elbette yeterli değildir. Devletin uzun yıllardır yürüttüğü türk-islam sentezi politikaları herkesin devlet karşısında eşit yurttaş olmasını engellemiştir. Siyasal tarihimiz bu ayrımcı yaklaşımın büründüğü katliamlar faili mechul cinayetler ve baskılarla doludur. Çorumdan Roboski'ye marştan Cizre'ye Sivas'a kadar bizleri katletmek isteyenlerin elleri her an tetikte olmuştur. Bugünde AKP'nin dinselleştirme politikaları ve söylemleri her türlü adaletsizliğe zulme ve zorbalığa ortak koşmaktadır.

Düşünün ki Soma Ermenek inşaat şantiyeleri katliam alanlarına dönüşüyor. Hükumet kader açıklaması yapıyor. İşçi patrondan hakkını istiyor patron ise hepimiz din kardeşiyiz diyor. Meslek liseleri Anadolu sermayesine adeta köle olarak sunuluyor. Bu emek sömürüsünün üzeri dindar nesiller yetiştireceğiz denilerek örtülüyor. Üniversitelerde özgür bilim özgür düşünce ortadan kaldırılıyor. İŞİD'çi çetelere kol kanat geriliyor. Kadınlar tacize tecavüze uğruyor ve hatta öldürülüyor. Cumhurun başkanı çıkıp “fıtratımız farklı” diyor. Beraber geldik biz bu yollarda şarkıları söylüyor. Hırsızlık yağma talan yalan vurgun diz boyu gidiyor. Sarayın bahçesine halka açık cami yaptırıyoruz diyerek kendini savunuyor. Ali'yi sevmek alevilikse ben en büyük aleviyim açılımı yapıyor. İsteseniz de istemeseniz de Osmanlıcayı öğreneceksiniz diyor. Bu ülkenin yurttaşı ermeniler eşitlik talep ediyor. Devletin en tapesinden affedersiniz ermeni ırkçılığı etrafında saçılıyor. Bir iftar menüsüne en lüks otellerde asgari ücretin yarısına iftarlarını açıp yoksulun hakinden anladık çok şükür diyorlar. Türkiye'nin egemen güçleri işçilerin emekçilerin kanı üzerinden emek sömürüsü üzerinden işlettikleri zulüm çarkını inşa ettikleri sahte inanç sistemiyle güçlendirerk en ginliklerini sürdürüyorlar. Tam da bu nedenle laiklik din istismarcılarının dinsizlik iddiaları olarak karşımıza çıkarılıyor. Oysa laiklik dinsel inançların özgünlüğü ve varlığı içinde en temel güvencededir. Laik olamanın temel prensibi başkalarının inançlarına saygılı olmak, aklı ve bilimi rehber edinmektir. Hangi dinden hangi inançtan olursa olsun her insanın değerli olduğunu bilmek ve buna saygı göstermektir. Nerede gerçek anlamda laiklik varsa orada gerçek anlamda din ve vicdan özgürlüğü vardır. İktidarın milli eğitim şurasında aldığı kararlar eğitim sisteminin nereye götürülmek istendiğini açıkça göstermektedir. İlkokuldaki zorunlu din dersi Osmanlıca dersleri okulları cezaevine dönüştüren, öğrenci ve öğretmenleri hedef haline getiren bu kararları onaylamak mümkün değildir. AKP hükumetinin eğitimden başlayarak toplumsal yaşamın bütün alanlarına nüfuz eden siyasal İslamcı politikaların örneklerini ancak faşist diktatörlüklerde görebileceğimiz baskı ve yıldırma politikaları tehlikeli bir aşamaya gelmiştir. Bizler alevi örgütleri sendikalar meslek örgütlerinden oluşan emek ve demokrasi güçleri tehlikenin farkındayız. Karanlıktan aydınlığa çıkmak için bütün güçlerimizin seferber edeceğimizin bilinmesini istiyoruz."
Baki Düzgün açıklamayı "Biz aleviler ve ötekileştirilenler ayrıcalık istemiyoruz ayrımcılığın son bulmasını talep ediyoruz. Biz aleviler tüm insanlığın dili ve rengi ne olursa olsun eşit olduğuna inanıyoruz. Bizler bu ülkede yaşayan herkes için ayrımsız eşit yurttaşlık talep ediyoruz. Bu talep demokratım diyen her insanın talebidir" ifadeleriyle bitirdi.

Basın açıklamasından sonra sahneye müzisyenler çıktı.


GÜNCELLEME 13.44

Miting başlamasına rağmen alana girişler devam ediyor. Taraftar grupları, köy dernekleri, partiler Kadıköy Meydanı’nı doldurmaya devam ediyor.

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Laik ve bilimsel eğitim için 'Birlik ve Dayanışma' mitingi


GÜNCELLEME: 11.35

Miting alanına doğru yürüyüş başladı. Alevi örgütleri kortejin en önünde yürüyor. Birleşik Haziran Hareketi kortejinde "yaşasın birlesik mücadelemiz" ve "Hırsız katil AKP" sloganları atılıyor.

Resim Ekleme

Resim Ekleme


Resim Ekleme



Kadıköy mitingine ilişkin tüm gelişmeler soL'da olacak...

Miting öncesi ilk toplanmalar başlıyor...

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 2
08.02.2015- 18:03

Alevi vatandaşların en doğal haklarını dahi 90 yılı aşkın gasp eden ve etmektede direnen devlet ve temsilcisi iktidara lanet olsun. Neden hala sorunlarımızın çığ gibi büyüdüğü anlaşılıyor. Devlet ve temsilcisi ikdida devamlı inkar ve asimilasyon üzerinden politika yapıyor.

proleter  |  Cvp:
Cevap: 3
08.02.2015- 18:36

On binler yasaklara, asimilasyona karşı Kadıköy'deydi

Laik ve bilimsel eğitim talebiyle Kadıköy'de düzenlenen mitinge katılan on binlerce kişi taleplerinin arkasında olduklarını, artan gericiliğe sessiz kalmayacaklarını gösterdi.

Miting için başta Aleviler olmak üzere binlerce işçi ve emekçi iki koldan alana yürüdü. Saat 11.30 sularında Numune Hastanesi ve eski Salı Pazarı'nın bulunduğu bölgeden emekçiler alana geldi.

Numune Hastanesi kolunda başta eğitim emekçileri olmak üzere KESK ve HDK bileşenleri yer aldı. Ayrıca Devrim Cephesi Platformu, Emek ve Özgürlük Cephesi, UİD-DER, SODAP bu koldaydı. Eğitim emekçileri bir dizi kentten miting için gelirken BES, SES, Tüm Orkam Sen de kortejde yer aldı. Sınıf devrimcileri de Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu pankartıyla bu koldaydı. DİSK ve TMMOB ise yürüyüş kolunda yer almazken kitleye meydana girişte dahil oldu.

Salı Pazarı kolunda da başta PSAKD olmak üzere Alevi örgütleri ve Birleşik Haziran Hareketi bileşenleri gibi ilerici güçler yer aldı.

“Karanlığa teslim olmayacağız!”, “Laik bilimsel eğitim”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarının sıklıkla atıldığı mitingde gerici eğitim politikalarına duyulan tepki kendini gösterdi.

Miting programı başlarken “Suskun toplum kaybeder” denerek haklar için mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.

Kemah, Tokat, Ardahan, gibi birçok yöreden Alevi örgütleri, emekçiler alanda buluştu.

Program devrim şehitleri için saygı duruşu ile program başladı. Sivas Katliamı'nda, Haziran Direnişi'nde katledilenlerin isimleri sayılarak “burada” diye haykırıldı.

PSAKD Semah Ekibi'nin semah dönmesiyle program başladı.

Gericiliğin geçmişe dayandığı, Çorum'u, Maraş'ı yakanların, Haziran Direnişi’nde gençleri katledenlerin aynı olduğu vurgulanarak “Muaviye soylu iktidar”a karşı bu halkın sessiz kalmayacağı ifade edildi

“6 yaşında çocukların başlarını örtmeye başladılar” denildi ve buna izin verilmeyeceği söylendi.

Sanatçılardan, direnişçi işçilere, Alevilerden Kürtlere binlerce kişi talepler için birleşti.

Çarşı grubu alana meşaleler yakarak girerken kitle de selamladı. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu da alana bu koldan katıldı. Erdal Erzincan, Eşber Yağmurdereli, Sadık Gürbüz, Ferhat Tunç ve bir dizi sanatçı da mitinge katıldı.  

Maltepe Hastanesi'nde sendika hakkı için direnişlerini sürdüren 98 işçi ile sendika değiştirdikleri için işten atılan ve 105 gündür direnen Ülker işçileri de mitingde yer aldı.  

Maltepe Hastanesi'nde sendika hakkı için direnişteki 98 işçi, sendika değiştirdikleri için işten atılan ve 105 gündür direnen Ülker işçileri de mitingdeydi.

“AKP'nin yasakları birleşerek parçalandı”

ABF Genel Başkanı Fevzi Gümüş “meydanların boş bırakılmayacağını gösterdiniz” dedikten sonra

bugün işçiler, Türkiye'nin emekçileri, ülkenin her yanında emeğiyle geçinenler olarak alana gelenleri selamladı.

“Sarılması gereken yaralarımız olduğu için alanlardayız” diyerek mezhepçi politikaların sürdüğünü söyleyen Gümüş, IŞİD gibi çetelerle birlikte hareket edilmesini eleştirdi.

Gümüş, “seçmeli” adı altında yeni din derslerinin hayata geçirilmesine değindi. “AKP'ye bir uyarıda bulunuyoruz” diyen Gümüş Alevilerin örgütlü olduğunu, kafa kesen IŞİD'çilerle işbirliği içinde ülkenin karanlığa götürülmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

AKP'nin yasaklarının birlikte mücadele ile parçalandığını, yasaklı Kadıköy Meydanı'nın da bu mücadele ile açıldığını söyledi.

“Yaşam için ölenlere selam olsun” denerek “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganı atıldı.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca “Bugün eğitimde ve toplumda gericileşmeye karşı bu meydanı doldurduk” diyerek laik, bilimsel anadilde eğitim talebini yineledi. AKP'nin adım adım eğitimi gericileştirmeye çalıştığını söylerken, inancın da istismar edildiğini vurguladı.

Karaca konuşurken “İmam da hatip de olmayacağız!” sloganı atıldı. “Bizi geri götüremeyeceksiniz” diyen Karaca bugün alana çıkan örgütler ve binler olarak buna karşı duracaklarını söyledi. “Milli Eğitim Şurası olmaktan çıkıldı” diyen Karaca greve/boykota çağrı yaptı. “Öğrenciler boykota, öğretmenler greve!” sloganı hep bir ağızdan haykırıldı.

“Ya hep birlikte karşı duracağız ya da iktidarın yaşamasına izin vereceğiz”

Alevi Dernekleri Federasyonu adına konuşan Rıza Eroğlu da taleplere karşı dayatmaların sürdüğünü söyledi. “Bu iktidarın derdi sorunu çözmek değil” diyen Eroğlu, iktidarda kalmak için adım atılır gibi yapıldığını söyledi ve “Ya bu iktidara karşı hep birlikte duracağız ya da bu iktidarın yaşamasına izin vereceğiz” dedi.

ABV Genel Başkanı Remzi Akbulut ise Alevilerin inanç hakları yok sayılırken AKP'nin kendine göre yorumladığını ifade etti. AİHM kararlarını uygulayan belediye yönetimlerini selamlayan Akbulut “Neyin Alevi Çalıştayı'nı yapıyorsunuz” sorusunu sordu. Akbulut “Abdullahlar’ın Ethemler’in sesi olmak için buradayız” diyerek eşitlik, özgürlük için mücadele ettiklerini söyledi. “Bu tabloyu görsün” diyen Akbulut, Erdoğan'ı eleştirirken uzun süre kitleden yuh sesleri yükseldi. “Hırsız Tayyip!”, “Hırsız katil AKP!” sloganı uzun süre tekrarlandı. Yeşilbağ okulunun imam hatibe dönüşümüne karşı mücadele eden veliler selamlandı.

Haziran Direnişi’nde katledilen Mehmet Ayvalıtaş'ın babası da mitinge katıldı. Baba Ayvalıtaş “Parçalanmayın, birbirimize sahip çıkalım ki şaha kalkalım” dedi. Mitingin ortak açıklamasını yapmak üzere söz ABF Genel Başkan yardımcısı Baki Düzgün'e verildi.

Açıklamada toplumun tüm ezilen kesimlerinin talepleri yok sayıldığı söylenerek bütün inanç ve kesimlerin talepleri karşılana kadar mücadelenin süreceği ifade edildi. Öğrencilere baskı yapılması eleştirilerek “Zorunlu din dersi zuldür, işkencedir” dendi. Laik eğitim için eşitlikçi, özgürlükçü eğitimin garanti altına alınması gerektiğini vurgulayan Düzgün, Çorum'dan Roboski'ye, Sivas'tan Agos önüne aynı politikaların taşıyıcılarının ellerinin hep tetikte olduğunu söyledi. Soma ve Ermenek'teki iş cinayetlerine de değinen Düzgün, işçilere uygulanan baskılardan üniversitelerde IŞİD'çi çetelerin saldırılarına, kadın cinayetlerine değindi.

“Tüm insanların dini ne olursa olsun eşit olduğunu düşünüyoruz” diyerek herkesin haklarının sağlanması istendi.

“Diyanet İşleri Başkanlığı derhal kaldırılmalıdır” diyen PSAKD Genel Başkanı Müslüm Doğan da bu olmadan özgür ve demokratik bir ülkenin olmayacağını söyledi. “Bu asimilasyondan vazgeçin” diyerek her çalıştaydan asimilasyon için yeni bir politika şekillendiğini söyledi.

Hasan Sınırtaş'ın Alevi mitinglerine katıldığı için tutuklandığı ifade edilerek bayrağı devralan kardeşinin alanda olduğu söylendi. Tüm onurlu tutsaklara selam olsun denerek “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganı atıldı.

Liselilerden boykota çağrı

Liseliler diğer öğrencileri, zorunlu din dersine ve 4+4+4 eğitim sistemine karşı 13 Şubat'ta boykota katılmaya çağırdı. Miting deyişler ve Agire Jiyan'ın dinletisiyle tamamlandı. Agire Jiyan sahneye çıkmadan Berkin Elvan'ın ailesi de kitleyi selamladı. Uzun süre “Berkin Elvan 15'inde bir fidan!”, “Berkin Elvan ölümsüzdür!” sloganları atıldı. Agire Jiyan'ın ardından Mamak PSAKD Semah Ekibi ile program tamamlandı.

Yağmura rağmen binlerce işçi ve emekçi miting sonuna kadar alanda kalarak gericiliğe karşı mücadeledeki kararlılığını gösterdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

proleter  |  Cvp:
Cevap: 4
08.02.2015- 18:38

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 5
08.02.2015- 20:56

Laik eğitim için Kadıköy'de büyük buluşma

Birleşik Haziran Hareketi, Eğitim-Sen ve Alevi örgütlerinin çağrısıyla bugün laik ve bilimsel eğitim için İstanbul Kadıköy'de büyük miting yapılıyor.

Resim Ekleme
Sami Menteş/Seda Karatabanoğlu/Rıfat Doğan/Habibe Kılıç/Merve Bahtiyar - İleri Haber

Güncelleme14:57

Yürüyüşe katılanlar arasında Haziran direnişi sırasında ekmek almaya giderken polisin attığı gaz kapsülüyle yaşamını yitiren Belkin Elvan'ın ailesi de bulunuyor

Resim Ekleme
Fotoğraf: Erkut Temirkıran

Güncelleme14:50

On binler Kadıköy'de laik ve bilimsel eğitim için buluştu.

Resim Ekleme

Fotoğraf: Zafer Çimen

Güncelleme14:44

Resim Ekleme

Güncelleme 13.40

Resim Ekleme

Güncelleme 13.27

HTKP MK üyesi Erkan Baş, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün, Kadir Gökmen Öğüt, Musa Çam, Sezgin Tanrıkulu, Aykut Erdoğdu, Müslim Sarı, Haluk Eyidoğan, HDP milletvekillleri Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel de Kadıköy'de.

Güncelleme 13.24

Kadıköy'de miting alanının yukardan görünüşü. Alana giriş devam ediyor.

Resim Ekleme

Güncelleme 13.17

On binler Kadıköy'de buluştu. Alana girişler devam ediyor. Kadıköy'de son dönemin en büyük eylemi yapılıyor.



denizcan  |  Cvp:
Cevap: 6
08.02.2015- 21:03

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme


[img]http://ilerihaber.org/images/h-2(1).jpg[/img]

[img]http://ilerihaber.org/images/h-1(2).jpg[/img]

Güncelleme 11.47

Kadıköy'de "yobazlığa faşizme karanlığa geçit yok", "bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganları atılıyor.


Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

İstanbul Kadıköy bugün laik ve bilimsel eğitim talebiyle büyük buluşmaya ev sahipliği yapıyor. ‘Eğitimde Gericileşmeye Karşı Dayanışma ve Birlik Mitingi’ adıyla yapılan buluşmaya büyük katılım bekleniyor.

Birleşik Haziran Hareketi, Eğitim-Sen ve Alevi örgütlerinin çağrıcısı olduğu mitinge birçok siyasi parti de destek veriyor.

Saat 11.00'de Haydarpaşa ve Eski Salı Pazarı yönlerinden kortejlerin yürüyüşü başlayacak. Kadıköy Meydanı'ndaki mitingin başlama saati ise 13.00.

Bugünkü mitingin ardından 13 Şubat Cuma günü bir günlük okul boykotu yapılacak. Miting ve boykotta öne çıkacak talepler şöyle:

*19.Eğitim Şura’sının tüm kararları yok sayılsın.

*Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın.

*Okulların imam hatipleştirilmesi durdurulsun.

*Eğitim müfredatı bilimsel temelde yenilensin.

*Öğrencilere yönelik her tür dini ayrıcılık ve baskıya son verilsin.

Resim Ekleme

umut  |  Cvp:
Cevap: 7
09.02.2015- 10:26

Kaç yanlış kaç doğruyu götürür?
Aydemir Güler



Ya da AKP karşıtlığı ayıp örtmeye yeter mi?

8 Şubat mitingi, 2013 Haziran ortasında düzenlenen bir önceki Alevi buluşmasına göre çok kalabalıktı. O dönem Gezi direnişinin gölgesinde kalmıştı Alevi kurumları. Gençlik akın akın mücadeleye koşarken ve toplumun farklı kesimleri kucaklaşırken muhalefetin mevcut kurumsallıkları topluca gerisine düşmüşlerdi gelişmelerin.

Konumuz o zaman değil, bugündür. Dolayısıyla karşılaştırmalı başarı tarifinin ötesine ihtiyacımız olduğu da kesin.

8 Şubat Kadıköy mitingi nicel olarak Haziran direnişinden bu yana Türkiye ilericiliğinin en güçlü geri dönüşü olmasıyla önem taşıyor. Bu bir. Ancak, Haziran direnişinin yükselttiği eşiği hatırlayınca başarının nicel ölçütü çoğunlukla buruk bir tad bırakacaktır. Bu da birinci belirlemenin zorunlu eki...

soL'un iddiasını hatırlayalım hemen: Türkiye AKP rejimine sığmaz. Kadıköy'den bizim çekeceğimiz resim budur. Bu resim perspektifimizle uyumlu olacaktır.

Ama diğer yandan miting dediğiniz şey niceliğin yanında aynı zamanda politik bir niteliktir. Bu nitelik ayrıca tartışılmalıdır.

Semah gösterisi öncesinde kürsüden yapılan “sunuşu” hatırlatırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak. Denen mealen şuydu: “Semah ibadettir. İbadet olduğu için alkışlanmadan izlenmelidir.”

Semahın ibadet olup olmadığı tartışılır. Ama ibadet sayılan bir performansın siyasi bir toplantıya taşınmasının nesini tartışalım! Olsa olsa bunun “bilinçli gericilik” olduğunun ayırdında olmayanları tartışabiliriz. Mümkün olmanın ötesinde bu durum çok yaygındır. Temel bilgilerin farkında olmayan bir solculuk türü var memlekette...

Din siyasetin dışına çıkacak. Hangi din, hangi inanç, hangi ritüel olursa olsun! Bu temel kuralın ihlal edilmesi, karşı tarafın kürsüye çıkıp dua okumasını meşrulaştırır. Bu kadar basit.

Ama burada duramayız. Semah, solun eyleminde, şenliğinde olmasın mı, hakikaten? Bu sorunun kapısına gelip de etrafından dolanamayız. Türkiye ilericiliğinin bu soruya verecek biricik yanıtı olsun'dur! Olmalıdır, çünkü halkın kültürünü kapsamayan, içermeyen bir ilerici siyaset olmaz. Kültür içeri, din dışarı. Demek ki, ilericilik, kimileri dinsel inanışlarla iç içe bir tarihsel oluşuma sahip kültürel öğeleri dinin dışında görür, dinin dışına çeker. On binlerce insan toplanır ve o performansa ayin değil, sanat diye bakarsa dinin dışına çekme işlemi yapılmış demektir. Kaldı ki başka türlüsü de mümkün olamaz. On binlerce insan, bir ayin izlemeye mi gitmiştik Kadıköy meydanına? Bizim niyetimiz eğitimin dinselleştirilmesine karşı çıkmaktı. Niye gidelim, o halde? Ayrıca, aklı başında insanlar ne diye ibadetlerini sergilesinler? Semahı ibadet sayan ve sergilemeye itiraz edenler var; bunlar daha fazla saygı hak ediyorlar...

Burada da duramayız. Aralık ayında düzenlenen Eğitim Şurası saldırısının Alevilikle göğüslenmesi tuzağa düşmek değil balıklama atlamak anlamına gelir. Yoksa bu, AKP'nin açtığı tuzak mıydı?

Zorunlu Sünni eğitimine Alevilerin karşı çıkması, çok yetersiz bir durum olur. Düzenleme, başkalarının yanısıra Alevilere de tam boy bir saldırıysa eğer -ki öyle- geri püskürtmek için toplumsal bir karşı çıkışın örgütlenmesi gerekir. Yoksa herkes kendi “dinini” öğrensin deyip işin içinden çıkmaya kalkabilir kimileri. Oysa dinin toplumsal yaşamı, eğitim düzenlemelerini vs belirlemeye başladığı yerde özgürlük yoktur. AKP'ye karşı mücadele simetrik kimliklere dayanarak verilemez. Bizim sözümüz “benim Kâbem insandır” olabilir ancak.

Bu tuzak ilk kez Pazar günü Kadıköy meydanında kendini göstermedi. Kimi sol gruplar ilginç bildiriler dağıttılar öncesinde. Üstüne boydan boyan Ali'nin kılıcının resmedildiği bir bildirinin içinde de doğal olarak İslam içi mücadelelere atıflardan, bir türlü emekçilere sıra gelmez. Bana sorarsanız, eğitimin dinselleştirilmesi, en çok sosyal hakları budanan, sağlığa, konuta erişimi zorlaşan emekçileri avutmaya yönelik bir saldırıdır ve basbayağı sınıfsaldır. AKP'nin eğitim şurası sermayenin işçi sınıfına saldırısıdır!

Solun bir bölümünün bunun farkında olmadığı anlaşılıyor.

Son söyleyeceğimi daha önce yazdım. Dinci faşizmin eğitime saldırısına karşı çıkmak için “anadilinde eğitim” de istemek, eğer bir şaşkınlığın yansıması değilse, art niyetlidir. Anadil önündeki tüm yasal ve sosyal engellere karşı mücadele eden biz komünistlerin üstün yanlarımızdan biri de, yüzeydeki görüntünün altına duyduğumuz sonsuz merak olmalı. Atla deve değil, bitirirken söyleyeceğim: AKP bugün anadilde eğitim hakkına saldırıyor değil. Aralık Şurasında bu konuda kimsenin üstüne yürümediler.

Seçimden önce, daha doğrusu Newroz 2015'te Kürt sorununda çözüleceği söylenen ne olabilir sizce? Eğer dile dair bir adım atılırsa, “eğitim henüz bilimsel ve laik olmadı, ama hiç olmazsa anadilin özgürleşmesi yönünde kazanım elde edildi” diye sevinmeleri mi istenecek, dünkü mitinge katılanlardan?

Neyse ki bu kadar yanlış bile 8 Şubat mitinginin doğrularını götürmeye yetmedi.

Bir koşulla; mitingden sonra yani şimdi, boykota gittiğimizi unutmamak kaydıyla... 13 Şubat Cuma günü yukardaki ayıpları okullarda örtmek için bir şansımız daha olacak.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 8
10.02.2015- 12:33

Çok görkemli bir mitingti. Bugüne kadar Kadıköy'de katıldığım mitinglerin en görkemlisiydi diyebilirim. AKP'nin tüm gerici saldırılarına rağmen umutsuz olmayan çok geniş bir kesimin Türkiye'de var olduğunun bir göstergesiydi, bu miting. Solun tüm renkleri, alevi örgütleri CHP ve HDP, ayrıca BHH bu mitingi gerçekten çok renkli bir hale getirmişti. İlginç fotoğraflar da vardı. Bu mitingte M.Kemal ile Öcalan posterleri de yan yanaydı ve tek bir sorun da ortaya çıkmadı. Daha ilginci ay yıldızlı bayrak, CHP bayrağı ve HDP bayrakları taşıyan kişilerin omuz omuza verip halay çekmeleriydi.

Türkiye'de AKP gericiliğine boyun eğmeyecek çok önemli bir kitle var. Bu tartışılmaz bir gerçek. Sorun, bu kitlenin sol-sosyalist bir öncülük şemsiyesi altında biraraya gelememesi ve sonuçta sol-sosyalist bir siyasetin kitlesel bir tavra dönüşememesinde yatıyor. Sosyalistlerin halletmesi gereken sorun da öncelikle bu. Kadıköy mitingi ''yenilmeyeceğiz'' duygusunu bize kazandırabiliyor, ama yeterli değil. Miting sonrası, mitinge katılanlar yine kendi farklılıklarını öne çıkartan bir siyasette direndikleri sürece dinci faşizmi geriletmek ve başımızdan defetmek o kadar kolay olmayacak.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]