FKF'li ve Kolektifçi gençlere Vatan'da işkence

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü'nden gözaltına alınan arkadaşlarına destek için Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde bekleyen Fikir Kulüpleri Federasyonu ve Öğrenci Kolektifleri üyesi 24 öğrenciye Emniyet Müdürlüğü yakınlarında işkence yapıldı. Öğrencilerin kafalarına silah dayayan polis, “hareket ederseniz öldürürüz” dedi.


A. Meriç Şenyüz - İleri Haber

Fotoğraf: Vergi Dairesi otoparkında bir buçuk saat işkence gören öğrencilerin polis tarafından çekilen bu fotoğrafı, “Şeffaf Emniyet Güçlü Türkiye” adlı Facebook hesabından, “Emniyet Müdürlüğü'ne araç kapısından girmeye çalışan DHKP-C'liler” diye servis edildi.

Dün (1 Nisan 2015) İstanbul Üniversitesi'nde gözaltına alınan arkadaşlarını karşılamak için Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ve Öğrenci Kolektifleri üyesi 24 öğrenci, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde İç Güvenlik Paketi'nin uygulanmasına bizzat yaşayarak şahit oldu. Vatan Emniyet'e yapılan silahlı saldırıda bir arkadaşları topuğundan yaralanan öğrenciler, saldırıdan sonra Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün otoparkına sığındı. 50 kadar silahlı sivil polis, otoparkı basarak öğrencilerin başına silah dayadı. Öğrencileri yere yatarak ters kelepçeye alan polisler, öğrencileri tekmeledi, üzerilerinde gezindi, “kafanızı oynatırsanız, kafanıza sıkarız” diyerek tehdit etti, dipçiklerle kafalarına vurdu, ağır hakaret ve küfürlerde bulundu. İstanbul Üniversitesi öğrencileri FKF'li Aybüke Ercihan, Alican Tüfenkoğlu ve Baransel Ağca yaşadıklarını İleri Haber'e anlattı.

AMBULANS BEKLERKEN POLİS BASKINI
Gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılacağı bilgisi üzerine Vatan Emniyet'e gittiklerini söyleyen Aybüke Ercihan, “Emniyet Müdürlüğü'nün karşı köşesinde diğer siyasetlerden arkadaşlarla gayet neşeli şekilde bekleşirken silah sesleri üzerine 'yetkili kişilerin' yönlendirmeleri doğrultusunda Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün otoparkına sığındık. Buradan güvenli şekilde çıkarılacağımız söylenmişti” diyerek anlatıyor kabusun başlangıcını... Alican Tüfenkoğlu, arkadaşları Mustafa Güneş'in ayağından yaralı olduğunu orada fark ettiklerini, ayağına bez bağlayarak ambulans beklediklerini söylüyor. Öğrenciler ambulans beklerken otoparkı 50 kadar silahlı sivil polis basıyor.

“KIPIRDARSANIZ BEYNİNİZİ UÇURURUZ”
Tüfenkoğlu, “polisler bizi ilk anda eylemci sanmış olabilir ama biz olayla ilgimiz olmadığını silah sesleri üzerine buraya sığındığımızı aramızda yaralı olduğunu” ilk anda söyledik diyor. Polisler, buna rağmen 'terör baskını' muamelesini sürdürmüş. Ercihan, “Silahlı polisler, bize kıpırdamamızı yoksa 'beynimizi uçuracaklarını' söyledi. Daha sonra hepimizi yüz üstü ve elleri arkada birleşecek şekilde tekme tokat hatta silahları ile vurarak plastik kelepçeler ile bağladılar” diye anlatıyor.

“YARALI ARKADAŞIMIZIN KAFASINA ÇUVAL GEÇİRDİLER”
Tüfenkoğlu, “Yaralı arkadaşımız Mustafa Güneş'i ambulansa götürmek yerine, kafasına çuval geçirip başına silah dayayarak örgüt soruları sormaya başladılar, arkadaşımız ilgisi olmadığını söylese de bu sorgu sürdü” diyor. Ercihan bu dakikalardan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Gözlerimizi kesinlikle açmamamızı, kafamızı bir santim dahi oynatırsak bizi öldüreceklerini söylediler. Bu sırada sürekli patlama sesleri duyuldu. Durduk yere tekmelenmeyen, kafasına silah dayanmayan, dipçik ile dövülmeyen, küfür edilmeyen kimse kalmadı. Bu sırada yaralı olan arkadaşımızı o halde bekletmekte, kafasına çuval geçirilmiş bir vaziyette saçma sapan 'örgüt' soruları sormakta idiler.”

“TERÖRİST OLACAĞINIZA OROSPU OLUN”
Tüfenkoğlu ve Ercihan ağır hakaretlere maruz kaldıklarını da anlatıyor. Ercihan şunları söylüyor: “Her birimizin plastik kelepçeleri kasti olarak sıkı tutuldu. Ellerimiz morardı, bileklerimiz kesildi. Buna ses çıkaranlar yine dövüldü, üstlerine basıldı. Daha sonra çantalarımız yerlere boşaltıldı, kimliklerimizin fotoğrafları çekildi ve yüzlerimizin yakın fotoğrafları saçlarımızdan bizleri tutarak çektiler, sonra yüzlerimizi yere vurdular. Sürekli 'sizleri burada öldüreceğiz, terörist olacağınıza orospu olun daha iyi, vatan hainleri' ve 'sizi öldürünce devrim şehidi mi olacaksınız eheh' tarzı alaycı konuşmalar ve hakaretlere maruz kaldık.”

NAMLUYA MERMİ SÜRDÜLER
Baransel Ağca, polisin korku ve panik içinde olduğunu kendilerini de korkutmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Sürekli silahların namlularına mermi sürerek korkutmaya çalıştıklarını belirten Ağca, “Arkadaşlardan bazıları çatışma başlayınca aceleden çantalarını yukarıda bırakmışlardı, bu çantaları bizim yanımıza getirip biz yerde ters kelepçeli biçimde yatarken yanımızda patlatarak bize gözdağı vermeye çalıştılar” diyor.

TERS KELEPÇE İŞKENCESİ
Küfredilmeyen kimse kalmadı diyen Tüfenkoğlu, yaklaşık bir-bir buçuk saat otoparkta sözlü ve fiziksel işkencenin sürdüğünü belirtiyor. Tüfenkoğlu, Ağca ve Ercihan, bir buçuk saat ters kelepçede kaldıklarını, muayene için götürüldükleri Haseki Hastanesi'nde kısa süre kelepçelerinin çözüldüğünü, sonra yeniden plastik kelepçe takıldığını toplamda 8 buçuk saat civarında ters kelepçede tutulduklarını belirtiyor. Gözaltında tutuldukları süre boyunca hakaretlerin sürdüğünü, su verilmediğini, tuvalete gitmelerine izin verilmediğini belirten öğrenciler, polis aracında 'ölürüm Türkiyem' vb. şarkıların dinletildiğini söyledi. İç Güvenlik Paketi'nin uygulanmasını bizzat yaşayarak gördüklerini belirten FKF'liler AKP'ye karşı mücadele azimlerinin sürdüğünü de vurguladı.

Yaralanan FKF’li Güneş: Polis bize doğru ateş açtı

Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne dün düzenlenen saldırı esnasında ayağından vurularak yaralanan FKF Genel Yürütme Kurulu üyesi Mustafa Güneş “Otoparka sığındığımızda beni arkadaşlardan ayırıp ayrıca saldırdılar. Sorgu değil öfke patlamasıyla karşı karşıya kaldım. Yaralı bacağıma sürekli vurdular. Bize doğru ateş açıldı” dedi.



Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan rehine olayından sonra İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ne yapılan baskında aralarında Fikir Kulüpleri Federasyonu ve Öğrenci Kolektifleri’nin de bulunduğu öğrenciler gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan arkadaşlarına destek olmak için gittikleri Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde dün yapılan silahlı saldırıda ayağından yaralanan FKF Genel Yürütme Kurulu üyesi ve İÜ temsilcisi Mustafa Güneş ve Aybüke Ercihan yaşadıklarını Genç Gazete’den Atınç Gürçay'a anlattı.

“ARKADAŞLARIMIZI BEKLİYORDUK”

Arkadaşlarının serbest bırakılacağı yönünde haber almaları üzerine Vatan Emniyet önüne gittiklerini belirten Aybüke Ercihan, “Biz o saatlerde arkadaşları bekliyorduk. Çıkmalarına az kala silah sesi duyduk. Görevlilerin yönlendirmesi ile Vergi Dairesi’nin otoparkına sığındık. Mustafa da ayağından kurşunla yaralanmış otoparka girince fark ettik. İki arkadaşımız da fenalaştı. Biz korkuyla beklerken elinde silahlarıyla 40 polis Organize Suçlarla Mücadele Şubesi polisleri “Eller yukarı diyerek” bizi yere yatırdılar. Bu sırada darp edildik. plastik kelepçe ile ters bir şekilde ellerimiz bağlandı. Yüzü koyun yere yatırıldık.” dedi.

“MUSTAFA’NIN YÜZÜNE ÇUVAL GEÇİRDİLER”

Saldırı olayına karıştığı düşünülen Mustafa Güneş’in durumunu anlatan Ercihan, “Yaralanan Mustafa arkadaşımızı sorgulamak istediler. Biz yüzükoyun yerde yatarken o normal olarak uzanmış pozisyondaydı. Operasyonu yapan timin amiri, haberlerde de çıktığı üzere 2 saldırgandan birisini Mustafa zannettikleri için sorgulamak istedi. Bu sırada nedensiz bir şekilde Mustafa’nın suratına çuval geçirdiler. Sorguladılar, hangi örgüttensiniz, bu saldırıdan haberin var mıydı, elebaşınız kim gibi sorular sordular. Sorguda bekletildikten sonra Mustafa hastaneye götürüldü.”

“BİZE DOĞRU ÇOK ATEŞ AÇILDI”

Yaralanan Mustafa Güneş, Vergi Dairesi’nde darp edildiğini ve silah dayatıldığını anlattı. Güneş, “Silah sesi olduğunu başta anlamadık duman ve barut kokusu ile fark ettik. Sesleri duyunca kaçmaya başladık arkadaşlarla. Bize doğru özellikle çok ateş açıldı. Koşmaya başladım, bir anda düştüm. Ne olduğunu anlamadım, arkadaşların yardımıyla tekrardan kalktım Vergi Dairesi’nin otoparkına sığındık. Birkaç sivil olduğumuz yere doğru baktı. Biz de ‘Burası çok karışık bizi tahliye edin’ dedik. Tamam dediler. Sonra polisler geldi. Diğer arkadaşları ters kelepçe yapıp, yüzüstü yatırdılar. Çantalarını kafalarına boşalttılar. Sürekli küfür edildi, herkes darp edildi. Kalkarsanız vururuz dediler. Ben de yaralı olduğum için ayrı bir yerde tutuldum. ‘Yaralı terörist ele geçirildi’ şeklinde davranıldı. Bir polis gelip ‘Şerefsiz arkadaşlarından biri öldü’ deyip güldü. ‘Sorgularken’ sürekli tekme yumruk attılar. Özellikle yaralandığım bacağına sık sık tekme attılar. Bir ara silahı uzatıp sorulara cevap vermemi istediler. Olayla ilgim olmadığını söyledikçe öfke patlamaları ile karşı karşıya kaldım. Bir ara dayanamayınca bir montu suratıma attılar, kollarını bağladılar. Özellikle yaralı bacağıma sürekli vurdular.” dedi.

AKP 12 Eylül faşist cuntasını aratmıyor!



AKP Türkiye'yi terörle yönetmeye başladı. 12 Eylül faşist cuntasının toplu gözaltılarda kullandığı yöntem AKP polisi tarafından da kullanılmaya başlandı.

Dün İstanbul Üniversitesi'nde gözaltına alınan öğrenciler Emniyet'te ters kelepçelenerek yerlere yatırıldı.

İstanbul Üniversitesi'nde polis saldırısıyla gözaltına alınan öğrencilerin Emniyet'te nasıl bir muameleye maruz kaldığı ortaya çıktı.

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde dün gözaltına alınan arkadaşlarını karşılamaya giden üniversiteliler darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğenciler ters kelepçe takılarak yüzüstü yatırıldı.

Dün İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ne giren polis onlarca üniversiteliyi gözaltına aldı. Gözaltındaki arkadaşlarını karşılamak için Vatan Emniyet Müdürlüğü önüne giden üniversiteliler de polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınan 18 üniversiteliye ters kelepçe takılırken polis, gözaltındakileri avukatlarıyla görüştürmüyor, avukat isteyenleri ise darp ediyor.

 

12 Eylül döneminde yaşanan toplu gözaltılardan

''Yere yatırarak muhafazaları sağlanmıştır"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, ters kelepçeli şekilde yere yatırılan öğrenciler ile ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada "Yere yatırılarak bölgeden uzaklaştırılma konsepti geliştirilerek, muhafazaları sağlanmıştır" ifadeleri kullanıldı.




İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltındaki arkadaşlarını bekledikleri sırada, emniyete yönelik silahlı saldırı sonucu Vergi Dairesi’nin otoparkına kaçan 18 öğrencinin ters kelepçeli şekilde yüzükoyun yere yatırılması ve işkence görmesi tepki çekti. Meclise de taşınan olayla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü açıklama yaptı. Yapılan açıklamada “Grubun can güvenliğini sağlamak gayesiyle yere yatırılarak bölgeden uzaklaştırılma konsepti geliştirilerek, güvenli bir alanda muhafazaları sağlanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün açıklaması şöyle:

“02.04.2015 günü bazı basın yayın organlarında “Dokuz Saat Ters Kelepçeyle Bekletilen Öğrenciler Anlattı” şeklinde yer alan haberler ile ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilmesi ihtiyacı duyulmuştur.

Çağlayan Adliyesinde DHKP/C terör örgütü mensuplarınca yapılan terör saldırısına destek vermek amacıyla İstanbul Üniversitesi ve Adli Tıp binası önünde gözaltına alınan 64 kişi ile ilgili 01.04.2015 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Hizmet Binası önünde gözaltıları protesto etmek isteyen şahısların toplandığı,

DHKP/C terör örgütü mensubu Elif Sultan KALSEN isimli teröristin silahlı saldırısı esnasında göstericilerden birinin ayağından yaralandığı, protestocu grubun zarar görmemesi için alınan tedbirler çerçevesinde grubun can güvenliğini sağlamak gayesiyle yere yatırılarak bölgeden uzaklaştırılma konsepti geliştirilerek Maliye binası içerisinde daha güvenli bir alanda muhafazaları sağlanmıştır.”

Zaytung değil, Emniyet: Ters kelepçeliyorsak, can güvenliklerini düşündüğümüz için!



İstanbul Emniyet Müdürlüğü, kamuoyunda büyük infial yaratan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin ters yatırılmalarını bir açıklama yaparak savundu.

Uygulamanın kötü bir muamele olarak değerlendirilebilmesi bir yana, Emniyet açıklamasında aksine “grubun can güvenliğini sağlamak gayesiyle” tam dokuz saat yüzükoyun yere yatırıldıklarını vurguladı.

“’Dokuz Saat Ters Kelepçeyle Bekletilen Öğrenciler Anlattı’ şeklinde yer alan haberler ile ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilmesi ihtiyacı duyulduğunu” ifade eden Emniyet, Vatan Caddesi’ndeki binaya yönelik ateş açıldığını belirterek, kendini “protestocu grubun zarar görmemesi için alınan tedbirler çerçevesinde grubun can güvenliğini sağlamak gayesiyle yere yatırılarak bölgeden uzaklaştırılma konsepti geliştirilerek Maliye binası içerisinde daha güvenli bir alanda muhafazaları sağlanmıştır” diye savundu.

İŞKENCE DE Mİ CAN GÜVENLİĞİ İÇİN?
Gözaltında 9 saat ters kelepçeli olarak yere yatırılan gruptan Baransel Ağca, bunun yanı sıra Emniyet’te darp edildiklerini anlattı.

Yaklaşık 40 polis otoparka gelerek arasında bulunduğu 29 kişilik grubu bizi yere yatırdığını ve dövmeye başladığını anlatan Ağca, “Bu sırada bir polis kameramanı geldi. Oradaki polislerden biri bağırdı ‘kapat’ diye. Saçlarımızdan tutup kafamızı kaldırdılar ve fotoğraflar çektiler. ‘Kafasını kaldıranı vururuz’ diyorlardı. Bu sırada Mustafa yaralı olarak yerde yatıyordu. Kafasına bir şey geçirip vurmaya başladılar. Ayakta zıplatarak merdivenden çıkarttılar” dedi.

Fikir Kulüpleri Federasyonu üyesi olduğunu söyleyen Ağca, polislerin kendilerine terörist gibi muamele ettiklerini ve Emniyet’i hedef alanlarla bir tutuklarını belirtti. Polisin tehditler savurduğunu da anlatan Ağca, “Polislerin elleri, ayakları titriyordu. ‘Arkadaşını öldürdük. Bizim arkadaşımız yaralı. Ölürse seni de öldürürüz’ dediler. Eylemi kiminle birlikte yaptığımı sordular. Silah sordular. Sırayla üzerimi arayıp dövüyorlardı. Sonra da hastaneye götürdüler. Tek ayağımla sekerek oradan çıktım. Hastanede aynı gece suçsuz olduğum anlaşıldı. Tavırları hemen değişti. Müşteki sıfatıyla ifade verdim” diye konuştu.

Birgün