Zeki Alasya hayatını kaybetti

Türkiye sinemasının sembol isimlerinden oyuncu Zeki Alasya hayatını kaybetti.



Yeşilçam’ın simgelerinden tiyatro sanatçısı ve oyuncu Zeki Alasya hayatını kaybetti. Alasya, karaciğer hastalığı sebebiyle 22 Nisan 2015 tarihinden beri özel bir hastanede tedavi görüyordu. Habertürk’ün haberine göre ünlü sanatçı bugün saat 10:30 sularında vefat etti.

Duyunca çok üzüldüm. İlerici bir anatçımızı daha kaybettik. Ailesinin ve sevenlerinin başı sağolsun.

Metin Akpınar: Zeki benim yarımdı, canım gitti

Ünlü oyuncu Zeki Alasya'nın sabah saatlerinde vefat etmesi haberini alan 37 yıllık dostu olan Metin Akpınar, "Zeki Alasya benim yarımdı, canım gitti" ifadelerini kullandı.



Zeki Alasya'nın ölüm haberini aldıktan sonra bir televizyon kanalının canlı yayınına bağlanan Metin Akpınar ""Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık" diyen AKpınar, "Ayrılık dedikoduları saçmasapan dedikodulardı. İşte şimdi ayrıldık, sevinenler kına yakabilir" şeklinde konuştu.

CNN Türk'te canlı yayına bağlanan Metin Akpınar   şu açıklamaları yaptı:

"Zeki Alasya benim yarımdı. Yarım gitti, canım gitti. Herkes için büyük kayıp. Her ölüm gençtir ama Zeki çok genç öldü. Maalesef karaciğerde bir olumsuzluk oluşmuştu. Çok geç fark edilmişti, yapacak bir şey yoktu. Son zamanda hoş tutmaya çalışıyorduk. Olabildiğince rahat ettirmeye çalışıyorduk. 15 gündür çok kötü bir tablo vardı.

Kader bizi adeta birleştirmişti. Babalarımız aynı firmada çalışırlardı. Annelerimiz vefat ettiğinde imamları bile aynıydı. Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık. Ayrılık dedikoduları saçmasapan dedikodulardı. İşte şimdi ayrıldık, sevinenler kına yakabilir."

sol

Tiyatro ve sinema oyunculuğuyla hayatımıza renk katmış bir sanatçıydı tıpkı Kemal Sunal gibi, tıpkı benzer niceleri gibi. Nedendir, bilmiyorum, bu tür sanatçıların ölümü insanda farklı duygular yaratıyor. En başta üzüntü elbette, ama sadece bu değil, bir ölünün ardından duyumsanan bir üzüntü değil yalnızca. Bizden bir parça kopuyor sanki, ve o kopan parçayla birlikte insanda birdenbire ortaya çıkan garip bir yalnızlık duygusu. Yoldaydım, haberi duyduğumda, bir şey kopup gitti içimde, Ahmet Kaya'nın ölüm haberini aldığımda da aynı duygu sarıp sarmalamıştı. Öylesine bizden biri haline gelmişler ki, ölüm bizi ayırdığında, üzerimize çöken duygu sanki umarsız bir yalnızlık duygusu. Öyle! Sanki hep birlikteydik, sanki her günümüz beraber geçerdi de, şimdi birdenbire terketmişler gibi. Doğru betimleme belki de bu: terkedilmişlik!

Bu kez bizi terkeden Zeki Alasya oldu!
Işıklar içinde yatsın!

Müjdat Gezen'den Zeki Alasya'ya mektup

Sanatçı Müjdat Gezen'den eski rol arkadaşı Zeki Alasya'ya veda mektubu.



Dün sabah saatlerinde hayatını kaybeden Zeki Alasya'ya eski rol arkadaşı Müjdat Gezen'den mektup var:

"Sevgili kardeşim Zeki.

Bu sana ilk ve son mektubum. Bundan evvel mektup yazmama gerek yoktu çünkü yüz yüze görüşebiliyorduk o nedenle ilk mektubum. Son mektubuma gelince bundan sonra sana mektup yazamayacağım için.

Güzel günlerimiz oldu. Özellikle cennet mahallesinde 2 yıllık dizi çekimlerimiz sırasında hep güldük eğlendik. Ben ne zaman hasta olsam kuliste uzandığımda yanıma gelir “Ufki Müjdat” derdin. Yani yatay. Seninle nasıl olsa bir gün buluşacağız. Sen yaşadığın sürece insan biriktirmeyi para biriktirmeye tercih ettin. Ev sohbetlerimizde hayata dair hep olumlu yaklaşımların olurdu. Güzel insandın. Ben seni hep sevdim Zeki. İçtenliğin iyi insanlığın yardımseverliğin üst üste eklenince kaçınılmaz olarak oradan iyi oyuncu çıkıyor.

Pazar günü sana veda edeceğiz. Kuşkusuz bu mektubumu okumadan gideceksin. Ama sen gittikten sonra da insanlar seni izleyip mutlu olacaklar.

Güle güle git güldüre güldüre git canım kardeşim."

Filimleri olsun, tiyatro oyunları olsun ailecek izlenirdi. Ana baba kardeş, çocuk hep birlikte seyredilebilen sanatçılar ailenin bir parçası haline geliyor. Zeki Alasya öyle bir sanatçıydı. ölümünün hepimizde burukluk yaratması ondan oluyor. Ailenin bir parçasıydı çünkü.