Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Marksist Çözümlemeler

Sosyalist Düşüncenin Olgunlaşmasında İlk Büyük Adım ALMAN İDEOLOJİSİ.

MESUT ODMAN, Komünist, 9 Eylül 2005




"1845 baharında o da gelip Brüksel'e yerleştiği zaman, birlikte çalışmaya ve Alman felsefesinin ideolojik anlayışı arasındaki çelişkiyi bizim görüş tarzımızla çözmeye karar verdik: bu, gerçekte, bizim geçmişteki felsefi bilincimizle hesaplaşmamızdı. Bu planımız Hegel sonrası felsefenin bir eleştirisi biçiminde gerçekleşti. Elyazısı, formalar halinde iki cilt olarak Vestfalya'daki yayınevi sahibinin elindeydi ki, yeni gelişmelerin eserin basılmasını imkânsız kıldığını öğrendik. Biz, görüşlerimizi açıklığa kavuşturmak olan başlıca amacımıza vardığımız için, elyazısını farelerin kemirici eleştirisine seve seve terk ettik."

Marx, bu satırları, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'nın Ocak 1859 tarihini taşıyan önsözünde yazmış. Burada 14 yıl önce, demek, dostluklarının başlayışının üzerinden daha bir yıl bile geçmemişken birlikte çalıştıklarını söylediği kişi, Engels; sözünü ettiği çalışma ise Alman İdeolojisi. Aslında, bu ilk ortak çalışmaları değil. Ortak imzaları ile çıkan ilk çalışmaları Kutsal Aile başlığını taşıyor ve Şubat 1845'te basılıyor. Bununla birlikte, kendi yaptıkları bir plan uyarınca işbölümüne giderek hazırlanan ve büyük bir bölümü Marx tarafından kaleme alınan o kitaptan farklı olarak, Alman İdeolojisi, iki büyük düşünürün tam bir işbirliği içinde gerçekleştirdikleri gerçek bir ortak çalışma niteliğini taşıyor.

Ancak, bu eser, 1847'de bir dergide basılan ikinci cildin bir bölümü sayılmazsa, yazarlarının yaşam süresi içinde yayımlanamıyor ve yazılışından 76 yıl sonra hemen hemen eksiksiz olarak okuyucusuna ulaşabiliyor. Birçok başka temel kaynağın, bir iki örnek verilirse, Marx'ın 1844 El Yazmaları ve Grundrisse, Engels'in Doğanın Diyalektiği, Lenin'in Felsefe Defterleri adlı eserlerinin gün ışığına çıkartılıp yayımlanması gibi, bunu da SBKP Merkez Komitesi'nin Marksizm-Leninizm Enstitüsü'ne borçluyuz. Bu Enstitü, Alman İdeolojisi'nin tümünü, ilk kez, eserin özgün dili olan Almancada ve 1932'de yayımlıyor. (Tümü iki ciltten oluşan çalışmanın ikinci cildinin üçüncü ve dördüncü bölümlerinin, el yazmaları bulunamadığı için, hiçbir zaman basılamadığı da bu arada eklenebilir.)

Eserin yazımı, Kasım 1845'te başlıyor ve ertesi yılın Ağustos ayına gelindiğinde yazma işi tamamlanmış oluyor. Bu kitabın asıl amacı, Marx'ın en büyük eseri Kapital'i tamamlama yolunda büyük mesafe aldığı bir sırada yazdığı yukarıdaki satırlarda belirtilmiş: İki yol arkadaşının kendi kafalarını açıklığa kavuşturma çabası. Bunun yanı sıra, o sıralarda yazdığı bir yazıda kendisini "komünist" ilan eden Feuerbach'ın komünistliği ile kendilerininkini ayırt etme kaygısı ve yine o sıralarda Almanya'daki sol çevrelerde etkili olan "hakiki (true) sosyalistler" ile hesaplaşma gereğini duymaları, böyle bir çalışmayı ortaya çıkarıyor. Bu sonuncusu, ütopyacı sosyalistlerin ileri sürdüğü düşünceler ile Sol Hegelci eğilimlerin ve Feuerbach'ın ahlak anlayışının eklektik bir karışımı olan bir akım ve sosyalizmi sınıflar üstü bir kuram olarak görüp işçi sınıfına siyasete karışmaması yönünde telkinlerde bulunuyor.

Kitabın birinci cildinin ilk bölümü olan ve "Feuerbach" başlığı ile "Materyalist ve İdealist Anlayışların Karşıtlığı" alt başlığını taşıyan bölümün, bugüne kadar, birçok dilde ayrı basımları yapılmış. Türkçede de öyle; üstelik, bizde metnin tümü hiç çevrilmemiş. Dolayısıyla, bunun ciddi bir eksiklik olduğunu belirtmekle birlikte, Türkçe okuyacaklar için sadece o kadarını okumaktan başka bir çare görünmüyor. (Sol Yayınları'nca Nisan 2004'te beşinci baskısı yapılan Sevim Belli çevirisini kitapçılarda bulmak mümkün.) Öte yandan, sonraki bölümlerin ve ikinci cildin, 19. yüzyıl ortalarındaki güncel tartışmaların ayrıntılarıyla dolu oluşunun yaratabileceği okuma güçlükleri ve elimizde Türkçe çevirisi bulunan ilk bölümün, Marx ile Engels'in bu kapsamlı çalışma sonunda ulaştıklarını söyledikleri açıklığın özünü yansıttığı hesaba katılırsa, az önce değindiğimiz eksikliğin öneminin azaldığı düşünülebilir.

Alman İdeolojisi'nin, "tarihsel materyalizm"in belirli bir gelişkinliğe ulaşmış ilk sergilenişi olduğu, genel kabul görmüş bir değerlendirmedir. Gerçekten de, sözgelimi, düşüncelerin, anlayışların ve bilinçlerin üretimini belirleyenin, insanların yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak maddi araçları üretme biçimleri; onların iradelerinden bağımsız olarak belirli maddi kısıtlar, önkabuller ve koşullar atında nasıl çalıştıkları olduğu, ilk kez burada açıkça ortaya konmuştur. Toplumda egemen olan düşüncelerin, evrensel doğrular olarak gösterilen yargıların, aslında, egemen durumda bulunan sınıfın düşünceleri olduğu; her egemen sınıfın, kendi çıkarını toplumun ortak çıkarıymış gibi göstermesi gerektiği; proletaryanın da, bütün eski toplum biçiminin ve kendisininki dahil sınıf egemenliğinin ortadan kalkması için bile olsa, bunu yapacağı ve bunu yapmak için de, ilk önce, siyasal iktidarı ele geçirmek zorunda olduğu, yine ilk kez burada açıkça yazılmıştır. "Yeni insan'a ilişkin neredeyse bir tanım olgunluğundaki ilk açıklama burada yer almıştır. Devrimin, yalnız iktidarı almak için değil, emekçi sınıflar geçmiş çağların fışkısından ancak bir devrimle kendilerini kurtarabilecekleri için de gerekli olduğu yine bu metinde yazılmıştır. Bunların tümü bugün de geçerli ve emekçi insanlık için yol göstericidir. Sivil toplum, yabancılaşma, karşılıklı ilişki biçimi (tarzı) gibi bazı kavramlar ve çözümlemeler ise daha sonraki yıllarda ya büsbütün dışarıda bırakılmış ya da geliştirilerek yenileriyle yer değiştirmiştir.

Buraya kadar söylediklerimizde herhangi bir öznellik yok. Ancak, bitirmeden, biraz öznel görünebilecek bir değinmeye yer vermemizde sakınca olmasa gerektir. Marx ile Engels'in, bu ve başka bazı çalışmalarında birtakım öngörülerde bulunmakla birlikte, geleceğin toplumu konusunda uzun boylu kalem oynatmaktan hep uzak durmuş olmaları, bizim de tam öyle yapmamızı gerektirmiyor. İnsanlık yüz yılı aşkın bir süre daha yaşadı. O arada, işçi sınıfı devrimlerinin gerçekleşmesine tanık oldu; sosyalizmi kurmaya girişti ve onun çözülüşüne izin verdi ya da engel olamadı. Demek, artık çok daha büyümüş bir deney birikimine ve oradan edinilmiş bilgiye sahibiz. Bu zenginlik ve günümüzdeki mücadelenin ihtiyaçları, sosyalizme, başka bir deyişle, yakın geleceğin toplumuna ve insanına ilişkin olarak onların zamanındakine göre daha çok düşünüp yazmayı hem mümkün hem de gerekli kılıyor.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]