Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Dünya Devrim Tarihi

İşçi sınıfının pusulası: Büyük Ekim Devrimi
Yaşar Kazıcı


98 yıl önce bugün tarihte yeni bir sayfa açıldı: İşçilerin burjuvaziyi devirebildiğini, başka bir dünyanın mümkün olduğunu kanıtlayan devrim sayfası.

Resim Ekleme  
Lenin

Tarih 1917’nin Kasım ayını gösterdiğinde Kafkaslarda 74 yıl ayakta kalacak, tarihin akışını değiştirecek, baş olmasından korkulan ayakların ilk kez yönetiminin kurulacağı, bir işçi devletinin devrimi yapılmıştı.

Devrim Kafkaslardaydı ancak etkisi tüm dünyayı; özellikle de Emperyalist devletlerin egemenliği altında yaşayan işçi ve emekçileri, ulusal kurtuluş hareketlerini etkilemiş, başka bir dünyanın mümkün olduğunu pratik olarak ispat etmişti. İşte bu yüzde yalnızca ‘’Ekim Devrimi’’ demek yeterli olmuyor, o yüzden ‘’Büyük Ekim Devrimi’’ diyoruz.

Resim Ekleme

Bolşeviklerin iktidarı alır almaz ilk işi; topraksız köylüye ekip biçecek toprak vermek, Çarlık için savaşmaktan yorgun düşmüş askerlerin barış talebini savaştan çekilerek karşılamak, Çarlığın Avrupalı Emperyalistlerle işgalci kirli anlaşmalarını emekçi halklara deşifre etmek ve Çarlığın baskısı altında yaşamış ezilen uluslara ayrılma hakkı da dahil bütün demokratik hakların tanınması olmuştu.

Büyük Ekim Devrimi bütün emekçi halklarla Enternasyonal (Uluslar arası işçilerin birliği) bağlar kurmak için, iktidarı aldığı ilk andan itibaren kolları sıvamıştır. Kapitalist Türkiye’nin resmi tarih kitaplarında ya da okul müfredatlarında yazmaz ama tarihte Bolşeviklerin Türkiye halklarının işgalcilere karşı direnişine verdiği destek, gönderdiği Ruble (Rus para birimi), silah ve mühimmat Sovyet arşivlerinde bulunmaktadır. Sadece bu kadar da değil; ezilen uluslarla dayanışmayı temel ilkesi haline getiren Büyük Ekim Devrimi, Emperyalistlerin kirli anlaşmalarını ortalığa serdiği gibi; Türkiye coğrafyasında kalan Çarlık Rusya’nın Beyaz Ordusu’nu ezmiş ve Türkiye ile savaşmamış, işgalci Çarlık’tan kalan bütün toprakları Türkiye’ye koşulsuz olarak geri vermiştir.

Gelelim Büyük Ekim Devrimi’nin nasıl doğduğuna ve nasıl bir coğrafya da hangi koşullarda gerçekleştiği meselesine.

Ekim Devrimi nasıl doğdu?

Çarlık Rusya’sı; Avrupa’nın hem sosyal ilişkiler bakımından, hem de ekonomik ilişkiler bakımdan en geri ülkesiydi. Okuma yazma oranının milyonlara varan nüfusuna karşı yüzde 10’larda olması, gerici Rus şovenizmi, köylü nüfusun ağırlıkta oluşu, ezilenlerin aklını bulandıran işbirlikçi ideolojilerin çoğunlukta oluşu, örgütlenme olanaklarının kısıtlılığı, Çarlığın ve sonrasında geçici hükümetin, darbeci General Kornilov’un baskıları Sosyalist devrim konusunda Bolşevikleri ve işçileri zorlayan koşullardı.

98786352ab62965a07c516ba5d449e8aÖte yandan Çarlık Rusya’sının savaşta askeri, sivilde ise köylüsü olan insanların ezilmişliğine; geçici hükümet de çare olamamış, verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmemişti. Köylülüğün nüfusun büyük bir kısmını oluşturmasına karşı; Petrograd (Leningrad), Moskova gibi şehirlerde toplu olarak proletaryanın varlık gösterdiği büyük ölçekli sanayiler bulunmaktaydı.

Toprak reformu talep eden köylülerin, cephede ölmek istemeyen barış isteyen askerlerin, ezilen ulusların varlığı; işçi sınıfına burjuvazi ile sınıf kavgası vermesinin yanında; bu dinamikleri kendi yanına çekme ve sorunlarını proleter devrimle çözme görevi veriyordu.

Devrim, hem üretici güçler bakımından hem de kültürel bakımdan gelişkin olan Avrupa proletaryasından bekleniyordu. Ancak Çarlık Rusya’da 1905 ile 1917 tarihleri arası öyle büyük gelişmeler yaşandı ki; Rus proletaryası ve köylü sınıfı; işçi emekçi iktidarını kurmak için kanla canla savaştı ve kızıl bayrağını Kışlık Saray’a dikti. Geçici Kerenski hükümetinin bakanlarını tutuklayarak Sovyetlerin iktidarını ilan etti. Elbette bu iktidarın arkasında bir akıl yatıyordu: Bolşevikler.


Resim Ekleme
Lenin’in önderliğinde toplanan Bolşevikler, 1905’ten devrimci kalkışmanın hazırlanacağı son ana dek; devrime titizlikle hazırlanmış, güncel gelişmeler karşısında sınıfsal siyasetinden, işçi sınıfının iktidarını kurma iddiasından bir an bile olsun sapmamışlardı. Bolşeviklerle aynı dönem içerisinde siyaset yürüten başta Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP) Menşevikler kanadı olmak üzere, 2.Enternasyonal’in Kautsky’ci partileri 1.Emperyalist savaşta kendi burjuvalarına destek verirken; Bolşevikler Emperyalist savaşın haksız bir savaş, emekçilerin çıkarına olmayan, halkları birbirine düşman eden bir savaş olduğunu, devrimci bir partinin görevinin emperyalist savaşı iç savaşa dönüştürmek, namluları emekçi halklara karşı değil kendi burjuvalarına karşı doğrultmak olduğunu söylemiş, Bolşevik siyaset bu zeminde üretilmiştir.

Çarlığın yıkılmasından sonra geçici burjuva Kerenski hükümetinin emekçilerin taleplerini karşılayamayacağını, burjuva demokratik devrimi ilerletemeyeceğini öngören Lenin, Burjuva demokratik devrimin görevlerini işçi sınıfının devrimine bağlamış, ezilen ulusların ulusal-kültürel haklarının teslim edilmesi, topraksız köylüye toprak, askerler için barış ve herkese ekmek, iş taleplerini; işçi sınıfının iktidarı altında mümkün olacağı fikriyle tarih sahnesine çıkmış teoriyi pratiğe büründürmüştür.

1905’te yoksul işçi ve köylüler iş saatinin düşürülmesi ve ücretin arttırılması gibi taleplerle bir din adamının öncülüğünde Çarlık’tan barışçıl bir eylemle isteklerde bulundu

Talepleri ve içerisinde bulunulan durumu izah eden dilekçe şöyleydi:

Efendimiz! biz işçiler, çocuklarımız ve karılarımız, aciz yaşlı ebeveynlerimiz size geldik efendimiz, adalet ve himaye aramak için. büyük bir yoksulluk içindeyiz, baskı altındayız ve gücümüzün ötesinde işlere koşuluyoruz; hakarete uğruyor, insan olarak kabul görmüyoruz, bize kaderine sessizce katlanması gereken köleler olarak davranılıyor. Ve biz buna katlandık, ama hiç olmadığı kadar derin bir sefalet, kanunsuzluk ve cehalet içine sürülüyoruz. Despotluk ve keyfi yönetim bizi boğuyor ve biz nefes alamıyoruz. efendimiz, gücümüz sonuna geldi! Sabrımızın son sınırına geldik; bizim için, ölmenin dayanılmaz işkenceye katlanmayı sürdürmekten daha iyi olduğu korkunç an geldi.

Bu sözler, Rus işçilerinin Çar’a hâlâ sadakatle bağlı oldukları o son günlerde yazdıkları dilekçenin ilk satırları.

Ancak alınan cevap ise askerlerin işçilere saldırması ve birçok işçiyi öldürmesi oldu. Bolşevikler o dönem Çar’ın böyle bir cevabı vereceğini biliyor olsa da; kitlelerin o dönem için devrimci bir programla tarih sahnesine çıkmak için hazır olmadığını bildikleri için müdahale etme alanları maalesef ki dardı. Öte yandan el avuç açtıkları Çar’ın ne olduğunun kitleler tarafından görülmesi gerekiyordu.

19Kanlı Pazar’ın ilerleyen dönemlerde ki devrimci mücadele de Çar’a güvenmeme, safında durmama konusunda önemli bir deneyim kazandırmıştır. Tepkilerin büyümesi sonucu elinde ki gücü kaybetmek istemeyen Çar, Duma isminde bir meclis kurdurdu ve çok partili anayasal bir hayata geçildi. Elbette ki meclis ve çok partili anayasal düzenin Çar’ın iki dudağı arasında olması; sistemin özünü değiştirmeye yetmedi. Bu reformun asıl amacı, güçsüz düşen ve tepkilerin büyüyüp kendi iktidarını tehdit eden bir hale gelmemesi için ‘’gaz alma’’ planıydı.

Emperyalist ülkelerin dünyayı kendi aralarında yeniden paylaşmak için başlattıkları I. dünya savaşına kendisine yeni topraklar kazandırmak amacıyla katılan Çarlık, üç yıl boyunca savaşı sonuna kadar sürdürme politikasını devam ettirdi. Ancak 1917 yılına gelinirken, savaş cephelerinde Çarlık önemli başarısızlıklarla karşı karşıya kaldı. Ekonomik kriz sürekli derinleşiyor, toplumsal hayatı felç ediyordu. 1917 yılına gelindiğinde, yiyecek, hammadde ve yakıt sıkıntısı en üst seviyeye ulaşmıştı. 1905 Devrimi okulunda dersini almış Rusya proletaryası, Çarlığın artık yıkılma zamanın geldiğini yüksek sesle söylemeye başlamıştı.

Şubat Devrimi ile Çar görevini bırakır yerine toprak ağaları ve liberal burjuvalardan oluşan geçici hükümet kurulur, öte yandan işçilerin, köylülerin ve askerlerin içinde yer aldığı Sovyetlerin varlığı ülkede ikili yönetim yani ikili iktidar yaratmaktaydı.

Geçici hükümetin fişini çeken olgular ise; halkı oyalamak, reformları yapmamak, barış sorununu çözmemek ve üstüne halka zorbaca davranmak olmuştur. Kurucu meclis toplanacak, yeni bir anayasa olacak, otokrasinin yerine demokratik bir rejim kurulacak, köylülerin sorunları halledilecek gibi temel talepler ve verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi.

Nisan Tezleri Bolşevik Parti’ye devrimin öncüsü olma görevini yüklerken; işçi sınıfına tarihin gerektirdiği gibi oynayacağı devrim rolüne çağrı yapıyordu.

“Rusya’daki Sovyet iktidarı şimdiden bütün dünya işçilerinin desteğini kazanmış bulunuyor. Halkı, Bolşevizmden ve Sovyet iktidarından söz etmeyen bir tek ülke yok” diyordu Lenin.

kışlık saray1917 Şubat’ı ile Ekim’i arasında ikili bir iktidar dönemi yaşandı. Bir yanda sovyetler, öte yanda   burjuvazinin soldaki yandaşlarıyla oluşturduğu geçici hükümet. Bu süreç boyunca Lenin ve Bolşevik partisi, inatla işçi-emekçi iktidarını, Sovyet iktidarını savundu.   Bolşevikler, sovyetlerin çoğunluğunu kazanmak için uzun bir uğraş verdi. Sovyetlerde azınlık olarak bulunan Bolşevik işçiler gelişmeleri doğru değerlendirip; Sovyetlerin siyasetini ve iktidar mücadelesini Menşeviklerin işbirlikçiliğinden kurtardı. 1917 Eylül’ünün sonunda ise Bolşevikler sovyetlerde çoğunluk olmuştu. Rus işçileri ve köylülerinin verdiği destek sonucu, ayaklanma parti tarafından örgütlendi.

İşçi ve emekçilerin içine girilen krizde taşıdığı devrimci dinamiği, Sovyetlerin de yerine getirebileceği öngörüsünün görülmesiyle Bolşevikler “Tüm iktidar Sovyetlere!’’ sloganıyla işçilerin genel grevleriyle birlikte Kerenski hükümetine karşı silahlı ayaklanma başlattı ve kısa bir süre içinde iktidarı aldı.

Tarihte yeni bir sayfa açıldı: İşçilerin burjuvaziyi devirebildiğini, başka bir dünyanın mümkün olduğunu kanıtlayan devrim sayfası.

Büyük Ekim Devrimi ve sonrasında yaşananlar, devrimin- karşı devrimle geriye döndürülmesi açısından, dünya sosyalist hareketi ve işçi sınıfı için incelenip dersler çıkarılması gereken önemli biricik deneyimdir.


Resim Ekleme
Büyük Ekim Devrimi, onu gerçekleştirenler tarafından her zaman Dünya Sosyalist Devrimi’nin bir parçası, bir başlangıç noktası olarak görülmüştür. Yenilginin nedeni bir başka yazının konusu olarak bırakılsın, ancak açık olan şudur ki: Bürokratizmin işçi sınıfının devletini ele geçirdiği, politik devrimin yapılmadığı, dünya işçi sınıfı ile Enternasyonal bağların geliştirilmediği, devrimin sürekliliğinin savunulmadığı, teorinin tahrip edilip “Tek ülkede Sosyalizm” gibi Marksizme aykırı karşı-devrimci teoriler öne sürüldüğü ve uygulandığı sürece bütün coğrafyalarda yapılan devrimler yenilgiye mahkumdur.

Büyük Ekim devrimi, bağımsız sınıfsal bir politika izlemeyi, sınıf siyasetini sürdürmeyi, düzenin içine yamalanmamayı, azla yetinmemeyi, işçi sınıfının politik devrim yapması gerekliliğini, devrimin sıçratılmasının yapılan devrim sonrası aciliyet taşıyan bir görev olduğunu öğretmiştir.

Devrimin 98. yıldönümünde selam olsun Bolşeviklere ve Sovyetlere!

Gezite

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 1
07.11.2015- 20:24

Büyük Ekim Devrimi'nin 98. yıldönümü

İnsanlığın eşitlik ve özgürlük yürüyüşü devam ediyor

Resim Ekleme

Bundan tam 98 yıl önce bugün Rusya’da işçi sınıfı, emekçi halk ve onların siyasal gücünü oluşturan sosyalistler önce Ortaçağ artığı Çarlığı, sonra da sermaye iktidadını yıkarak dünyanın ilk emekçi cumhuriyetini kudular. Ekim Devrimi, insanlığın uzun serüveninde 1789 Fransız Devrimi gibi en büyük ve görkemli tarihsel olaydı. İnsanlığı eşitlik ve özgürlük yürüyüşünün en büyük atılımıydı.

Sovyetler Birliği ve Sosyalist Blok 1990-91 dönemecinde, Batı (kapitalist dünya) karşısında, acımasız rekabete dayanamayarak çökse bile Ekin Devrimi'nin idealleri yaşamaya devam etti. İnsanlığın eşitlik ve özgürlük talebi, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyada yaşama isteği sürdü. Ekim Devrimi ve diğer sosyalist devirimlerin belki de en büyük dramı, gelişmiş Batılı kapitalist ülkelerde değil, kaynakların kıt. ihtiyaçların ise neredeyse sonsuz olduğu Doğu'nun görece daha az gelişmiş ve geri ülkelerinde gerçekleşmiş olmasıydı. Bütün kusurlarına karşın Sovyetler Birliği, insanlığın eşitlik idealine en çok yaklaşan sistimi kurdu.

Sosyalistlerin önderliğindeki Rusya işçi sınıfı, devrimci aydınlar ve "milletler hapishanesi" diye nitelendirilen imparatorluğun emekçi halkları   iktidarı fethettikleri daha ilk gün toplumsal bir dönüşümün ateşini yaktılar. Bu ateş daha sonra Sovyet toprakları olarak anılacak çok geniş bir coğrafyaya yayıldı ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruldu.

Büyük Ekim Devrimi ile kurulan devlet bir işçi devletiydi ve bu devlet bugün Türkiye'de çoğu insana imkânsız görünen olanakları tüm yurttaşlarına sağlamayı başardı.

Sovyetler Birliği'nde sağlık hizmetleri herkes için her yerde ücretsizdi. Sovyet yurttaşları için eğitim her kademede bir haktı ve bunun için para ödenmiyordu. Tüm çocukların okul öncesi eğitim ve kreş olanağı vardı. Yeterli olduğunu gösteren her öğrenci istediği üniversitede öğrenim görebiliyordu.

Sovyetler Birliği işsizlik sorununu çözmüştü. Kapitalist ülkelerdeki sürekli artan işsiz ordusu ve işsizlik değil, eğitimini tamamlayan gençlerin devlet tarafından hangi işe yerleştirilmesinin uygun olduğu tartışılıyordu. Çünkü bir işte çalışmak vatandaşlık hakkıydı.

SOVYETLER BİRLİĞİ VE TÜRKİYE

Tarihçiler eğer Ekim Devrimi olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulamayacağı ve Sevr Anlaşması temelindeki parçalanmanın gerçekleştirileceği konusunda fikir birliği içinde. Çünkü Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi'ne dünyada yardım eden, silah, para, cephane veren tek ülke Sovyetler Birliği oldu. Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'ndaki müttefiki Almanya da yenilerek bütün gücünü kaybettiği için, Sovyet devrimcileri ve Sovyetler Birliği'nin "Emperyalizme karşı ilerici bir mücedele" olarak değerlendirdiği Kemalistlerin önderliğindeki mücadelenin dünyada başka güçlü bir desteği yoktu.

Bu destek olmadan Türkiye Devrimi'nin başarılmasının imkansız olduğu görüşü genel kabul görüyor.

SOVYET DEVRİMİ NASIL GERÇEKLEŞTİ; KISA TARİH

Büyük Ekim Sosyalist Devrimi Rusya'da Jülyen Takvimi'ne göre 25 Ekim 1917'de, (Miladi 7 Kasım 1917) Petrograd'da   kurulan geçici hükümetin devrilerek iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere geçmesini sağlayan ve Sovyetler Birliği'nin kurulmasına yol açan büyük tarihsel olaydır.

Ekim Devrimi dünyada ilk ve en büyük sosyalist devletin kurulmasını sağlayarak ve sosyalist sistemin tüm dünyaya yayılmasına etki ederek 20. yüzyılın dünya tarihini etkileyen en önemli olaydır. Paris Komünü'nden (1870) sonra dünyanın ilk işçi devletinin kurulması olarak da değerlendirilir.

Şubat 1917’de çarın devrilmesinin ardından iktidara gelen geçici hükümet, Ekim Devrimi’yle düşmüş ve iktidar Bolşevikler ile Sol Sosyalist Devrimciler'in çoğunlukta olduğu Sovyetlere geçmiştir. Bu gelişmeler üzerine Bolşevik karşıtı ve monarşi taraftarı (Çar yanlısı) Beyaz Ordu iç savışı başlatarak "Beyaz terör" diye bilinen saldırılarını   başlattı. Bolşeviklerin ve devrimcilerin silahlı gücü Kızıl Ordu ile başta İngiltere olmak üzere emperyalistlerin desteklediği Çar yanlısı Beyaz Ordu arasında 4 yıl süren iç savaşı 1922 yılında Bolşevikler Bazandı. Böylece Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin kuruluş süreci büyük ölçüde tamamlandı.

Devrimin 10. yıldönümü olan 1927 yılından itibaren resmi olarak Büyük Ekim Sosyalist Devrimi olarak adlandırıldı

20. yüzyıla girildiğinde Rusya İmparatorluğu ısrarlı olarak uyguladığı otokratik rejim yüzünden ve bünyesinde barındırdığı farklı ulusların maruz kaldığı baskılardan ötürü uluslar hapishanesi olarak adlandırılıyordu. Ülke Rus-Japon Svaşı ile askeri olarak büyük darbe almış, iç siyasi hayatta da 1095 Devrimi ile büyük altüst oluşlar yaşıyordu. Kırılgan bir ekonomisi olan Çarlık rejimi I. Dünya Savaşı’na girdi ve uzun süren savaşın etkisi cephedeki askerler başta olmak üzere tüm halkta yıkıcı bir etki yarattı. 1917 Şubat ayında da devrimci hareketlenme başladı.

23 Şubat’ta (Gregoryen takvime göre 8 Mart) Petrograd işçileri gösteri yaptı. Kadınların çoğunlukta olduğu gösterilerde “ kahrolsun istibdat, ekmek ve adalet istiyoruz” sloganları atıldı. Çar, ordusunu ve Kazak askerleri gösterileri bastırmak için görevlendirdi. Ancak subayların halkın üzerine ateş edilmesi yönündeki emrine savaştan yorgun düşmüş askerler silahlarını subayların üzerine doğrultarak cevap verdi. Kazak birlikleri de halkla çatışmayı reddetti. İsyanın büyümesi üzerine Çar II. Nikolay kardeşi Mihail lehine tahttan feragat etti. Ancak prens Mihail devrimci hareketlenmeden korkarak tahtı devralmayı reddetti. Böylece Rusya’da monarşi devrildi ve 350 yıllık Çarlık rejimi, 300 yıllık Romanov hanedanı yıkıldı. Seçim sisteminin asillere ve elit kitlelere tanıdığı oy hakkı sebebiyle Duma’da çoğunlukta olan Çar taraftarı milletvekilleri hızlı davranarak geçici hükümeti kurdu ve yönetimi sahiplenmeye çalıştı. Ancak işçi, köylü ve askerlerin Sovyetleri alternatif bir iktidar olarak ortaya çıktı.

İsviçre’de bulunan Lenin partinin Rusya'daki merkezine geçici hükümete destek verilmemesi gerektiğini, işçi ve köylülerin ancak Sovyetlerin tam iktidarı ile zafer kazanacağını belirten mektup gönderdi. Zaten geçici hükümet de halkın isteklerine cevap vermekten uzaktı. Tarım reformu, günlük çalışma süresinin kısaltılması gibi taleplerin hiçbiri gerçekleşmedi. Şubat Devrimi’nin çıkış sebeplerinden birisi olan halktaki barış isteği dikkate alınmadı ve İtilaf Devletleri’nin istekleri doğrultusunda I. Dünya Savaşı’na devam edildi. 10 (23) Mart’ta Bolşeviklerin denetimindeki Petrograd Sovyeti, "Dünya Halklarına" adıyla bir manifesto yayınladı: “Rus devrimciler egemen sınıfların emperyalist politikalarına karşı Avrupa halklarını barışa çağırıyor”. [2]

Nisan ayında zırhlı bir trenle İsviçre’den Petrograd’a gelen Lenin Finlandiya İstasyonu’nda kalabalık bir kitle tarafından karşılandı. Lenin buradaki konuşmasında sosyalizm için Sovyetlerin tam iktidar olacağı bir devrim çağrısı yaptı.

18 Nisan (1 Mayıs)’da Dışişleri bakanı Milyukov müttefiklere savaşa devam edileceği yönünde taahhüt verdi. Petrograd Sovyeti bu açıklama üzerine halkın aldatıldığına yönelik bildiri dağıttı. Rus cephesindeki Alman ordularının batı cephesine kaydırılmasını istemeyen İtilaf Devletleri’nin baskısıyla alınan bu karar halkta galeyana yol açtı ve protesto edildi. 21 Nisan ( 4 Mayıs)’da başlayan ve iki gün süren gösterilerde “kahrolsun geçici hükümet”, “Milyukov istifa”, “ bütün iktidar Sovyetlere” sloganları atıldı. Gösteriler Moskova’ya da sıçradı ve işçiler greve gitti.

Temmuz ayında Alman İmparatorluğu ordularına karşı düzenlenen ve başarısızlıkla sonuçlanan saldırıdan sonra düzenlenen eylemlerde 500 bin işçi Geçici Hükümetin istifasını istedi. 16 temmuz günü başlayan olaylarda askerler ve işçiler Sovyetler lehine mitingler düzenledi, ancak bu mitingler geçici hükümetin katliamına sebep oldu. Gösterilerin bastırılması sırasında 56 kişi öldü, 560 kişi de yaralandı.

Bu dönemden sonra artık Sovyetler Geçici Hükümet karşısında bastırılmış durumdaydı. Rus ekonomisi bu sırada felakete doğru gidiyordu. Tarımsal üretim ve sanayi alanındaki düzensizlikler üretimin 1916 yılları seviyesine düşmesine yol açmış, kapanan işletmeler yüzünden yoğun işsizlik yaşanmaktaydı. İşçilerin eline geçen ücret düşmüş ve alım gücü 1913 yılı seviyelerine gerilemişti. Ülkenin borçları 50 milyar rubleyi aşmış durumdaydı ve iflasın eşiğine gelmişti.

Temmuz Günlerini özellikle Bolşeviklere karşı baskı dönemi izledi. Kurulan yeni Geçici Hükümette Aleksandr Kerenski başbakan oldu.

Yeni hükümet Bolşeviklere ait matbaayı bastı ve Pravda gazetesinin yayınlanmasını yasakladı. Hükümetten izinsiz olarak bildiri dağıtılması ve miting yapılması yasaklandı. Lenin hakkında idam kararı çıkarıldı. Bu karar üzerine Lenin güvenlik amacıyla Finlandiya'ya iltica etti.Troçkibaşta olmak üzere çok sayıda Bolşevik tutuklandı.

Petrograd’daki sosyalist örgütlere karşı Çarlık Ordusu komutanlarından Lavr Kornilov komutasındaki Kazak Ordusu şehre gelerek sıkıyönetim ilan etmek ve idareyi ele almak için ilerlemeye karar verdi. Kornilov Olayı olarak bilinen olay sırasında Kerenski paniğe kapılarak darbenin kendisini de tasfiye edeceğini anladı ve o sırada en güçlü ve en örgütlü siyasi güç olan Bolşeviklerden yardım istedi. Petrograd, Moskova, Kiev, Harkov ve diğer şehirlerdeki Bolşevik işçi ve askerler Kornilov karşıtı eylemler düzenledi. Bolşevik Parti Merkez Komitesi 27 Ağustos 1917’de yaptığı açıklamada Şubat Devrimi ile kazanılan her şeyi boğmak için Petrograd’a ilerleyen Kornilov birliklerinin durdurulması çağrısı yaptı. Özellikle demiryolu işçilerinin engellemesi ve Kazak Bolşevik askerlerin propagandası sonucu Kornilov’un ordusu dağıldı ve darbe girişimi başarısız oldu. Bu olaylarda Bolşeviklerin gücü sınandı ve iktidarın alınmasında önemli bir evre geçilmiş oldu.

Kornilov’un darbesinin başarısız olmasıyla beraber Bolşeviklerin saygınlığı ve Sovyetlerdeki desteği arttı. Bolşevikler Petrograd, Moskovabaşta olmak üzere Briansk, Samara, Saratov, Tasritsyn, Minsk ve Kiev Sovyetlerinde çoğunluğu kazandılar. Tüm Rusya Sovyetler Merkezi Yönetim Komitesi iktidarın alınması yönünde karar aldı.

Eylül ve Ekim aylarında Moskova ve Petrograd sanayi işçileri, Donbas maden işçileri, Ural metal sanayi işçileri, Bakü petrol işçileri, tekstil işçileri ve demiryolu işçileri sayısız grev yaparak Geçici Hükümeti protesto etti. Bu iki ay zarfında toplamda 1 milyon işçi grev süreçlerine katıldı. İşçiler çoğu fabrika ve işyerinde yönetimi ele aldı ve üretim ile dağıtımı kontrol etmeye başladı.

Ekim 1917’ye gelindiğinde kırda da benzer bir durum vardı. Büyük toprak sahiplerine karşı yoksul köylüler tarafından 4 binin üzerinde ayaklanma eylemi kaydedildi. Geçici Hükümetin büyük toprak sahibi zengin köylüler olan kulakların isteklerine göre hareket etmesi ve ayaklanmaları bastırmak için askeri birlik göndermesi yoksul köylülerin de toprakların kendilerine verileceğini söyleyen Bolşeviklere destek vermesine sebep oldu.

Cephede, şehirlerdeki garnizonlarda ve savaş gemilerindeki askerler ve bahriyeliler de açıkça Geçici Hükümeti tanımadıklarını ilan etti ve seçilmiş temsilcilerini Sovyetlere göndererek iktidarın alınmasından yana görüş bildirdi.

Devrim ve Sovyet İktidarı

Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Bolşevik kanadı Merkez Komitesi 10 Ekim günü silahlı ayaklanma gündemiyle toplandı. Toplantıda 2'ye karşı 10 oyla ayaklanma lehine karar alındı. 24 Ekim (6 Kasım) 1917’de Bolşevikler Başkent Petrograd’da Kerenski önderliğindeki Geçici Hükümete karşı hareket geçti. Cezaevlerindeki Bolşevik tutuklular serbest bırakıldı. 25 Ekim (7 Kasım)'de 10 bin kadar Kızıl Muhafız güçlü bir direnişle karşılaşmadan tüm hükümet binalarını ve stratejik mevkiileri ele geçirdi. Smolni Enstitüsü'ne bulunan Lenin, devrim talimatlarını buradan vermekteydi. Harp Okulu öğrencileri ve peronelinden oluşan bir müfreze Bolşeviklere karşı direnişe geçse de başarılı olamadı.

25 Ekim ( 7 Kasım ) gecesi hükümetin bulunduğu Kışlık Saray’a saldırı başladı. Binlerce Kızıl Muhafız Kışlık Saray'a yöneldi.   Baltık Filosu ve Kronştad Denizcileri de saldırıya katıldı. Aurora kruvazöründen saraya top atışı yapıldı. Bu sırada Kerenski kaçmış, ama bakanlar sarayda bulunmaktaydı. Kazaklar, askeri öğrenciler ve kadınlar birliği tarafından korunan saray 8 Kasım’da sabaha karşı saat 2’de düştü. Hükümet üyeleri hapse atıldı.

Devrimin resmi tarihi 25 Ekim (7 Kasım) 1917 oldu. İktidar fiilen alındıktan sonra toplanmakta olan ve çoğunluğunu Bolşevik ve müttefikleri olan Sol SR vekillerinin oluşturduğu 2. Tüm Rusya Sovyetler Kongresine iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere bırakıldığı ilan edildi.

İkinci Tüm Rusya Sovyetler Kongresindeki 670 delegenin yaklaşık olarak yarısına karşılık gelen 300’ü Bolşevik, yaklaşık 100’ü de Sol SR (Sosyalist Devrimci) olduğundan kongredeki çoğunluk Aleksandr Kerenski hükümetinin devrilmesini onayladı. Kışlık Sarayın alınma haberi kongreye ulaştığında iktidarın İşçi, Asker ve Köylü Vekilleri Sovyeti olarak alındığı ilan edildi ve Ekim Devrimi onaylandı. Kongrede bulunan sağ kanat ve Sağ SR temsilcileri alınan kararı protesto edip kongreyi terk etti. Protestoya katılıp Lenin ve Bolşeviklerin yasa dışı şekilde iktidarı aldığını belirten Rus Sosyal Demokrat Partisi'nin Menşevik kanadı da kongreden ayrıldı. Kongre ilk Sovyet Hükümeti niteliğinde olan Lenin başkanlığındaki Halk Komiserleri Konseyi'ni   (Sovnarko) 10 Ekim günü seçti. Kurucu Meclis toplanıncaya kadar iktidarda olacağı açıklanan Sovnarkom ilk olarak Barış ve Toprak Kararnamelerini kabul ederek Rusya İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'nda çekildiğini ilan etti. Büyük toprak sahiplerine ait toprakların da yoksul köylülere dağıtıldığını açıkladı.

Yurt

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]