Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Dünyadan

Halep cephesi: İslamcı sahtekarlık

Kurtuluş Kılçer


Halep’te moda deyimle “rejim güçlerinin” ilerleyişi, gerici siyaset saflarında öfke nöbetlerine neden oluyor. Dayanamıyorlar; Halep’te meşru Suriye Hükümeti’nin Halep’i cihatçılardan kurtarmaya çalışması onları deliye döndürüyor.

Halep’te büyük bir insanlık dramı yaşandığını, sivillerin katledildiğini, sokakların cesetlerden geçilmediğini ardı sıra servis etmeye başlıyorlar. Ne zaman Halep’te meşru Suriye Hükümeti kazanım elde etse katliam diye basıyorlar yaygarayı. İnsani koridor açılması, yardım konvoylarının ulaşması gerektiği üzerine ateşkes çağrıları emperyalist merkezlerden yapılmaya başlanıyor. Bu merkezler “adamlarının” zor durumda olduğu her noktada “insanlık” kılıfıyla devreye girmeye çalışıyorlar.

Ancak söz konusu Musul ya da Yemen olduğunda ortalığı sessizlik kaplıyor. Türkiye’de siyasal İslamcılar, dinciler, gericiler adına ne derseniz deyin tornadan çıkmış gibi aynı tepkiyi veriyorlar. Bugün Yemen’de yaşananlara tek bir laf etmeyenlerin söz konusu Halep olunca nasıra basılmışçasına yaygara kopartması iki yüzlülükten başka bir şey değildir. Yemen’de ve Musul’da yaşananlara dair tek bir atıfta bulunmayanların mazlum edebiyatına karnımız tok.
Suriye devleti, meşru ve haklı bir savaş vermektedir. Ulusal bütünlüğüne kast eden emperyalist bir saldırı ile karşı karşıya kalmışlardır ve bu saldırı ülke içi ve ülke dışı cihatçıların Suriye’de silahlandırılması ve yönlendirilmesiyle yapılmıştır.

Her savaşın fotoğrafı kötüdür. Her savaş, insan ölümlerini beraberinde getirir. Bugün Halep cihatçılar tarafından işgal edilmiştir ve Suriye ülkesini, kentini, toprağını bu işgalci barbarlardan kurtarmaya çalışmaktadır. Haklı ve haksız savaş vardır ve Suriye devletinin kendi toprağını kurtarmaya çalışması Suriye halkı için haklı bir savaştır. İnsanlık edebiyatı yaparak mazluma yatanlar, önce Suriye’de işledikleri katliamların ve cinayetlerin hesabını vermelidirler.

O yüzden bugün Halep’te kent yıkıma uğruyorsa, insanlar ölüyorsa öncelikle bunun sorumlusu cihatçı çetelerden başkası olmadığı bir kez daha yazılmalıdır. Savaş öncesinde Halep’te yapılan Esad yanlısı mitinglerin kitleselliğini hatırlatmak bile Suriye halkının kimin yanında olduğunu açık bir şekilde göstermedi mi? Bugün cihatçıların elinde ve kuşatma altında bulunan Doğu Halep’te yaşayan sivil halkı gündeme getirenler Halep’in batısında yaşayanları halk yerine koymuyor mu? Çok açık ki, Doğu Halep’te yaşayan siviller cihatçılar için canlı kalkan dışında bir anlama gelmemektedir. Suriye iktidarının ilerleyişi sonrasında halkın Suriye Ordusu’nun saflarına nasıl kaçtığını, Suriye askerleri ile halkın kucaklaşmasının yürek burkan görüntülerinin nasıl oluştuğunu görmek bile yeterlidir.

Bugün Suriye’de halkın yüzde 70’i cihatçıların değil Suriye devletinin kontrol ettiği bölgelerde yaşamaktadır. Bu gerçek göstermektedir ki, Halep’teki durum, cihatçı çetelerin silahlı işgalinden başka bir anlama gelmemektedir.

Suriye halkı, bütün tarihi boyunca büyük acılar çekmiş bir halktır. Fransız mandasını görmüş, bağımsızlığını kazanmış, İsrail ile savaşmış bir halktan bahsediyoruz. Bugün ülkesinin parçalanmasına karşı kahramanca mücadele edenlere karşı ancak ve ancak saygı duymak gerekir.

Türkiye söz konusu olunca, emperyalizmin asıl hedefinin Türkiye olduğundan ve Türkiye’nin kuşatıldığından dem vuranlar, Suriye’de yaşananlara bakınca çifte standart ve tam da bu yüzden büyük bir sahtekarlık içindedirler. İslamcı siyaset, kindarlığını ve emperyalizmle ortaklığını Halep savaşına bakışında bir kez daha teyit etmiştir.

Suriye’de başlatılan silahlı ayaklanmanın adını koyalım. Mesele emperyalizmin bölgeye müdahalesi, Suriye’nin ve Irak’ın parçalanması, sonrasında sıranın İran’a gelmesi hedefiydi. Bu doğrultuda bütün bölgenin bir kan denizine çevrilmesi gerekiyordu ve emperyalizm kendisine bağlı olan-olmayan cihatçıları devreye sokarak, onları silahlandırarak büyük bir planı devreye sokmuştur. Bugün siyasal İslam adına konuşanlar bu gerçek karşısında sadece susmalıdırlar. Libya’dan cihatçılar Suriye’ye taşınmadı mı, tırlarla silahlar gönderilmedi mi, Türkiye’de CIA-MİT ortaklığında istihbarat merkezleri kurulmadı mı, ülke topraklarımızda cihatçı kamplar açılmadı mı?

2011 yılının Ekim ayında Halep’te Suriye tarihinin hükümet yanlısı en büyük gösterisinden hemen sonra yapılan bombalama olaylarını niye yazmıyorsunuz? Tabii o tarihte FETÖ ile birlikte yargıyı ele geçirmekle meşguldünüz. Bugün Halep hakkında emperyalizmin çıkarlarına hizmet eder bir biçimde “Halep’in intikamı acı olacak” diye yazı yazanlar, Halep’teki 1000 fabrikanın cihatçılar tarafından talan edildiğini ve çalınan malların Türkiye’ye transfer edildiğini de yazmalıdır. Halep, cihatçılar tarafından yağmalandı, talan edildi, kentin önemli bütün tarihi binaları yok edildi. Bugün Halep’te büyük yıkım var diyerek suçu Suriye Devleti’ne atanlar önce aynı zihniyeti taşıdıkları cihatçıların yaptıklarına bakmalıdırlar.

Mesele basittir. Emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi devreye sokulmuştur. Cihatçı çeteler, emperyalist merkezlerin vekaletini üstlenmişlerdir. Amaç Irak ve Suriye’nin parçalanmasıdır. Amaç İsrail için tehdit oluşturan Suriye’nin güçsüzleştirilmesidir. Bu açıdan Türkiye’de İslamcılar, bugün Suriye savaşında İsrail’in çıkarlarına hizmet eden bir pozisyon içindedirler. Mavi Marmara diye mangalda kül bırakmayan İslamcılar bu nesnel gerçek karşısında tarihi olarak asla kendilerini temizleyemeyeceklerdir.

Dün ABD’nin kuyruğunda “Emevi camiinde namaz kılacağız” diyenler, yeni Osmanlıcılık hayali kuranlar Halep’te yıkımın en büyük sorumlusudur. Suriye’de çıkan yangın ülkemizi sardığında vatan, millet, sakarya edebiyatına sarılanlar, Suriye’deki ulusal direnişine söz söyleme hakkına sahip değildir.

Halep’te yaşanan savaş, Suriye devleti için meşru ve haklı bir savaştır. Halep, Suriyelilerindir.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]