Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

HDP, İstanbul, Adana ve İzmir'den aday çıkarmayacağını açıkladı

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, yerel seçimde İstanbul, Adana ve İzmir'den aday çıkarmayacaklarını açıkladı.

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul, Adana ve İzmir'den aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Oluç bu iller dışındaki büyükşehirler ve il belediyeleri için çalışmaları tamamlandığında açıklama yapacaklarını söyledi.

“Bir fedakarlık yapıyoruz ama bu fedakarlığı şu veya bu parti lehine yapmıyoruz bunu Türkiye’deki demokrasi adına yapıyoruz” diyen Oluç, şu ifadeleri kullandı:

“Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Bu fedakarlığın hangi düzeyde olacağını tartıştık. Büyükşehir il ilçeler düzeyinde hangi adımlar atılabilir, bunları konuştuk ve bazı kararlara vardık. Bu vardığımız kararları da peyderpey açıklayacağız. Birinci önceliğimiz demokrasi, insan hak ve özgürlükler adalet mücadelesi açısından meseleye bakmamızdır. İkinci önemli konu ise temsil meselesidir. Buna şöyle bakıyoruz ilk kez uzun yıllar sonra HDP aracılığı ile batıya göçmüş olan 20-30 yıldır batıda yaşayan Kürdistan coğrafyasının çeşitli ilerinden göçmüş insanlarımızın temsil imkanı ortaya çıkmıştır. Onun dışında büyükşehirlerde belediye meclislerine HDP logosuyla, adaylarıyla gireceğiz ve bu konudaki en yüksek temsil oranına batı metropollerinde ulaşmak için en büyük çabayı sarf edeceğiz.”

Mezopotamya Ajansı bugün HDP'nin yerel seçim stratejisine ilişkin yaptığı haberde partinin İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa'da aday göstermeyeceğini duyurmuştu.

Haberde Halkların Demokratik Partisinin (HDP), hafta sonu Genel Merkez binasında üst üste gerçekleştirdiği Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarında, yerel seçimlerde batı illerine dair izleyecekleri stratejiyi belirlediği aktarılmıştı.

KULİS: 7 BÜYÜKŞEHİRDE ADAY ÇIKARILMAYACAK
Toplantılarda alınan kararlar gereği Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Ankara, Mersin, İzmir ve İstanbul olmak üzere toplamda yedi büyükşehirde aday gösterilmeyeceği belirtildi.

İLÇELERDE ADAY ÇIKARILACAK
HDP, aday göstermediği büyükşehirlerin birçok ilçesinde kendi adayını çıkaracak. Mersin’in Akdeniz ilçesi ve İstanbul’un Şişli ilçesi gibi yerlerde aday gösterilecek.

KONYA VE İLÇELERİNDE ADAY ÇIKARILACAK

Toplantılarda alınan kararlardan bir diğeri ise, İç Anadolu Bölgesi’nde partinin en güçlü olduğu yerler arasında olan Konya ve ilçelerinde aday çıkarılması. Alınan kararlara göre, HDP Konya Büyükşehir ile Cihanbeyli ve Kulu ilçelerinde kesin aday çıkartacak. Konya’nın diğer ilçeleri içinse tartışmaların sürdüğü belirtildi.

EGE’DE ADAY ÇIKARMA EĞİLİMİ VAR
Ege Bölgesi için yürütülen tartışmalarda ise, Aydın, Muğla, Balıkesir, Manisa, olmak üzere, birçok ilde aday çıkarma eğiliminde. Partinin kararlaştırdığı konulara dair önümüzdeki günlerde açıklama yapması bekleniyor.

https://www.evrensel.net/haber/372143/hdp-istanbul-adana-ve-izmirden-aday-cikarmayacagini-acikladi

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
30.01.2019- 11:05

HDP aday göstermediği yerlerde kimi destekleyeceğini işaret etti

HDP, Ankara, İstanbul, İzmir, Antep, Adana, Mersin ve Urfa'da aday çıkarmama kararı alırken, bu illerde CHP-İyi Parti ittifakını destekleyeceğinin sinyalini verdi.

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul, İzmir, Antep, Adana, Mersin ve Urfa'da aday çıkarmama kararı alan HDP'nin bu illerde kimi destekleyeceği tartışma konusu olurken, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan konuya ilişkin açıklamada bulundu.

Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi'ye konuşan Buldan, “HDP’nin aday çıkarmadığı yerlerde CHP’yi destekleyeceğiniz söyleniyor” sorusuna, "AKP ve MHP’yi geriletecek adayları destekleme düşüncesindeyiz" yanıtını verdi.

Yazının ilgili bölümü şöyle:

Pervin Hanım’a “HDP’nin aday çıkarmadığı yerlerde CHP’yi destekleyeceğiniz söyleniyor” diye sordum.Buldan, “Yok” demedi. Tam aksine, CHP ile işbirliği mesajı verdi. “Başından beri demokratik güç birliğinden yana olduğumuzu söylüyoruz. AKP ve MHP’yi geriletecek adayları destekleme düşüncesindeyiz” dedi. HDP İstanbul, İzmir ve Adana’da belediye başkan adayı çıkarmadı. 24 Haziran seçimlerinde HDP, İstanbul’da yüzde 12.7, İzmir’de 11.5, Adana’da ise 13.5 oranında oy almıştı. Önemli bir oy oranı. Pervin Buldan, “Örgütümüzden gelecek yeni raporlar doğrultusunda aday çıkarmayacağımız yeni yerleri ilan edeceğiz” dedi. Buldan’ın bu sözlerinden işbirliğinin sadece üç büyükşehirle sınırlı kalmayacağı anlaşılıyor. Kulislerde HDP’nin yedi yerde aday çıkarmayacağı konuşuluyor.

http://haber.sol.org.tr/turkiye/hdp-aday-gostermedigi-yerlerde-kimi-destekleyecegini-isaret-etti-255636

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
30.01.2019- 12:08

HDP yönetiminin aldığı bu '' belli illerde aday çıkarmama'' kararını samimi bulduğumu söyleyebilirim. Makas değiştirip milliyetçilik kartını çıkartan AKP'nin MHP ortaklığıyla birlikte HDP'nin üzerine çok gittiği ve her zamankinden çok daha büyük baskı, tehdit ve acılara maruz kaldığı bir gerçek. Hemen hemen kazandığı tüm belediyelerin görevden alındığı, pek çok yöneticisinin hapislere atıldığı koşullarda HDP'nin AKP MHP ittifakına karşıt bir pozisyon alması ve 31 Mart seçimlerine de bu şekilde gitme kararının çok fazla şaşırtıcı olmaması gerek.

Ne var ki, konunun başka bir yönü var: HDP'nin doğrudan veya dolaylı bir söylemle CHP İYİP ittifakının adaylarını destekleyeceğini söylemesi veya ima etmesi, HDP'ye oy vermiş olan kitlenin bu doğrultuda davranacağı anlamına gelir mi?

Birincisi, HDP'yle etnik ilişki kurarak oy veren mütedeyyin kesimlerin HDP aday çıkarmadığında yönelecekleri partinin CHP yerine AKP olacağını çünkü bu kesimlerin AKP'yi kendilerine CHP'den daha yakın bulduklarını düşünüyorum.

İkincisi, HDP içinde kendilerini enternasyonalist olarak niteleyen sol-sosyalizmle ilgisiz, dahası sola ve sosyalizme düşman, kuyrukçu olmayan sola saldırmayı gündelik görev olarak benimsemiş bir kesim var. Sürekli değiniyorum, cumhuriyet ve Atatürk'e ve cumhuriyetle ve Atatürk'le ilişkili ne varsa düşman olan bu kesimin CHP'ye oy vermesi mümkün değil. Koşullar biraz farklı olsa ve HDP yönetimi yine demokrasi ve özgürlük masalları doğrultusunda AKP'yi destekleyeceğini söyleseydi, bu sola-sosyalizme düşman kesimin koşa koşa AKP'ye yöneleceğini adım gibi biliyorum. Ama bu kesimin HDP karar aldı diye AKP'yi geriletmek adına CHP'ye oy vermesi beklenmemelidir. Bu kesim, AKP'yi CHP'den, AKP kitlesini de CHP kitlesinden kendilerine daha yakın görmektedir. Çünkü kendilerini Troçkist olarak lanse eden ve aynı zamanda enternasyonalist(!) bir sol-liberal kesim tarafından güdülenmektedir bunlar. İsim vermeyeyim, bu Troçkist ve dahi enternasyonalist(!)   sol liberalin bir yazısını okumuştum, açık seçik aynen bunu söylüyor, AKP kitlesini CHP kitlesinden daha yakın buluyor ve yapılması gerekenin AKP kitlesini kendi yanlarına çekmek olduğunun da altını çiziyordu. İşte bu kesim, tam da o kesim!

Bir üçüncüsü var; onlar ne olduklarını kendileri de bilmiyor. Tipik kuyrukçu bunlar. Düne kadar kuyrukçuluğun alasını yaptılar, bugün ''kuyrukçu değiliz'' derken bile kuyrukçuluklarını sürdürüyorlar. İşleri ikinci gruptakilerden daha zor olduğunu söyleyebilirim. Hem kuyrukçu olmadıklarını söylemek ama tam gaz kuyrukçuluğa devam etmek ve bu arada enternasyonalist komünist olunduğu algısı yaratma çalışmak hiç de kolay değil. Zaten kolay olmadığı için de bir türlü beceremiyorlar, bir türlü tutarsızlıktan kurtulamıyorlar. Daha geçen seçimlerde ''AKP'yi geriletmek için'' gerekçesine sarılıp ''Oylar HDP'ye'' diyen bu enternasyonalist komünistler(!) bugün bu gerekçeyi bir kenara bırakıp HDP'nin aday göstermediği seçim bölgelerinde oy vermeyeceklerini söyleyebiliriz. (AKP sorunu ortadan mı kalktı ne :) Neyse, geçelim; ciddiye alınır yanları olmadığını yıllardır söylüyorum.)

Özetle, bu kesimlerin HDP kararı doğrultusunda bir siyasal tavır alacaklarını ve ''Millet İttifakını'' destekleyeceklerini düşünmüyorum. Bunlar hiçbir şekilde AKP karşıtı olmadılar ve olmamaya devam edecekler. Sorun, bu kesimlerin HDP kitlesinin ne kadarını oluşturduklarıdır. Birinci örnektekilerin sayısı iki ve üçle kıyaslanmayacak kadar fazladır. Ama toplamda HDP'nin kararına uyacaklardan fazla sayıda olmayacaklardır. HDP'nin aday çıkarmama kararını destekleyip AKP'yi geriletmek adına CHP İYİP ittifakına destek verecek olanların da özellikle İstanbul, Adana ve Hatay'da belirleyicilik kazanacağı söylenebilir. Ve eğer, İstanbul HDP oylarının katkısıyla AKP'ye yıllar sonra gelen bir yenilgi yaşatırsa, ülkede farklı bir konjöktürün oluşabileceği iddiası abartılı bir söylem olmayacaktır.

Cevap: 3
31.01.2019- 21:38

HDP'nin bazı büyükşehirlerde aday çıkartmayarak, adı konulmamış bir ittifakla Millet ittifakını desteklemesi, bazı sosyalistler için hayal kırıklığı yaratmış gözüküyor. Bu hayalkırıklığı birazda HDP'ye yönelik gerçekliklerle uyuşmayan beklentilerden kaynaklanıyor sanırım. Zira kimi sosyalistler HDP'ye sanki düzen değişikliğini amaçlayan bir sosyalist sınıf partisi gözüyle bakıyordu. HDP'ye gerçekte temsil etmediği payeler vererek, onu Türkiye halklarının kurtuluş umudu olarak lanse ediyordu. Halbuki HDP, Kürt toplumunun çıkarlarını, Türkiye'de ki demokratik kazanımların genişletilmesinde gören ve bu sebeple Türkiye'de ki demokrasi mücadelesini yoğunlaştırmayı amaçlayan bir kitle partisidir sadece... İçerisinde barındırdığı sosyalistinden liberaline, muhafazakarından demokratına kadar geniş bir ideolojik yelpazeyi temsil etmektedir HDP, Türkiye'de ki demokrasi mücadelesi   açısından önemli bir aktör olarak tanımlanabilir. Özellikle ezilen Kürt halkının hak ve eşitlik talebinin siyasi temsilcisi olması, ona ilerici ve demokrat bir kimlik kazandırmaktadır. Hatta kimi mücadele alanlarında HDP, Sosyalist sol ile yan yanada gelebilir, geliyorda zaten. Fakat HDP bir devrimci sınıf partisi değildir. Dolayısı ile ondan bir devrimci sınıf partisinin gösterebileceği uzlaşmaz radikalliği göstermesi beklenemez.

Baktığımızda 2008 yılı ile başlayan ve 2015 Haziran seçimlerine kadar devam eden zaman diliminde,   çözüm sürecinin getirdiği yumuşama ortamı, ulusalcı Kürtlerde Erdoğan'a yönelik bir sempati yaratmıştı. Bu sempatinin seçimlerde oyada dönüşüyor olması, AKP'ye çözüm sürecini Kemalist ve Milliyetçi kesimden gelen set eleştirilere rağmen sürdürebilme motivasyonu sağladı. Tabi bu çözüm sürecinin neyi ihtiva ettiği, varacağı yerin neresi olacağı muallaktı. Bir tür oyalama taktiği olması ise yüksek bir ihtimaldi. Fakat geçmişte   büyük acılar yaşamış Kürt halkına bir umut bahşetmesi sebebiyle çözüm süreci, Kürt halkı nezdinde önemini korumaya devam etti. Fakat 2015 Haziran seçimlerinde HDP'nin aldığı yüzde 13 oy, hem AKP'yi tek başına iktidar olmaktan etmiş, hemde HDP'yi, bu seçimin ardından gittikçe milliyetçileşen AKP iktidarının, üzerinden karşıtlık üreteceği bir ötekileştirilmiş politik özne haline getirmişti. Çözüm süreci döneminde kısmi bir özgürlük ve örgütlenme ortamı bulan HDP,   2015 Haziran seçimlerinde ortaya çıkardığı siyasi tablo sebebiyle gerek iktidarın kullandığı milliyetçi siyasi söylem, gerek ise yandaş basın ve medya organları tarafından hedef haline getirilmişti. Artık çözüm süreci rafa kalkmış, yükselen milliyetçi sağ popülizm, her türlü kitle iletişim aracı vasıtası ile kamuoyu önünde HDP'yi büyük bir baskı altına almıştır. Amaçlanan HDP üzerinden yükseltilecek milliyetçi bir dalga ile, bu dalganın seçimlerde Ak Parti'ye oy olacak şekilde kanalize edilebilmesiydi. Bundada epey başarılı olundu ki Kasım 2015 seçimlerindeki tablo ile karşılaştık. Halada seçimler öncesi HDP karşıtı retorik iktidar tarafından kullanılmaya devam ediyor.Tabi bu süreçte bir diğer önemli siyasal gelişme ise faşist MHP'nin, iktidardan pay almaya başlamasıdır. Muhakkak bunun bürokrasi kadrolarında da bir karşılığı vardır.

Bu tabloya baktığımzıda ben melnur arkadaş gibi düşünmüyorum. Yaşanılan son 4-5 yıllık süreç, siyasallaşmış ulusalcı Kürt seçmenindeki AKP sempatisini ortadan kaldırdı. Hatta son cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP'nin parti olarak yüzde 11 alırken, Selahattin Demirtaş'ın yüzde 8'de kalması, yüzde 3'lük Kürt seçmeninin daha partilerinin bir yönlendirmesi olmadan CHP adayına yöneldiklerini göstermiştir. Şimdi HDP'nin aday çıkarmadığı bir süreçte, HDP seçmeninin, özellikle de İstanbul'da ufak bir fire vermekle birlikte büyük oranda CHP'ye yönelmesi olası gözüküyor.

Ben HDP'yi sadece bir demokratik kitle partisi olarak gördüğüm, ona bir sosyalist sınıf partisi payesi vermediğim için, verilen kararı olağan karşılıyorum. Fakat öte yandan İyi Parti gibi bir partinin bu ittifakın bir parçası olması, hareketin taşıdığını iddia ettiği demokratik ve özgürlükçü perspektife büyük bir darbe indiriyor. Doğrusu ben İyi Parti dışarıda bırakılarak, CHP ve HDP'nin ortak bir sosyal demokrat cephe kurmalarını daha olumlu bulurdum. En azından temsil ettiklerini iddia ettikleri demokrasi güçlerine daha iyi bir örnek teşkil ederlerdi. Fakat İyi Parti gibi sığ bir milliyetçi partinin varlığı, ittifakın inandırıcılığını, en azından sol bir bakış açısından bakıldığında pek mümkün kılmıyor.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
03.02.2019- 07:10

CHP ile HDP arasında kamuoyuna çokça duyurulmayan bir çalışma var. HDP'nin bu ortak çalışmada bir çekincesi yok. Kitlesine hakim. Her türlü mobilizasyonu da yapabiliyor. ''AKP'yle birlikteyiz'' dese ( 'Hendek Savaşları'na kadar da öyleydi) kitle büyük çoğunluğuyla AKP'ye yanaşır, ''CHP'yle birlikteyiz'' dese bu kez kitleyi CHP'ye yöneltebilir.

Aynı durumu CHP için söyleyemeyiz. CHP'nin açık seçik HDP ile birlikteliği hem CHP yönetiminin karşılayamayacağı eleştiri/saldırılarla karşılaşmasına yol açar ve hem de kendi kitlesinde milliyetçiliği ağır basan bir kesimin tepkisine yol açar. Bu yüzden iki partinin AKP-MHP karşıtlığı zemininde bir araya gelişleri açıkça dillendirilerek gerçekleştirilmiyor.   Ama belli yerlerde bu tür çalışmaların olduğu belli.

Örnekse, HDP'nin üç büyük şehir için aldığı karar ve özellikle Mersin için alınan karar. Mersin'de AKP seçimlere katılmıyor. MHP, İYİP ve CHP katılıyor. HDP aday çıkarmadı ve açıkça CHP'yi büyük şehirde destekleyeceğini açıkladı. CHP'den de bölgede kuvvetli olduğu iki seçim bölgesinden destek istedi. Basından okuduğumuz kadarıyla CHP o iki seçim bölgesinde aday çıkarmayarak orada HDP'yi destekleyeceğini belli etti.

Bu seçimlerin önemli olduğunu ve sadece bir yerel   seçim de olmadığını, bir kez daha yinelenecekse, seçim bölgelernde AKP-MHP ittifakına karşı hangi parti güçlüyse ona yönelmek gerektiğini düşünüyorum. Bence bu ülkenin ilerici, yurtsever ve aydınlık insanlarının bu seçimlerdeki tutumu böyle olmalıdır. Bugüne kadar garip bir esriklik içinde yalpalayıp durduk. Gelinen nokta ortada. Devrimci cumhuriyet ortada olmadığı gibi, zorlansalar da, osmanlıya dönüş projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Aydınlanma ve bilim hak getire; kindar ve dindar nesil misyonu tam gaz gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Devekuşu gibi kafamızı kuma gömmenin bir anlamı da yok!

Umarım bu kez başarısızlık yaşamayız!

melnur  |  Cvp:
Cevap: 5
06.02.2019- 09:10

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

HDP'nin doğrudan veya dolaylı bir söylemle CHP İYİP ittifakının adaylarını destekleyeceğini söylemesi veya ima etmesi, HDP'ye oy vermiş olan kitlenin bu doğrultuda davranacağı anlamına gelir mi?

Birincisi, HDP'yle etnik ilişki kurarak oy veren mütedeyyin kesimlerin HDP aday çıkarmadığında yönelecekleri partinin CHP yerine AKP olacağını çünkü bu kesimlerin AKP'yi kendilerine CHP'den daha yakın bulduklarını düşünüyorum.

İkincisi, HDP içinde kendilerini enternasyonalist olarak niteleyen sol-sosyalizmle ilgisiz, dahası sola ve sosyalizme düşman, kuyrukçu olmayan sola saldırmayı gündelik görev olarak benimsemiş bir kesim var. Sürekli değiniyorum, cumhuriyet ve Atatürk'e ve cumhuriyetle ve Atatürk'le ilişkili ne varsa düşman olan bu kesimin CHP'ye oy vermesi mümkün değil. Koşullar biraz farklı olsa ve HDP yönetimi yine demokrasi ve özgürlük masalları doğrultusunda AKP'yi destekleyeceğini söyleseydi, bu sola-sosyalizme düşman kesimin koşa koşa AKP'ye yöneleceğini adım gibi biliyorum. Ama bu kesimin HDP karar aldı diye AKP'yi geriletmek adına CHP'ye oy vermesi beklenmemelidir. Bu kesim, AKP'yi CHP'den, AKP kitlesini de CHP kitlesinden kendilerine daha yakın görmektedir. Çünkü kendilerini Troçkist olarak lanse eden ve aynı zamanda enternasyonalist(!) bir sol-liberal kesim tarafından güdülenmektedir bunlar. İsim vermeyeyim, bu Troçkist ve dahi enternasyonalist(!)   sol liberalin bir yazısını okumuştum, açık seçik aynen bunu söylüyor, AKP kitlesini CHP kitlesinden daha yakın buluyor ve yapılması gerekenin AKP kitlesini kendi yanlarına çekmek olduğunun da altını çiziyordu. İşte bu kesim, tam da o kesim!

Bir üçüncüsü var; onlar ne olduklarını kendileri de bilmiyor. Tipik kuyrukçu bunlar. Düne kadar kuyrukçuluğun alasını yaptılar, bugün ''kuyrukçu değiliz'' derken bile kuyrukçuluklarını sürdürüyorlar. İşleri ikinci gruptakilerden daha zor olduğunu söyleyebilirim. Hem kuyrukçu olmadıklarını söylemek ama tam gaz kuyrukçuluğa devam etmek ve bu arada enternasyonalist komünist olunduğu algısı yaratma çalışmak hiç de kolay değil. Zaten kolay olmadığı için de bir türlü beceremiyorlar, bir türlü tutarsızlıktan kurtulamıyorlar. Daha geçen seçimlerde ''AKP'yi geriletmek için'' gerekçesine sarılıp ''Oylar HDP'ye'' diyen bu enternasyonalist komünistler(!) bugün bu gerekçeyi bir kenara bırakıp HDP'nin aday göstermediği seçim bölgelerinde oy vermeyeceklerini söyleyebiliriz. (AKP sorunu ortadan mı kalktı ne :) Neyse, geçelim; ciddiye alınır yanları olmadığını yıllardır söylüyorum.)





Bu konuyu bu halde pek de bırakmamak gerekiyor.

HDP'li olup olmadıkları bir yana, özellikle sağlı sollu liberallerin etkisiyle HDP'ye doğrudan veya dolaylı olarak katılan, biat eden veya kuyrukçuluğa soyunan kesimler var. Bu kesimler ya HDP ( Kürt hareketi) üzerinden kendilerini var etmeye çalışıyorlar ya da uzun yıllar kuyrukçuluğun etkisinde kaldıkları için bilerek veya bilmeden kuyrukçu bir prizmadan siyasi okuma yapmaya çalışıyorlar. Kürt hareketi nasıl manevra yaparsa yapsın, bu kesimlerin temel davranış biçimi pek değişmiyor.

Örnekse, bu kesimlerde, CHP başta olmak üzere kuyrukçuluğu elinin tersiyle itmiş sol kesimlerin tamamı ''düşman'' kamptadır. Aydınlanmaya da düşmanlık yaparlar, Mustafa Kemal'e de ve cumhuriyet kazanımlarına da! Kendi çaplarında etnik siyasetten yanadırlar. 1915 olaylarının acımasızlığı ve Anadolu'daki Kürt İsyanlarına karşı gösterilen şiddetin derecesi etnik bir pencereden değerlendirilir ve sonuçta buradan 1923 devrimlerine bir karşıtlık üretilir. Siyasetlerini ve siyasi konumlanışları bu zemin üzerinden yürütürler. Kürt hareketini destek te bu etnik siyaset zemininde gerçekleşir. Bu yüzden HDP'nin dolaylı da olsa ''millet ittifakına destek'' yaklaşımı bu kesimler tarafından tepkiyle karşılanır. Çünkü CHP ile olsun, 1923'ü bir burjuva devrim, bir aydınlanma süreci olarak gören kesimlerle olsun yan yanalık bu kesimlerin fıtratında yoktur. Kürt hareketinin içindedirler ama, bu halleriyle harekete içsel değil, dışsaldırlar. Kendilerini enternasyonalist olarak nitelemeleri solcu olduklarından falan da değildirler; solculukla hiçbir ilgileri olmadığı, önceden olmuş olsa bile artık kalmadığı rahatlıkla söylenebilir.

Bir de benzer konumda olmalarına ve kendilerini bir dönem ''enternasyonalist komünist''(!) olarak niteleyenler vardır ki, onların da siyasi konumlanışlarının bir öncekilerle aynı olduğunu söylemek çok yanlış değildir. Düşmanlık konusunda aynısının tıpkısıdırlar çünkü yıllarca aynı merkezlerden beslenmişlerdir ve aynı konumda yıllarca bulunmuşlardır. Tek farkları bu örnektekilerin kendilerini komünist olarak gösterme çabalarıdır. İnternette buldukları makalelerden aşırma cümlelerin altına üstüne bir iki cümle yazdıklarında solcu olduklarını sanıyorlar ve kuyrukçu olmadıklarını kanıtlamak için de Kürt hareketine arada bir zorlama eleştiride (!) bulunmaya çalışıyorlar. Konumlanışın aynı olması, karşıtlık bağlamında hiçbir fark bulunmaması, güncele yine aynı pencereden bakılıyor olması ve hatta ezberlerin bile aynı olması onları üstteki örneklerden farklı bir yere oturtmamaktadır. Aralarındaki tek belirgin fark ikincilerin ne yaptığını bilmememesidir.

Bu kesimler için şu söylenebilir sanıyorum; Kürt hareketini kullanarak siyasette varlık mı kazanıyorlar bu kesimler, yoksa Kürt hareketi bunları kullanarak kendisini solda göstermeye mi çalışıyor; işte orası biraz daha karışık bir konu!

melnur  |  Cvp:
Cevap: 6
25.02.2019- 19:31

HDP, Kürt toplumunun çıkarlarını, Türkiye'de ki demokratik kazanımların genişletilmesinde gören ve bu sebeple Türkiye'de ki demokrasi mücadelesini yoğunlaştırmayı amaçlayan bir kitle partisidir sadece... İçerisinde barındırdığı sosyalistinden liberaline, muhafazakarından demokratına kadar geniş bir ideolojik yelpazeyi temsil etmektedir HDP, Türkiye'de ki demokrasi mücadelesi   açısından önemli biraktör olarak tanımlanabilir. Özellikle ezilen Kürt halkının hak ve eşitlik talebinin siyasi temsilcisi olması, ona ilerici ve demokrat bir kimlik kazandırmaktadır. Hatta kimi mücadele alanlarında HDP, Sosyalist sol ile yan yanada gelebilir, geliyorda zaten.


Proleter devrimci arkadaş böyle yorumlamış HDP'yi. Çok yanlış olmadığı söylenebilir ama bu tanımlama HDP'yi tam olarak yansıtıyor mu; tam emin değilim. HDP'yi böyle tanımlamak, onu PKK'den bağımsız bir çizgide yorumlamak anlamına gelir. Ben bundan da emin değilim. HDP'yi PKK'den soyutlayarak ele almak onun tam olarak çözümlemesini yapmak konusunda yanılgıya düşmek anlamına gelmez mi?


HDP Kürt hareketinin legal alandaki temsilcisidir.   PKK ile bir ilişki içinde olmadığını söyleyerek veya bu ilişki dışarda tutularak yapılacak bir analizin doğru ve gerçekçi bir yorum olması pek de mümkün değildir. Çünkü aralarında bir ilişki varsa, ki var, bu ilişkide belirleyici olanın PKK olduğu gerçeği göz ardı edilebilir mi? Bu yüzden PKK'nin belirleyiciliği altında olan bir HDP'nin salt '' Kürt halkının hak ve eşitliğini istemek''le tanımlamak bana çok da doğru bir tanım gelmiyor.



melnur  |  Cvp:
Cevap: 7
03.03.2019- 19:11

''Halkların Demokrasi Partisi (HDP), Batı’daki bazı illerde Belediye Başkan adaylarını geri çekiyor. Muğla’da Büyükşehir Belediye Başkan adayı dahil olmak üzere Marmaris, Bodrum, Menteşe ve Ula İlçelerinde adaylar geri çekiliyor.

HDP’den yerel seçimlere kısa süre kala yeni hamle geldi. Parti, batı illerindeki birçok adayını geri çekme kararı aldı.

Manisa’da ise Alaşehir, Soma ve Saruhanlı İlçelerinde gösterilen Belediye Başkan adayları geri çekiliyor. Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ise devam ediyor.

Denizli’de ise Pamukkale İlçe Belediye başkan adayı geri çekiliyor.

HDP’den konuya dair yapılan açıklamada, AKP-MHP bloğunu ülkenin doğusunda da batısında da olabildiğince geriletilmesi politikası gereği bu kararın alındığı belirtildi.''

https://www.birgun.net/haber-detay/hdp-bati-illerinde-bircok-adayini-geri-cekiyor.html


Haber Birgün gazetesinden. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Kürdistan diyenler ülkeyi terk etmelidir'' sözünden önce mi yoksa sonrasında bir tepki olarak mı bu kararın alındığı konusunda bilgim yok ama, ne olursa olsun alınan kararın doğru olduğunu düşünüyorum.   Gerçi Erdoğan'ın bu söyleminde bir samimiyet oduğunu hiç düşünmüyorum. Aslında Erdoğan'ın hiçbir kararında bir samimiyet yok. Örneklerini çokça gördüğümüz üzere, bugün ak dediğine yarın kara diyebiliyor.   Kürt hareketinin illegal örgütüyle ve Öcalan'la görüşen, ''hendek savaşları'' öncesinde her türlü tavizi veren   ve Kürdistan sözcüğünü bile telaffuz eden bizzat kendisiydi. Milliyetçiliğin ayaklar altına alındığı dönemden, bugünlerde en büyük   milliyetçi kesilmesinin bu yüzden samimi bir yanı yok.. Koşullar biraz değişsin, siyasi olarak bir yarar görsün Kürt hareketi ye liberallerle yan yana gelmekten hiç çekinmeyecektir.


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın psikolojisi epey bozuk sanıyorum. Yaptırdığı anketlerden gelen sonuç kendisi açısından   hiç de iç açıcı değil. Ekonomi başta olmak üzere hiçbir şey de iyi gitmiyor. Bir zamanların tarımsal ürünler konusunda kendi kendine yeterli olan bir ülkeyken, şimdilerde etinden balığına, mercimeğinden otuna kadar ne tüketiyorsa hepsini dışardan alan bir ülkeye dönüştük. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Ne söyleyecek? Bir düşman yaratacak, muhalefeti o düşmanla işbirliği yapıyormuş gibi gösterecek ve bu tabloda kendisi de vatan kurtaran kahraman rolünü oynayacak! Dincilik ve milliyetçiliğin bu ülkede iyi para yapıyor! Cumhurbaşkanının bu ve benzer söylemleri ondan.

İyi de yaklaşık 6 milyon oy almış bir partiyi de bu kadar düşmanlaştırmanın neye kime yararı olabilir? HDP PKK ise neden kapatmıyorsun? Neden hazineden yardım veriyor ve neden bir HDP'liyi meclis kürsüsünde başkanvekili olarak oturtuyorsun? Erdoğan'ın çaresizlik siyaseti bu yüzden samimiyet taşımıyor. Cumhurbaşkanı kendi söylediğine kendi inanmıyor. Ama seçimler için yapacağı başka bir şey de yok ki! ''Hayatı pahalılaştırdılar ben ucuzlatacağım''   mı diyecek?


HDP'nin kararı bu yüzden doğru.


Bu ülkede yaşayıp bu ülkenin içine düşürüldüğü koşullardan memnun olmayanların vermesi gereken siyasi karar da bence bu olmalıdır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 8
16.03.2019- 10:21

HDP, Ankara ve İstanbul'da desteklediği adayları resmen duyurdu: HDP oylarıyla olacak...

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, CHP'nin Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun seçildikleri takdirde, bunun HDP'lilerin oyları ile olacağını söyledi.

Resim Ekleme

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Ankara ve İstanbul'da CHP ve İyi Parti'nin ortak adaylarını destekleyeceklerini açıkladı.

"Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir" diyen Temelli, "Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir. Yapmaya çabalarsa zaten siyaseten bir karşılığı olmayacaktır. O kentin belediye başkanı olmayacak, o olsa olsa o kentin kayyumu olur. Biz bu riski alıyoruz. Seçmenlerimize diyoruz ki biz bu riski alacağız ve Türkiye'yi değiştireceğiz" ifadelerini kullandı.

Stratejilerinin çok net olduğunu, tek başına girdikleri yerde seçimleri kazanacaklarını, diğer yerlerde de "Cumhur İttifakı"na kaybettireceklerini ifade eden Temelli, "Ankara adayı HDP'ye vaatte bulunmayabilir. Ankara adayının bizimle bir yerde yolu hiç kesişmemiş olabilir. Ankara adayının demokrasi ile ilişkisini oturup tartmıyoruz. Biz demokrasi adına bir hamle yapıyoruz." dedi.

"Seçmeniniz buna ikna oldu mu?" sorusuna Temelli, "Evet. Seçmen buna ikna olmuş durumda. HDP'liler kararlı" yanıtını verdi.

http://haber.sol.org.tr/turkiye/hdp-ankara-ve-istanbulda-destekledigi-adaylari-resmen-duyurdu-hdp-oylariyla-olacak-258604

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]