Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

23.03.2021- 02:32

Başlığın yarısı Metin Çulhaoğlu'ndan yarısı da son zamanlardaki başlık alışkanlığımızda. yatıyor. Kısaca siyasi iktidarın arka arkaya hamlelerinden neyi amaçladığı ve bu gerçeklik karşısında solun ne yapması gerektiği bu başlığın konusu olacak.

Çulhaoğlu SALI yazısında iktidarın amacını net olarak ortaya koymuş; https://ilerihaber.org/yazar/rejimin-hesabi-ve-kitabi-124342.html, katılıyorum. ''Seçim kazanmak ve re.s’in bir kez daha seçilmesinin yolunu açmak…'' rejimin temel önceliği. Son bir haftada yapılanları, Gergerlioğlu'na dayatılanlar, HDP'nin kapatılma başvurusu, Gezi parkının İBB'den alınması, İstanbul Sözleşmesi'nin   feshi ve şu anda akla gelmeyen pek çok uygulamayı alt alta dizin ve ''neden'' sorusunu sorun, verilecek yanıtın bütün bu başlıklarda tutarlı bir bütünlüğün olmadığı, belli bir stratejinin parçası olmadıkları yönünde olacaktır. Seçim anketleri başka şeyler söylese, yani seçim kaybetme gibi bir acı gerçekle sıkışmasa AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bütün bu başlıklarda bu kararları alması pek de mümkün olmazdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda kalmak istiyor. İktidarı kaybetmek istemiyor. Muhalefete düşecek, iktidar ve devlet gücünü yitirecek bir Erdoğan'ın o koşullarda neyle karşılaşacağını bugünden kestirmek mümkün değildir. Yirmi yıla akın bir zaman iktidarda kalmış, devlet haline gelmiş bir siyasi anlayış için bu durumun şimdiden çok farklı bir baskı ve psikoloji yarattığı açıktır.

( Geçenlerde bir iki yandaş kalemin içinde bulunduğu bir TV kanalında konuşulanların yer aldığı bir video izlemiştim.   Şaşırtıcıydı, tanınmış kamuoyunda bilinen isimler açık açık bir korku ikliminin parçasına haline gelmiş gibilerdi. Biri iktidarın değişmesi durumunda İngiltere'ye gitsek, onlar bizi ülkelerinde barındırmaz, Türkiye'ye iade ederler, diyor; diğeri ''bu şekilde konuşma, zaten korkak bir adamım'' şeklinde başlayan cümleler kuruyordu. Anlaşılan, korku dağları sarmış; yandaş kalemler bu haldeyse, sorumlu mevkilerde olanların psikolojisini tahmin edebilmek hiç de zor değil.)

Çulhaoğlu SALI yazısında iktidarın amacını net olarak ortaya koymuş; https://ilerihaber.org/yazar/rejimin-hesabi-ve-kitabi-124342.html, katılıyorum. ''Seçim kazanmak ve ’in bir kez daha seçilmesinin yolunu açmak…'' siyasi iktidarın temel önceliği. Son bir haftada yapılanları, Gergerlioğlu'na dayatılanlar, HDP'nin kapatılma başvurusu, Gezi parkının İBB'den alınması, İstanbul Sözleşmesi'nin   feshi ve şu anda akla gelmeyen pek çok uygulamayı alt alta dizin ve ''neden'' sorusunu sorun, verilecek yanıtın bütün bu başlıklarda tutarlı bir bütünlüğün olmadığı, belli bir stratejinin parçası olmadıkları yönünde olacaktır.   Bu yüzden Çulhaoğlu'na büyük oranda katılıyorum, ''seçim kazanmak ve re.s'in bir kez daha seçilmesinin yolunu açmak'' rejimin öncelikli hedefi...

Yapılanların belli bir rasyonaliteden uzak oluşu, bunların gerçekten de öyle, sıradan, alt başlığı olmayan kararlar olduğu anlamına gelir mi? Tartışılabilir. İktidar zemininin ayakları altından kaydığı gerçeği aceleci, birbiriyle tutarsız ve hatta akı dışı kararların alınmasına yol açabilir. Ama bir konuda tedbirli olmakta yarar var gibime geliyor. Rejimin bu kararları alması karşısında muhalefetin açıklama yapmaktan başka hiçbir şey yapmaması, bu rasyonaliteden uzak, tutarsız ve birbiriyle ilintisiz gibi görünen uygulamaların bir yerden sonra sadece seçim kazanmaya yönelik olmaktan çıkabileceği anlamına gelmez mi? Meclis kararıyla kotarılan İstanbul Sözleşmesi'nin bir kişinin kararıyla fesh edilebilmesinin parlamentoda bulunan partilerce etkin bir tepki ve dirençle karşılaşmaması konusu bence sadece İstanbul Sözleşmesi'nin feshi olarak okunmamalıdır. Tamam, yapılanların perde arkasında seçim kazanmaya yönelik amaçlar var, öyle görünüyor, ama hiç mi bir alt başlık taşımazlar sorusu karşısında yine de ihtiyatlı olmakta yarar var, diye düşünüyorum.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
25.03.2021- 07:59

Yapılanların belli bir rasyonaliteden uzak oluşu, bunların gerçekten de öyle, sıradan, alt başlığı olmayan kararlar olduğu anlamına gelir mi? Tartışılabilir. İktidar zemininin ayakları altından kaydığı gerçeği aceleci, birbiriyle tutarsız ve hatta akı dışı kararların alınmasına yol açabilir. Ama bir konuda tedbirli olmakta yarar var gibime geliyor. Rejimin bu kararları alması karşısında muhalefetin açıklama yapmaktan başka hiçbir şey yapmaması, bu rasyonaliteden uzak, tutarsız ve birbiriyle ilintisiz gibi görünen uygulamaların bir yerden sonra sadece seçim kazanmaya yönelik olmaktan çıkabileceği anlamına gelmez mi? Meclis kararıyla kotarılan İstanbul Sözleşmesi'nin bir kişinin kararıyla fesh edilebilmesinin parlamentoda bulunan partilerce etkin bir tepki ve dirençle karşılaşmaması konusu bence sadece İstanbul Sözleşmesi'nin feshi olarak okunmamalıdır. Tamam, yapılanların perde arkasında seçim kazanmaya yönelik amaçlar var, öyle görünüyor, ama hiç mi bir alt başlık taşımazlar sorusu karşısında yine de ihtiyatlı olmakta yarar var, diye düşünüyorum.

Evet bir alt başlık var. Doğrudan yukarılardan gelmiyor, daha çok bir kısım sözde medya ve onların sözde aydınları tarafından dillendirilmeye başlandı. Hilafet deniliyor, laikliğe son bir darbeden söz ediliyor. Olursa burada durulur mu; şeriat özlemlerine sıra gelmeyecek mi? diyerek bu yazıyı şimdilik sonlandırayım. Çünkü epey de uzun bir yorumum biraz önce yanlış bir tuşla heba olup gitti. Daha sonra devam ederiz.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
28.03.2021- 03:16

Metin Çulhaoğlu son yazısına Rejimin hesabı ve kitabı(II) ile devam etmiş. ''Söz konusu yazıda rejimin seçimlere kilitlendiği vurgulanıyordu. Bunu söylerken kastedilen elbette rejimin kafasında (daha çok gönlünde) belirli bir Türkiye vizyonunun hiç olmadığı değildi. Söylenen şuydu: Gönüllerde hangi vizyon olursa olsun, günümüz koşullarında bu vizyon dahil her şey seçimlere endeksli hale gelmiştir…'' https://ilerihaber.org/yazar/rejimin-hesabi-ve-kitabi-ii-124495.html Öyle, partili cumhurbaşkanı tek hedefi var, gireceği ilk seçimi kazanmak. Söylenmeye, yapılmaya çalışılan her şey seçim kazanmaya yönelik. Aslı astarı, gerçekliği olsun olmasın, sadece bir algı oluşturmaya çalışıyor...

Anket eğilimlerine bakılarak seçimin ertelenmesi söz konusu olabilir mi; ya da artık tamamen gündemden düşmesi?.. Sanki bu olasılık ortadan kalkmış gibi... Belki bize öyle geliyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan daha baştan kaybedeceği belli olan bir seçime girmez diye düşünüyorduk. Pek de öyle değil gibi. Anketler   ve kamuoyu yoklamaları bize, sadece AKP MHP ittifakının eridiğini göstermiyor ve aynı zamanda toplumda bu anlayışı iktidardan edecek bir sabırsızlığın da oluştuğunu gösteriyor. Sokak röportajlarında da görüyoruz, halk öfke dolu. Karadeniz'deki ''doğal gaz müjdesi'' de ilgilendirmiyor onu, ''ay'a seyahat'' düşleri de...Evine gelen doğal gaz faturalarına bakıyor, elektrik faturalarına, zeytin peynir fiyatlarına, pazarlardaki ve hiç uğramadığı kasaplardaki yangına...

Hiç kuşku yok, sosyalistler sadece ekonomiye değil, siyaset alanına, cumhuriyet kazanımlarının ne olduğuna ve ülkenin toptan bir geriye dönüş sürecine girip girmediğine... Ve kayıtsız da kalmazlar. Ne var ki, girilecek ilk seçimde AKP MHP ittifakının kaybedeceğine kesin gözüyle de bakılmamalıdır. Bir kısım sosyalistlerimizin yaptığı gibi nasıl olsa sağcısı ve solcusuyla düzen muhalefeti iktidarı değiştirecek, kendi meşreplerince bu süreci bir şekilde noktalayacak, bu süreçte bizler kendi işimize, kendi pratiğimize ağırlık verir solu toplumsal alanda daha da güçlendirecek bir siyaset izleyebiliriz, diye düşünebilirler. Saygı duymak lazım. Düzen muhalefetin dışında kalarak da iktidarı değiştirecek bir somut siyaset izlenebilir. Muhalefete (yıpratıcı, diyelim) muhalefet etmeden, siyasi iktidarla aynılaştırmadan ve her şeyden önce rejimi sıradanlaştırarak önemsizleştirmeden yürütülmelidir, diye düşünüyorum, bu dönemdeki sosyalist siyaseti... ''Yesinler birbirini'' tavrıyla hareket edilmemeli! Çünkü, bu gidişat...

Bu gidişat kötü kodlar içeriyor.
Bir seçim daha yitirmenin maliyeti gerçekten çok fazla olur.
Geriye dönüşü uzun yıllar olanaksız hale de getirebilir.
Hata yapılmamalı bu yüzden.
Hata yapılmamalı...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]