Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

RTÜK’ten TELE 1’e 3 gün ekran kapatma cezası

Resim Ekleme

RTÜK, TELE 1 kanalına 3 gün ekranının kapatılması kararı verdi.

RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) Üyesi İlhan Taşçı, RTÜK’ün TELE 1 kanalına 3 gün ekranının kapatılması kararı verdiğini duyurdu. Şubat 2023’e kadar benzer bir ceza alması halinde, TELE 1 RTÜK eliyle kapatılacak.

RTÜK’te oyçokluğu ile alınan kararın gerekçesi olarak, TELE1’e konuk olarak katılan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in “Diyanet bu haliyle siyasal İslamcı gereçtir” eleştirisi gösterildi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Taşçı, “RTÜK, Tele1 kanalının 1 yıl içerisinde 2 kez 6112 sayılı yasanının 8/1/b bendindeki ‘dil,din,ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı’ gerekçesiyle 3 gün ekranının kapatılmasına oyçokluğuyla karar verdi. Bir sonraki aşama kanalın yayın hayatına son verilmesi! Katledilen demokrasidir” dedi.

RTÜK Üyesi Okan Konuralp ile birlikte karşı oy kullanmalarına rağmen RTÜK’ün kararını oy çokluğuyla aldığını, cezanın TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in “Diyanet bu haliyle siyasal İslamcı gereçtir” eleştirisine dayandırıldığını belirten Taşçı, “Amaç seçimlere giderken ekranları karartmak, farklı seslerin, muhalefetin çözüm önerilerinin duyulmasını engellemek” dedi.

‘İPTAL EDİLMELİ’

RTÜK Üyesi Taşçı’nın TELE 1’e yönelik karara dair paylaşımları şu ifadelerle sürdü:

“RTÜK bugün bir kanalın yayın ihlalini değil Türkiye’yi yöneten anlayışın basına, çok sesliliğe, düşünce özgürlüğüne bakışını oyladı sonuç demokrasi ve çok seslilik katledildi. Hedef seçimlerde karartılmış ekran, susturulmuş, karanlığa boğulmuş Türkiye! Durum vahim ama umutsuz değil. Danıştay 13. Dairesi, RTÜK’ün aynı maddeden verdiği cezayı ‘Kurulun basın özgürlüğüne yapılan müdahalesinin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı’ gerekçesiyle iptal etmişti. Zorlama rapora dayanan bu karar da iptal edilecektir/edilmelidir. Bu düşünce özgürlüğünün gereğidir.”

ERKAN BAŞ’TAN TEPKİ: AKP-MHP İKTİDARI TELE1’İ KARARTMAYA ÇALIŞIYOR

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, RTÜK’ün TELE1’e ekran karartma cezası vermesine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi:

“Seçime muhalefetin konuşturulmadığı bir atmosferde gitme planlarının bir parçası olarak, AKP-MHP iktidarı Tele1’i karartmaya çalışıyor.

Kararmış bir şey varsa o da ancak sizin zihniyetinizdir, Tele1 emekçilerinin yanındayız. #TELE1susturulamaz”

https://ilerihaber.org/icerik/rtukten-tele-1e-3-gun-ekran-kapatma-cezasi-146321

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
20.10.2022- 07:15

AKP-MHP ittifakının yani örgütlü gericiliğin   seçimlerde   yenilgiye uğratılmasının ve demokrasinin faşizmi ezip geçmesi gerektiğinin altını çizmeye çalıştıkça birilerinin sürekli demokrasinin sınıfsal niteliğinden söz edip tarafsızlık vurgusu yapmaya çalışmasının anlaılır ve kabul edilebilir bir yanı yoktur. Hep yinelemeye çalışıyoruz, devletin sınıfsal bir baskı aracı olması ve demokrasinin de sınıfsal bir niteliğinin bulunması gerçeği hem devletin ve hem de demokrasinin biçimsel de olsa önemsiz olduğu anlamna gelmez. Türkiye özellikle 20 küsur yıllık AKP iktidarında bu biçimsel de olsa ''tarafsız'' konumunu yitirmiş ve parti devleti haline gelmiştir. Demokrasi vurgusuyla anlatılmak istenen şey -sınıfsallıktan öte-bu parti devleti özelliğinin ortadan kaldırılması ve devletin yeniden ''tarafsız'' hale getirilmesidir. Bugün ülkemizde devlet ve demokrasi güncelliği bu bağlama oturmaktadır. Ya parti devleti ve totaliter bir yönetim anlayışından yana olacağız ya da ''tarafsız'' devlet ve demokrasiden.

Koyu, kapkara   ve farklı bir süreç içindeyiz. Daha öncekilere hiç benzemeyen bir seçimle karşı karşıyayız. Bizleri bu konuda bir büyük ve önemli referandum bekliyor, önümüzde cumhuriyet tarihinin en önemli bir seçimi var; normal bir seçim de değil, bir referandum. Bu noktada,sözümona tarafsızlık adına referandumda doğrudan AKP-MHPittifakına karşısına geçmemenin karşılığı ve anlamı AKP-MHP ittifakından yana olmaktır. AKP-MHP değirmenine su taşımaktır. Neo-liberalliği falan da geçtik, neo-osmanlıcı bir gerici yapılanmanın artık değiştirilemeyecek bir şekilde gerçeklik kazanmasına katkı vermektir. Hiç yalpalamayalım. Zararın neresinden dönülürse kardır; bugüne kadar yanlış yerde duranlar, farklı beklentilerle siyaset oluşturmaya çalışanlar bir an önce bu gerçekliğin içerdiği tehlikeyi hatırlamalı ve ciddiye almalılar. Üye ve sempatizanlarını gereksiz koşullamalardan kaçınmalılar.

Ne çok örnek yaşıyoruz, bu seçimi, bu referandumu kazanmak adına ne büyük oyunlar oynanıyor! RTÜK'ün TELE1 kararı da bu büyük oyunun küçük bir parçası ve hiçbir şekilde son da olmayacak.3 günlük kapatma sonrasında istenildiği zamanda ruhsatın iptali ve TELE1'in tamamen karartılması da gündeme gelecek ve bu baskı tv'nin yayınlarında sürekli bir dizginlemeye yol açacak. İstenilen bu: kimse çatlak bir ses çıkarmasın, kimse onların belirlediği algının dışına çıkmasın. TELE1 bu konuda yalnız da değil, sopa siyaseti Halktv ve KRT için de geçerli. Referanduma gidilirken en küçük bir muhalif ses istenmiyor.

Sanırım bundan sonra bizler de burada ''burjuvazinin belirlediği sınırlar içinde'' siyaset yapmayı bırakır, daha keskin bir komünist tavır içinde komünist toplumun üst aşamalarında itfaiye teşkilatının nasıl olması gerektiğini tartışmaya açar ve katılım da olursa, ne güzel, icazetli alan dışında, bilimsel sosyalizmin el değmemiş konularını tartışmaya çalışırız. Hem böylelikle sadece daha keskin görünümlü bir komünist izlenimi vermiş olmayız ve aynı zamanda çok daha tehlikesiz sularda solculuk-sosyalistlik oyunu oynamış oluruz!

Öyle değil mi?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]