Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

TKP "Taksim İsyanı" konusunda geçtiğimiz günlerde bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu deklarasyonun 11. maddesi şöyleydi:

" 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte emekçi halka, sola, Kürtlere karşı gerici ve şoven saldırıların aracı olarak kullanılmak istenen ay-yıldızlı bayrak, halkımız tarafından faşizmin elinden alınmış, bir kez daha Deniz Gezmişlerin, yurtsever halkın elindeki bayrağa dönüşmüştür."

Solculuğun, yurt ve bayrak düşmanlığından, sosyalist olmanın kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk yapmaktan geçtiğini sanan bir kısım sözde keskin solcu da fırsat bu fırsat deyip içlerindeki TKP düşmanlığını yine ve hiç bıkmadan usanmadan dışa vurmuşlar. Neden; TKP, bu 11.maddeyle bayrağın faşizmin elinden alınıp, DEniz Gezmişlerin elindeki yurtsever halkın bayrağına dönüştüğüne değinmesinden. Yanlış mı? TKP aynı maddenin birinci cümleciğinde zaten 12 eylül faşizmiyle birlikte ay yıldızlı bayrağın şoven saldırıların aracı olarak kullanıldığını belirtiyor. Buna rağmen bu tepkinin bir anlamı var mı?

Sözde Sol-Sosyalist forumda "Komün" adlı bir densiz şunları yazmış:

"Alçaksınız ve adisiniz . O zaman elinize hemen alın o pislik bayrağı . O bayrağı elinde tutanlar halen M.Kemalin askerleriyiz , ne Mutlu Türküm diyene diyorlar halen , onlar halen devrimcileşmedi , bu neyin tespiti . TKP neofaşizmi bayrak alabilirsiniz artık o bayrak emekçi bayrağa dönüştüyse ."

Veda adlı şarlatan durur mu, o da şunları yazmış:

Üstelik TKP nin bu tür bir deklarasyon yayınlaması neden sizi bu denli öfkelendirdi,şaşırttı anlamış değilim.
Eğer alıntıladığınız deklarasyon maddesinin aksine bir madde olsaydı işte o zaman şaşmanız gerekirdi.

TKP bugün burjuvazinin icazet verdiği,sınırları burjuvazi tarafından belirlenen alanda,baştan beri politikasını,yurt,vatan,bayrak gibi burjuva değerler temelinde yürüten bir parti.

Ancak ne yazık ki bu alanda pek bir şey yapamayacaklar.
Çünkü o alan bizzat NEOFAŞİST İP tarafından parsellenmiş durumda.
Aynı ata oynuyorlar ancak İP onlardan hem daha örgütlü,hemde daha güçlü.


Ve nihayetinde EKİM adlı bir başkası ise, şunları...

Eyvah ki eyvah ! Az kaldı ; "Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız" diye başlayıp "Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız" diye devam edecekler ...

Kapitalist-emperyalizmin simgesi Nato'nun bayrağı ile yanyana dalgalandığı ,AB Binasının önüne dikildiği gerekçeleriyle bayrak taşımadıklarını açıklayan "komünistler" arada bir olduğu gibi yine titreyip kendilerine mi geliyorlar?

Komünistler için bayrak nedir dersek ? Yanıtımız sadece proletaryayı temsil eden Orak ve Çekiç'tir. Hem komünist olacaksın hem de ulus simgesi bayrağı elinde sokaklara düşeceksin ,buna da riya kokuyor derler !


Ne kadar kolay, ne kadar basit değil mi? Yurtseverliğe kin duy, ay-yıldızlı bayrağa ağza alınmayacak hakaretlerde bulun, önüne gelene neo-faşist de ve sonra böyle bir duruşu keskin sol sosyalist devrimci bir duruşmuş gibi algıla ve algılatmaya çalış!

Sanırsınız ki, bu sözde sol-sosyalistler elde kızıl bayrak her gün sınıf mücadelesi kapsamında illegal eylemlilik ( o da neyse artık) içinde. SAnırsınız ki, bu sözde sol sosyalist kişiler bir barikat kurmuşlar, kurdukları barikatın ardına işçi sınıfına yığmışlar ve orda siyasi iktidarın alınması için mücadele veriyorlar! Sanki, bu sözde sol sosyalist olduğu algısını yaratmaya çalışanlar, her gün bir eylemden bir başka eyleme koşuyorlar, attıkları keskin devrimci sloganlar ve kızıl bayrak altında işçi sınıfı mücadelesine genişlik ve derinlik kazandırıyorlar!

Sanki...

Oysa yaptıkları tek şey kürt ulusal hareketine yedeklenmek!

Yaptıkları tek şey, kendileri gibi gerici bir konumlanışı kabul etmeyenlere ve sosyalistlerin önceliğinin sadece ve sadece sınıf mücadelesi yürütmek olduğunu ileri sürenlere ulusalcı-neofaşist demek, ama çok daha ilginci bu yaftalamayı yaparken kürt ulusalcılığının ardına takılmak.

Böyle olunca elbet, kürt ulusalcılığının dilini kullanacaklar ve kürt ulusalcılığının olaylara yaklaşım yöntemini benimseyeceklerdir. Son gezi direnişine yaklaşımları bile bu çerçevede değil mi?

Türkiye sol hareketinin bugün binbir parçaya bölünmüşlüğü ve toplumsal alanda etkin bir güç olmayışı sadece 12 eylül faşizmi ve reel sosyalizmin çözülüşüyle açıklanamaz.Elbette bunların çok büyük bir etkisi var ama bu süreçte lberal ve ulusalcı sapmalar dışında kendilerine bilimsel sosyalizmi rehber edinenlerin kimi konulara ve simgelere hatalı yaklaşımları, yurt-vatan ve bayrak gibi olguları burjuvazinin gericiliğine terk etme anlayışlarının etkisi yok mu?

YUkarda "istemezük" anlamındaki dışlama yaklaşımını haklı kılacak tek bir neden görebiliyor musunuz?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
12.08.2013- 13:44

Bu kişilerin ne yazdıklarını zaman zaman burada başlıklar da açarak eleştiriyorum. Bunların sosyalistlikleri ( keskin devrimci görünme çabalarına rağmen) kürt ulusal hareketine yedeklenmeden öteye geçemiyor. Zaten böyle olduğu çin de hemen her konuya yaklaşımları bu konumlanışlarının gereği oluyor. Taksim direnişi olayına yaklaşımları da böyle. Kürt ulusal hareketi önce olaya temkinli yaklaştı. Malum "barış süreci" nedeniyle AKP'yle arasının bozulmasını pek istemiyor. Tek tük katılım dışında kitlesel bir katılım bu yüzden gerçekleşmedi. Ülkede sadece 13 ilde direniş olmadı ve sanırım bu illerden biri de Diyarbakır. Kürt ulusal hareketinin bu tavrı bir ölçüde anlaşılabilir. Bu tavra katılmazsınız,doğru bulmayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama anlayab,ilmek mümkün. Ama bir solcu veya sosyalistin bu direnişe "soğuk" bakabilmesi mümkün müdür? Böyle bir şey olabilir mi? Ülke çapında kendiliğinden bir direniş ortaya çıkmış, bu direniş çoğunlukla Türk bayraklarıyla simgeleştiriliyor ve belki de 12 eylül faşizminden sonra ilk kez böyle bir olay ortaya çıkıyor, bizim keskin devrimcilerimiz (!) olaya bayrağın faşizmin simgesi olarak yaklaşıyor ve bir tane densiz de ay yıldızlı bayrağa "pislik" diyebiliyor. Bu anlayışı sol olarak niteleyebilmek mümkün mü?


Oysaki o kisilerin itirazi vatan,yurt, bez gibi kavramlarin burjuva degerleri olmasinadir ki biri direk bunu soylemis. Gercekten de bu gerici kavram ve simgeler burjuva degerleridir. Ben sahsen bu simgelerin, solcu olanlari dahil hepsinden nefret ediyorum.

Böyle bir şey olabilir mi? Nerden çıkıyor vatan-yurt ve bayrağın burjuva değerler olduğu? Böyle dediğinizde zaten hemen her kavramı burjuvaziye teslim etmiş olmuyor musunuz? Bu halkı "vatan haini" olarak veya "bayrak düşmanı" olarak nasıl kendi saflarınıza çekeceksiniz? Bunları söyleyenlerin zaten böyle bir dertleri yok ki? Kürt ulusal hareketine yedeklenmeleri zaten bu nedenle değil mi? Nerde görülmüş bir sosyalistin vata-yurt düşmanlı? Nerde görülmüş bir sosyalistin burjuva devrimcilerine faşist demeleri? Nerde görülmüş bir solcu-sosyalistin ülke bayrağına "pislik" diyerek kin ve nefret duymaları? Böyle bir anlayış olabilir mi?

Denizlerin M.Kemal yürüyüşlerini, Türk bayrağını taşımalarını nasıl yorumlayacağız? Kendi kendimizi vatan haini ilan ederek nereye varacağız? Bu kavramları burjuva değer olarak nitelediğinizde forumlarda yazı yazmaktan başka hangi işlevle donatacağız kendimizi?

***

Sosyalistler sınıf mücadelesi yürütür. Kendi sınıfsal bayrakları da kızıl bayraktır. Bu mücadeleyi yürütürken halka dokunabilmek, halkı kendi siyasal anlayışımızın yanına çekebilmek, örgütleyebilmek ve Taksim direnişinde olduğu gibi faşizme, gericiliğe, işbirlikçiliğe, piyasacılığa karşı mücadeleye yöneltebilmek için daha fazla ve çeşitli siyasi araçlara ihtiyaç var. Ülke bayrağı da 12 Eylül'e kadar hep bu ilericiliğin ve yurtseverliğin bir simgesi olmuştur. Durum özellikle 12 eylül'den sonra değişmiş, burjuvazinin elinde gericiliğin ve kürt halkına yöneltilen faşist baskıların bir simgesi haline gelmiştir. TKP buna vurgu yapıyor ve taksim direnişiyle birlikte yurtseverliğin, faşie karşı direnişin simgesi haline gelmesini önemli buluyor. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?

Bir solcunun böyle bir yoruma karşı çıkabilmesinin sizce nasıl bir anlamı olabilir?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
12.08.2013- 13:45

Bilimsel sosyalizmi rehber edinmiş bir kişi veya örgüt-partinin belirleyici özelliklerinin başında siyasal devrim perspektifi gelir. Siyasal devrim perspektifi de her şeyden önce işçi sınıfına ve sosyalist mücadeleye alan açabilecek her olguyu ve süreci sınıfsal çıkar doğrultusunda değerlendirebilmek anlamına gelir, ki en azından ben böyle yorumluyorum. Bir ulus devlet simgesine "pislik" demek, "faşist bir simge" değerlendirmesinde bulunmak solu kendi kendi toprağının gerçeklerine yabancılaştırmak ve bu anlamda tuzağa düşürmek değil de nedir?

Evet; solu bu anlamda tuzağa düşürdüler. 80 faşist darbesine kadar solun bayrakla hemen hemen hiç bir sorunu yoktu. 80 sonrasında ise bu bayrak kürt sorunu bağlamında ırkçı-şoven bir yaklaşımın unsuru haline de getirildi. Önce kürdü bu bayrağa düşman haline getirdiler ve sonra da sorunlara işçi sınıfının enternasyonal çıkarlarını kürt ulusal hareketine yedeklenmek olarak algılayan bir sol kesimin dil'ine yerleştirdiler.Bugün ay-yıldızlı bayrağı yukarda eleştirilen biçimiyle yaklaşan ve kendilerini sol olarak göstermeye çalışanların siyasal konumlanışlarına bakın, karşınıza hep bu realite çıkacaktır. Kısaca sadece liberal sol ve ulusalcı sol olarak ayrışmadık, kürt ulusal hareketine yedeklenmiş ve sorunlara sadece bu tür bir ulusalcılıkla yaklaşan bir başka kesim de var ve onların ay-yıldızlı bayrağa yaklaşımlarının da sorunsuz olduğunu iddia edebilmek mümkün değil. Ulusalcı kesimin bir fetiş durumuna getirdiği bayrak konusu bu kesimler için bir fobi durumuna gelmiş durumda...Ne yazık ki durum bu!

Böyle olmamalı kuşkusuz.Bu fobiden, bu sorunlu yaklaşımdan kurtulmak gerek. Her şey bir yana, siyaseten de yanlış bir dil ve konumlanış bu. Ama işte her şey sonuçta siyasal bir perspektife dayanıyor.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 3
12.08.2013- 21:01

TKP günden güne hizla milliyetcilige dogru gitmektedir. Bunu yaparkende Deniz Gezmis gibi genclik önderlerini kendisine kalkann yapmaktadir. Oysa Deniz Gezmis THKO'nun kurucularindan ve kizil bayragi ön saflarda tasiyanlardandi. "Türk bayragini"sahiplendiklerini, ön plana cikardiklarini TKP, IP, HKP ve benzeri uluisalci, milliyetci sözde Sol parti ve örgütlerden ögreniyoruz. IP, yani Dogu Perincek'te su anki türkcü, milliyetci,... siyasetine benzeri sekilde baslamisti, yavas yavas sindire sindire insanlara millyietciligi "Sol ve Sosyalistlik" olarak lanse etmeye calisiyorlar. Ileride TKP'nin salon toplantilarini Türk bayaragi altinda ve istiklal marsi esliginde yapacagini hep beraber görecegiz. Diger taraftan TKP 1980 öncede Türk bayragina sahip cikmiyordu. hangi mantikla " 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte emekçi halka, sola, Kürtlere karşı gerici ve şoven saldırıların aracı olarak kullanılmak istenen ay-yıldızlı bayrak, halkımız tarafından faşizmin elinden alınmış, bir kez daha Deniz Gezmişlerin, yurtsever halkın elindeki bayrağa dönüşmüştür" diyebiliyor. 12 eylül öncesi bayrak "sosyalistlerin" elindemiydide 12 eylül ile gene fasistlerin eline gecmis ve simdi gene "halkimiz" tarafindan geri alinmis? Neden bu denli gizli sagcilik, milliyetcilik,...? Acikca kimliginizi söyleyin, zaten saklayacak bir yaninizda kalmadi.
1990 reel Sosyalizmin cöküsünden sonra TKP felegini sasirip kafasini bir duvardan digerine vurmaya devam ediyor. Umarim bu gerici TKP siyasetine devrimci sempatizanlari dur diyecektir.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 4
06.07.2015- 21:01

Alıntı Çizelgesi: sorgulayan yazmış

TKP günden güne hizla milliyetcilige dogru gitmektedir. Bunu yaparkende Deniz Gezmis gibi genclik önderlerini kendisine kalkann yapmaktadir. Oysa Deniz Gezmis THKO'nun kurucularindan ve kizil bayragi ön saflarda tasiyanlardandi. "Türk bayragini"sahiplendiklerini, ön plana cikardiklarini TKP, IP, HKP ve benzeri uluisalci, milliyetci sözde Sol parti ve örgütlerden ögreniyoruz. IP, yani Dogu Perincek'te su anki türkcü, milliyetci,... siyasetine benzeri sekilde baslamisti, yavas yavas sindire sindire insanlara millyietciligi "Sol ve Sosyalistlik" olarak lanse etmeye calisiyorlar. Ileride TKP'nin salon toplantilarini Türk bayaragi altinda ve istiklal marsi esliginde yapacagini hep beraber görecegiz. Diger taraftan TKP 1980 öncede Türk bayragina sahip cikmiyordu. hangi mantikla " 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte emekçi halka, sola, Kürtlere karşı gerici ve şoven saldırıların aracı olarak kullanılmak istenen ay-yıldızlı bayrak, halkımız tarafından faşizmin elinden alınmış, bir kez daha Deniz Gezmişlerin, yurtsever halkın elindeki bayrağa dönüşmüştür" diyebiliyor. 12 eylül öncesi bayrak "sosyalistlerin" elindemiydide 12 eylül ile gene fasistlerin eline gecmis ve simdi gene "halkimiz" tarafindan geri alinmis? Neden bu denli gizli sagcilik, milliyetcilik,...? Acikca kimliginizi söyleyin, zaten saklayacak bir yaninizda kalmadi.
1990 reel Sosyalizmin cöküsünden sonra TKP felegini sasirip kafasini bir duvardan digerine vurmaya devam ediyor. Umarim bu gerici TKP siyasetine devrimci sempatizanlari dur diyecektir.



Kürt milliyetçiliğinin Türk bayrağı nefretini solculuk olarak ambalajlamak böyle bir şey herhalde.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 5
08.07.2015- 12:07

Ben şunu hiç bir zaman anlayamamışımdır.Bu solcular devrimciler sosyalistler niçin ay yıldızlı rengi kızıl olan bayrağa karşı çıkarlar.
ABD li komünistler ABD bayrağını sorun yapmaz Fransız komünistleride sorun yapmaz hatta Rus komünistleride rus bayrağı taşır.
Ama iş türkiye solcuları ve sosyalistlerine geldiğinde bayrak aman ha sakın dokunma yanarsın.
Neden ?

Başka ülkelerde sorun olmayan bayrak bu ülkede en önemli sorun olmakatadır .Türkiye devrimcileri 12 eylül 1980 den önce bayrağı hiç sorun yapmamıştır. Hatta M.Kemalin kalpaklı resmini solcular derneklerine paşa ünüformalı resmini sağcılar kendi derneklerine asardı. Şimdi ne olduda birden bire dünya tersine döndü.

Evet devrimin simgesi üstünde hiç bir amlem olmayan kızıl renkli bir bayraktır Komünistler Anarşistler 1871 de kızıl paris komününde bunu kullandı

Ama 1917 de işçi sınıfı devlet olduğunda kendi ulusal simgesi olan işçileri ve köylüleri temsil eden orak ve çekiçli kızıl bayrak kullandı Çin başka vietnam başka kuba başka simgeler kullandı.
Türkiye devrimcileri de devrimi yaptığında belki bayrağını değiştirir.

Ama şimdi neden sorun haline geliyor.

Alında sorun olan bayrak değil siyasettir .Türkiyede işçi sınıfına ve onun toplumsal kurtuluşuna yönelik siyasetler zayıfladı onun yerini Kürd siyaseti aldı kabesini kaybeden solcularda kürt siyasetini kendilerine kabe seçti .İşte kürtler neye karşı çıkıyorsa solcularda ona karşı çıkıyor çıkışına da bir kılıf uyduruyor.

Ama Kürt siyasetini baştan itibaren takip etmiyor tarihe bir yolculuk etseler Bir baksalar o kürt iyasetçileri nelerden vaz geçmişler neleri öne sürmekteler Kimlerle ne itifaklara girmişler kimleri aldatmışlar.

Ama kabesini kaybeden solcular okyanusta rotasını kaybeden gemi kaptanına benziyor rüzgar onu nereye götürürse onlar oraya gidecektir.Başka şansları yok.

Neyseki gezi olayları patladı neyseki ondan etkilenen solcular haziran ı kurdu ve bizde elimize pusulamızı aldık uygun rotada ilerleyeceğiz.

işte rota ayrıldı denizde kendimizi rüzgarın iradesinden kurtardık Pusula belli özgürlüğe doğru yelken açtık
Geçmişte solcular sağcılar diye ayrılıyorduk şimdi şimdi kürtçüler sosyalistler diye ayrıyız.

Belki bir gün her kes anlayacak hepimizin gideceği liman aynı olduğunu.Ama şimdi ayrı olmak rüzgarın bizi götüreceği belirsizlikten iyidir.








munzur  |  Cvp:
Cevap: 6
08.07.2015- 12:19

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Ben şunu hiç bir zaman anlayamamışımdır.Bu solcular devrimciler sosyalistler niçin ay yıldızlı rengi kızıl olan bayrağa karşı çıkarlar.
ABD li komünistler ABD bayrağını sorun yapmaz Fransız komünistleride sorun yapmaz hatta Rus komünistleride rus bayrağı taşır.
Ama iş türkiye solcuları ve sosyalistlerine geldiğinde bayrak aman ha sakın dokunma yanarsın.
Neden ?

Başka ülkelerde sorun olmayan bayrak bu ülkede en önemli sorun olmakatadır .Türkiye devrimcileri 12 eylül 1980 den önce bayrağı hiç sorun yapmamıştır. Hatta M.Kemalin kalpaklı resmini solcular derneklerine paşa ünüformalı resmini sağcılar kendi derneklerine asardı. Şimdi ne olduda birden bire dünya tersine döndü.

Evet devrimin simgesi üstünde hiç bir amlem olmayan kızıl renkli bir bayraktır Komünistler Anarşistler 1871 de kızıl paris komününde bunu kullandı

Ama 1917 de işçi sınıfı devlet olduğunda kendi ulusal simgesi olan işçileri ve köylüleri temsil eden orak ve çekiçli kızıl bayrak kullandı Çin başka vietnam başka kuba başka simgeler kullandı.
Türkiye devrimcileri de devrimi yaptığında belki bayrağını değiştirir.

Ama şimdi neden sorun haline geliyor.

Alında sorun olan bayrak değil siyasettir .Türkiyede işçi sınıfına ve onun toplumsal kurtuluşuna yönelik siyasetler zayıfladı onun yerini Kürd siyaseti aldı kabesini kaybeden solcularda kürt siyasetini kendilerine kabe seçti .İşte kürtler neye karşı çıkıyorsa solcularda ona karşı çıkıyor çıkışına da bir kılıf uyduruyor.

Ama Kürt siyasetini baştan itibaren takip etmiyor tarihe bir yolculuk etseler Bir baksalar o kürt iyasetçileri nelerden vaz geçmişler neleri öne sürmekteler Kimlerle ne itifaklara girmişler kimleri aldatmışlar.

Ama kabesini kaybeden solcular okyanusta rotasını kaybeden gemi kaptanına benziyor rüzgar onu nereye götürürse onlar oraya gidecektir.Başka şansları yok.

Neyseki gezi olayları patladı neyseki ondan etkilenen solcular haziran ı kurdu ve bizde elimize pusulamızı aldık uygun rotada ilerleyeceğiz.

işte rota ayrıldı denizde kendimizi rüzgarın iradesinden kurtardık Pusula belli özgürlüğe doğru yelken açtık
Geçmişte solcular sağcılar diye ayrılıyorduk şimdi şimdi kürtçüler sosyalistler diye ayrıyız.

Belki bir gün her kes anlayacak hepimizin gideceği liman aynı olduğunu.Ama şimdi ayrı olmak rüzgarın bizi götüreceği belirsizlikten iyidir.



Ay yıldızlı bayrağa karşı bir öfke bu ülkede görülmüyordu. Kürt milliyetçiliğinin   yükselişe geçmesiyle birlikte hem bayrağa, hem devlete, hem cumhuriyete, Atatürk'e, CHP'ye ve buna benzer pek çok şeye karşı bir düşmanlık hortladı. Bunun nedeni uyanışa geçen kürt milliyetçiliğidir. Kürt milliyetçiliğinin uyanışa geçmesiyle birlikte bir kısım solcular da kuyrukçu siyasetlere yöneldiği için kürt milliyetçiliğinin hoşlarına gidecek her türlü siyaseti solculuk gereği savunmaya başladılar. Öyle bir hal aldı ki, solcu olmak böyle milliyetçi bir davranış içine girmek olarak anlatıldı. Aslında yapılan şovenist bir tavırdır, ama bu kesimler, bu kuyrukçular kendileri şoven bir dil kullanmalarına karşılık bu siyaseti yanlış bulduğunu söyleyen solculara yönelik şovenist damgası vurmaya gayret ettiler. Bu tavrı savunanların soldan uzaklaştığını düşünüyorum.. Ya bu tavrı bırakacaklar, ya da iyice kürt milliyetçiliği ile kaynaşacaklar.

ayhan  |  Cvp:
Cevap: 7
09.07.2015- 11:35

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

TKP "Taksim İsyanı" konusunda geçtiğimiz günlerde bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu deklarasyonun 11. maddesi şöyleydi:

" 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte emekçi halka, sola, Kürtlere karşı gerici ve şoven saldırıların aracı olarak kullanılmak istenen ay-yıldızlı bayrak, halkımız tarafından faşizmin elinden alınmış, bir kez daha Deniz Gezmişlerin, yurtsever halkın elindeki bayrağa dönüşmüştür."

Solculuğun, yurt ve bayrak düşmanlığından, sosyalist olmanın kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk yapmaktan geçtiğini sanan bir kısım sözde keskin solcu da fırsat bu fırsat deyip içlerindeki TKP düşmanlığını yine ve hiç bıkmadan usanmadan dışa vurmuşlar. Neden; TKP, bu 11.maddeyle bayrağın faşizmin elinden alınıp, DEniz Gezmişlerin elindeki yurtsever halkın bayrağına dönüştüğüne değinmesinden. Yanlış mı? TKP aynı maddenin birinci cümleciğinde zaten 12 eylül faşizmiyle birlikte ay yıldızlı bayrağın şoven saldırıların aracı olarak kullanıldığını belirtiyor. Buna rağmen bu tepkinin bir anlamı var mı?

Sözde Sol-Sosyalist forumda "Komün" adlı bir densiz şunları yazmış:

"Alçaksınız ve adisiniz . O zaman elinize hemen alın o pislik bayrağı . O bayrağı elinde tutanlar halen M.Kemalin askerleriyiz , ne Mutlu Türküm diyene diyorlar halen , onlar halen devrimcileşmedi , bu neyin tespiti . TKP neofaşizmi bayrak alabilirsiniz artık o bayrak emekçi bayrağa dönüştüyse ."

Veda adlı şarlatan durur mu, o da şunları yazmış:

Üstelik TKP nin bu tür bir deklarasyon yayınlaması neden sizi bu denli öfkelendirdi,şaşırttı anlamış değilim.
Eğer alıntıladığınız deklarasyon maddesinin aksine bir madde olsaydı işte o zaman şaşmanız gerekirdi.

TKP bugün burjuvazinin icazet verdiği,sınırları burjuvazi tarafından belirlenen alanda,baştan beri politikasını,yurt,vatan,bayrak gibi burjuva değerler temelinde yürüten bir parti.

Ancak ne yazık ki bu alanda pek bir şey yapamayacaklar.
Çünkü o alan bizzat NEOFAŞİST İP tarafından parsellenmiş durumda.
Aynı ata oynuyorlar ancak İP onlardan hem daha örgütlü,hemde daha güçlü.


Ve nihayetinde EKİM adlı bir başkası ise, şunları...

Eyvah ki eyvah ! Az kaldı ; "Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız" diye başlayıp "Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız" diye devam edecekler ...

Kapitalist-emperyalizmin simgesi Nato'nun bayrağı ile yanyana dalgalandığı ,AB Binasının önüne dikildiği gerekçeleriyle bayrak taşımadıklarını açıklayan "komünistler" arada bir olduğu gibi yine titreyip kendilerine mi geliyorlar?

Komünistler için bayrak nedir dersek ? Yanıtımız sadece proletaryayı temsil eden Orak ve Çekiç'tir. Hem komünist olacaksın hem de ulus simgesi bayrağı elinde sokaklara düşeceksin ,buna da riya kokuyor derler !


Ne kadar kolay, ne kadar basit değil mi? Yurtseverliğe kin duy, ay-yıldızlı bayrağa ağza alınmayacak hakaretlerde bulun, önüne gelene neo-faşist de ve sonra böyle bir duruşu keskin sol sosyalist devrimci bir duruşmuş gibi algıla ve algılatmaya çalış!

Sanırsınız ki, bu sözde sol-sosyalistler elde kızıl bayrak her gün sınıf mücadelesi kapsamında illegal eylemlilik ( o da neyse artık) içinde. SAnırsınız ki, bu sözde sol sosyalist kişiler bir barikat kurmuşlar, kurdukları barikatın ardına işçi sınıfına yığmışlar ve orda siyasi iktidarın alınması için mücadele veriyorlar! Sanki, bu sözde sol sosyalist olduğu algısını yaratmaya çalışanlar, her gün bir eylemden bir başka eyleme koşuyorlar, attıkları keskin devrimci sloganlar ve kızıl bayrak altında işçi sınıfı mücadelesine genişlik ve derinlik kazandırıyorlar!

Sanki...

Oysa yaptıkları tek şey kürt ulusal hareketine yedeklenmek!

Yaptıkları tek şey, kendileri gibi gerici bir konumlanışı kabul etmeyenlere ve sosyalistlerin önceliğinin sadece ve sadece sınıf mücadelesi yürütmek olduğunu ileri sürenlere ulusalcı-neofaşist demek, ama çok daha ilginci bu yaftalamayı yaparken kürt ulusalcılığının ardına takılmak.

Böyle olunca elbet, kürt ulusalcılığının dilini kullanacaklar ve kürt ulusalcılığının olaylara yaklaşım yöntemini benimseyeceklerdir. Son gezi direnişine yaklaşımları bile bu çerçevede değil mi?

Türkiye sol hareketinin bugün binbir parçaya bölünmüşlüğü ve toplumsal alanda etkin bir güç olmayışı sadece 12 eylül faşizmi ve reel sosyalizmin çözülüşüyle açıklanamaz.Elbette bunların çok büyük bir etkisi var ama bu süreçte lberal ve ulusalcı sapmalar dışında kendilerine bilimsel sosyalizmi rehber edinenlerin kimi konulara ve simgelere hatalı yaklaşımları, yurt-vatan ve bayrak gibi olguları burjuvazinin gericiliğine terk etme anlayışlarının etkisi yok mu?

YUkarda "istemezük" anlamındaki dışlama yaklaşımını haklı kılacak tek bir neden görebiliyor musunuz?




Sorulduğunda ulusal bayrakların burjuvaziyi temsil ettiği cevabı verilse, yanlış olduğu üzerinden tartışılır. Bunlar onu yapmıyorlar, tam bir nefret dalgası yaratıyorlar ve nefret üzerinden tam bir iğrençlik dalgası yaratıyorlar. Akılla açıklanamaz ifadeler bunlar. Akıllı bir adamın kullanmaması gereken sözler. Türk faşistleri kürtlerin simgesine nasıl saldırıyorlarsa, bu adamlar da aynı şeyi yapıyorlar. Aralarında bir fark yok. Tek farkları bu zatların kendilerini solcu saymaları. Solcu olmak bu kadar akılsızlıkla yoğrulmak olmamalı, ama bu zatlar bunu bile düşünemiyorlar.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 8
09.07.2015- 13:13

Bayrak uğunda kavgalar çıkarılacak bir şey değil .Ne o aman olmamalı bunu taşırsan faşist olursun Ne bunu taşmazsan denizlerden vaz geçmiş olursun denmeyecek kadar önem taşımıyor.

Bu bayrak biraz değişik şekli ile Osmanlıdan kalmıştır 1936 da kanunla değiştirilmiş ve o dönem hilalin ağzı sola doğru açıkken daha sonra 1983 te yeniden kanunla hilalin ağzı sağa doru yönlendirilmiş (çevrilmiş).

Hiç bir dönem hiç bir devrimci bayrağı denizlerle eş tutmamıştır.

Bir dönem bağımsızlığın simgesi olan bayrak bir dönem (12 eylül 1980) faşizm,in simgesi olmuştur.
1968 kuşağı 1961 ana yasasının verdiği özgürlükler ve dünyada esen anti emperyalist ruzgalarının etkisinde kalarak bayrağı yine bağımsızlığın simgesi yapmak istemiştir.
Bu işte büyük mücadeleler vermiş olan devrimciler zamanının en açıl sorunlarınının çözümü olmuştur.
Nazımın şiirlerinde ve bir çok şair ve ozanların türkülerinde bunlara rastlarız.

Ama unutulmamalı ki şu an alt emperyalizm gurubunda olan Türkiye Devleti bu bayrağın hilalini sağa çevirerek kullanmakta bayrak için bir çok cinayet işlemekte ve bir çok devrimciyi cazalandırmaktadır.

Bu bayrak Türkiyenin bağımızlığını gördüğü gibi 1950-1960 gerici Celal bayar -Adnan Menderes hükümetini ve burjuva demokrasisinin   kurtarıcısı olan 1960 darbesini ve demokratik ana yasa olan 1961 ana yasasını gördü.
Başka daha çok şeyler gördü 1971 faşist muhturayı ve mahirlerin ölümünü denizlerin idamını da gördü bu yetmedi bizleride gördü 12 eylül 1980 faşist iktidarı ve ondan sonraki emperyalist iş birliği olan ANAP iktidarını hatta bu günün AKP si olan gerici yobaz faşist dönemini de gördü.

Vaz geçilmez değil ama onun için dosttan da olunmaz yani devrimciler için önemsizdir.

Mitinglerinde taşıyanda olacak onu eline almayanda bunun için asıl amaçlar terk edilemez.
Bayrak için inatlaşmak asıl amacı daha geri planlara atmaktır.

Bazı ülkerede taşınır bazılarında taşınmaz egemen sınıfa bırakılır. Ama hangi ülkede yaşadığını anlatmak için bir uluslar arası halklara mesaj olabilir.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]