Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ekoloji ve Hayvan Hakları



Köpeklere ormanda ölüm var!
 


Dünya Sağlık Örgütü’ne göre hayvandan insana geçen hastalıklar sırasında ilk üç içerisindeyiz. Sebebi hayvan tecavüzü. Huysuz İhtiyar grubu ise 4 senedir her hafta mamalarını ve ilaçlarını yüklenip ormanda ölüme bırakılan köpekleri besliyor. Bugün ‘Sokakta Bir Gün’ün konusu, sokağa atılan köpekler

Resim Ekleme


ÖNDER ABAY

Hemen herkes hayatında en az bir kere terk edilmiştir. Geride kalmanın ve gidenin arkasından bakmanın ne olduğunu uzun anlatma gerek yok bu sebepten. Gecen ay Muğla’nın küçük ama şirin olmayan ilçesi bodrumun sokaklarında gezerken terk edilmenin ne olduğunu geçici hevesler uğruna pet shoplardan alınıp sıkılınca sokağa atılan ‘cins’ köpekleri görünce tekrar anladım. Hemen hergün sosyal medyada alıştığımız fotoğrafların başında geliyor barınaklarda bakımsızlıktan hastalanan ve ölen köpekler. O barınaklara bile giremeyen köpekler ise belediye görevlilerince sokaklardan toplanıp Beykoz ormanına bırakılıp ölmesi bekleniyor. Sosyal medyada ‘Huysuz İhtiyar’ adıyla toplanan bir grup ise 4 senedir her hafta Pazar günü mamalarını ve ilaçlarını yüklenip ormanda ölüme bırakılmış köpekleri besliyorlar. Sayfanın kurucusu hayvan sever Ramazan Ölçer’le ormandaki köpeklerin durumunu konuştuk.

Bir firmada bilgi işlemci olarak çalışıyorum. Çocukluğumdan beri hayvan sever olarak büyüdüm. Bir arkadaşımla hayvan beslemeye gittikten sonra bu işin sürekli olması gerektiğini düşünüp sosyal medyadan örgütlenip her Pazar günü Beykoz ormanına gitmeyi hedefledik. Daha önce ormanda besleme yaparken tanıdığım bir köpeğin adı huysuz ihtiyardı, köpek öldükten sonra sosyal medyada bu isimle örgütlenmeye başladık.
Bize sürekli gelen eleştirilenden biri ‘binlerce kişi sizi internetten takip ediyor neden dernekleşmiyorsunuz’ oluyor. Çünkü bu gün var olan hayvan derneklerinin birçoğu işlevsiz ve teorikte kalıyor, yasalarla ve kanunlarla iş yapması kısıtlanıyor.

Yaptığımız işe orman beslemesi diyoruz, hiçbir mazeret kabul etmeden her Pazar arabalarımıza binip mamalarımız ve sularımızla Beykoz ormanına gidiyoruz. Orada oluşturduğumuz 23 tane besleme noktası var. Her noktaya gittiğimizde araba kornalarına basarak köpekleri çağırıyor ve yemeklerini veriyoruz. Elimizden geldiğince barınak ve tedavilerini yapmaya da çalışıyoruz. Bu beslemelere bizimle birlikte birçok çocuk geliyor, bazıları bu kadar çok köpeği bir arada görünce korkuyor ama hiçbir köpek saldırgan değil.
Şu an bizim ilgilendiğimiz bölgede 970 tane köpek var ama bu rakamlar hızla düşüyor. Çünkü gerek çevredeki köy halkı gerekse çevrede bulunan çiftlikler tarafından zehirlendiğini düşünüyoruz. Orman içerisinden geçen yolda dikkatsiz şoförlerin sebep olduğu kazalarda her hafta en az 3 köpeğimizi kaybediyoruz. Beykoz ormanlarında 3-4 bin köpek olduğunu düşünüyoruz.

Bu köpekler semt belediyeleri tarafından sokaklardan toplanıp ormana bırakılanlar, yani belediyenin görevi olanı biz yapmaya çalışıyoruz. Binlerce sokak köpeğinin olduğu Beykoz’daki belediyenin hayvan barınağı kapasitesi 254, barınaklara da cins köpekler alınıyor yalnızca. Çünkü onların sahiplendirilmesi kırma sokak köpeklerine göre çok daha kolay.

Bu cins köpeklerin sokağa düşmesi ise insanların vicdansızlığından kaynaklanıyor. Son zamanlarda alışveriş merkezlerinde bile açılan pet shoplardan hediye alınan hayvanlar hevesler geçince sokağa atılıyor.

Bu cins köpeklerin bir çoğu sokak şartlarına dayanamayıp hemen ölüyor. Zaten bu tarz dükkanlarda satılan köpeklerin yüzde 80’i hastalıklı oluyor. Hayvan sever değil de tüccarın elinde olan bu köpeklerin ne aşıları tam yapılıyor ne de mamaları tam veriliyor. Havasız ortamlarda onlarcası iç içe satılmayı beklerken biri hasta olduğu takdirde hepsine bulaşıyor. Satıldıktan kısa bir süre sonra ise yüzde 60’ı ölüyor. Bilinçli hayvan sever değiliz. önce bu ticaret hanelerde canlı satışları yasaklanmalı ve barınaklardan sahiplenmeler teşvik edilmeli.

Bu dükkânlardan aldığınız köpeklerin üretildiği çiftliklerin bir çoğu yasa dışı ve çok kötü koşullarda çalışıyor. Hayvan çiftleşmek istemese de zorla bağlayıp hamile kalması sağlanıyor. Yavru köpekler çok daha hızlı satıldığı için yeterince anne sütü emmeden satışa gönderiliyorlar. Yeterince yavru alınmış yaşlı köpekler ise ya zehirli iğneyle uyutulup çöpe atılıyor ya da sokağa bırakılıyor.
Türkiye, Dünya Sağlık Örgütüne göre hayvandan insana geçen hastalıklar sırasında ilk üç içerisindeyiz. Bu ülkemizde hayvanlara tecavüzler çok yüksek oranda demek. Orman beslemelerine gittiğimizde bile bazen tecavüze uğramış köpekler geliyor onların tedavisini yaptırmaya çalışıyoruz.

Bir başka sorun ise ölü hayvan derisi ticareti. Köpek derisi diğer derilere göre soğuk geçirgenliğine karşı daha dayanıklı olduğu için, büyük baş hayvan derisinden daha çok aranan ve pahalı olan bir deridir. Sokaklar ve ormanlardan toplanan köpeklerin gizli yerlerde öldürülüp derilerinin satıldığını sürekli duyuyoruz. Geçen sene 3 bin olan köpek sayımız bir yıl içerisinde binli rakamların altına düştü, bu düşüş hastalık ölümleriyle açıklanamayacak kadar fazla. Kaldı ki kedilerin lif bezlerinden ameliyat ipi yapıldığı bu sebepten birçok kedinin öldürüldüğü biliniyor.

Türkiye’de oturmuş bir hayvan hakları kanunu yok. İstanbul’un arka mahallelerinde kime sorsanız size köpek dövüşünün olduğunu ve kimlerin dövüştürdüğünü söyler. Ama yasa dışı dövüşler yapan ve bahis üzerinden kumar oynatan insanlara karşı bir yaptırım uygulanmıyor. O Dövüşlere sokulan köpekler ya ölüyor ya da ciddi derecelerde sakat kalıyor. Köpeklerin sahipleri ise bazı dövüşlerde yenilen köpeklerini ‘gururlarını incittiği’ gerekçesiyle vurup öldürdüğünü biliyoruz.

Aile içinde kavga olsa, kişiler boşansa bile, olan o ev içerisindeki köpeğe oluyor, hiç düşünmeden sokağa atılıyorlar. Son olarak size gerçekten bir arkadaş dost olabilecek hayvanlara karşı bir heves olarak veya bir hediye olarak bakmayın. Bir canlı olduğunuz sizden bizden farksız olduğunu da unutmayın. Biraz merhamet, biraz vicdan!
Bodrumda sokaklarda gördüğüm başıboş ‘cins’ köpeklere şaşırmış, Nejat İşler’e sormuştum nedenini. O da bodruma gelen yazlıkçıların gelirken yanlarında getirdikleri köpeklerden sıkılıp geri dönerken sokağa terk ettiklerini anlattı. Kapısının önünde birçok sokak köpeği bakan ve onlardan bahsederken çocukları gibi söz eden Nejat abimize acil şifalar...

Birgün

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]