Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

04.02.2014- 19:37

Komünist Manifesto Üzerine
Akif Kara

Resim Ekleme

Bundan 165 yıl önce komünist manifesto yayınlandığında işçi sınıfının bir ''bildirgeye'' ihtiyacı vardı. Ve belki de kaderin cilvesi mi bilmiyorum ama yazıldıktan bir gün sonra 1848 devrimleri patlak verdi.

Komünist manifestoyu anlamak ve anlamlandırmak için elbette ki kendi tarihsel koşulları içinde değerlendirmek gereklidir. Hatta manifestoyu ''saldırı'' olarak simgelersek   ''gerileme'' dönemi eserleri ile birlikte değerlendirmek günümüz mücadelesi açısından daha faydalı ve doğru olur.

***

Manifestodan bu yana kapitalizm çokça ''kılık'' değiştirdi. Sınıf kavramı ''genişledi.'' Farklı ezilmişlikler ortaya çıktı. Kimlik-kültür-ekoloji gibi meseleler sınıf ile hatta daha önemli bir noktada ele alınmaya başlandı. Sınıftan kaçısın teorisinin yaygınlaştığı bir dönem oldu. Özellikle reel sosyalizm deneyimlerinin yenilgisi ile birlikte sınıf kavramı ve mücadelesi kimilerine göre ''tarihin çöplüğüne'' atıldı.

Bu yazıda esas itibariyle toplumsol.org dergisinin çağrıcılığı ile düzenlenen ''komünist manifestonun tarihselliği ve güncelliği'' isimli nehir-forumun[1] bu tartışmalardaki mütevazi katkısına ek bir katkı sunmaya çalışacağım. Bu sempozyumda tartışılan birçok mesele göstermiştir ki marksizmin bu topraklarda daha fazla konuşulmaya ve tartışılmaya ihtiyacı var. Komünist manifestonun bir ''tabu'' olarak değil bizatihi geliştirilmesi elzem olan bir temel eser olarak ele alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. (www.toplumsol.org, 2013)

***

Komünist Manifesto 21 Şubat 1848 yılında Marx ve Engels tarafından yazıldı. Komünist Birlik tarafından görevlendirilen Marx ve Engels komünizmin ilk bildirgesini de kaleme almış oldular.

Manifesto`nun ilk sayfasında yazar olarak Friedrich Engels ve Karl Marx`ın isimleri birlikte yer alır ve ortak yazım şeklinde geçer. Marx`ın ölümünden sonra Engels, 1883 Almanca baskısının önsözüne şöyle yazar: ''Manifesto'ya egemen olan temel düşünce'' yalnızca ve tamamıyla Marx'a aittir.''

Komünist Manifesto ilk olarak 1848 tarihinde Londra`da Almanca koyu yeşil bir broşür olarak basılmıştır. İlk İngilizce çevirisini Helen MacFarlane 1850`de yapmıştır. 1872`den 1893`e kadar değişik önsözlerle tekrar basıldı: Marx ve Engels`in 1871 Paris Komünü deneyimiyle ilgili bazı düşüncelerini kapsayan bir önsözle, 1882 Rusça baskıya yazılmış bir önsözle ve Marx öldükten sonra Engels`in 1883 Almanca, 1890 Almanca, 1892 Lehçe, 1893 İtalyanca baskıya önsözleriyle birlikte.

1888 yılında Samuel Moore`un Engels ile birlikte yaptığı İngilizce`ye çeviri, en çok kullanılan İngilizce baskıdır. (http://tr.wikipedia.org)

***

Bu kısa bilgiden sonra manifestonun yazıldığı dönemdeki siyasal durumlara bakacak olursak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Avrupa cadı kazanı gibi kaynamaktadır. Bir taraftan örgütlenme çabalarını sürdüren ve gittikçe güçlenen bir işçi sınıfı bir taraftan da azgın bir biçimde sömürüsünü sürdüren sermaye sınıfının varlığı.

Özellikle Büyük Britanya ve Belçika'da nüfusun önemli bir çoğunluğunu proleterya oluşturmaktaydı. Sanayi devrimi ile birlikte ''köyden kente'' göçlerle bir ''işçileşme''dalgası var olmaktaydı. Yani burjuvazinin ( siz onu örgütlü kapitalist olarak okuyabilirsiniz) sömüreceği yeni ''kaynaklar'' artıyordu. Burada; ''burjuva sınıfın var oluş ve egemenliğinin temel koşulu, servetin bireylerin elinde birikmesi ve sermayenin oluşması ve çoğalmasıdır; sermayenin koşulu ücretli emektir.'' (Karl Marx, 2007)

Marx, ücretli emekten bahsederken aynı zamanda koşulların bu sömürüye uygun hale geldiğini de belirtir. Buna karşılık işçi sınıfının (sayıca artan ) yer yer ''dernekler'', ''birlikler'' kurduğundan bahseder. Ancak bu ''birliklerin'' dağınık olmasının birçok nedeni olduğunu ifade eder. ''Her sınıf mücadelesi siyasal bir mücadeledir'' derken burada bir ''merkezileşmenin''   önemine de değinir.

***

Komünist manifesto adı üstünde bir bildirgedir, programdır. Sadece bilimsel temele dayalı ilk proleter devrimci program değil aynı zamanda kendisinden önceki ve sonraki hemen hemen bütün devrimci programlardan bir yönüyle ayrılmaktadır. Bu şu anlama gelmektedir: Manifesto, talepler öne sürmekte ve hedefler koymakla yetinmemiş aynı zamanda bu talep ve hedeflerin neden ve niçin er ya da geç gerçekleşeceğinin mantığını oluşturmuştur.

''Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. Özgür insan ile köle, patrisyen ve pleb, derebeyi ve serf, lonca ustası ile kalfa, tek sözcükle, ezen ile ezilen birbiriyle sürekli bir karşıtlık içinde bulundu ve kesintisiz bir biçimde bazen gizli, bazen açık, ama her seferinde tüm toplumun devrimci bir dönüşümüyle ya da mücadele eden sınıfların birlikte çöküşüyle sonuçlanan bir mücadele yürüttüler.'' (Karl Marx, 2007)

Komünist manifesto dünyanın en çok basılan eserlerinden birisi olmakla birlikte ''kutsal'' bir eser değildir. Tüm diğer yapıtlar gibi döneminin tarihsel koşulları içerisinden değerlendirilmelidir.   Zaten bu esere daha sonraki yıllarda yazılan ''önsözleri'' incelediğimizde ''değişiklikleri ve eklentileri'' görmekteyiz.

Manifestonun yazıldığı dönemdeki işçi sınıfının içeriğini ve niteliğini incelediğimizde ''üretken olan emeği'' görmekteyiz. Daha çok zanaatkarlardan oluşan bir işçi sınıfı. Ancak kapitalizmin ''gelişimi'' ile birlikte sömürünün boyutları daha da artmış ve ''işçileşme'' dalgaları meydana gelmiştir.

Sanayi işçisinin yanı sıra hizmet sektöründe çalışan işçiler açığa çıkmıştır. Tüm bu meseleleri de manifestonun güncelliği başlığı altında ifade edebiliriz.

***

165 yıldır ''yenilenen'' bir manifesto elbette ki mücadelenin ihtiyaçları doğrultusunda var olur. Bugün baktığımızda manifestoyu yazdıracak olan ''mücadelenin'' niteliğinin ve derinliğinin analiz edilmesi elzemdir. Yani işçi sınıfı analizi. Yani kapitalizmin doğası gereği sömürdüğü diğer toplumsal alanların işçi sınıfı ile bağı. Temel meselemizin bu olması gerektiğini düşünüyorum.

Biliyorsunuz ki '-özellikle Avrupa'da- marksizmin ''eskidiğini'', ''yenilenmesi gerektiğini'' söyleyen; sınıf kavramının artık bittiğini ifade eden; ''solcular'' var. Ve ne yazık ki ideolojik anlamda bir ''hegemonya'' kurmaya çalışmaktalar.

Marx'ın sınıf kuramına göz attığımızda toplumsal gelişmenin sınıf mücadelelerinin ürünü olduğunu görmekteyiz. Zaten manifestoda belirttiği üzere ilkel komünal evreden sonraki toplumların tarihinin sınıflar arasındaki mücadelenin ürünü olduğunu en yalın biçimiyle dile getirir. Sınıflar yalnızca toplumun anlaşılmasını sağlamakla kalmaz. Aynı zamanda onun değişmesini de sağlar.

Dünyada bir hayalet dolaşıyor hala...

Ne olursa olsun, Manifesto'nun kapitalizm eleştirisi ve sosyalizm görüşü, kapitalizm var oldukça canlı kalmaya devam edecektir. (Wood, 2007)

Kaynakça:

(tarih yok). Şubat 21, 2013 tarihinde http://tr.wikipedia.org: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kom%C3%BCnist_Manifesto adresinden alındı

www.toplumsol.org. (2013, Şubat 21). Şubat 21, 2013 tarihinde http://www.toplumsol.org/nehir-forum-komunist-manifesto-guncelleniyor-canli/ adresinden alındı

Karl Marx, F. (2007). Komünist Parti Manifestosu. İstanbul: Yazılama.

Wood, E. M. (2007). Marx’a Dönüş. İstanbul: Kalkedon Yayınları.

Toplumsol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
21.02.2020- 18:14

Eşitlik ve özgürlük mücadelesinin en görkemli çağrısı: Komünist Manifesto 172 yaşında

İnsanlığın eşitlik, özgürlük ve kardeşlik mücadelesinin en görkemli ilanı olan Komünist Manifesto'nun yayımlanmasının üzerinden 172 yıl geçti. Manifesto, o günden bu yana emekçilerin kurtuluş mücadelesinin rehberi olmaya devam ediyor.
Resim Ekleme

İşçi sınıfının nihai kurtuluşunun ilk ve en görkemli programı olan Komünist Manifesto, bundan 172 yıl önce bugün ilk kez yayımlanmıştı.

Yayımlandığı günden bu yana dünyada eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren herkesin başucu mücadele kitabı olan, tüm dünya dillerine çevrilen Komünist Manifesto'nun yazarları Karl Marks ve Friedrich Engels'i, bu büyük eserin yayımlanmasının yıl dönümünde bir kez daha saygıyla selamlıyoruz:

Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor - Komünizm hayaleti. Eski Avrupa'nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek için kutsal bir ittifak içine girdiler: Papa ile Çar, Metternich ile Guizot, Fransız radikalleri ile Alman polis ajanları.

İktidardaki hasımları tarafından komünist olmakla suçlanmayan muhalefet partisi nerede vardır? Bu lekeleyici komünizm suçlamasını, gerici hasımlarına karşı olduğu kadar daha ilerici muhalefet kesimlerine de gerisin geriye fırlatmamış muhalefet partisi nerede vardır?

Bu olgudan iki şey çıkıyor.

Komünizm, daha şimdiden bütün Avrupa güçleri tarafından bir güç olarak tanınmıştır.

Komünistlerin, tüm dünyanın karşısında, görüşlerini, amaçlarını, eğilimlerini açıkça ortaya koymalarının ve bu komünizm hayaleti masalına partinin kendi Manifestosu ile karşılık vermelerinin tam zamanıdır.

***

Komünistler, kendi görüşlerini ve amaçlarını gizlemeye tenezzül etmezler. Hedeflerine ancak tüm mevcut toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceğini açıkça ilan ederler. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrim korkusuyla titresinler. Proleterlerin, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok. Kazanacakları bir dünya var.

Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!

https://haber.sol.org.tr/turkiye/esitlik-ve-ozgurluk-mucadelesinin-en-gorkemli-cagrisi-komunist-manifesto-172-yasinda-280994

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]