Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Siyasi ve ideolojik söyleşiler

Yatağan işçisi yeniden Ankara yolunda

Resim Ekleme

Yurdun dört bir yanından işçiler, yarın Ankara’da yapılacak olan, “Kölelik Düzenine Son” mitinginde buluşmaya hazırlanıyor. Yatağan işçileri, Ocak ayındaki Ankara yürüyüşünün engellenmesinin ardından, AKP’den hesap sormak için bugün yine yola çıkıyor.

Yaprak Solmaz - Cem Kaymak

Yatağan, Yeniköy, Kemerköy termik santralleriyle bağlı maden ocaklarının özelleştirilmesine karşı, enerji ve maden işçileri, belki de 2013’ün en uzun erimli mücadelesini verdi. “Yılın son sözünü biz söyleyeceğiz” diyerek yaptıkları ve Milas sokaklarının “Hükümet istifa” sloganlarıyla inlediği mitingi, Ocak ayında yapmayı planladıkları Ankara yürüyüşü izledi. 24 Ocak’ta Ankara’da olmak için çıktıkları yolda, AKP’nin polisleri tarafından durduruldular. Eşleri ve çocukları polisin izin vermediği otobüslerde kaldı. Binlerce işçi ise yaklaşık 40 kilometre yol yürüdü. Muğla’ya vardıklarında yürüyüş sona erdi ama “mücadelenin bitmediği” sözüyle...

Onlar “Kesinlikle sattırmayacağız” derken, hükümetin bakanları, özelleştirmelerin ertelenmesinden duydukları üzüntüyü dile getiriyor. Tes-İş ve Türkiye Maden-İş üyesi enerji ve maden işçileri ise bu açıklamalara da, erteleme kararına da tepkili ve bu tepki yalnızca özelleştirmeleri değil, doğrudan AKP iktidarını hedef alan bir noktaya evrildi.

Türk-İş’in düzenlediği ve yarın Ankara/Sıhhiye Meydanı’nda yapılacak olan “Taşeronlaşmaya, Örgütsüzlüğe, Kuralsız Çalışmaya Hayır! Kölelik Düzenine Son” mitingi için yola çıkmaya hazırlanan işçiler, mücadelenin geldiği aşamayı ve kararlılıklarını soL’a anlattı.

"Sınıfın üzerindeki ölü toprağı kalkıyor"
kadir-uyar_0.jpgKadir Uyar (Yatağan Termik Santral işçisi): Yatağan işçileri aylardır kararlı bir şekilde tüm faşist müdahalelere ve siyasetçilerin günü kurtaran vaatlerine rağmen, mücadeleye devam ediyor. Bu durum emek hareketi üzerindeki ölü toprağını bir nebze de olsa atmış olacak ki, 23 Ocak’ta başlayan Ankara yürüyüşü, AKP’nin atanmış İçişleri Bakanı tarafından engellenmesine karşın, Ankara sokakları “Her yer Yatağan, her yer direniş” sloganlarıyla inledi. Hatta, Ergün Atalay dahi kendinden beklenmeyecek şekilde, Yatağan, Yeniköy, Kemerköy ve ÇATES’i sattırmayacağız ifadesini kullanmış ve sandığa işaret etmiştir. Ancak Türk-İş’ten gelen bu destek bizleri açıkçası tatmin etmedi. Ne yapabilirlerdi? Mesela, 24 Ocak’ta Ankara’da toplanıp, direnişe destek olanların nitelikli çoğunluğunu Yatağan’a getirebilirlerdi. Mesela genel grev restini çekebilir ya da 1 günlük temsili iş bırakma kararı alabilirlerdi. Ama tekrar vurgulamak istiyorum, küllenen sınıf bilinci tekrar oksijenle tepkimeye girdi. En azından Ankara’da işçi sınıfını temsil edenler, tabanın hassasiyetlerini haykırmak durumunda kaldı. Biz ise bu işletmeler özelleştirme kapsamından çıkarılana kadar, yılmadan, bıkmadan, mücadelenin dozunu artırarak devam edeceğiz.Tüm üreten ve gücünün üretimden geldiğinin farkında olan işçi sınıfına ve emek dostlarına da buradan selam gönderiyorum.

Resim Ekleme

Emekli olanlar da mücadeleyi bırakmıyor
bulent-gorusur_0.jpgBülent Görüşük (GELİ maden işçisi): Ben 29 yıldır bu fabrikada çalışıyor, buraya emek veriyorum. Emekliliğim dolmak üzere ama bizler emekli olsak bile mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü bu mücadele artık tüm ülkenin mücadelesi haline geldi. Enerji Bakanı’nın canı sıkılmış “Burayı satamadık” diye... Tabii canınız sıkılır, bu sefer oyununuz tutmadı ve tutmayacak. Sattırmayacağız, ekmek teknemizi sizin gibi para babalarına yedirmeyeceğiz. Bu özelleştirme karmaşasından kurtulmadıkça mücadelemizi bitirmeyeceğiz. Buradan mücadelemize katkı koyan herkesi selamlıyorum…

"Hükümete dur diyeceğiz"
Hüseyin Erkan (Yatağan Termik Santral işçisi): Ben emekliliği dolmuş bir işçiyim ama burada verilen mücadele sadece buranın değil, bütün ülkenin gündemine girdi. Ben de buradaki arkadaşlarımı yalnız bırakmamak için mücadeleye katkı koyuyorum. Bizim gücümüzden korkan siyasi iktidar, bizi 23 Ocak gecesi Ankara’ya yollamama kararı aldı. İçişleri Bakanı emir verdi “Hiçbir işçi Muğla’dan çıkmayacak” diye. Yasal hakkımız olan seyahat özgürlüğümüzü elimizden aldılar. Otobüs şoförlerini gözaltına aldılar. Eşlerimizi, çocuklarımızı arabalarda mahsur bıraktılar. Bizler de Muğla’ya yürüdük bunun üzerine. Ankara’ya gidemedik ama ülkenin her yerinden gelen işçi kardeşlerimiz, biz olmadan Ankara’da miting yaptı. AKP iktidarı yanlış üstüne yanlış yapıyor. Yolsuzlukla, hırsızlıkla ceplerini dolduranlar, bizim alınterimizle kazandığımız paralara göz koydu. Bizler bu hükümete artık “dur” demek zorundayız. Yoksa elimizde hiçbir kamu malı kalmayacaktır. Mücadelemiz işyerlerimizin özelleştirme kararı iptal edilene kadar sürecektir.
Resim Ekleme
Seçimde AKP’ye ders vereceğiz"
sami-giren_0.jpgSami Giren (Yatağan Termik Santral işçisi): Bizim mücadelemiz 2000’li yıllarda başladı, daha önce burada yapılacak olan özelleştirmeye engel olduk; santrale sahip çıktık, şirketleri buraya sokmadık. Burayı jandarmayla bastılar. Biz eşlerimizle, çocuklarımızla, Yatağan halkıyla, işçilerle hep beraber özelleştirmeye karşı mücadele ettik. Tüm bu güce karşı, biz de halkın gücüyle onları geri püskürttük. Geldiğimiz noktada özelleştirmeyi bize tekrar dayatıyorlar. Bu süreçte çok eylem yaptık. En son Ankara yürüyüşünü yapmaya kalktık. Bu çadırdan yola çıktık, Yatağan’a kadar yürüdük. Yatağan’da halk bizi coşkulu bir kalabalıkla karşıladı ve Ankara’ya yolcu etti. Kavaklıdere yoluna vardığımızda polis durdurdu bizi. Ankara’ya gidişimizi engellediler ama Muğla’ya doğru yolu kapatarak, sabaha kadar, 12 saat yürüdük. Bundan sonraki süreçte de her gelişme karşısında sendikalarımızla birlikte karar alıp, ortak hareket edeceğiz.
Resim Ekleme
Önümüzde 30 Mart seçimleri var. Bu seçimler nedeniyle özelleştirmeleri ertelediler. Bizler bu seçimde AKP’ye bir ders vermeliyiz ve biliyorum ki vereceğiz. Ama bizim mücadelemiz seçimle sınırlı değil. Santrallerimize sahip çıkıyoruz. Dağlar, yollar, santraller vatandır ve biz de burada vatanımızı beklercesine bekliyoruz. Artık bu ülkenin gidişatında emekçilerin söz söyleme vakti gelmiştir. Bizim mücadelemiz artık sadece Yatağan’da değil, ülkenin genelinde güçlenerek sürüyor. Halk bu mücadeleyi sahiplendi ve halkın örgütlü gücü karşısında kimse duramayacak.
Resim Ekleme
"Hepinize sözümüz olsun: Sattırmayacağız"
kemal-tas-foto_0.jpgKemal Taş (Yatağan Termik Santral işçisi): Bir işçi çocuğu olarak doğmam, emek-sermaye kavgasında emekten yana tavır almam için başlı başına bir nedendir zaten. Yatağan işçisi olarak çalışmaya başladığım yıllarda, örgütlenmenin gücünü ve sınıf bilincini öğrendikçe, yaşadıkça, alınyazımın değiştirebilir olduğunu anlamaya başladım. İktidar ve sermaye desteğiyle sürdürülen bu pis, kokuşmuş sistem, daha fazla kazanmak uğruna işçi haklarını gasp etmekten ve daha fazla sömürmek zevkinden hiç vazgeçmeyecek. Bizim mücadelemiz, ülkede yaratılmak istenen korku ve riya zihniyetinin kırılma noktalarından biridir. Bunu 23 Ocak’ta, Ankara sınırlarına yaslanacağımız gece, üstümüze çullananlarla bir kez daha anladık. Tüm ihtişamıyla yine karşımıza dikilmişti TOMA’sı, gazı, copu... Taşıdığımız ateşin ülkeyi sarmasından endişelenen hükümet, Yatağan işçisine mobbing uygulamış Ankara’ya gitmesini engellemiştir; lakin aynı zamanda AKP’nin nasıl bir korkuya kapıldığının belgesidir o gece...

"Doğacak güneşe yürüdük"
Peki, biz endişelendik mi? Vazgeçtik mi? Bize yapılan bu zulme isyan edercesine, 40 kilometrelik Muğla-Yatağan yolunu kapatarak, o gece yıldızların şahitliğinde doğacak güneşe yürüdük. Alnının teriyle, emeğiyle geçinenler, bu dünyanın en namuslu, en çalışkan insanlarıdır. Halkın vicdanında güvenirliğini yitirmiş, yolsuzlukla suçlanan bir hükümetin bizim hakkımızda karar vermesine bu yüzden de karşıyız. Kamuda örgütlenmiş Yatağan işçilerinin mücadelesinin ülke geneline yayılması ve destek görmesi sınıfsal bakış açısından o kadar önemli ki... Bu kardeşliğe, dostluğa, emek kavgasına sahip çıkmak tüm işçilerin onurudur. Bu mücadeleden de direnişten de vazgeçmemiz mümkün değil. Bize emek veren, bizim mücadelemize destek veren sizlerin hakkı var üzerimizde ve daha önemlisi sınıf mücadelesi var. Ve hepsinden önemlisi doğacak işçi çocuklarının geleceği var. Şimdiden hepinize sözümüz olsun: Sattırmayacağız!

Sol

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]