Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

BDP'li Hasip Kaplan'dan açıklama: 'HDK mi, BDP mi?'
Resim Ekleme

BDP'li Hasip Kaplan seçimlere BDP olarak mı, HDK olarak mı girileceği yönündeki tartışmaya Twitter'dan yaptığı açıklamalarla yanıt verdi.

(soL -Haber Merkezi) Kaplan, yerel seçimlere BDP ile girilmesi gerektiğini belirtirken, sol bir "Türkiye Partisi" için uygun zaman olmadığını söyledi. Kaplan'ın konuyla ilgili tweetleri şu şekilde:

"dereyi geçerken at değiştirilmez,yerel secimlere BDP genel secimlere HDK hazırlanmalı;Cbaskanligi secimi birliğin fırsatı olabilir

sol yelpazede ki mevcut duruş orgutlenme duzeyi,"Türkiye Partisi" icin henüz kabul ve olgunlaşma aşamasında değil

BDP indinamik belirleyici demokratik muhalefetinin cozum süreci ile sandığa gitmesi ittifaklara engel değil;reel bütünleşme fırsatı yaratır

yerel secimlere 5 kala yeni bir partinin amblemin tanıtım zorluğu ortadadır; BDP tarihsel sürecin en tanınmış partisi mese ağacı kök saldı

sag ve sol hastalıklardan arınacak bir yol bulunur;solda halklardan emekten eşitlikten adalet ve ozgurukten yana potansiyel mevcuttur"

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/bdpli-hasip-kaplandan-aciklama-hdk-mi-bdp-mi-haberi-78005

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 1
15.08.2013- 22:34

Bunlar boş laflardır. "Sol" bir "Türkiye Partisi" iddiası boş iştir. Solun farklı kesimleri, farklı renkleri arasında eylem birliği, güç birliği tabii ki gereklidir. Ancak tüm solu tek bir parti çatısı altında toplamak ütopyadır. Eylem birliği ve güç birliği yapmak için tek bir parti çatısı altında olunması da zorunlu değildir. Herkes kendi dünya görüşünü, kendi ideolojisini muhafaza eder ve bu doğrultuda partisinde çalışır. Zaten belirli bir dünya görüşüne sahip olmayan parti olmaz, sol parti hiç olmaz. Dünya görüşü olmayan, çizgisi belli olmayan bir örgüt asla sol parti olamaz. Eğer Hasip Kaplan kendisini solcu olarak görüyorsa, solun eylem birliği ve güç birliği için beklemeye gerek yoktur. Geniş çaplı bir güç birliği, diğer bir deyişle bir cephe hareketi için ortam hazır olmayabilir. Ancak bu ortam somut olaylarda yapılacak eylem birliği ile zamanla ortaya çıkar. Esasen Kaplan'ın yaptığı BDP, HDK ayırımı bile, kendisinin BDP'yi sol bir parti olarak görmediğini ortaya koyuyor. Bunda da haklıdır. BDP'nin tabanı sol esaslı taban değildir, etnik esaslı tabandır. Solu birleştirmek görevi etnik esasa dayanan bir partinin işi değildir.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 2
15.08.2013- 23:21

Türkiye'de kendisini Sol olarak tanimlayan insanlarin büyük cogunlugunu icerisinde barindiran, onlar icin siyaset yapan herhangi bir parti daha yok. "Kendisini Sol-Sosyalist" olarak tanimlayan partilerin sayisi ihtiyactan dahada cok ama bunlarin hic birisi evrensel anlamda demokrasiyi programina ve hedefine almis partiler degiller.

Ben sahsen böyle bir partinin acilen gerekli oldugu kanisindayim. Olmadigi icin bu insanlar ya secime gitmiyorlar veya CHP'ye oy veriyorlar ama verdiklerinede sonunda pisman oluyorlar. Digerlerinin toplaminin aldigi oy orani ise ciddiye alinacak bir oranda olmadigi icin herhangi bir etkisde olmuyor.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 3
16.08.2013- 02:48

Dünyanın hiçbir ülkesinde bütün solu toplayan içine alan tek bir parti yoktur ve böyle bir parti olması, kurulması gerektiğini savunmak gibi bir saçmalık da yoktur. Sağcıların, Nazilerin Almanya'da sol yoktur demesi gibi komik bir durum zaten yok, ama Almanya'da solcuların büyük bölümü SPD'yi sol saymaz. Zaten sol saymadıkları SPD de bölündü. "Sol" adı verilen "Linke" denilen grup çıktı. Komünistlerin, sosyalistlerin çoğu bunları da gerçek sol saymaz. Bunun dışında Türkiye'de ne kadar sosyalist fraksiyon varsa, hepsi Almanya'da da vardı, hala da var. Bunların çoğu da birbirini sol saymaz. Kimse de, onlar sol değil ama, onlarla sol parti kurup aynı partide birleşelim de demez. Almanya'da etnikçi parti yok. Ama olabilirdi de. Böyle giderse ileride Türkler ve/veya diğer etnik gruplar parti de kurar belki. Ama tarihte olmamış. Mesela bir Yahudi partisi hiç olmamış. Komünist Yahudiler komünist partisinde, sosyal demokratları sosyal demokrat partide, burjuva düzeni yanlıları burjuva partilerinde olmuş. Ama ileride etnik partiler oldu diyelim. Şimdi bunlar kalkıp Almanya'da sol yok, sosyalist parti yok, biz tüm Alman solunu toplayan tek bir sosyalist parti kuracağız derse komik kaçmaz mı? Şimdi İRA kalksa, İngiltere'de sol yok. Labour da sol değil, komünisti, anarşisti, Maocusu da sol değil, biz tüm Britanya solunu toplayan tek bir parti kuracağız derse, insanlar onlara gülmez mi? Ama orada öyle şeyler olmaz. Çünkü orası "sol"un içinde geri kalmış toplumun geri kalmış kafalarının barındıran geri bir İslam ülkesi değil. Orada sağcılar solculuk da taslamıyor, herkesin çizgisi belli.

Sempatizan  |  Cvp:
Cevap: 4
16.08.2013- 12:57

Sorum, yorum2006'ya..

Bu başlıkta son iletinde belirttiğin gibi, bu kadar sol partinin yada örgütün olması doğalsa, bizler hangisinin tutarlı olduğunu nasıl anlayacağız? Kaldı ki pratikleri de yok henüz. Beni geçtik, halk nasıl anlayacak?  

melnur  |  Cvp:
Cevap: 5
16.08.2013- 16:02

Bu soru, bu başlığa sıkıştıralayamayacak kadar önemli. SAnırım ayrı bir başlıkta tartışılmalı.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 6
16.08.2013- 16:03

Kemal Okuyan yazdı: 'Kaplan ve sol'

Hasip Kaplan Türkiye solunu beğenmiyor olabilir, beğenilecek durumda da değil pek Türkiye solu. Öte yandan, Türkiye solunun Kürt ulusalcılığının yönlendirmesi, öncülüğü ya da dayatmalarıyla bir yere gelemeyeceğini herhalde onca yıldan sonra anlamıştır.

Kemal Okuyan - soL

Kaplan ve sol


BDP milletvekili Hasip Kaplan partisinin seçimlere HDK değil de, BDP olarak girmesi gerektiğini söylemiş. Bir dizi gerekçeyle birlikte…

Örneğin böylesine kritik bir uğrakta at değiştirilmesinin yanlışlığına işaret etmiş. Doğrudur, siyasetin kurallarından biridir bu ama öte yandan siyasette yeni hamleler çoğu kez yeni araçlara gereksinir.

Tartışmalı bir konu anlayacağınız. Elbette BDP’nin ve onunla beraber, HDK’yı oluşturan güçlerin iç meselesidir. Tartışacak ve bir karar verecekler muhakkak.

Benim üzerinde durmak istediğimse, Hasip Kaplan’ın Türkiye soluna dair söyledikleri… Tekrar etmeyeceğim, Kaplan özet olarak, “Türkiye solundan bir şey çıkacağı yok, biz kendi gücümüze güvenelim, işimize bakalım” demiş.

O halde soralım: Türkiye solundan ne bekleniyordu da hayal kırıklığına uğrandı?

Hayal kırıklığının tek bir nedeni olabilir: Kürt sorununa duyarsızlık ya da Kürt sorununda etkisizlik.

Çünkü, Türkiye solunun bağımsız, sınıf eksenli bir güç kazanmasını arzuladıklarına ilişkin bir veri yok ortada. Tersine, bu doğrultuda her tür arayışı “milliyetçilik”le, “kemalizm”le suçladılar.

Solun Kürt ulusalcılığı gölgesinde kişilik ve güç kazanamayacağını ise hiç anlamadılar ya da anladılar da önemsemediler.

Kaplan solun sürekli bölünmesinden şikayetçi. Evet, solda bu hastalık var ama hastalığın nedeni toplumsallaşamama. Halkla buluşamazsanız, birbirinizi yersiniz. Siyaset yasası. Toplumsallaşamamanın nedenleri arasındaysa Kürt ulusalcılığının etkisini saymak hiç de haksızlık değil. Bu söylendiğinde gündeme getirilen “milliyetçilik” suçlaması, ne yazık ki milliyetçi bir yaklaşımın ürünü olabilir ancak.

Oysa, sol Türk ya da Kürt ulusalcılığına sığmaz.

Hem Kürt ulusalcılığının gölgesi düşürülecek hem de “soldan bir şey olmuyor” denecek! Türkiye solunda son yıllarda yaşanan neredeyse bütün bölünmelerde Kürt sorununun, daha doğrusu Kürt ulusalcılığıyla nasıl ilişkileneceği sorusunun izi var.

“Çok çaba harcadık, elimizden geleni yaptık ama bir işe yaramadı, görülüyor halleri” türü değerlendirmelerden uzak durmalı. Artık kimse kimsenin abisi değil, hamisi değil. Tekrar altını çiziyorum, Türkiye solu Türk ya da Kürt, ulusalcılığın gölgesinden mutlaka kurtulmalıdır. Dostluklar, dostlarının ya da müttefiklerinin iyiliğini, başarısını istemekle başlar. “Bana boyun eğsin” yaklaşımı dostluk değildir. Türkiye solunun Kürt ulusalcılığının himayesinde güçlenmesi, örgütlenmesi, kimlik ve kişilik kazanması, daha somutunu söyleyeyim Meclis’e taşınması sol adına bir değer taşımamaktadır.

Bunları söylemek ne Kürt sorununu küçümsemek ne de Kürt kalkışmasının geri dönüşü olmayan kimi kazanımlarını yok saymaktır. Türkiye solunun zayıflığını Kürt ulusalcılığına bağlamak gibi saçma bir düşüncem de yok. Bununla birlikte, Türkiye solunun Kürt ulusalcılığının siyasal açılımlarına duyarlılık göstererek güçleneceği düşüncesinin hiçbir inandırıcılığının kalmadığını söylemek durumundayız.

Bugün Kürt ulusunu Türkiye’ye, bir tarafında AKP’nin durduğu temelsiz bir barış süreci bağlıyorsa, bu elbette bizim utancımızdır. Ne ki, bu bir sonuçtur. Türkiye solu Türkiye işçi sınıfına, emekçi halka umut vermediği sürece bu ülkenin kaderi değişmeyecektir. Kürtler adına konuşanlar “biz seçeneksiz değiliz” diyorlar zaman zaman. Doğru olabilir. Ama biz bu ülkeyi değiştirmek söz konusu olduğunda seçeneksiziz, başka çaremiz yok!

Ve bunu yapmakla yükümlüyüz. Bunu birlikte yapamadık. Kürt halkının politikleşen unsurlarının büyük çoğunluğu hayata, bu coğrafyaya başka yerden bakıyor. Bazı Kürtler ise sözünü ettiğim seçeneksizliğin parçası olarak görüyor kendini ve birlikte mücadelenin gereklerini yerine getiriyor. Bir süre böyle devam edecek belli ki.

Sonra… Hedefler, konumlanışlar, emperyalizm ve gericilik karşısındaki tavır yolları birleştirecek ya da daha da ayıracak.

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kemal-okuyan-yazdi-kaplan-ve-sol-haberi-78104

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 7
17.08.2013- 09:30

Alıntı Çizelgesi: Sempatizan yazmış

Sorum, yorum2006'ya..

Bu başlıkta son iletinde belirttiğin gibi, bu kadar sol partinin yada örgütün olması doğalsa, bizler hangisinin tutarlı olduğunu nasıl anlayacağız? Kaldı ki pratikleri de yok henüz. Beni geçtik, halk nasıl anlayacak?  



Bu iş o kadar kolay değildir. Reçetesi de yok. Ancak söylemleri ve eylemleri toplumsal gerçeklikle uyuşan parti zamanla öne çıkar ve kitleleri sürükler. Su akar yatağını bulur. Halk da bu şekilde anlayacaktır. Zaten halkın çoğunluğunun önce solun gerekliliğini anlaması gerekiyor.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 8
17.08.2013- 09:54

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Kemal Okuyan yazdı: 'Kaplan ve sol'

Hasip Kaplan Türkiye solunu beğenmiyor olabilir, beğenilecek durumda da değil pek Türkiye solu. Öte yandan, Türkiye solunun Kürt ulusalcılığının yönlendirmesi, öncülüğü ya da dayatmalarıyla bir yere gelemeyeceğini herhalde onca yıldan sonra anlamıştır.

Kemal Okuyan - soL





Kemal Okuyan'ın tespitleri yerinde. Türkiye komünist hareketi ne Hasip Kaplanların ne de küçük burjuva milliyetçi çizgide bir takım örgütlerin peşine takılacak değildir. Hasip Kaplan 60 yaşında. Hiçbir sol geçmişi de yok. Bir takım meslek örgütlerinde çalışmış sonra Kürtçü siyasete girmiş. Yani solculuğu kendinden menkul. Kendisinin ve partisinin zaman zaman dile getirdiği sosyal adalet, ezilenlerden yana tavır koyma gibi ilkeleri dile getirmeyi CHP de yapıyor. Zaten genelde BDP ile CHP'nin "sol" çizgisi pek farklı değil. Aralarındaki tek fark "milliyet" farkı. Oysa Türkiye komünist hareketinin tüm işçileri, emekçileri, toplumun ezilen tüm katmanlarını kapsaması gerekli. Emperyalizme ve faşizme karşı savaş vermesi ve sosyalizme yürümesi gerekli. Bunlar emperyalizme karşı çıkıyor mu? Faşizme kendilerine dokunan kısmı dışında karşı çıkıyor mu? Hele hele sosyalizmle ne alakası var bunların? Şimdi Türkiye solu bunların mı peşine takılacak?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]