Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Mahallemizin en güzel abisi: Ulaş Bardakçı

Resim Ekleme

Ulaş yoldaş 42 yıl önce Arnavutköy'de saklandığı evde sabah saat 07.00 sularında 25 yaşındayken katledildi ve 42 yıldır hep 25 yaşında bir delikanlı ne kadar afili olursa o derece afili haliyle fotoğraflarında bize bakıyor...

M. Utku Şentürk - soL

Bundan tam 42 yıl önce takvim yaprakları 19 Şubat 1972'yi gösterdiğinde THKP-C liderlerinden Ulaş Bardakçı, Arnavutköy'de saklandığı bir evde sabah saat 07.00 sularında katledildi. O gün sabaha karşı Fındıkzade'de Tevfîk Fikret Sokak'ta bulunan Kısmet apartmanı saat 03.00 gibi basılmış, çıkan çatışmada Maltepe Askerî Tutukevi'nden kaçan Ziya Yılmaz ile evde bulunan Şerafettin Serdar, Osman Cahit İyigün, Hüseyin Özkan, Safiye Özkan ve Lâle Dedealp yakalanmıştı.

Yaralı yakalanan Ziya Yılmaz, Şerafettin Serdar, Osman Cahit İyigün, Hüseyin Özkan hastaneye kaldırılmış ve operasyon devam etmişti. İkinci baskın Arnavutköy'de Ulaş Bardakçı'nın saklandığı eve yapılacaktı... Bilindiği gibi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarını engellemek için THKP-C tarafından yapılan bir dizi eylemin sonuncusu 30 Mart 1972'de Kızıldere'de sona ermişti.

Olayı Hürriyet gazetesinin, 20 Şubat 1972 tarihli sayısından noktasına, virgülüne dokunmadan aktaralım:

"Güvenlik güçleri, dün sabaha karşı Fındıkzade ve Arnavutköy'de (İstanbul) düzenlenen operasyonlar sonucunda, Ekim 1971'de İstanbul Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevi'nden kaçan THKP-C üyesi Ulaş Bardakçı'yı ölü, Ziya Yılmaz'ı da ölü olarak ele geçirdi. İlk operasyon sabaha karşı 03.15'te Fındıkzade'de düzenlendi. Ziya Yılmaz'ın evini 18 Şubat'ta tespit eden güvenlik güçleri, evi gözaltına aldı. Ancak şüphe çekmemek için eve giriş geceye bırakıldı. 19 Şubat'ta saat 03.00'e doğru anarşistlerin bulunduğu bina güvenlik güçlerince sarıldı. Çelik yelekli bir polis ekibi apartmana girerek, önceden sağlanan bir anahtarla dairenin kapısını açtı ve içerdekilere 'teslim ol' çağrısı yaptı. Çağrıya silahla karşılık verilince güvenlik güçleri daireyi kurşun yağmuruna tuttu. 6 dakika süren çatışma sonucu evde bulunan Ziya Yılmaz ile birlikte Şerafettin Serdar, Osman Cahit İyigün ve Hüseyin Özkan adlı kişiler yaralı olarak ele geçirildi. İkinci operasyon ise sabah saat 07.00'de Arnavutköy'de yapıldı. Aldıkları ihbar üzerine Ulaş Bardakçı'nın saklandığı ve bir katında siyasi polis müdürü Mahmut Dikler'in oturduğu apartmanı kuşatan güvenlik güçleri çemberi daraltarak binaya yaklaştı. Bu sırada içeriden ateş açıldı. Güvenlik güçleri de ateşe karşılık verdi. Bu arada çelik yelek giymiş iki polis, karşı daireden çatışmanın olduğu daireye girdiler ve diğer görevliler de Ulaş Bardakçı'nın ateş ettiği odaya yaklaşarak taramaya başladılar. Ulaş Bardakçı aldığı kurşun yaralarıyla olay yerinde öldü. Fındıkzade ve Arnavutköy'de yapılan operasyonlarda 1 albay ve 2 polis yaralanırken, 9 örgüt üyesi de sağ olarak yakalandı."

THKP-C Davası İddianamesi'nde ise olaya şöyle yer verilmiş:

"Ulaş Bardakçı'nın Arnavutköy Üvez Sokak No. 8/1'deki evde gizlendiği istihbar edilmesi üzerine, 19 Şubat 1972 günü saat 07.00'de mezkur mahalle Komiser Muavini Alican Özgenler başkanlığında polis memurları Reşat Okutan, Tamer Gürbüz, Tayfun Ergüven, Turan Koçak, Salim Somun ve Habib Gür'den müteşekkil tim gelmiş, ayrıca ev çevresinde asker ve toplum zabıtası kuvvetlerince çevre emniyeti alınmasını müteakip Alican Özgenler, Reşat Okutan, Tamer Gürbüz ve Turan Koçak, Ulaş Bardakçı'nın gizlendiği öğrenilen Lale Arıkdal'a ait daire kapısını çalmışlardır. Görevliler, kapıyı açan Lale Arıkdal'a evde arama yapacaklarını, başkaca kimse olup olmadığını sorduklarında, adı geçenin gayet soğukkanlı bir şekilde evde yalnız oturduğunu başka bir kimse olmadığını beyan etmesi üzerine tim mensupları derhal eve girerek salon salomanje, bir küçük oda, bir küçük koridor, mutfak ve 2 odadan ibaret dairede arama yapmaya başlamışlardır. Komiser muavini Alican Özgenler ve görevli memurlardan ikisi Lale Arıkdal'dan gerekli görülen bazı konuları sorarken, polis memuru Reşat Okutan küçük koridor nihayetindeki odaya girmiş, oda kapısı soluna düşen köşedeki karyola üzerinde bir erkek ceketinin bulunduğunu görerek arkadaşlarına burada erkek elbiseleri var diye seslendiğinde bu sırada karyolanın karşısındaki duvara bitişik bulunan vinylexten mamul gardrop ön tarafının açıldığını, bir tabanca namlusunun dışarı doğru uzatıldığını görmesiyle birlikte, Ulaş Bardakçı tarafından tabanca ile atışa başlanılmıştır. Bu durum karşısında polis memuru Reşat Okutan ile oda penceresi dışında bulunan diğer görevliler de karşı atışta bulunmaları sonucu, Ulaş Bardakçı, isabet eden kurşunlar sebebiyle ölmüş, görevli polis memuru Reşat Okutan ve Tamer Gürbüz hayati tehlike arz edecek şekilde yaralanmışlardır.

Görevlilerce mahallinde yapılan tesbit ve tahkikte: Ulaş Bardakçı tarafından çatışmada kullanılan 9 mm. çaplı Smith-Wesson marka tabanca ve 62 adet aynı çaplı mermi, yasaklanmış Marksist-Leninist kitaplar ile Ulaş Bardakçı'nın üzerinden 11853,50 lira ve ayrıca gizli haberleşmeyi sağlamada kullanılan harfleri ifade eden muayyen şekillerden ibaret şifre belgesi bulunarak, güvenlik kuvvetlerince zaptedilmiştir."

Ulaş yoldaş 42 yıl önce Arnavutköy'de saklandığı evde sabah saat 07.00 sularında 25 yaşındayken katledildi ve 42 yıldır hep 25 yaşında bir delikanlı ne kadar afili olursa o derece afili haliyle fotoğraflarında bize bakıyor... Sen rahat uyu mahallemizin güzel abisi...

http://haber.sol.org.tr/soldakiler/mahallemizin-en-guzel-abisi-ulas-bardakci-haberi-88134

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 1
20.02.2014- 17:43

Ulaş Bardakçı’ya şiir
Refik Durbaş


Resim Ekleme


Vaktin kefenini biçen ellerin
adağın olsun ülkemin kızlarına
uyurken şanlı bir şafağın alnında
halk basmasıyla süslenmiş bedenin

Ölüm merhaba derken her sabah
- inancın yüreğe hıyaneti
kime değer sensiz atılan kurşun
mektuplar ve rüya tabirleri

Karanlıkta yaratılan kızların
yüzleri ve gelinlikleri aydınlık
bir bildiriydi kanınla yazdığın
ardından ağlanmayacak artık

Zulmün adresi yoktur çünkü
kurşuna karşı işliyorsa zaman
adındır acının beslediği tomurcuk
halkın hançerini bileyen kurban

Yüzünde solarken korkunun akşamı
zulmetin kuşluk vaktinde bir daha
adağın olsun ülkemin kızlarına
cesedinde açan güllerin şafağı
•••
Yukarıdaki şiir “Kardeşi Ölümün” başlığı altında, 1972 yılında Ulaş Bardakçı’nın Arnavutköy’de şafak vakti silahlı çatışmada vurulmasının ardından yazılmıştı.
Şiir ilk kez, aynı yıl Nisan 1972-Haziran 1974 yılları arasında çıkan ve ilk on beş sayısında yazı işleri müdürlüğünü yaptığım, dönemin devrimci edebiyat dergisi “Yeni a”da yayımlandı; ardından da 1974’te Cem Yayınevi tarafından basılan “Hücremde Ayışığı” kitabımda...

Dün 19 Şubat, Ulaş Bardakçı’nın aramızdan ayrılmasının 42. yılı idi.

Anısına saygıyla...

Birgün

toplumcu  |  Cvp:
Cevap: 2
20.02.2014- 20:44

20'li yaşlarda ne yiğitler yitirdik! 68 kuşağının önderleri bugün yaşıyor olsalardı   sol daha etkili bir güç olabilirdi. Onların katliamlara kurban gitmesiyle sadece önderlerimizi yitirmedik, gücümüzü de yitirdik.

ilkay  |  Cvp:
Cevap: 3
20.02.2014- 21:06

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, İbrahim Kaypakkaya ve diğer devrimci önderler bugün yaşasaydılar sosyalist hareket bugünkü durumundan çok daha ileride olurdu. Sosyalist harekette şimdi böyle gençlik liderleri bulunmuyor. Solu toparlayacak lider eksikliği çekiyoruz.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]