2013 Haziran devrimi/Osman Ulaş


Türkiye devrim tarihi, devrimden sonra yazılırken çeşitli devrimci dönemlerden bahsetmemiz muhtemel. Türkiye sosyalist devriminin temel köşe taşlarını anlatırken bazı tarihler alt üst oluşu hızlandırıcı bir etkiye sahiptir. Bu yüzden devrimde tarih, diyalektik olarak önemli. Tıpkı Marks’ta olduğu gibi. Marks tan öncede maddeciler vardır ama Marksizim mataryalizme tarihsel olarak dokunmuş, tarihsel maddecilik ortaya çıkmıştır. Bu yüzden biz Türkiyeli devrimciler de tarihe bakarken diyalektik bir yöntemle bakmalı yazarken de birikimleri, ilerlemeleri, sıçramaları tarihe not etmeliyiz. Tıpkı Bolşevik devriminde olduğu gibi. Nasıl 1905 devrimi ile Rus çarlığı anayasal bir monarşiye geçti, işçi ve köylülerin çarlığı yıkma girişimleri kanlı bir şekilde bastırılsa da 1905 devrimi, 1917 şubat devrimini ve arkasından da 1917 büyük Ekim devrimini yaratan ilk kıvılcım oldu. Hatta Paris komününden sonra meydana gelen en büyük emekçi hareketiydi bile diyebiliriz. Bunları neden mi anlatıyorum? Türkiye ye, haziran direnişine gelmek istiyorum da o yüzden.

Haziran direnişi, Türkiye tarihinin en büyük halk hareketlerinden en önemlisi bence. Eylemlere katılan sayı, içerik, talepler, sınıfsal içerik, kararlılık gibi bir çok siyasal, sosyal, ekonomik nedenlerden kaynaklı olarak. Haziran tek bir içeriğe sahip bir ayaklanma değildir. Laikliğe inanan, gericiliğe isyanı barındıran, yoksullaşmaya da , hırsızlığa karşı olmayı da hazinede tutan, doğa tahribatına karşı duran, saltanat ve hilafet istemiyoruz diyen, Osmanlıya geri dönüşü istemeyen ,2.cumhuriyete de karşı duran bir öfke patlamasıydı. Yani yeni bir ülke istiyoruz diyen milyonların sokakla buluşması yaşandı haziranda. Ve büyük bir aradan sonra. Veya ilk defa bu kadar kapsamlı ve etnik, kültürel ve dini bir içeriğe sahip olmadan sokakla buluştuk uzun bir süreden sonra. İşte bu içerik ve daha sonra katacağı enerji bakımından 1905 devrimine benzer 2013 haziran devrimi.

Devrim demek belki biraz tartışmaya açık bir yaklaşım olabilir. Fakat yine de devrim demeyi tercih ediyorum. Çünkü Haziran devrimi bir korkuyu yenmemizi sağladı, Bu ülkenin bayrağını gerçek sahiplerinin ellerine geri verdi, devrim diyorum çünkü umut, yeniden dolaşmaya başladı ciğerlerimiz de. Devrim diyorum, geleceğe devroldu çünkü. Devrim diyorum bir kuşak yarattı.90ları.Artık 68,78,90 kuşağı var. Siz bilmezsiniz diye başlayan sözler bitti haziranda. Özür dilerim 68li ve 78li ağabeylerimden. Tarihiniz tarihimizdir fakat bizim kendi ellerimizle yarattığımız bir kuşak var artık. Hem de dünyada değil Türkiye de yarattık bu kuşağı. Tırnaklarımızla kazıya kazıya hem de. O yüzden haziran bir devrimdir bence.

2013 Haziran devrimini 1905 devrimine benzettim. İçerik olarak ta benziyor aslında.1905 devrimi monarşiye karşı meydana gelen bir halk hareketi idi. Kanlı bastırıldı fakat meşrutiyete geçmek zorunda kaldı çarlık rejimi. Geleceğe önemli bir birikim devroldu. Bolşevikler asıl olarak örgütlü bir güç olarak 1905 devriminden sonra su yüzüne çıktılar.1905 devriminin yarattığı siyasallaşma Bolşevikler sayesinde örgütlü bir güce dönüştürüldü. İşte Leninist örgütlenme bu. Devrimden sonra siyasallaşan emekçi kitlesini örgütlü bir hale getirerek 1917 şubat devrimini yaratıp monarşi yıkıldı. Ve sonunda büyük ekim devrimi siyaset sahnesinde. İşte 1905 anlaşılmadan 1917 ekim anlaşılmaz. Bolşeviklerin ellerinde sihirli sopaları yoktu veya olağanüstü yetenekleri de yoktu. Ellerinde iki şey vardı.1-Leninist bir parti2-devrim isteyen bir halk.

1917 ekim devrimi başarılı oldu .Çünkü Bolşevikler 1905 devriminin verdiği mesajı çok iyi anladılar. Kitlelerin ne istediği ile partinin hedeflerini ortaklaştırdılar. Sonuç işçi sınıfı iktidarı kurulması oldu. İşte bende bu nedenlerden dolayı haziran 2013’ü 1905 devriminin hem içeriği hem de geleceğe devrettiği birikim, enerji, siyasallaşma bakımından ortaklaştığını söylüyorum. Nasıl Rus-Japon savaşında Lenin Rusya’nın yenilmesini istedi ve Rus çarlığı yenilip 1905 devriminin meydana geleceği koşullar nesnel olarak oluştu ise AKP Suriye de kaybetmiş, bu durum AKP’nin genel olarak yenilmesinde önemli bir neden olmuştur. Birde sizce akp’nin Rus çarlığından bir farkı var mıdır aynı zamanda. Bence monarşiliği savunmanın vatanı olamaz, Rusya da 1905’te çarlık ne ise akp günümüz de odur. Bu yüzden Haziran 2013 monarşiye karşıda bir başkaldırı olmuştur.

O zaman siz karar verin. Haziran 2013 bir devrim midir?1905 Rus devrimi haziran devrimine benzer mi. Benzemez ise umarım sonu benzer diyelim.

http://haber.sol.org.tr/serbest-kursu/2013-haziran-devrimi-osman-ulas-haberi-88192

Haziran direnişinin önemi yadsınamaz. Bir sanatçımız direniş değil, diriliş bunun adına. O zamana kadar apolitik olduğunu sandığımız gençliğin önlenemez başkaldırısı. Dünya tarihinde belki de ilk. Başını gençlerin çektiği ve ülkenin her karış toprağında haftalarca süren bir başkaldırı... Az şey mi?

Osman Ulaş bunu 1905 devrimine benzetmiş. En azından gururumuzu okşuyor.

Haziran direnişi devrimci bir durum değildi elbet. Ama haftalarca kendiliğinden sokaklara dökülen, barikatlar kuran, AKP'nin polisine karşı direnen milyonların yüzlerinin solda olmadığını da kimse iddia edemez. O süreç AKP faşizminin inişe geçmesine yol açmıştır. O süreç toplumu korkutarak sindireceğini sanan bir gerici anlayışın ne yaparsa yapsın başarılı olamayacağını ve toplumu tamamen tutsak edemeyeceğini bize göstermiştir. Ve o süreç artık toplumun değil, korku sırasının AKP'ye geldiğinin de göstergesi olmuştur. AKP bugün panik halindeyse ve ne yaptığını bilmez bir halde, totaliterizme geçişin kurumlarını yaratmaya çalışıyor ise, bu sadece 17 ve 25 Aralık nedeniyle değil, Haziran Direnişi-''devrimi'' nedeniyledir.

Haziran'ın üzerinden yedi ay geçti. Haziran direnişi bir tarihsel dönem olarak geçmişte mi kalmalıdır? Sosyalist sol açısından sorulması gereken soru budur? Yanıtı da olmalıdır bunun. Eğer hala kuyrukçuluğa devam ediliyorsa, eğer hala sağa yönelen CHP önceliklerimiz arasındaysa ve eğer hala geleceğe yönelik bir umutsuzluk hakimse, Haziran'a ister direniş, ister diriliş, ister ayaklanma veya devrim diyelim o süreçteki mesajın sosyalistler tarafından iyi okunmadığı anlamına gelecektir.