Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

14.08.2013- 16:19

Maoizm nedir?

Maoizm'in bir tanımı yapılacaksa, sanırım en uygunu köylülüğe dayanan milliyetçi bir sosyalizm yorumu olduğudur. Temel kavramları uzun süreli halk savaşı ve toprak devrimidir. Maoizme göre, proletaryanın ortaya çıkmadığı ya da çok güçsüz olduğu geri kalmış ülkelerde devrimin temel gücü köylülüktür. Halk savaşı, kırlardan kentlere doğru yayılacaktır. Kırların öncelikli tercih edilişlinin nedeni ise, kentlerin emperyalizm tarafından iyi tahkim edilmesidir. Kırlardan kentlere yönelik halk savaşı, zaman içinde kurtarılmış bölgeler yaratacak, ve süreç kentlerin kuşatılması ve iktidarın alınmasıyla tamamlanacaktır.

Maoizmin bir diğer özelliği "ittifak" olgusunu önemsemesi ve devrim sürecinde proletaryanın, köylülük, küçük burjuvazi ve ulusal burjuvazi ile ittifakı ve halk savaşının başarısıyla "demokratik halk iktidarı"nın kurulacak olmasıdır. Bu dörtlü ittifak bugün Çin'in bayrağında dört yıldız olarak temsil edilir. İktidara gelindiğinde ilk yapılacak iş toprak reformudur.

Mao ayrıca temel çelişki ve baş çelişki şeklinde bir ayrım da icat etmiştir. BUna göre temel çelişki her dönemde emek sermaye çelişikisi olmakla birlikte, baş çelişki her döneme özgü bir özellik taşır. Buna göre temel çelişikinin ortadan kalşkması her dönemde ortaya çıkan baş çelişkilerin teker teker çözümü ile gerçekleşecektir.   Maoizm bir yandan temel çelişki baş çelişki ayrımı icat ederken, ve aynı zamanda bu ayrıma benzer biçimde temel ve tali olmak üzere iki ayrı mücadele biçimleri de ileri sürer. Her döneme uygun birincil ve ikincil mücadele biçimleri maoizmin nesnellik çözümlemesinin en önemli bileşimidir. Maoizme göre devrim sürecinde değişmeyenler ise kırlardaki mücadelenin temel, şehirlerdeki mücadelenin tali, silahlı mücadelenin temel, diğerlerinin ise tali olmasıdır. Mao'ya göre ",ktidar namlunun ucundadır."

Maoizmin önemli bir çıktısı da "üç dünya teorisi"dir.Buna göre ABD emperyalist SSCB sosyal emperyalist olarak bu teorinin bir yanında, gelişmiş avrupa ülkeleri bir diğer uçta ve geri kalanlar ise üçünü dünyayı temsil eder. Bu teoriye göre SSCB "baş tehlike"dir. Buradan hareketle üçüncü dünya ülkelerinin sol kesimlerine SSCB ile mücadele edilmesi ve kendi ülkelerinin burjuvaz,leriyle ittifak kurmaları önerilir.

(Erkin Özalp'ın "Devrimci Demokrasiden Reformizme" adlı çalışmasından kısa bir özet.)  

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
21.10.2017- 08:38

Çelişki çeşitlemeleri-Metin Çulhaoğlu



Önce bir çelişki tarif edelim.

İşçi sınıfıyla burjuvazi arasındaki çelişki de diyebiliriz, “emek-sermaye çelişkisi” de…

Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun kapitalist bir toplumdaki temel çelişkidir.

Sonra, geçmişe dönüp bu temel çelişkisiyle birlikte kapitalizme son vermeyi hedefleyen ya da bu yöne evrilen devrimlere bakalım: Rus, Çin ve Küba devrimleri…

Bu devrimlerin hiçbiri, temel çelişkinin kendini yalın ve dolayımsız biçimde ortaya koymasıyla gerçekleşmemiştir. İlkinde barış ve toprak talepleri, diğerlerinde emperyalist işgalden ya da kirli bir diktatörlükten kurtulma özlemleri temel çelişkiyi sarıp sarmalamıştır.

Bundan sonra da böyle olacaktır; kapitalizmi aşmaya yönelik herhangi bir siyasal devrim, temel çelişkinin farklı dolayımlarıyla gerçekleşecektir.

Buraya kadar tamam diyelim.

***

Bundan sonrası ise tartışmalı.

Temel çelişkiyi yerli yerine koyduktan sonra, devrimin yolunu, bu çelişkinin doğal uzantısı ya da tezahürü olarak görülmeyen bir “baş çelişkinin” çözülmesinde arayan devrimciler vardır.   Bu çelişki arayışlarında iki ayrı kesim olduğu bile söylenebilir. Örneğin daha “ortodoks” görünen kesim “baş çelişkiyi” temel çelişkiyi yerinden etmeyen bir aşama anlayışıyla değerlendirir.   Diğer kesim içinse temel çelişki neredeyse ortadan kalkmış gibidir; bu kesime göre tarih, sürekli değişen “ana çelişkilerle” yol almaktadır.

Peki, birinci kesimin “baş” çelişki olarak gördüğü (gördükleri), yazının başında belirttiğimiz temel çelişkinin dolayımları ya da somut görünümleri sayılamaz mı?

Bizce sayılabilir, ama bir rezerv koymak zorundayız.   Dediğimiz gibi, bunlar temel çelişkinin dolayımları ve görünümleri olarak değerlendirilmelidir. Yoksa temel çelişkinin çözümüne giden yolun açılması için mutlaka geçilmesi gereken uğrakları (ya da aşamaları) tanımlayan ayrı bir çelişki kategorisi icat edilirse iş değişir.      

Değişirse çok mu kötü olur?

Kötü olmaz da, özellikle günümüzde pek gerçekçi sayılmaz.

20. yüzyıl başlarından, ulusal kurtuluş savaşları döneminden farklı olarak bugün temel çelişki, “ana çelişki” olarak ne önerilirse önerilsin, bu bağlamda akla ne gelirse gelsin hepsini çok daha doğrudan belirlemektedir: Emperyalizmle görülecek hesaplar, şeriat özlemlerine karşı laiklik, otoritarizm ve faşizme karşı demokrasi,   ulusal sorunun çözümü, kadının kurtuluşu, çevresel tahribatın önlenmesi…

Üzeri örtülmüş olsa bile temel çelişki, sıralanan bu başlıklarda neler olabileceğini, kimlerin hangi başlıklarda nerede yer alabileceklerini, neyin gerçek çözüm neyinse zevahiri kurtarma denemesi sayılabileceğini bugün her zamankinden daha doğrudan belirlemektedir.

Daha açığı, emperyalizmle hesabı olan, laiklik isteyen, demokrasiyi savunan, tayin hakkına odaklanan, kadının özgürlüğünü arayan, çevrenin tahribini görüp içi sızlayan insanlar “bunlar olsun, ama sosyalizm (şimdilik) olmasın” diyorsa kapitalizme paşa paşa fit olmak zorundadır.

Çünkü günümüzde rejim ve iktidar değişiklikleri ötesinde, kapitalizmin de sosyalizmin de dışında kalan her tür devrim ve düzen vizyonu geçerliliğini çoktan yitirmiştir.

Hangi “ana çelişkiyi” çözersen çöz böyledir.

***

Temel çelişki ve onun dolayımlarından yürünecekse, “icracılıkla” yetinmeyip besteciliğin/virtüözlüğün zorlanması gerekir.

Doğaçlamalardan korkmamak, çekinmemek demektir.

Mithat Fenmen Fazıl Say’ı yetiştirirken sorarmış: “Piyano ile anlat bakalım, bugün sokakta neler gördün?” Fazıl Say: “Ben de piyanoda trafik gürültüsünü, klakson ve fren seslerini çıkarırdım. ‘Kuşlar gördüm’ derdim, kuş cıvıltılarını seslendirmeye çalışırdım.”   (Aktaran Ahmet Say, Ağaçlar Çiçekteydi, Evrensel 2011, s.305).

Sosyalist siyasette denenmesi gereken budur.

Elbette “devrim” deniyorsa; yoksa tarihsel bestelerin “icracı” adayları olarak da kalınabilir…

Emekliliği de vardır…

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]