AKP sonunda yolsuzluk yapmayı da serbest bir hale getirdi. Daha önce tutuklananlar birer birer serbest kalırken bugün de bakan oğullarıyla Rıza Sarraf serbest kaldı. Yakında dosya kapatılır ve deniz fenerinde olduğu gibi savcılar hakkında soruşturma başlatılır. AKP'den başka ne beklenebilir.
Erdoğan: Adalet yerini buldu
Tahliyelerle ilgili soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, 'Adalet yerini buldu' dedi.
Balıkesir mitinginin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklanan bakan çocuklarının ve Rıza Sarraf'ın tahliyeleriyle ilgili soruyu "Adalet yerini buldu" şeklinde yanıtladı.
sol
Başbakan şimdi de kendini baş hakim yerine koydu ve bir çırpıda adaletin yerini bulduğunu anladı. Gazetecilerle, bilim adamları tutuklandığında da adalet yerini buluyor, hırsızlar dışarı çıktığında da adalet yerini buluyor. Başbakanın adalet anlayışı bu.
CHP bir ay önce davul zurna çalarak bu adamların Ocak 25'te tahliye olacaklarını söylemişti. Sarraf içerden tehdit ediyormuş, eğer serbest kalmazsan bildiklerimi anlatırım diye. Doğru çıktı. Üç günlük yanılmayla bugünleri görebildiler. Bütün bu gelişmeler bile başbakanla oğlu Bilal arasındaki telefon konuşmalarının düzmece olduğunu savunan çıkabilir mi? Baklava çalan çocuklara kelepçe, hapis, milyon dolarları götürenlere tahliye. Başbakan bir de adaletten bahsetmiş bugün. İnsanın midesi bu kadarını kaldırmıyor.
''Yolsuzluğu önleyeceğim'' diye yola çıkanların ve bunu da İslamın bir koşulu olarak ileri sürenlerin Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk batağı içinde olduklarının ortaya çıkmaması için yapmayacakları, denemeyecekleri yol yoktur. HSYK, MİT, İnternet yasaklarını alel ecele gündeme taşımalarının nedeni budur. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarına ivedi olarak müdahale etmelerinin nedeni budur. Emniyete ''savcıları-hakimleri dinlemeyeceksiniz'' emrini vermelerinin nedeni de budur.
Erdoğan belki de ilk kez savunmadadır. Konuşmalarına bakın, esip gürlemesinin altında yatan çaresizliği farkedeceksiniz. Her gün ortalığa dökülen ses kayıtları rüşvet ve yolsuzluğun ne kadar büyük boyutlarda olduğunu göstermekte. Siyasetin karıştığı önceki yolsuzluklar bunların yanında çerez bile değil. Çare yok gidecekler. Meşruiyetini artık tamamen yitirmiş bir iktidarın iş başında kalması artık onun muktedir olabileceğinin kanıtı da olamaz. Ne güzel söylenmiş:
Bir ateş de sen yak; bir tekme de sen vur.''