Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Siyasi ve ideolojik söyleşiler

'Dersim için sosyalist bir programı savunuyoruz'

Resim Ekleme


TKP ve Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) gibi siyasi kurumların yanı sıra birçok aydın, sanatçı, akademisyen ve kanaat önderinin de içinde bulunduğu Dersim Demokratik Halk Dayanışması (DDHD), 30 Mart seçimleri için Ali Tacar’ı belediye başkan adayı olarak gösterdi.

Görüşme: M. Faysal Azamlı

Aday olmaya nasıl karar verdiniz?
Düzen partisi saydığımız CHP ve Kürt ulusal hareketi olarak tanımlayacağımız BDP arasına sıkıştırılmış olan Dersim’in kendi kültürü, kendi inanç ve değerleriyle yönetilmesini istediğimiz için böylesi bir hareket gerçekleştirdik. Dersim bir Kürt-Alevi bölgesi. Biz tabi ki Kürtlerin kendi dillerini özgürce kullanmasını, kendi kültürlerinde yaşamasını istiyoruz. Fakat Dersim Kürtlükten çok kendisini Alevi ve solcu olarak tanımlıyor. Biz daha çok bu değerlerin temsil edilmesi gerekliliği üzerinden yola çıktık. Ve solcu, devrimci, halkçı kesimlerle bu seçeneği yaratmak için harekete geçtik.

"Dersim hep özerk yaşadı"
Dersim tarih boyunca hep merkezi yapılardan bağımsız, özerk diyebileceğimiz bir statüde yaşamıştır. 38’den önce de böyleydi. Alevi-kızılbaş kültür de bunun en önemli unsuru. Bu değerleri sahiplendiği için merkezi otoritelerin baskısına uğruyor. Ama kendi özgünlüğünü de hep korumuştur. Osmanlı’dan beri, Türkiye Cumhuriyeti de dahil, devlet Dersim’e hep hakim olmaya çalışmış, asimile etmeye, dilini, kültürünü yasaklamaya çalışmıştır. 38’de yaşanan katliam bunun en önemli göstergesidir. Fakat Dersim ne kadar sistemin merkezi yapısına bağlanmış olsa da halk burada o özgün sosyal ve kültürel yaşamını korumuştur. Bugün de yine merkezi yapının ele geçirme niyetlerine karşı Dersim halkının kendi gücünü ve temsiliyetini hayata geçirmek için aday oldum.

Seçildiğiniz takdirde kenti AKP hükümetinin politikalarından nasıl koruyacaksınız?
Tabi bildiğiniz gibi yerel yönetimlerde sistemin saldırılarına karşı refleks geliştirmek önemli. Fakat merkezi yapının yerel yönetimler üzerinde büyük tahakkümü var. Bu yüzden kimi sınırlılıklarımız olacaktır. Gerçek kurtuluş için halkçı örnekleri çoğaltmalıyız.

Biliyorsunuz şimdi kent yönetimi rant kültürüne dönüşmüştür. Ayakkabı kutularından çıkan paralar, rüşvetler bunun göstergesi. Biz rantı ortadan kaldıracağız. Taşeronlaştırmanın ve özelleştirmenin önünü kesmemiz gerekiyor. Halkın malı sayılan, kamu mallarını sermayeye peşkeş çekmek kesinlikle bizim mantığımızda yoktur.

"Çadır kurduk, seçim bürosu yaptık"
Bakın düzen partileri bugün trilyonlar harcayıp seçim çalışmaları yapıyor. Bizlerin ise böyle bir olanağı yok, eşit koşullarda mücadele etmiyoruz onlarla. Biz şimdi seçim bürolarımızın bir kısmını çadır kurarak açıyoruz. Örneğin Atatürk mahallesinde (Sihenk) seçim bürosu tutmak istedik fakat çok yüksek meblağlar istediler. TKP’li dostlarımızın temin ettiği çadırla seçim büromuzu açtık. Bizim o kadar paramız olsaydı da biz yine bu kadar yüksek meblağlar vermezdik bu büroya. Biz yoksul emekçi halkımızın temsilcileriyiz, bütçemizi emekçi halkımızın verdiği bağışlarla oluşturduk. Bizim bu emeği bu kadar kolay çarçur etme lüksümüz yok. Yarın iktidara gelsek de aynı felsefeyle hareket edeceğiz. Halkın malını halkın ihtiyaçları doğrultusunda hep birlikte kullanacağız.

Kentteki en ciddi sorunlar ve sizin bunlara dair çözüm planlarınız neler?

Geçtiğimiz yaz kentte günlerce sular kesikti. Dersim coğrafyasını bilenler bilir. Her yerden sular akar. Düşünün ne kadar komik bir durum. İnsanlar isyan etti bu duruma.

Gerçi bizim çıkışımız burjuva partileri gibi projecilik yarışına girmekte aranamaz. Fakat öyle temel teknik problemler var ki anlatmadan edemeyeceğim. Şehrimizde umuma açık tuvalet bile yok. Şimdi biz sosyolojik, politik değerlendirmelerde Dersim’i önemli bir yere koyuyoruz fakat kente baktığımızda çok farklı bir tablo çıkıyor ortaya. Bu kent, bu insanlar bu kadar kötü kent yönetimini hak etmiyor.

Adamakıllı bir ulaşım sistemi yok Dersim’de. Biz ulaşımı hafif raylı sistemle yapacağız deyince, Dersimlilere bu hayal gibi geliyor. Oysa bu çok basit bir iş. Dünyada birçok şehir on yıllar önce bu sistemi kullanmaya başlamış.

Bugün yapılan binalarda otoparktan tutun da yeşil alana kadar imar planlarında olması gereken koşullar yok. Daha fazla para kazanmak için insani şartlar önemsizleşiyor. Bunu engellemek gerekiyor. Hiçbir şekilde çevreyle uyumlu olmayan bir yapılaşma kabul edilmemeli. Bunu da engelleyeceğiz.

Bu kadar küçük şehirde nüfusun az olduğu böylesi bir kentte trafik sorunu oluyor bazen. Niye çünkü park alanları yok. Otogar bile şehrin tam göbeğinde. O koca koca otobüsler kentin merkezinden geçiyor. Bu durumu da değiştireceğiz. Dersim’in merkezini yaya gezilecek bir yer haline getireceğiz.

"Her şeyi halka açık yapacağız"
Bizim belediyecilik anlayışımızda her şey halka açık şeffaf bir şekilde yapılacak. Bütçemiz gelir-giderlerimiz halkın denetiminde olacak. İşçi sözleşmelerimiz halka açık yapılacak. Geliri olmayanlara Tayyip gibi makarna değil, belediye bütçesinden pay ayıracağız. Ulaşımı çok ucuz hatta, yine geliri olmayanlara, yaşlılara, kadınlara ücretsiz yapacağız. Belediye bütçesinin harcamalarını ihtiyaçlarını, mahalle komisyonlarımız belirleyecek.

"Çıkışımız Dersimliye umut verdi"

Seçim hazırlıkları nasıl gidiyor? Çalışmalarda neler yapıyorsunuz?
Halkımızın çok büyük bir desteği var. Bu halkçı çıkışımız insanlarımızda büyük bir umut ve heyecan yarattı. Mahalle komisyonlarımız var, her gün mahallelere çıkılıyor. Ben de katılıyorum bu çalışmalara. Bana kişisel olarak da bir sevgi var. Çünkü ben bu topraklarda yaşadım büyüdüm. Halkımın değerleri, çıkarları için mücadele ettim yıllarca. Bu yüzden hapis yattım, sürgüne gittim. İşte Dersimliler bunu somut bir şekilde yaşamımda gördükleri için de bize büyük bir güven ve inanç duyuyorlar.

Fakat önemli bir kesimde ne olacak diye de bir kararsızlık var. CHP burada Kılıçdaroğlu’nun Dersimli olması ve buradaki adaylarının aşiret bağı üzerinden politika geliştiriyor. Ama Dersim halkı CHP’nin politikalarını da görüyor. Sağcı adayların gösterilmesi, CHP merkezinin AKP’den farksız sermaye yanlısı politikaları Dersim’de tepki çekiyor. AKP’den alınacak bir belediye yok burada. O yüzden Dersim için biz en ileri sosyalist programı savunuyoruz. Bizim halkçı programımız CHP’den de, BDP’den de daha ileri bir seviyede.

"AKP Türkiye halkının ilerici damarını hafife aldı"

Haziran Direnişi’nin Dersim’e yansıması nasıl oldu? Haziran direnişi seçim çalışmalarınıza ne devretti?

Haziran direnişi için çok şey söylendi, çok analiz yapıldı. Fakat ben bunlara ek olarak Dersim özelinde kendi düşüncemi söylemek istiyorum. AKP’nin Kürt siyasi hareketiyle yaptığı çözüm görüşmelerinde, Tayyip Erdoğan büyük teminatlar aldı diye düşünüyorum. Ve bu neticede Erdoğan, önünde Kürt muhalefeti engeli de kalmayınca o baskıcı, nobran karakterini daha fazla artırıp büyük bir özgüvenle hareket etti. “Şimdi bana muhalefet eden büyük güç PKK’yle de anlaştım artık kimse önümde duramaz, Gezi’de iki-üç ağacın yok edilmesine tepki verenler mi duracak” diye düşündü. Bu kendini beğenmişliğini, bu diktatör tavrını Türkiye halkı gördü ve buna yeter artık dedi.

AKP Türkiye halkının demokratik, ilerici damarlarını hafife aldı. Biz Kemalizmi ne kadar eleştirsek, ona karşı çıksak da Kemalizmin kuruluşta yarattığı eksikli de olsa, hatalar da barındırsa kısmi demokratik öğeler de var. Biz sosyalistler, kadınlara verilen oy hakkı, gericilik karşıtlığı, laik düşünce, bağımsızlık gibi halkta kısmi olarak da var olan bu gelişmelere karşı değiliz elbette. İşte bu değerlerin sınırına dayandığı için AKP hükümeti bu büyük tepkiyi aldı.

Söylendiği gibi Gezi hareketi Kürt karşıtı, barış karşıtı bir hareket değil. Kürt siyaseti içindeki bazı çevreler böyle iddialarda bulundular fakat böyle olmadığı açık bir şekilde ortada. Kürt siyasetine Alevilerden tepkiler de bu yüzden geldi. Bakın Dersim farklı bir yer. Burada insanlar kendini Kürt olarak da tarifleyebilir, Zaza olarak da, başka bir şey olarak da. Ama Dersim’de herkesi birleştiren üst kimlik Alevi-kızılbaş inancıdır. İşte bu kültür gericilik karşıtıdır, mazlumdan, ezilenden yanadır, ilericidir. Bu nedenle Gezi eylemlerine Dersim’de yoğun bir katılım olmuştur. Mesela Newroz’da “İslam bayrağı altında yaşama” çağrıları Dersim’de sıcak karşılanmadı. Bir kaygı bir telaş oldu halkta. İşte bu nedenle Aleviler ilerici bir kalkışma olan Haziran Direnişi’ne büyük bir destek verdi. Şimdi Dersim’de sokağa çıkan o gençler, kadınlar, emekçi insanlar bu seçimlerde Gezi eylemlerinde kim, nasıl tavır aldı diye bakıp oyunu ona göre verecektir.

"BDP, programımızın gerisinde"

Mevcut BDP’li belediyenin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Performansı iyi olsa aday olmazdık. Ama biz BDP’yi düşman olarak görmüyoruz. Hatta biz son ana kadar halkçı bir yerel yönetim anlayışı için, Dersim’deki tüm demokratik güçlerin birlikte belirleyeceği solcu bir aday çıkaralım dedik. Halkçı bir belediyeciliği yaratalım dedik. Fakat kabul görmedi BDP tarafından. Biz daha ileri bir program sunduk. BDP bizim programımızın gerisindedir.

BDP’nin 10 yıllık bir belediye yönetimi var burada. Yarattığı yönetim anlayışı artık büyük tepki alıyor. Bakın Dersim’de yeni kentleşen Atatürk Mahallesi var. Orada bile büyük problemler var. Betonlaşmaya gidiyor orası. Evlerin önünde tek bir ağaç bile yok. Apartmanların bodrum katları yok, çocuk parkları yok, yeşil alana ayrılması gereken bölümler yok. Yollar çamur deryası. İşte bu durum rant kültürünün ürünü. Biz buna izin vermeyeceğiz.

Bir de eleştiriye kapalı bir anlayışı var mevcut belediyenin. Aydınlarımızın görüşlerinden yararlanmalı bir belediye, eleştiriye kibirle yaklaşmamalı.

Ali Tacar kimdir?
1962 yılında Dersim’in Kuyluca köyünde doğan Ali Tacar, ilk ve orta öğretimini Dersim’de tamamladıktan sonra devam ettiği Fırat Üniversitesi Kimya Bölümü’nü devrimci, politik faaliyetleri nedeniyle uzun süre hapishanede tutuklu kalması nedeniyle bırakmak zorunda kaldı. 1989 yılında Dersim Belediyesi’nde çalışmaya başladı. Belediye-İş sendikası işyeri temsilciliği ve sonrasında şube başkanlığı yaptı. 1994 yılı yerel seçimlerinde komünist ve devrimci kurumların ve sendikaların desteğiyle Dersim merkez belediye başkan adayı oldu. DEP milletvekili Mehmet Sincar’ın kontrgerilla tarafından katledilmesi ve DEP milletvekillerinin tutuklanması olayı üzerine seçimleri boykot eden DEP ile birlikte adaylığını geri çekti. 90’lı yıllarda Dersim İHD bünyesinde yürüttüğü politik çalışmalarında 38 katliamını gündemleştirdiği için Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılandı. Hakkında hapis cezası verilmesinden sonra Almanya’ ya siyasi göçmen statüsünde giderek yaşamak zorunda kaldı. Avrupa’da bulunan Dersim derneklerinde de çeşitli kademelerde görevler üstlenen Tacar, TMK kanununda yapılan değişiklikler sonrasında tekrar Dersime döndü.

SOL

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]