Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Dünyadan


Ukrayna'da emperyalist gerilim tırmanıyor


Resim Ekleme


Ukrayna'daki çatışmaların ardından emperyalistler arası gerilim her alanda artıyor.

Ukrayna krizi çözülmek bir yana, tarafların yeni hamleleriyle derinleşiyor. Rusya’ya “yumuşak karnı Ukrayna”dan esaslı bir darbe vurmak isteyen batılı emperyalistler, Putin yönetimine diz çöktüremeyince, tehditlerinin dozunu arttırmaya başladılar.

Buna karşılık olarak Rusya ise, tehditlere boyun eğmediği gibi, karşı hamleler geliştiriyor. Putin yönetimi, Ukrayna’daki çıkarlarını savunma konusunda taviz vermeyeceğini de muhataplarına hissettiriyor. Son olarak ABD uçak gemisinin boğazlardan geçerek Karadeniz’e ulaşması üzerine Putin, Rus hava kuvvetlerine tatbikat başlatma emri verdi.  

Afganistan’ı, Irak’ı, Libya’yı yakıp yıkanların pişkinliği

ABD ile diğer batılı emperyalistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiğini ve bunun uluslararası hukuka aykırı olduğu iddia ediyorlar. Bu gerekçelere dayanarak tehditler savunan batılı emperyalistler, hem riyakarlıkta sınır tanımıyorlar hem halkların zekasıyla alay ediyorlar. Afganistan’ı, Irak’ı, Libya’yı yakıp yıkarak işgal eden bu zorbalar, utanmadan uluslararası hukuktan söz ediyorlar.

İşbirlikçilerini ve faşist tetikçilerini kullanarak Ukrayna’yı kaosa sürükleyen batılı emperyalistler, “Rusya Ukrayna’yı işgal edip parçalamak istiyor. Onu cezalandıracağız; ekonomik yaptırım uygulayacağız, ekonomik, siyasi ve diplomatik alanlarda izole edeceğiz” diye vaazlar veriyorlar. Rusya yönetiminin ise bu tehditlere prim verdiği söylenemez.  

Batılı emperyalistlerdeki bu histeri, Ukrayna’yı ele geçirmek ve orada NATO üsleri kurmak hayallerinin kursaklarında kalmasından kaynaklanıyor. Zira Kiev’de sağcı-faşist bir yönetim kurmuş olsalar da, bu yönetim Ukrayna halklarının çoğu tarafından desteklenmiyor. Rusya, Kırım Özerk Cumhuriyet ile doğu ve güneydeki kentler, batılı emperyalistler eliyle başa getirilen darbe yönetimini tanımayı reddediyor. Nitekim ABD ve AB şeflerinin ısrarlı çabalarına rağmen, Rusya yönetimi darbeci yönetimi muhatap almayı reddetti.  

Suriye’de cihatçılar, Ukrayna’da faşistler…

60’ı aşkın ülkeden topladıkları on binlerce cihatçıyı Suriye’ye taşıyan batılı emperyalistlerle işbirlikçileri, Ukrayna’ya ise, paramiliter faşist tetikçileri transfer ediyorlar.

Diplomat kılıklı batılı istihbarat ajanları tarafından yönetilen faşistler, darbede etkin bir rol oynadılar. Kiev’den sonra Kırım Parlamentosu’nu da işgal etme teşebbüsünde bulunan faşistler, geri püskürtülünce, batılı emperyalistlerin Kırım planı boşa düştü.

Gelecekte bu faşist çeteleri kullanmak isteyen Kiev’deki darbeci yönetim, onları İçişleri Bakanlığı bünyesinde istihdam ederek polis kuvvetlerine yerleştirmeyi planlıyor. ABD’den Ukrayna’ya 300 özel eğitimli paramiliter transfer eden darbeci yönetimin, bu tetikçileri kullanarak ülkenin doğu ve güney kentlerinde de kaos yaratmak istediği bildiriliyor. Nitekim silahlı güçlerini bu kentlere gönderecekleri tehdidi savuran Kiev’deki faşistler, pervasız bir şekilde ırkçılık yapmalarına rağmen, “demokrasi havarisi” batılı emperyalistler tarafından özel bir şekilde himaye ediliyorlar. Suriye’de cihatçı katillerden medet uman ABD-AB ikilisi, Ukrayna’da ise, paramiliter tetikçileri pervasızca kullanıyor.

Darbeci yönetimin tek umudu emperyalistler

Kiev’deki sağcı-faşist darbeci yönetim ise, tüm umutlarını batılı emperyalistlere bağlamış. “Bizi koruyun” diye efendilerine yalvaran bu yönetim, bunun karşılığında olası bir çatışmada, Rusya’ya karşı efendileri adına tetikçilik yapmaya hazır olduğu teminatını veriyor.  

Savaş aygıtı NATO’dan himaye talep eden sağcı kuklalar, IMF’nin dayattığı reçeteyi de peşinen kabul etti. Ücretlerde ve emekli maaşlarında %50 indirim, temel tüketim maddelerine zamlar, sosyal harcamaların kısıtlanmasını talep eden IMF reçetesine evet diyen darbeci kuklalar, ırkçı-faşist icraatların yanı sıra, Ukraynalı işçi, emekçi ve emeklileri açlığın dip kuyusuna itmeye de hazırlar.

Bu pervasızlık, kukla yönetimin kayda değer bir halk desteğinden yoksun olması ve yönetimi elde tutmak için, emperyalist efendilerine tam uşaklık yapmak zorunda olmasından kaynaklanıyor. Dolar milyarderleri, faşist çete şefleri ve batılı istihbarat örgütlerinin işbirlikçilerinden oluşan bir kukla yönetim de, ancak bu kadarını yapabilir.  

Doğu ve Güney kentleri de darbeci yönetimi tanımıyor

Kiev’deki darbe yönetimini tanımayan Kırım Özerk Cumhuriyeti Hükümeti, 16 Mart’ta yapılacak referandum sonuçlarını beklemeden, Rusya’ya katılma kararı aldı. Haftaya yapılacak referandumda büyük çoğunluğun bu yönde oy vereceğine kesin gözüyle bakılıyor. Öte yandan Rusya’daki Duma Meclisi başkanı tarafından yapılan açıklamada, Kırım halkının tercihlerine saygı duyulacağı belirtildi.

Bu arada Kırım’dan sonra Özerk Sivastopol yönetimi da Rusya’ya katılma kararı aldığını ilan etti. Ukrayna krizinin çözülmemesi durumunda bu eğilimin ülkenin doğu ve güneydeki kentlerine de yayılacağı bildirildi. Nitekim Harkov ve Donetsk kentlerinde alanlara çıkan on binlerce kişi, darbeci yönetimi tanımadığını ve Rusya’ya katılım için referandum yapılmasını talep etti. Darbeci yönetimi tanımayan bu kentler, daha önce Kiev’deki faşist çeteler tarafından tehdit edilmişti.  

Rusya: “Çözüm için 21 Şubat anlaşmasına uyulmalıdır”

Putin yönetimi bir yandan diplomatik yolları zorlarken, öte yandan ABD ile işbirlikçilerinin tehditlerini ciddiye alıyor ve buna uygun hazırlıklar yapıyor. Göründüğü kadarıyla Rusya yönetimi, Ukrayna’daki çıkarlarını korumak için diplomatik, siyasi ve askeri araçları aynı anda harekete geçiriyor.

Krizin bir çatışmaya dönüşmeden çözülmesi için ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin devlet başkanlarıyla telefon görüşmeleri gerçekleştiren Putin, diplomatik çözüm yollarını zorluyor. Ancak bunu, bulunduğu noktadan geri çekilerek değil, ABD ile işbirlikçilerini Ukrayna krizini derinleştirmekten uzak durmaya çağırarak ve faşistlere karşı tutum almalarını isteyerek yapıyor.

Bu arada farklı düzeylerde görüşmeler gerçekleştiren Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, yoğun bir diplomatik görüşme trafiği içinde görünüyor. Sık sık yaptığı açıklamalarla ABD ile AB şeflerini tehditler savurmaktan vazgeçmeye çağıran Lavrov, tehditlere boyun eğmeyeceklerini ve Ukrayna’daki çıkarlarını her koşulda savunacaklarını söylüyor.

Lavrov, yaptığı son açıklamada, şu noktaların altını çizdi: “Biz krizin sebebi veya tarafı değiliz. Bu kriz, dışarıdan belli güçler tarafından ithal edilmiştir. Bu jeo-siyasi hesapların bir sonucudur. Rusya, uluslararası hukuk kurallarına uygun bir diyalogdan yanadır. Kiev’deki darbeci yönetim gayr-ı meşrudur. Anlaşmanın zemini, 21 Şubat’ta Rusya temsilcisi ve üç AB ülkesinin (Almanya, Fransa, Polonya) Dışişleri Bakanları’nın katılımıyla Yanukoviç ile muhalefet arasında yapılan anlaşmaya uyulmasıdır. Umarız ki, batılı güçler, yeni bir soğuk savaşın başlamasına yol açacak tutumdan uzak dururlar…”

Bu arada Putin yönetimi, ABD-AB ikilisi tarafından korunan Kiev’deki geçici yönetimde yer alan faşist şeflerin yargılanmasını da istiyor. Zira AB Dış İlişkiler şefi Catherine Ashton ile Estonya Dışişleri Bakanı Urmas Paet arasında geçen bir telefon konuşmasında, Kiev’de polislerin de göstericilerin aynı silahla öldürüldüklerini gözler önüne serdi. Keskin nişancı katillerin, ABD-AB destekli sağıcı güçlere mensup oldukları da ortaya çıktı.

Telefon görüşmesinin sızdırılması üzerine açıklama yapan Estonya Dışişleri Bakanlığı, görüşmeyi doğruladı. Bunun üzerine tetikçilerle onlara emir verenlerin yargılanmasını isteyen Lavrov, bu olayın Ukrayna’daki darbe girişiminin önceden planlandığını ve AB şeflerinin şiddet kullanan aşırı sağcılarla işbirliği yaptığının kanıtladığını belirtti.

Rusya’nın bölgedeki çıkarlarını koruma konusunda gösterdiği kararlılık üzerine batılı emperyalistlerin hedeflerine ulaşmaları pek olası görünmüyor. Catherine Ashton ile Estonya Dışişleri Bakanı arasında gerçekleşen telefon konuşmanın ifşa edilmesi, Ukrayna’nın güney ve doğu kentlerindeki halkın ise, kukla yönetimi tanımayı reddetmeleri de, batılı emperyalistlerin argümanlarını zayıflattı.

Yine de Ukrayna krizinin kısa sürede aşılması zor görünüyor.

Kızıl Bayrak

VforVendetta  |  Devrik ukrayna yönetimi
Cevap: 1
16.03.2014- 21:13

AB ve ABD, emperyalist yayılmacılar. Burada mutabıkız. Yalnız yazınızda Rusyayı ve   Ukraynanın devrik lideri Yanukoviçi hiç eleştirmemişsiniz. Geçen gün bir tv kanalındaki haberde Yanukoviçin saray gibi malikanesindeki çeşmelerden klozete kadar herşeyin arap şeyhlerini andırırcasına altın kaplama olduğunu gördüm.Çarlık rusyasını andıran bu görüntüye karşı solcuların da tepki göstermesi gerekmez mi? Sonuçta Rusyada emperyalist pastadan pay alma yarışında. Ayrıca paramiliter faşist grupların varlığı halkın sömürücü Yanukoviçe karşı tepkisini haksız kılar mı, bu konuda beni aydınlatmanızı rica ederim.


http://www.taraf.com.tr/haber-yanukovicin-kalesine-girdiler-149062/

ilkay  |  Cvp:
Cevap: 2
16.03.2014- 21:29

Amerikan emperyalizmini eleştirdiğimizde özellikle liberal kesimden Rusya da emperyalist gibi karşı atak geliyor. Eğer Rusya doğrudan bir ülkeye saldırırsa ya da o ülkedeki bazı kesimleri kışkırtıyorsa ve amaç da o ülkeyi kendine bağlamak olursa neden Rusya'ya da karşı çıkılmasın ki? Ukrayna'da faşist ve liberal güçler devlete karşı savaşıyor ve saldırıları Lenin heykellerine kadar vardırıyorlar. Bu durumda ikisine de karşıyız demenin bir anlamı var mı?

VforVendetta  |  Cvp:
Cevap: 3
17.03.2014- 22:49

Alıntı Çizelgesi: ilkay yazmış

Amerikan emperyalizmini eleştirdiğimizde özellikle liberal kesimden Rusya da emperyalist gibi karşı atak geliyor. Eğer Rusya doğrudan bir ülkeye saldırırsa ya da o ülkedeki bazı kesimleri kışkırtıyorsa ve amaç da o ülkeyi kendine bağlamak olursa neden Rusya'ya da karşı çıkılmasın ki? Ukrayna'da faşist ve liberal güçler devlete karşı savaşıyor ve saldırıları Lenin heykellerine kadar vardırıyorlar. Bu durumda ikisine de karşıyız demenin bir anlamı var mı?



Geçen ekim ayında moskovadaydım. Yıllarca Sovyetler birliğine başkentlik yapmış bir şehirde sadece bir metroda Lenin heykeli vardı. Numunelik tek heykelle resim çekildim. Para birimleri rublenin üzerinde Çarlık rusyasını andıran kraliyet resimleri vardı. Sosyalizm adına tek bir iz bile kalmamış, tamamen piyasacı olmuşlar. Ayrıca st.petersburgdaki barlar sokağında bazı barlar tc pasaportunu görünce ırkçılık yapıp almıyorlar. Üstelik barın adı da"Fidel" idi ironik değil mi, Bu da neonazi takiyyesi heralde, hep tayyip yapacak değil ya     :-)Bizim ülkemizde tüm yabancılar istediği mekana girebiliyor. Demek istediğim faşizm rusyanın içine kadar sinmiş. Ukraynada darbede faşist gruplar olduğu doğru ama halkın Yanukoviçe tepkisi bence normal. tüm halka faşist diyemezsin. Adam altından malikane yaptırmış kendine. Ayrıca ABDnin Afganistanı işgali nasıl yanlışsa SSCBnin Afganistanı işgali de aynı şekilde yanlıştı. Birine karşı çıkıp diğerini savunmak veya sessiz kalmak anti-emperyalist bir tutum olamaz.


Resim Ekleme

proleter  |  Cvp:
Cevap: 4
17.03.2014- 23:10

Rusya'nın sosyalizmle ilgisinin kalmaması Ukrayna'daki faşist saldırıların yanında olmamızı gerektirmiyor.   ABD ve AB Ukrayna'da faşist ve liberal saldırılarla ülkeyi kendi saflarına çekmeye çalışmaktalar. ABD ve AB Suriye'de ne yapmaya çalışıyorsa Ukrayna'da da onu yapmaya çalışıyor. Buna karşı çıkıyoruz.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 5
18.03.2014- 10:19

Çifte standarta devam, nasılolsa ilk defa yapılmıyor. Sizin gibilerin gerçek amacının "emperyalist saldırılara, işgallere,..."   olmadığını görebilmek için illada itiraf etmenize gerek yok. Dikdatörler arasında, emeperyalist saldırılar arasında, ...... seçim yaparak birisine taraf olanlr ve   bu yaptıklarınıda devamlı halka mal edenler, "antiemperyalist duruş" olarak niteleyenler siyasi arenada kaypak ve yalançı olarak nitelenirler.   Sizinkisine üzüm yemek değil bağcıyı dövmek denilir.

umut  |  Cvp:
Cevap: 6
18.03.2014- 12:24

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış



Geçen ekim ayında moskovadaydım. Yıllarca Sovyetler birliğine başkentlik yapmış bir şehirde sadece bir metroda Lenin heykeli vardı. Numunelik tek heykelle resim çekildim. Para birimleri rublenin üzerinde Çarlık rusyasını andıran kraliyet resimleri vardı. Sosyalizm adına tek bir iz bile kalmamış, tamamen piyasacı olmuşlar. Ayrıca st.petersburgdaki barlar sokağında bazı barlar tc pasaportunu görünce ırkçılık yapıp almıyorlar. Üstelik barın adı da"Fidel" idi ironik değil mi, Bu da neonazi takiyyesi heralde, hep tayyip yapacak değil ya     :-)Bizim ülkemizde tüm yabancılar istediği mekana girebiliyor. Demek istediğim faşizm rusyanın içine kadar sinmiş. Ukraynada darbede faşist gruplar olduğu doğru ama halkın Yanukoviçe tepkisi bence normal. tüm halka faşist diyemezsin. Adam altından malikane yaptırmış kendine. Ayrıca ABDnin Afganistanı işgali nasıl yanlışsa SSCBnin Afganistanı işgali de aynı şekilde yanlıştı. Birine karşı çıkıp diğerini savunmak veya sessiz kalmak anti-emperyalist bir tutum olamaz.


Resim Ekleme



ABD emperyalizmi Irak'a, Libya'ya girer, onlar diktatör deriz, Suriye halkına savaş açarak onbinlerce insanın ölümüne yol açar, yine aynı terane, Ukrayna'da faşistler liberallerin desteğiyle ABD AB emperyalizminden yana saldırılar, yıkımlar yapar, hedefe yine Rusya'yı koyarız. Başka bir dünyanın insanı mıyız biz?

Ukrayna'daki ayaklanma gerici bir ayaklanmadır. Sola ve solun değerlerine saldırıdır. Bu yüzden Ukrayna'daki faşist saldırılara Türkiye solu olarak karşı çıkıyoruz. Diğer örneklerde olduğu gibi Ukrayna olaylarında da Rusya'yı öne çıkarmak bu gerici ayaklanmalara destek olmak ve emperyalist saldırıların üzerini örtmek demektir.

VforVendetta  |  Cvp:
Cevap: 7
18.03.2014- 14:59

Alıntı Çizelgesi: proleter yazmış

Rusya'nın sosyalizmle ilgisinin kalmaması Ukrayna'daki faşist saldırıların yanında olmamızı gerektirmiyor.   ABD ve AB Ukrayna'da faşist ve liberal saldırılarla ülkeyi kendi saflarına çekmeye çalışmaktalar. ABD ve AB Suriye'de ne yapmaya çalışıyorsa Ukrayna'da da onu yapmaya çalışıyor. Buna karşı çıkıyoruz.



Kendi kafanızın içinde benimle gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir yargıda bulunuyorsunuz. ABD, Afganistanı işgal ettiğinde siz Talibandan yana mı tutum alıyorsunuz, ben şahsen hem ABD emperyalizmine hem de Taliban gericiliğine karşı çıkıyorum. İkisinin de Afgan halkına yararı olmamıştır, olamazda. İkisinin arasında seçim yapmak doğru değil. Ben Ukraynada faşist darbenin de yanlısı olmadığım gibi devrik Ukrayna liderinin de yanında olamam bir solcu olarak. Adam Çarlar gibi hayat sürüyormuş. Buna dikkat çekmek istedim.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 8
18.03.2014- 15:07

İkisi de bir, ikisine de karşı çıkıyorum demek emperyalizme örtülü destek vermektir. Ukrayna'da faşist bir karşı çıkış var. Sol buna karşı çıkıyor. Solcu olmanın başka bir anlamı olamaz.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]