Cambaz aranıyor!
Metin Çulhaoğlu


Önümüzdeki dönem suların ısınacağını, bu ülkenin solunu zorlu bir mücadelenin beklediğini çok yazdık. Hazırlıkların buna göre yapılması gerektiğini söyledik.

Evet, ama yetmez!

Sonrasına da hazırlanmak gerekiyor.

"Sonrasından" kasıt, bugünkü AKP'nin ve Erdoğan'ın iktidarda olmadığı bir Tür-kiye'dir...

Nasıl olur, ne kadar zaman alır, yerine ne gelir, bunlar ayrı bir tartışma konusu. İşin içinde, kimi "sivriliklerinden" arındırılmış, makyaj tazelemiş bir AKP gibi olasılıklar da var. Önümüzdeki dönemin sıcak siyasal gelişmeleri ışığında elbette bu başlıklarda da söylenebilecek şeyler olacak.

Ancak bunları beklemeden; nasıl olur, ne kadar zaman alır, yerine kim gelir gibi sorulardan bağımsız olarak, bugünden kimi öngörülerde bulunulabilir. Üstelik bu öngörülerin kesinlik" taşıdığı iddiasıyla birlikte...

İşte, bunlara da hazırlıklı olmak gerekiyor.

Meselenin özünü kısaca özetleyelim: Hâlihazırdaki iktidarın gücüne, nüfuzuna ve fethettiği kalelere rağmen, bu ülkede AKP ve Erdoğan sonrasını da düşünen bir "düzen" vardır. Deneyimli sermaye kesimleri, bunların kurmayları, ideologları, yazar-çizer takımı vardır. Bir nokta kesindir: Bugünkü iktidarın ve temsil ettiği anlayışın geride bırakacağı devasa boşluğun bir bölümünün sol tarafından doldurulması, "düzenin" uykularını kaçıracak bir olasılıktır.

Hemen ardından gelen çıkarsama ise şudur: Bugünkü AKP'nin gidişiyle doğacak boşluğun üzerine, baskı anlamında değil, ama ideolojik-siyasal bombardıman anlamında büyük ölçekli bir burjuva/neo-liberal hegemonya yenileme operasyonuyla gidilecektir. Bu operasyonda, AKP iktidarı mağduru olan ya da böyle olduğunu düşünen kim varsa hepsinin ağzına bir parmak bal çalınacaktır.

Bu iş biraz da filmlerdeki gibi olacaktır: Filmin iyi adamlarından biri sekiz kurşun yemiş, beş yerinden bıçaklanmıştır ve son nefesini vermek üzeredir, yanı başındaki diğer iyi adam kendisine "Geçti artık..." der ya, işte böyle geçirmeye çalışacaklardır.

AKP/Erdoğan sonrası hegemonya yenileme operasyonunun, gidenin geride bıraktıklarıyla ilgili birtakım köklü düzeltmelere gitmesi mümkün değildir. Çünkü "Yaptıkları iyi şeyler de var" klişesi, en başta boşluk doldurmaya soyunacak olanların aklında yer etmiştir. Özelleştirmeler, rant avcılığı, geniş kamusal alanların sermayeye peşkeş çekilmesi, emeğin örgütsüzleştirilmesi vb. hep sermayenin sınıfsal isteklerinin sonucudur. Bunlardan da geri dönecek değiller ya?

O zaman, boşluk doldurucu operasyon, ideolojik çarpıtmalar, örtmeler, dikkat kaydırmalar, yer değiştirmeler eşliğinde yürütülecek, "Ama..." itirazları da "cambaza bak" yanıtlarıyla geçiştirilecektir.
"Cambaz"kim, ne olacaktır?

Kürt diyalogunun kesilmesi, daha doğrusu bu konuda "90'lara dönüş", kim gelirse gelsin mümkün değildir.

Toplumsal yaşamın dinselleştirilmesi, sivil-asker bürokrasinin düzlenmesi, eğitim gibi alanlardaki AKP damgasını kimse tamamen silmek istemeyecektir. Zaten bunların bir bölümü "Yaptıkları işi şeyler de var" kategorisine girmektedir.

Buralardan pek "cambaz" çıkmaz.

Ancak, hegemonya yenileme operasyonunun elinin biraz daha güçlü olabileceği bir alan vardır: Dış politika...

Temeldeki sürekliliklerin örtülmesi için dikkatlerin çekileceği "cambaz" bu olabilir. AKP'nin ciddi ve üstelik peş peşe gelen çuvallamaları bu alanda olduğuna göre, yüklenilecek yer de burası olacaktır: "İflas eden AKP dış politikasının düzeltilmesi" "geleneksel dış politika çizgisine dönülmesi", "yurtta sulh, cihanda sulh şiarının yeniden benimsenmesi" vb. vb.

Ustaca yapıldığında etkili de olabilir.

Üstelik malum güç odaklarını da hoşnut eder.

* * *

Başlarda, boşluğun sol tarafından doldurulmasına tahammül edilemeyeceği söylenmişti.

Ya sol "dış politika çizgisini yeniden rayına oturtma" cambazıyla yetinmeyip başka yerlere de bakmakta ısrar ederse?

Hegemonya yenileme operasyonunun bu bakımdan yapacakları da şimdiden bellidir: Sivil toplum, katılımcılık, şeffaflık, yerelleşme, çoğulculuk, çeşitlilik vb edebiyatı aynen sürdürülürken özellikle son dört beş yıldır bu değerlere "ne yazık ki" yeterli özenin gösterilmediği kabul edilecek, buna bir de "demokrasi sandıktan ibaret değildir" eki yapılarak sahneye öyle çıkılacaktır.

Tutar mı?

"Yetmez ama evet" diyenler gene çıkacaktır.

Ama bu kez sayıları da etkileri de çok azalmış olacaktır.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/metin-culhaoglu/cambaz-araniyor-78140