Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

umut  |  Cvp:
Cevap: 33
21.04.2014- 08:36

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

1 Mayıs'ta çatışma kaçınılmaz görülüyor. Bence sorun çatışma çıktığında ne yapılması gerektiğinde yatıyor. Polisin gaz bombalarına karşılık verilmeyecek mi? Polisin ilk saldırısıyla birlikte örgütler geriye mi çekilip evlerine mi dönecekler? Sadece İstanbul için söylemiyorum. İstanbul'daki saldırı bence yurdun dört bir köşesinden tepki görmeli. Bu saldırıyı karşılıksız bırakmamalıyız.



Solcu arkadaş, sosyalist forum'a mı takıldın bir süreliğine? Orada da saldırı karşılıksız bıakılmamalı türünden bir yığın ipe sapa gelmez yorumlar var:)

solcu  |  Cvp:
Cevap: 34
21.04.2014- 10:46

Okumadan olmuyor. Sosyalist Forumda 1 mayıs önerileriniz nedir başlığı bile var. Kaldırım taşları nasıl sökülür, polise nasıl karşılık verilir, taksim nasıl fethedilir, hepsi yazılıyor. Yararlanmamak olmaz:)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 35
22.04.2014- 01:20

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

2014'ün 1 Mayıs'ına şunun şurasında 10-12 gün kaldı. Hak-İş, Türk-İş ve İşçi Partisi dışında hemen hemen tüm ilerici, solcu ve devrimci yapılar işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününü Taksim'de kutlama kararı aldılar. Doğru bir karar bu. Taksim işçi sınıfı ve sosyalistler için vazgeçilmez bir öneme sahip. İstanbul 1 Mayıs'ının bu yüzden kutlanma alanı Taksim olmalıdır ve bu konuda gereken mücadele de gösterilmelidir. Bir önceki yorumumda 1 Mayıs'ın sadece bu yönüyle önemli olmadığını, işçi sınıfı konfederasyonlarının kürsü konusunda da belli bir duyarlık sergilemeleri ve kürsüden topluma verilecek mesaj ve doğrultunun da önemsenmesi gerektiğini söylemiştim. Bugüne kadar olmadı, umarım bundan sonra en az Taksimde kutlama konusunda diretmek kadar önemsenir bu konu...

Bugünün farklı bir sorunu var. Kutlamayı organize eden örgütler ve katılımcıların Taksim'e yönelik haklı ısrarı ve siyasal iktidarın bu konudaki keyfi ve faşizan   tutumu bu 1 Mayıs'ın da İstanbul'da gergin ve çatışmalı geçmeye aday olacağını gösteriyor. İşçi sınıfının bu en anlamlı   gününün bu gerginlik içinde bekleniyor olması da siyasal iktidarın çatışma ve kamplaşmalardan ne kadar yararlanmaya çalıştığının bir başka kanıtı. AKP bu gerginlikleri yaratarak toplumu bir kez daha kamplara ayıracak, ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, kendi kitlesini bu çatışmalı süreç üzerinden bir kez daha konsolide etmeye çalışacaktır.

Peki sol ne yapmalı? Gerginlik, çatışma AKP'ye yarıyor diye, Taksim kararından vaz mı geçmeli? Kadıköy ve Taksim'i yasaklayan siyasal iktidarın gösterdiği Yenikapı ve Kartal gibi meydanlara mı gitmeli?

Düzenleme komitesi, hükümete bu konuda geri adım attırmak ve işçi sınıfının Taksim'de kararlı olduğunu anlatmak için her türlü girişimi yapmak ve bu konuda ısrarlı olduğunu göstermek durumundadır. Yapılan görüşmeler kamuoyuna açıklanmalı, bu konuda kamuoyu bilgilendirilmeli ve   siyasal iktidarın keyfiyetçi ve faşizan tutumu yurt ve dünya kamuoyuna deşifre edilmelidir. Bu yapılırken dünya sendikalar birliği de ülkeye davet edilmeli ve avrupa'daki sol-sosyalist partilerin dikkatleri de bu konuya çevrilmelidir.

Sadece bu değil. Burası işin bir yanı. Siyasal iktidar yasaklama kararını geri alsa da, almasa da, organizasyon komitesi çalışmalarına devam etmeli, hangi örgütün nerde toplanacağı ve hangi yürüyüş güzergahını takip ederek Taksim'e ulaşacağı da planlanmalı ve halka açıklanmalıdır. Düzenleme komitesi katılacak her örgütle sıkı ilişkiler içerisine girmeli, her türlü provokatif eylemlere karşı uyarılmalı ve geniş katılımlı bir mitingte her örgütün üzerinde düşen bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğinin altı çizilmelidir.

Sorun şudur: Siyasal iktidar, tıpkı Berkin'in cenazesinde olduğu gibi örgütlerin toplanmasına izin verip, Taksim' girmemeleri konusunda her türlü önlemi alabilir. Böyle bir durumun çatışma doğuracağı açıktır. Düzenleme komitesi bu konuda mutlaka devreye girmeli, her yürüyüş güzergahının başında komiteden belli insanlar bulunarak, çıkması muhtemel çatışmaları önleyici, daha doğrusu geciktirici bir çaba içinde olmalıdır. 1 Mayıs daha başlamadan çatışmaya dönüşürse, işçi sınıfının bu en anlamlı günü daha başlamadan heba olacaktır.

(devam ederiz.)




2013 Aralık ortalarında Taksim Dayanışması'nın düzenlediği bir miting vardı Kadıköy meydanında...Havanın da güzel olması nedeniyle oldukça kalabalıktı ve kitleler Haydarpaşa ve Boğa yönünden Kadıköy'e akıyordu. Başlarda miting gerçekten çok görkemli ve heyecan vericiydi. Kadıköy'sa mitingin hemen yanında, her iki güzergahtan gelenler otobüsün üzerindeki dayanışma yöneticileri tarafından karşılanıyor, polisin arama notasından geçerek miting alanında yerini alıyordu. Kitlenin tamamı henüz miting alanında yerini almamışken arama noktasından geçen ATILIM grubu ile polis arasında bir sürtüşme çıktı. ATILIM o sırada arama noktasından içeri girmişti. Arkasından SDP geliyordu. Nedenini o an için anlayamadığımız sürtüşmeye SDP de karıştı. Arama noktasındaki polisler arada kalmıştı. Hem ATILIM ve hem de SDP elerindeki flama sopalarıyla arama noktalarındaki polislere vurmaya başladılar.   O sırada boğadan gelen korteji görmeye çalıştığımız için biz alanın hemen dışındayken. Kalabalıktan görebildiğimiz buydu. Otobüsün üzerindeki görevliler sürekli olarak olayı yatıştırıcı komutlar da veriyordu. ''Polis geri çekil'' ATILIM yapma'' gibi.. Bir türlü önlenemedi. İki koldan miting alanına gelmek için yürüyüşe hazırlanan kitlelerin büyük çoğunluğu hala dışardaydı. Sürtüşme, tartışma-çatışma biraz sürdü ve sonra devreye gaz bombaları, tazyikli su girince o görkemli miting bir anda dağılmak zorunda kaldı. Kısa keseyim, bir daha da toparlanamadı Ve kalabalığın çoğu da miting alanına giremeden dağıldı. Polisler, tomalar biraz geri çekildi, arama noktaları kaldırıldı ama sonuçta mitingin coşkusu söndü.

Şunun için bu örneği verdim; her grup, parti, örgüt vb. bu tür kitlesel gösterilerde sorumlu davranmayı bilmek zorundadır. Eminim Kadıköy'deki o çatışma sonucunda arama noktasındaki görevli polislere flamalarıyla vurmaya çalışanlar -nedeni ne olursa olsun- polise ''devrimci tepki'' gösterdiklerini iddia edeceklerdir. Oysa görkemli başlayan bir miting bu o olaylar yüzünden amacına ulaşmamış oldu. ATILIM ve SDP'nin o olayın içindeki sempatizanları o mitingin gerçekleşmemiş olmasına üzüldüklerini ve bu konuda bir özeleştiride bulunduklarını sanmıyorum. Özellikle kadınların, çocukların yoğun olarak katıldığı bu tür büyük kitlesel mitinglerde bu tür olayların olmaması için gereken özen gösterilmeli. Bu konuda neler yapılmak gerekiyorsa, onlar yapılabilmeli. Örgütler düzenleme komitesinin güvenlik konusunda aldığı bütün kararlara sadık kalabilmelidir. Olaylar daha yeni başlamışken, düzenleme komitesinin uyarılarına uyulabilse, olayların boyutu yükselmeyecek, miting aynı görkemiyle devam edip, sonuçlanabilecekti. Olmadı.

1 Mayıs 2014 bu bağlamda çok daha büyük sorumluluklar dayatıyor. Eğer yasak kalkmazsa polis kitleyi provoke edebilmek için birtakım tavırlar içine girebilir, girecektir. Bu tavırlara hemen keskin bir tepki koymak polisin arayıp da bulamayacağı şartlar yaratacaktır. Bir yıl boyunca hemen hemen tüm sendika, meslek örgütü, sol ve ilerici parti, örgüt ve derneklerin beklediği böyle bir günde ortaya çıkan bu olumsuz-çatışmalı ortam onbinlerce kitlenin bir anda dağılmasının nedeni de olacaktır. Bence böyle bir ortamın oluşmaması için katılımcı tüm örgütlerin gereken duyarlıkları göstermesi ve kitlelerini belli bir disiplin altında tutmaya çalışmaları gerekmektedir. Hiç kolay değil kuşkusuz, ama anlatmak istediğimi anlattığımı sanıyorum.

1 Mayıs 2014 mutlaka kutlanmalıdır. 77'de yitirilen yoldaşlar mutlaka anılmalıdır. Taksim'e girilemese bile, mümkün olan en yakın noktalarda her grubun kürsüleri de kurulabilir. ( Aslında bunların ön hazırlıkları da yapılabilirdi. Yapıldığını sanmıyorum.) En kötü olasılık kitle açısından kutlama bu şekilde sonlandırılabilir.

''1 Mayıs'ta gücümüzü göstereceğiz'' sözlerine çok rastlanıyor. İyide söyleniyor. Ama gücün on binleri, yüz binleri oralara taşımak ve oralarda tutmak olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyor. Kitle yoksa güç de yoktur. Ve hiç bir zaman olmayacaktır. Zaten olay çıkarmak için aportta bekleyenlere verilecek her açık, oradaki yüzbinlerin heyecanını yitirmesine ve dağılmasına ve sonuçta, yine kutlanamayan bir 1 Mayıs'ın geride kalmasına yol açacaktır. Şunun şurasında 1 Mayıs'a çok zaman kalmadı, yatıp kalkıp bence bu konuya odaklanmayız.

Bireysel olarak da, örgütsel olarak da...

solcu  |  Cvp:
Cevap: 36
22.04.2014- 10:03

Şimdi AKP ve medyası 1 Mayıs’ı bir felaket günü olarak resmetmeye çalışıyorlar. İşleri bu...

Önemli olan solun, emekçilerin yanıtı.

Çok açık söylenmesi gerek. 1 Mayıs’ı kriminalize etmek bir Tayyip politikasıdır. “Bizim taraf”ın yanıtları arasında buna denk düşecek tek bir sözcüğe, tek bir satıra yer vermek sorumsuzluk olur.

Kuşkusuz siyasette rest çekene “rest” denir. Ama nasıl?

1 Mayıs, Taksim dahil her nerede kutlanacaksa, işçilerin, emekçilerin, tüm halkın, kızlı-erkekli, çoluk-çocuklu, yaşlı-gençli, dedeli-torunlu dayanışma bayramıdır.

Faşist tehdit ve teröre yanıt kitlelerin meşru büyüklüğüyle verilir. Meşruiyetin kaynağı, her zaman ama hele AKP diktası koşullarında, kanun nizam falan değil, sadece kitlelerdir.

Ama gaz sıkarlarsa?

“Sık bakalım...”ın yüzbinler tarafından söylendiğinde nasıl bir gücü, moral üstünlüğü temsil ettiğini tecrübe etmiş bir halkız.

Halksız restleşme ise devlet terörünün tam da aradığı şey.

Milyonlar yine bir araya gelsinler hele, “sık bakalım” demekten kimse geri durmaz; merak etmeyin.

Bizim de bir “muazzam örgütümüz” var: Halk kitlelerinin ta kendisi!


Aydemir Güler'in bugün sol haberde yazdığı yazının bir bölümü. Konuyla ilişkili olduğu için buraya aldım.

umut  |  Cvp:
Cevap: 37
22.04.2014- 12:57

Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, Başbakan Tayyip Erdoğan, “Taksim’den bir defa ümidinizi kesin. Gelin buyurun Yenikapı. Orası değil, Maltepe, buyurun orada yapın. Ama burada devletle bir gerilime lütfen girmeyin. Halkımızın huzurunu, esnafımızın huzurunu lütfen kaçırmayalım.   Lütfen terörize etmeyelim” dedi.

Erdoğan, “Bu sene son olarak, Kadıköy miting alanı olarak müsaade edildi. Fakat bundan sonra Kadıköy’de de miting yapılmayacak. Niye, çünkü buralar, burada yaşayan insanlar çok bedel ödedi” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, daha önce “Miting mi yapacaksan git Yenikapı’ya Maltepe’ye.. Bundan sonra bazı ilçelerimizde de butik meydanlar düzenleme kararı aldık. Ama gelip esnafın camını çerçevesini indirecek şekilde Taksim’de, Kadıköy’de bunları yapmak mümkün değil. Kesinlikle bunlara fırsat vermeyeceğiz” demişti.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuşuyor.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

İlla burada yapacağım dersen, bu çatışmaya ben hazırım anlamına gelir. Asla müsaade etmeyiz, bunu bilmeleri gerekir. Herkes yapacağı her işi hukuk içerisinde sürdürmeye mecburdur. Kanun benim dersen, kusura bakma, kanun sen değilsin. Biz nasıl mitingimizi bize verilen yerde yaptıysak, ben de STK’yım aynı zamanda. Yenikapı’da 2,5 milyon insan toplandı, baktık yetmiyor, belki önümüzdeki yıl gideceğiz Maltepe’de yapacağız. Taksim ısrarına biz, hiç kimse kusura bakmasın artık iyi niyetle bakmayız. Bakamayız. Sokak eylemleriyle, şiddetle, vandalizmle bir yere varılamayacağını herkes görmüştür. Sendika başkanı çıkıp burası bizim kutsalımız diyor. Lafa bak ya, nasıl bir kutsalsa, lafa bak. Orada bir kabir ziyareti yapacaksan, orada bir anıt var, bu anıtı ziyaret edeceksen, yönetim kurulu olarak gider çelenginizi bırakırsınız. Metro da yaptık size, Taksim’den Yenikapı’ya gidersiniz.



Başbakan'ın grup konuşmasının 1 Mayıs'la ilgili bölümü bu. Açıkça meydan okuyor, çatışmaya davetiye çıkartıyor. Hukuk'a uyacaksın diyor, hukuk'a uymayan kendisi aslında. Ağzından çıkan her kararın hukuk olduğunu sanıyor. Sıkılmadan Taksim kutsalımızdır diyenlerle de dalgasını geçiyor. Yazık bize. Haziran direnişi gösterebilen bir halka sahip olmamıza rağmen böyle bir başbakan var başımızda.

ayhan  |  Cvp:
Cevap: 38
22.04.2014- 17:50

Taksim 1 Mayıs kutlaması oldukça gürültülü geçeceğe benziyor. Başbakan bu konuda kararını vermiş görünüyor. Sertleştikçe   kendi kitlesini etrafında toplayabilme becerisi gösterebiliyor. Diktatörlük başbakanın nezdinde prim yapıyor. O da bunu sürdürmekten çekinmiyor.

ilkay  |  Cvp:
Cevap: 39
22.04.2014- 18:22

Vali Mutlu'dan 1 Mayıs açıklaması

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, "Biz müracaatların olmasını bekliyoruz. Halihazırda bir müracaat yok bize. Olması halinde adresin Yenikapı olduğunu kendilerine söyleyeceğiz" dedi.

DHA'nın haberine göre, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 1 Mayıs kutlamasıyla ilgili, "Biz müracaatların olmasını bekliyoruz. Halihazırda bir müracaat yok bize. Olması halinde adresin Yenikapı olduğunu kendilerine söyleyeceğiz" dedi.

Esenler Meydanı'nda Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Barış Ekmeği Festivaline katılan Vali Mutlu habercilerin sorularını yanıtladı. 1 Mayıs'la ilgili sorulara "Bugün barış ekmeği yoğurduk dünyanın güzel çocuklarıyla, İnşallah bu 1 Mayıs'ımızın da huzurlu geçmesi hepimizin dileği" sözleriyle yanıt veren Vali Mutlu, "Taksim'in yerine Yenikapı'da yapılmış olan ve standartları fevkalade mükemmel olan yeni toplantı alanının kullanılabileceğini, ilgili emek örgütlerine ifade ettik. Biz 1 Mayıs'ta tekrar Taksim'den çelenk sunma ve Kazancı yokuşundaki anmaların mutlaka yapılmasını, Taksim'in ruhunun yaşatılması açısından önemli görüyoruz. Bu yapılmalı, gelinmeli, çelenkler konulmalı ve Kazancı yokuşunda anma yapılmalı" şeklinde konuştu.

'Yenikapı'ya desteğe hazırız'
İşçi sendikalarının ve emek örgütlerinin Yenikapı'ya gidiş konusunda ihtiyaçları olan lojistik desteği sonuna kadar vermeye hazır olduklarını söyleyen ve alanın bütün ulaşım vasıtalarıyla gidilebilecek bir alan olduğunu söyleyen Vali Mutlu, " Biz ayrıca şehrin her noktasından gerekli lojistik desteği de sağlayarak, arzu edildiğini taktirde işçilerimizi bu bayrama katılım noktasında desteklemeye hazırız" dedi.

Bir soru üzerine Taksim'e çıkılmak istenmesi halinde, "Dileğimiz şehrin güvenliğiyle ilgili hiç bir problem yaşanmamasıdır" diyen Mutlu, çatışma ihtimalinin belirtilmesi üzerine "Aklımıza bile getirmek istiyoruz" diye yanıt verdi.

Kadıköy olumlu
Kadıköy'le ilgili Türk-İş'in yapmış olduğu müracaata olumlu cevap verdiklerini söyleyen Mutlu, Maltepe'deki miting alanının henüz tamamlanmadığını söyledi. Mutlu, "Maltepe'de eksiklikler var. Muhtemelen önümüzdeki yıl, kısa bir süre oradaki ihtiyaçlar tamamlanmış olacak. Ondan sonra Maltepe'yi kullanmaya başlayacağız. Şuanda Kadıköy'le ilgili Türk-İş'in talebiyle ilgili bizim Maltepe dememiz mümkün olamayacak. Maltepe bitmiş değil. Kadıköy'deki taleplere uygun cevap verdik" diye konuştu.

Vali Mutlu, sendika temsilcileriyle yeni bir görüşme olup olmadığının sorulması üzerine," Müracaatlarını bekliyorum. Henüz daha resmi müracaatları yok. Olunca gereğini yapacağız" yanıtını tekrarladı.

sol.org

ilkay  |  Cvp:
Cevap: 40
22.04.2014- 18:27

Sol'un Taksim'le bağını kesmeye, 1 Mayıs 77 katliamını unutturmaya çalışıyorlar. AKP gericiliği bunu başarabileceğini, Taksim'i rant alanına dönüştürebileceğini sanıyor. Solun bunu hiç bir zaman kabul etmeyeceğini hesaplayamıyorlar.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]