Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Şefik Hüsnü: Zor yıllarda işçi sınıfı ve Marksizm
Neslihan Başaran.


Türkiye komünist hareketinin uzun tarihinde, teorinin yetersizliğinden sıkça   söz edilir.   Şefik Hüsnü ise hareketin en önemli Marksistlerinden biri olarak nitelendirilir. Sonradan alacağı soyadıyla Şefik Hüsnü Değmer, aynı zamanda, TKP'ye en uzun süre liderlik etmiş isimleden biridir. Mustafa Suphilerin ölümünden kendisinin ölümüne ve sürgüne gönderildiği 1950'lerin sonuna kadar, Türkiye komünist hareketine liderlik etmiştir.

Şefik Hüsnü tıp doktorudur. Avrupa'da eğitim görmüş, Balkan savaşlarında ve Çanakkale'de Savaşı'nda cephede doktorluk yapmıştır. Marksizm ve sosyalizmle Fransa'da eğitim aldığı yıllarda tanışır. Bu tanışma sadece mecazi anlamda değildir. Fransa'da dönemin sosyalist aydın ve siyasetçilerini bizzat dinleme imkanı bulur. 1912'de yurda döndüğünde, o artık bir Marksist ve sosyalisttir.Bir Marksist olarak öncelikle Türkiye'nin sınıfsal yapısını incelemeye ve sosyalizmi mümkün kılan modern sınıflar olarak burjuvazi ve işçi sınıfının Türkiye'deki varlığını kanıtlamaya koyulur. Ancak memleketin işgali ve ardından başlayan ulusal kurtuluş mücadelesi, teoriyi de altüst etmiş ve siyasi mücadeleyi komünistler için başat hale getirmiştir. Emperyalizmin Türkiye'ye yönelik saldırısı ve milliyetçi ve İtthatçı kadroların başını çektiği Anadolu'daki ulusal kurtuluş mücadelesi, komünistlerin önüne yepyeni görevler koymuştur. Bu süreçte Avrupa Marksizmiyle yola çıkan Şefik Hüsnü Bolşevizm'le ve Lenin'in emperyalizm çağında Marksist teoriye yaptığı katkılarla tanışır. 1920 yılında TKP'nin Bakü'de kurulmasının ardından Mustafa Suphilerin emperyalizmle mücadele etmek üzere Anadolu'ya taşıdıkları bayrağı, 1922 itibariyle İstanbul'da, Şefik Hüsnü devralmıştır. Şefik Hüsnü Türkiye komünist hareketi henüz çok genç ve zayıfken, ölüm kalım mücadelesi de vermek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla da hem kendi döneminde ve hem sonrasında sıkça eleştirilmektir. Buna karşılık Şefik Hüsnü, komünist hareket için yaşamsal özelliklere sahiptir. Birincisi işçi sınıfından hiç vazgeçmemiştir. Örneğin 1923 yılındaki İzmir İktisat Kongresi'nde işçi grubunun en ileri taleplerini dile getirmesi için İstanbul'daki komünistler tarafından kongre öncesi işçilere dönük bir bröşür hazırlanmış ve Şefik Hüsnü bizzat işçi grubuyla birlikte kongreye katılmıştır. Propafgandayı ve örgütlenmeyi hep çok önemsemiştir. TKP'nin illegal kalmaya mahkum olmasını kabullenmemiş ve 1946'da yasal bir parti kurmak için ilk fırsat çıktığında Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi'ni (TSEKP) kurmuş ve bu örgütlenme olanağını çok önemsemiştir.

Ancak devlet bu dönemde komünist harekete kitlelerin karşısına çıkma şansı tanımamakta kararlıdır. TKP kurulduğu andan itibaren sürekli bir tutuklama dalgasına maruz kalır. 1951 yılındaki tutuklamalarda, Şefik Hüsnü dahil, TKP üyesi pek çok kişi tutuklanır. Şefik Hüsnü beş yıl on ay hapse mahkum edilir ve hapisten çıkınca da Manisa'ya sürgüne gönderilir. Sürgünde tecrit koşullarında yaşayan Şefik Hüsnü 1959 yılında burada hayata veda eder.

SOL gazetesinin 10 Eylül 2013 tarihli ek'inden.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
24.04.2014- 21:00

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]