Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Türkiye Devrim Tarihi

Sevda uğruna berdar olan üç yiğit!


Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan parti ve devrim davamızda hep yaşayacaklar!

Resim Ekleme

Deniz, Yusuf, Hüseyin...

60’lı yıllar dünyada işçi sınıfının ayağa kalktığı, ezilen halkların kurtuluş mücadelelerine giriştiği ve sosyalizm alternatifinin güçlü olduğu tarihsel bir kesitti. Türkiye’de ise ‘60’lı yıllar, sosyal uyanışın yaygınlaştığı, toplumsal muhalefetin hızla gelişip kabardığı bir dönemdi. İşçi sınıfı, kentin ve kırın emekçileri, Türkiye tarihinde ilk defa bu dönemde, bu kadar kitlesel bir şekilde eylem alanlarında, grevlerde, direnişlerde, toprak işgallerinde sözünü söylemeye, sola ve sosyalizme yakınlaşmaya başlamıştı.

Bu dönemde devrimci gençlik önce Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) içinde örgütlenmişti. 1965 Aralık ayında kurulan FKF, 4-5 Ocak 1968’de toplanan 3. kurultayında ismini Dev-Genç olarak değiştirdi. Aynı yıllar içinde bir başka politik odak, gençliğin mücadelesinin çekim merkezlerinden biri olarak ortaya çıkıyordu: Türkiye İşçi Partisi (TİP). TİP farklı düşüncelerden insanları bir araya getiren bir çatı görüntüsü taşıyordu. Ancak revizyonizmin Türkiye’deki takipçisi bu parti, gençliğin devrim isteğini karşılayacak durumda değildi. TİP gençliğe dar geliyordu ve gençlik önderleri birer birer bu partiden ayrıldı. İleriye doğru atılan bu adım genç devrimcileri kendi örgütlenmelerini kurmaya yöneltti.

Düzenden köklü bir kopuşun ifadesi olan ‘71 devrimci çıkışının ardından THKO, THKP-C ve TKP-ML/TİKKO, dönemin devrimci gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakaya’nın öncülüğünde kuruldu. Bu kopuş ve düzenin temellerini sarsan devrimci eylemler sosyalizm korkusuyla pervasızlaşan devleti önlem almaya zorladı. ‘71’de 12 Mart muhtırası olarak bilinen askeri-faşist müdahale gerçekleşti. Darbenin ardından adeta devrimci avına çıkıldı. Toplumsal hareketliliği bastırmak için işe önce devrimcileri yok etmek gayesiyle başlayan sermaye devleti zindanları devrimcilerle doldurdu.

En öndekiler, en önce öldüler!

Ama bu kadarı yetmiyordu. Topluma gözdağı vermenin yolu devrimcileri katletmekten geçecekti. Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan Nurhak yolunda, Şarkışla’da yakalandılar ve tutsak edildiler. Hüseyin İnan aynı günlerde dayısının evinde yakalandı. 31 Mayıs 1971’de jandarmayla çatışmaya giren THKO gerillalarından Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan katledildiler. Siper yoldaşlığının en güzel destanını yazan Mahirler ve Cihanlar ise 30 Mart 1972’de Denizler’i kurtarmak için giriştikleri eylemin ardından Kızıldere’de katledildiler. Ancak devrimci önderlerin ve militanların sokak ortalarında, eylemlerde, direnişlerde katledilmesi kâr etmiyordu. Hareket dalga dalga yayılıyor, üstelik devrimci karakteri güç kazanıyordu.

THKO davasında 18 gencin idamına hüküm verdi mahkeme. Ancak Yargıtay yalnızca üçünün infazını onadı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan... 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Hapishanesinde devrim için çarpan üç yiğit yürek susturulmak istendi. Ama nafile! Onların sehpada haykırdıkları sloganlar yankılandı dört bir yanda. Soluk oldular kavgaya...

Devrim bayrağı ellerimizde!

Denizler’i katlederek mücadeleyi bitireceklerini sananlar ise bir kez daha yanıldılar. Onlar ne darağaçlarında ne de düşman kurşunları altında teslim oldular. Bunu bir an bile akıllarından geçirmediler, tereddütsüz ölümün üzerine yürüdüler. Türkiye topraklarına devrim tohumları böyle atıldı. Devrimci yiğitliğin ve direnişin destanı böyle yazıldı.

Onların emanet ettikleri bayrak bugün bizim ellerimizde dalgalanıyor. Düzenin devrimci değerlerin içini boşaltma ve katlettiği devrimcileri romantikleştikleştirme çabalarına ragmen, Denizler devrim ve sosyalizm kavgasına ışık olmaya devam ediyor.

Denizlerin anısına sahip çıkmak demek, Marksizm-Leninizme sımsıkı sarılmak demektir.

Denizlerin anısına sahip çıkmak demek, devrimcilikte ve devrimci örgütte ısrar demektir.

Denizlerin anısına sahip çıkmak demek, ölümü tereddütsüzce göze almaktır.

Denizlerin anısına sahip çıkmak demek, yarını kuracak olan kavgaya bugünden omuz vermek demektir.

Bizler onların anılarına sahip çıkacak ve uğruna öldükleri kavgadan zaferle çıkacağız.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan parti ve devrim davamızda hep yaşayacaklar!

Kızıl Bayrak

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]