Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
abbas  |  Cvp:
Cevap: 9
10.05.2014- 20:09

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Nezaket kurallarına uymayan önce Metin Feyzioğlu'nun kendisidir. Misafir olarak katıldığı ve Danıştay başkanının bile 25 dakika konuştuğu bir   toplantıda 1 saati aşkın bir süre konuşarak konukların sabrını da taşırmıştır. Başbakanın tepkisini bu durumdan soyutlayarak ele almamalısınız.



Bu akşam AKP milletvekilleri de başbakanlarını aklama yönünde sizin söylediklerinize benzer şeyler söylemişler. Aranızda pek bir fark yok.

umut  |  Cvp:
Cevap: 10
10.05.2014- 20:55

Başbakan yine rahat durmamış, yapmış yapacağını.   Şu başbakanı kızdıran edepsiz ve yalancılar olmasaydı ne güzel yönetilirdi bu memleket:)

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 11
10.05.2014- 21:22

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Nezaket kurallarına uymayan önce Metin Feyzioğlu'nun kendisidir. Misafir olarak katıldığı ve Danıştay başkanının bile 25 dakika konuştuğu bir   toplantıda 1 saati aşkın bir süre konuşarak konukların sabrını da taşırmıştır. Başbakanın tepkisini bu durumdan soyutlayarak ele almamalısınız.



Şimdi de Tayyip'i mi savunmaya başladınız? Hem siz devrimci misiniz burjuva nezaket kuralları savunucusu mu?

Feyzioğlu'nun konuşmasının tamamını okudunuz mu? Okuyun. Gayet güzel bir konuşma. Zaten Tayyip konuşmanın can alıcı yerlerine karşı çıkamadığından kalkıp Van konusuna karşı çıkmış. Siz de kalkıp dakikasını bahane ediyorsunuz.

Van konusunda söyledikleri de yerinde ayrıca. Bir solcunun sahip çıkması gerekeni söylemiş. Van'da tapusu olana ev verdin, olmayana vermedin, evi yıkılan herkese ver diyor. Ne var bunda?

umut  |  Cvp:
Cevap: 12
10.05.2014- 21:35

tekyoldevrim biraz daha yazarsa sıkı bir AKP'ci olup çıkacaktır. Adı tekyoldevrim ama tek yaptığı AKP'ye destek! Nezaket kurallarını öne sürerek barolar birliği başkanını suçluyor da, cumhurbaşkanının bulunduğu bir toplantıda başbakanın bu tavrı hangi nezaket ölçülerine sığıyor? Toplantı salonunu terk ederken Cumhurbaşkanının önüne geçmesi hangi devlet protokolu ile bağdaşıyor? AKP'ye kol kanat girmek adına girmedikleri kılık kalmıyor bunların. Ne oldukları da belli değil. Adı tekyoldevrim'miş. TekyolAKP olsa daha gerçekçi olmaz mıydı?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 13
11.05.2014- 06:40

Başbakanın psikolojik sorunları oluşmuş. Muhalif veya öyle sandığı   bir hukukçu görünce dayanamıyor, hemen ''cüppeni çıkar öyle gel'' diyor. ''Sıfırladın mı oğlum''un dayattığı bir psikoloji bu. Bu kadar tahammülsüzlüğün açıklanabilir bir yanı yok. Her şey bir yana, öylesine kötü görüntüler öne çıkıyor ki, RTÜK ivedi olarak bir yasak getirse, ''Başbakan'ın konuşmaları sırasında çocuklarınızı ekrandan uzaklaştırın'' diye   uyarsa bile yetmez! Başbakan'ın konuşmaları, konuşmaları sırasındaki hal ve hareketleri ülke insanının en azından yarısının da psikolojisini bozdu. Kısaca başbakanla aynı kaderi paylaşır hale geldik. Erdoğan nasıl ki, hukukçu görmeye dayanamıyor, hafakanlar geçirmeye başlıyorsa, bu halkın en azından yarısı da Erdoğan'ı görmeye dayanamıyor.

Bu nereye kadar böyle gidecek, o da asrın sorusu haline geldi. Sadece içerde değil, dışarda da -eminim- bu konu konuşuluyordur.

Bir gitse de kurtulsak!

Dayanabilmek gerçekten kolay değil!

umut  |  Cvp:
Cevap: 14
12.05.2014- 10:45

Neco, Apo, kalkın gidiyoruz
Aydemir Güler


Genellikle yazarlarımız söz verilen gün yazamadıkları için özür diliyoruz sizlerden. Bu kez pazartesi günleri yazmama sözü veren ben dayanamayıp burnumu soktuğum için özür dileyeceğim :)

Ama nasıl dayanırım, “sayın başbakanın” adap terbiye öğretmenliğine!

Metin Feyzioğlu “kimseye edepsiz demeyi kendime yakıştırmam” diyerek o tansiyonlu saniyelerde iyi bir refleks yanıt vermesini bildi. İlk önce kurduğu “edepsiz olan ben değilim” cümlesinden ortada en az bir adet edepsiz olduğu çıkar...

Ben bu polemiği beğendim. Ve ruh halimi TBB Başkanının yanına koyarım.

Lakin Metin beyin kişisel tarihinin 17 Aralık öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrıldığını da hatırlamadan edemem. Derim ki, siz de not edin.

Feyzioğlu birkaç yıl öncesinin operasyonları, yasaya aykırı aramaları sırasında olay mahaline koşan mücadeleci avukat görüntüsünden uzaklaştı. Ulusalcıların, Cemaat-AKP geriliminde objektif olarak AKP’den yana pozisyon alan kesiminin temsilcisi oluverdi. Yolsuzluk ve tape krizinden çıkış için hükümete yol haritası önermesi bu değişimin özünü oluşturur.

Orada da durmamış ve geçenlerde Pınar Kür’ü tuhaf biçimde eleştirmiştir: “Pınar Kür’ün başörtülü kadınlarla ilgili sözlerini üzüntüylü karşılıyorum. Başı açık veya kapalı, kadını ‘obje’ olarak gören her tür zihniyeti kınıyorum.”

Kür’ün Aykırı Sorular programının videosuna, soL gazetesinin yaptığı söyleşi ve habere internette ulaşmak mümkün. Feyzioğlu’nun mesajından, Kür’ün kadını obje olarak gördüğü falan gibi tuhaf yerlere gidilebilir. Oysa gidilecek yer daha sadedir.

Bence, Feyzioğlu, “mütedeyyin vatandaşlara” ve ondan daha önemlisi gerici siyasete pozitif bir mesaj yollamak için televizyonların en popüler programında Türkiye aydınının laiklik konusunda en ileri pozisyonunu dillendiren bir kadın edebiyatçıyı hedef seçmiştir.

Olmamıştır...

* * *

Erdoğan’ın önüne geleni siyasete çağırması, aslında siyaseti herkese yasaklama niyetinin ilanı. Ne var yani; meslek kuruluşları, sokaktaki vatandaş, işçi, öğrenci, dolmuş şoförü... niye siyaset yapmayacak mışız?

Yani bir saptama olarak Erdoğan haklıdır. TBB Başkanı siyaset yapmış ve başbakanı çileden çıkarmıştır.

Bu yerli Davos vakasıdır!

Davos bir senaryoydu. AKP’nin Ortadoğu sahnesine yeni-Osmanlı kılığında çıkmak için İsrail’le arayı açması lazımdı. Bir süre işe yaradı. Yerli Davos da bir senaryodur.

Nelere yaramıştır?

Feyzioğlu, eğer siyasal rakip idiyse, artık Erdoğan’ın çocuk gibi azarladığı biridir. Bu hep kendi tabanını sağlamlaştırma mantığıyla iş gören AKP için ileri adımdır.

Metin beyin dahil olduğu ulusalcı/sosyal-demokrat taraf ise bu tür saldırılar karşısında içe döner: “Ya gerçekten çok mu uzun konuşmuş, protokole uygun muymuş...”*

Erdoğan rakibini kendi seçiyor ve seçerken yapacağını yapıyor. İyi taktik.

* * *

Resmin diğer tarafı daha da açık. Abdullah ,Gül, Erdoğan’ın önce sakinleştiricisi, sonra takipçisidir. Genelkurmay başkanı o kadar bile olamıyor.

“Hadi bakalım, Apo, Neco, kalkın...”

Yüksek protokolde ilişki budur. Erdoğan’ın en yakın çevresinde, yeri geldiğinde onu sınırlayacağı, sakinleştireceği, çizgiyi işaret edeceği varsayılan kademeler “gocuklu celep”in ardından seğirtmektedirler. Bu fotoğraf cumhurbaşkanlığı seçimine giden Türkiye’de AKP konsolidasyonunu resmetmektedir.

Peki bu ne anlamda bir senaryodur?

Görünen o ki, Recep bey gerçekten çok sinirlidir. Yüzü gözü değişmiş, sözcükler ağzına dolanmıştır... Doğrudur. Sadece rol yapmamakta, rolünü yaşamaktadır.

Ama hep diyoruz ya, Erdoğan’ı sıradışı bir gerici dönüşümün biricik lideri haline getiren de bu sıradışı özellikleridir.

* Bunu yazdığımda henüz Loğoğlu konuşmamıştı...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]