Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

TGS'den soL Gazetesi ile dayanışma çağrısı

Resim Ekleme


Türkiye Gazeteciler Sendikası, Haziran direnişi boyunca yaptığı haberler nedeniyle hakkında dava açılan soL Gazetesi ile dayanışma çağrısı yaptı.

(soL - Haber Merkezi) Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından yapılan açıklama şöyle:


"Sol gazetesine Gezi eylemleri sırasında yaptığı haberler nedeniyle dava açıldı.

“Halkı kanunlara uymamaya tahrik etmek”, “Suç işlemeye alenen tahrik etme”, “Suçu ve suçluyu övme”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlamalarıyla açılan bu dava Türkiye’de basın özgürlüğünün ne halde olduğunun bir göstergesi.

Halkın taleplerine kulak tıkayan hükümet, gerçekleri göstermeye çalışan gazeteleri de bu şekilde baskı altında tutmaya çalıyor.

Basın özgürlüğünü savunmak için Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak bizler de yarın 09:00′da İstanbul Anadolu Yakası 2. Asliye Ceza Mahkemesinde olacağız.

Gazetecilik yargılanamaz! Tüm meslektaşlarımızı ve haber alma hakkına sahip çıkan yurttaşları, yarın davayı izlemeye ve Sol gazetesiyle dayanışmaya çağırıyoruz."

umut  |  Cvp:
Cevap: 1
02.06.2014- 20:38

soL Gazetesi'nden kamuoyuna açıklama

Resim Ekleme


soL Gazetesi, yarın ilk duruşması görülecek olan davada, Haziran Direnişi'nde yitirdiğimiz Ahmet Atakan'ın ölümünün ardından yaptığı haberlerden dolayı yargılanacak. Gazete yaptığı açıklamada, "Gerçeğe ne baskılar ne davalar boyun eğdirebilir" dedi.

Haziran Direnişi boyunca yaptığı haberlerle ve attığı manşetlerle AKP ve yandaş medyayı rahatsız eden soL Gazetesi, yarın ilk duruşması görülecek davada, "bir program dahilinde hükümeti devirmek için ‘gerçeğe aykırı’ haberler yapmak" ile suçlanıyor.

soL Gazetesi emekçileri tarafından yapılan açıklama şöyle:


"soL Gazetesi'nden kamuoyuna açıklama

Sorumlu Müdürümüz Hafize Kazcı ve gazetemiz, yarın ilk duruşması görülecek olan davada, Haziran Direnişi'nde yitirdiğimiz gençlerimizden Ahmet Atakan'ın ölümünün ardından yaptığımız haberlerden dolayı yargılanıyor.

Ahmet Atakan'ın ölümünü takip eden günlerde attığımız “Sorumlusu Erdoğan” ve “Gazcı Bakan halkı suçladı” manşetlerimiz, Savcılık tarafından suç unsuru sayılıyor.

Haziran Direnişi'nin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı illegal örgütler ve bunları destekleyen gruplar tarafından bir başkaldırı süreci” olduğunu savunan Savcılık, gazetemizi de “bir program dahilinde hükümeti devirmek için ‘gerçeğe aykırı’ haberler yapmak”la suçluyor.

Bizzat İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 4 il hariç tüm illerde, milyonlarca kişinin katıldığı eylemlerin “illegal örgütler ve bunları destekleyen gruplar” tarafından örgütlendiği iddiasının nasıl savunulabileceği, bizi değil Savcılık'ı ilgilendirmektedir.

Fakat Haziran Direnişi gerçekten de bir başkaldırı sürecidir. Halkımız haksızlığa, zorbalığa, adaletsizliğe başkaldırmış, soL da yaşananları haberleştirmiştir.
Sloganı “Halka yalan söylemek suçtur” olan gazetemiz, hiçbir zaman “gerçeğe aykırı” haberler yapmamıştır. Bu iddiayı kanıtlama sorumluluğu da Savcılık makamının omuzlarındadır.

Ancak, iddianameye bakıldığında, asıl suçlamanın “bu yöndeki yayınların yoğunluğu nedeniyle ülke halkının sokaklara döküldüğü” olarak açıklandığı, yani halk eylemlerinin, yayınlarımız nedeniyle yaşandığı yorumu yapıldığı görülmektedir.

İddianamedeki bu yorum, gerçekte, “tüm medya organları o günlerin penguen medyası gibi davransaydı, eylemler yaşanmazdı” düşüncesine karşılık gelmektedir.

soL, Haziran'daki halk eylemlerine güç vermek konusunda en ufak katkı yapabildiyse, bundan onur duyar. Fakat iktidara da hatırlatmamız gerekir: Eylemler “kontrol edilemeyen medya organlarının haberleri” nedeniyle değil, bizzat iktidarın yıllardır kurduğu diktatörce rejimin uygulamaları yüzünden çıkmıştır. Halkımız “birkaç haberle dolduruşa gelen bir kitle” değil, boyun eğmeyen, onurlu ve akıllı bir halktır. Siz hala tanıyamamışsınız, uyarımızdır. Halkımızı, bizi aptal yerine koymayın.

Gazetemiz, 1 Haziran 2013 tarihli kapağında, Fransız Devrimi Anayasası'nda yer alan, “Baskıya direnmek, insanın diğer haklarının bir sonucudur” maddesini hatırlatmıştı. Bu hakkın arkasındayız. Bugün bu hak, halkımızın AKP diktatörlüğüne karşı yürüttüğü mücadeleye destek vermek anlamına gelmektedir. soL, bu tavrından asla vazgeçmeyecektir.

Gerçeğe ne baskılar ne davalar boyun eğdirebilir.
Halka yalan söylemek suçtur.
Gerçekse AKP'nin karşısında, halkımızın yanındadır."

umut  |  Cvp:
Cevap: 2
03.06.2014- 11:24

soL Gazetesi davası ertelendi


soL gazetesine “Halkı kanunlara uymamaya tahrik, suç işlemeye alenen tahrik etme, suçu ve suçluyu övmek, halkın kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması, bugün Istanbul Anadolu 2'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılıyor.

Hakim, suç tarihinden sonra 4 ay içinde kabul edilmesi gereken ancak yasal süre geçtikten sonra kabul edilen iddianameye ilişkin tarihlerin resmi olarak sorulmasına karar verdi. Duruşma 14 Ekim 2014 tarihine bırakıldı. Bir sonraki duruşma saat 11.00'de başlayacak.


Güncelleme 10:22

Avukat Ballıkaya: Ahmet Atakan'ın ölümünü protesto edenler için İçişleri Bakanı 'provokasyon yaptıkları'nı söylüyor. Bakan Alevi-Sünni çatışmasından bahsediyor. Gazete de haklı olarak 'Hatay'da Alevi-Sünni çatışması yok, Bakan nereden çıkardı?' diye soruyor.

Derhal beraat kararı verilmesini istiyoruz. Eğer beraat kararı verilmeyecekse de müşteki avukatların davanın ilerleyen duruşmalarına kabul edilmemelerini talep ediyoruz.


Güncelleme 10:17

Durna, gazeteci Ahmet Şık ve Lobna Allami'nin polis saldırısıyla yaralandığı fotoğrafların yanı sıra, onlarca kişinin kelepçeli olarak oturtulduğu fotoğrafı göstererek 'Evet darbe ortamı var ama iddianamede bahsedildiği şekilde değil' dedi. Gazetenin görevlerini yerine getirdiğini belirten Durna, Kazcı'nın beraat ettirilmesi talebinde bulundu.


Güncelleme 10:16

Avukat Bilgütay Durna: Evet, gerçekten bu ülkede bir darbe ortamı var. Siz yasama, yürütme organını çalıştırıyor musunuz, aleyhinizde yargılama yapılmasına izin veriyor musunuz? Tabanınızı eli palalı insanlar olarak sokağa çıkarıyor musunuz? Evet bir darbe ortamı var ama iddianamede bahsedildiği türden değil.


Güncelleme 10:10

Avukat Bilgütay Durna: Ortada bir ihbar dilekçesinin imla hatalarıyla aynen iddianameye monte edilmesi var. Iddianamede sürekli 'organize hareket'ten bahsediyor. Şikayetçi olan avukatlar, 9 ayrı dilekçe vermişler. Hepsinin girişi aynı, Gezi'den bahsediliyor ardından haberlere geçiyor.

Şu an hükümet olan partinin yönetememe krizini aşmak, tabanını konsolide etmek için darbe söylemine başvurması bir yana, iddianamede buna başvurulmasını çok ciddiye alıyorum. Şikayet dilekçesindeki 'Sayın Başbakan' ifadesi iddianamede aynen kullanılmış. Peki müvekkilimiz Hafize Kazcı için neden 'sayın' denilmemiş? Hakkaniyet açısından Erdoğan için kullanılan sayın kelimesinin çıkarılmasını talep ediyorum.


Güncelleme 10:05

Sorumlu Müdür Hafize Kazcı: soL gazetesi halka yalan söylemek suçtur diyerek yola çıktı. Gezi direnişi süresinde de soL halkın yanındaydı. Hükümetin baskıcı politikaları ve hukuk dinlemez tavrına karşı halk sokaklara döküldü. AKP hükümeti ise meşru protestolara sokağa çıkan halka adeta savaş açtı. soL'da çıkan tüm haberler Gezi direnişinin yansımasıydı.


(soL - İstanbul) ODTÜ direnişine destek eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan'ın ölümünün ardından, Gezi direnişi eylemleri sırasında öldürülen gençlerin fotoğraflarının yer aldığı 'Sorumlusu Erdoğan' başlıklı manşet haberi ve 12 Eylül tarihli 'Gazcı Bakan halkı suçladı' başlıklı haber nedeniyle açılan davanın ilk duruşmasıda soL'u yaklaşık 30 avukat savunuyor.

Duruşmada ilk sözü alan Avukat Several Ballıkaya şunları söyledi:


"İddianame 9 Ocak 2014 tarihli. Iddianameyle ilgili davanın açılması demek, tüm dayanakların sağlanmış olması demek. Iddianame objektif olması gerek. Şikayetçilerin ihbar dilekçeleri olduğu gibi alınarak iddianame oluşturulmuş. Savcı 2013 yılının Mayıs ayında başlayan Gezi eylemleriyle ilgili tüm eylemleri mahkum ettiğini görüyor. Iddianamenin birinci paragrafını okuyan avukat hükumeti devirme suçunu savcı nereden çıkarmış. Savcının asıl amacı Gezi eylemlerini mahkum etmek.

Bu iddianame objektif değildir. Yargılamanın bu şekilde başlayamaması lazımdı. Savcı iddianamede 'Polise taş atmak isterken çatıdan düşen Atakan' deniliyor. Savcı bunu nereden çıkarmış? En azından Atakan soruşturmasına bakabilirdi. Ballıkaya: Basın suçlarında yayım tarihinden itibaren 4 aylık yasal süre içinde davanın açılması gerekiyordu. Ancak yasal sürede dava açılmamıştır."

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]