Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Dünyadan
05.06.2014- 11:43

Suriye halkı birlik için oy kullandı


Resim Ekleme

Suriye’de merakla beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimi dün sabah başladı. Aydınlık, beklenenin üzerinde bir katılımın gözlendiği seçimi yerinde takip etti. Kürtlerin yaşadığı bölgede de sandık başına gidilmesi dikkat çekti

Suriye’de halk Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığa gitti. Şimdiki Cumhurbaşkanı Beşar Esad dahil 3 adayın yarıştığı seçimde oy kullanma saat 07.00’de başladı. Oy kullanma işlemi saat 19.00’a kadar sürdü. Sandık başlarındaki yığılmaya göre bazı sandıklarda oy verme işlemi uzatıldı. İlk sonuçların Türkiye saati ile saat 20.00’den itibaren belli olması bekleniyor.

Başkent Şam’da merkez semtlerdeki bazı sandıklarda oy verme işlemlerini yerinde izledik. Ulusla-rarası medya temsilcileriyle birlikte dolaştığımız sandıklarda seçime ilginin beklenenin üstünde olduğu görüldü. Seçimde özellikle kadınlar ve gençlerin Cumhurbaşkanı Beşar Esad lehine sloganlar attıkları dikkat çekti.

Süryani Patriği oy kullandı

İslamın üçüncü halifesi Hz. Osman adına yapılan camide dikkat çekici manzaralar vardı. Hıristiyan ve Müslüman din adamları oy kullanmaya birlikte geldi. Oy kullananlar içinde Süryani Patriği Mor Cyril Aphrem Karim dikkat çekti.

Sünni bir örgütlenme olan Suriye Müftülüğü temsilcilerine hangi mezhepten olduğunu sorduğumuzda ilginç bir cevap verdi: “Suriye mezhebindenim!”

Suriye’de iç savaş kışkırtıcılığının başladığı günlerden beri özellikle din adamları mezhep farklılığı üzerinden konuşmayı kabul etmiyor. Aynı şekilde Hıristiyanlar da kendilerinin din üzerinden tanımlanmasını benimsemiyorlar. “Suriye milleti” ya da “Suriye halkı” denmesini tercih ediyorlar.

Oy kullanma sabah saat 07.00’de başlamasına rağmen, sandık başlarındaki izdiham öğle saatlerinde de sürdü. Tesettürlü ya da başı açık, her yaştan ve anlayıştan kadınların da seçime ilgisi dikkat çekecek kadar yüksek oldu. Din adamlarına, halktan insanlara “Seçime bu kadar ilgi göstermenizin sebebi nedir” diye sorduğumuzda cevaplar benzer oldu: “Suriye halkının birlik olduğunu göstermek için.”

Bazı seçmenler de “Liderimiz Beşar Esad’ın etrafında kenetlendiğimizi bütün dünyaya göstermek için” açıklamasını yaptılar. Şam sokaklarında arabalarla konvoylar halinde dolaşan gençlerin Beşar Esad lehine sloganlar attıkları görüldü.

Rakka dışındaki merkezlerde

En merak edilen husus. Seçim sandığı hangi bölgelere götürülemedi? Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden konuştuğumuz yetkililerin cevabı şu: “Rakka hariç bütün il merkezlerinde seçim yapılıyor.” Rakka bilindiği gibi IŞİD’in kontrolünde bulunuyor. Resmi kaynaklar, aynı şekilde Türkiye sınırına yakın köylerde ve daha çok da Halep’in kuzeyindeki bazı kasabalarla köylerde seçimlerin yapılamadığını kabul etti.

Rojava’da sandık kuruldu

Parlamentodaki Kürt temsilci Ömer Osi’ye, Kürtlerin yaşadığı bölgelerdeki durumu sorduk.

Osi’nin cevabı, Kamışlı, Haseke ve Afrin’de seçimlerin yapıldığı şeklinde oldu. Osi ayrıca, PYD lideri Salih Müslim’in kontrolümüzdeki bölgelerde seçim yaptırmayacağı açıklamasının fiili anlamı olmadığını savundu. Resmi kaynaklar, PYD’nin “Kanton ilan ettik. Kendi kendimizi yönetiyoruz” şeklindeki açıklamalarını da fazla önemsemiyor. “Oralardaki bütün memurlar hâlâ hükümetin tayin ettikleri. Aynı zamanda maaşları da merkezi hükümet tarafından gönderiliyor” bilgisinin altını çiziyor.

Lübnan-Suriye sınırı

Dikkat çekici bir başka durum da Suriye-Lübnan sınırındaki durum. 3 Haziran sabahı saat 06.00 civarında Beyrut’tan hareket ettik.

Suriye sınır kapısına geldiğimizde, Suriye tarafına geçmek isteyenlerin uzun bir kuyruk oluşturduğunu gördük. Yetkililere sorduğumuzda Lübnan’da sınıra yakın bölgelerde yaşayan çok sayıda Suriye vatandaşı bulunduğu, kuyrukta bekleyenlerin onlar olduğu bilgisini verdi.

Peki, Şam’da “asayiş” nasıl? Şehirde çok sıkı güvenlik önlemleri hemen dikkat çekiyor. Zaman zaman banliyöler istikametinden havan ve top sesleri geliyor. Fakat bunların bir çatışmadan çok, kırsal kesimde bulunan ve seyyar dolaştığı belirtilen gruplara yönelik taciz atışları olduğu belirtildi.

Bu notları gönderdiğimiz saate kadar Şam’da araçlara ya da binalara yerleştirilmiş herhangi bir bombalı saldırı meydana gelmedi.

Diğer şehirlerdeki durum hakkında ayrıntılı bilgimiz yok. Resmi kaynaklar, seçimin genellikle sıkı güvenlik altında, yaygın olaylara meydan vermeden sürdüğünü ileri sürdü. Birkaç da “teknik” bilgi verelim. Bizde terk edildi ama, Suriye’de seçimlerde, tekrar oy kullanmasın diye oyunu atan seçmenlerin işaret parmağı boyanıyor. Diğer bilgi de, seçim pusulası “birleşik”. Pusulada Esad dahil üç adayın renkli resimleri bulunuyor.

Rafet Ballı
Aydınlık

umut  |  Cvp:
Cevap: 1
05.06.2014- 14:28

Davutoğlu bir hafta devrilecek öngörüsünde bulunmuştu. Köprülerin altından o kadar su aktı ki, Esad'ın gitmesi gerektiğini savunan AKP ileri gelenlerinden başka kimse kalmadı.

proleter  |  Cvp:
Cevap: 2
05.06.2014- 15:42

Suriye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri - M. Dağlı

Baas yönetiminin Suriyeli işçi ve emekçileri temsil etmediği kesin. Ancak yıkıcı savaşın bitmesi için güven duyabilecekleri bir gücün olmadığı yerde halkın çoğunluğu Baas yönetimini, “tek umut” olarak görmeye başladı.

Resim Ekleme

Yıkıcı savaşın devam ettiği Suriye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri, daha önce ilan edildiği üzere, 3 Haziran’da gerçekleştirildi. Resmi sonuçlara göre, Beşar Esad geçerli oyların yüzde 88’ini aldı.  

Batılı emperyalistlerle onlar adına tetikçilik yapan cihatçı çeteler, seçimlerin yapılmasını engellemek için her yola başvurdular, ancak tüm girişimleri fiyaskoyla sonuçlandı. Zira ne seçimleri engelleyebildiler ne savaş ortamında olan bir ülke için yüksek kabul edilen katılımı önleyebildiler.

Baas yönetimine yakın çevre ve güçler, cumhurbaşkanlığı seçimlerini hem Esad yönetiminin hem Suriye halkının zaferi olarak nitelerken, batılı emperyalistler ve onlar güdümündeki muhalifler ise, seçimlerin saçmalıktan ibaret bir gösteri olduğunu savunuyorlar. Emperyalist müdahaleye ve cihatçı çetelerin katliamlarına karşı çıkan ülke içindeki muhalefet ise, çatışmaların olduğu bir ortamda demokratik seçimlerin düzenlenemeyeceğini savunarak, boykot taktiği izledi. Bu arada Rojava’da özerk yönetim kuran PYD ile diğer Kürt partilerin de, seçimlere katılmadıkları bildirildi.

Halk yıkıcı savaştan kurtulmak istiyor

Ülke savaş ve çatışma içinde olmasına rağmen, seçimlere katılım tahmin edilenin üstünde gerçekleşti. Geçen hafta Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yüzbinlerce Suriyeli’nin büyükelçilikte oy kullanması ve Esad’ı desteklemesi, ülkedeki genel atmosferin bir yansıması olarak değerlendirilmişti. 3 Haziran’daki seçimler, bu değerlendirmeyi doğruladı.

Yoğun katılımdan dolayı oy verme işlemlerinin beş saat uzatılması, katılım oranının yüksekliğini gözler önüne serdi. Seçimlere katılanların büyük bir çoğunluğunun Esad’a oy verdikleri de, seçim gözlemcileri tarafından da teyit ediliyor. Suriye Anayasa Mahkemesi tarafından Şam’da yapılan açıklamaya göre, katılım oranı yüzde 73’e ulaştı. Bu oran, seçimlerin gayr-ı meşru olduğunu savunan çevrelerin gerekçelerini ciddi şekilde zayıflattı.

Suriye’yi yakından gözlemleyenler için bu tablo şaşırtıcı değil. Zira Suriyeliler’in çoğu, -Esad muhaliflerinin bir kesimi de dahil-, üç yıldır devam eden yıkıcı savaştan kurtulmak istiyor. Verili koşullarda bunun tek yolunun, Esad yönetiminin cihatçı çeteleri yenilgiye uğratması ve ülkeye yeniden hakim olmasından geçtiği düşünülüyor. Dolayısıyla seçimlerde Esad’a oy veren çoğunluk, savaşa da dış müdahaleye de karşı olduğunu dile getirmiş oldu.

Cihatçıların egemen olduğu yerde demokratik haklardan, siyasal özgürlüklerden, sosyal adaletten söz edilemeyeceğini bilen Suriye halkının çoğunluğu, emperyalistler ve bölgenin gerici devletleri adına tetikçilik yapan Selefiler’in ele geçirdikleri bölgelerde işledikleri vahşetin farkındalar. Bu koşullarda can güvenliğinin sağlanabilmesi ve etnik, dinsel, mezhepsel çatışmanın önlenebilmesi için Esad yönetiminin cihatçıları yenilgiye uğratmasıyla sağlanabileceği kanaatine varan halk, seçimlerdeki tercihlerini de buna göre yaptı. Cihatçı çetelerin günler boyu süren iğrenç tehditlerine rağmen, sonuç değişmedi.  

Seçimleri tanımadığını ilan eden batılı emperyalistlerle onların güdümündeki muhalefet şefleri, seçimlerin saçmalık olduğunu iddia etseler de, seçim sonuçlarını göz ardı etme olanağından yoksunlar. Zira seçimlere katılım ve ortaya çıkan sonuçlar, emperyalistlerle işbirlikçilerinin argümanlarına etkili bir darbe indirmiş oldu.

Esad konumunu güçlendirdi

Başını ABD’nin çektiği emperyalist blok ile Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi bölgedeki aktif tetikçiler tarafından yıkılmak istenen Esad, seçimleri gerçekleştirerek, bu güçlere meydan okudu. Seçim sonuçları, Esad yönetiminin konumunu güçlendirmiş oldu. Zira hem seçimlere katılım oranı yüksek oldu, hem biri Suriye Komünist Partisi’nden biri liberal iki rakibi olmasına rağmen, Esad oyların çoğunluğunu alabildi.

Üç yıl önce Esad yönetimine birkaç hafta ömür biçenler, seçimlerin gerçekleştirilmesi ve Beşar Esad’ın cumhurbaşkanlığına üçüncü kez yeniden seçilmesi üzerine, yeni bir hezimet yaşadılar. Esad yönetiminin gayr-ı meşru olduğunu savunan bu güçler, Suriye’de halkın önemli bir kısmının, farklı düşündüğünü ve seçimlerin Esad yönetimini güçlendirdiğini görmek zorunda kaldılar.

Emperyalistlerle tetikçileri savaşta ısrarlılar

Emperyalistlerle tetikçi muhalefet, seçimleri engellemek istediler. Cihatçı çeteler, seçimlere katılacak halkı ölümle tehdit ettiler, bazı yerleşim yerlerine füze saldırıları düzenlediler. Ancak bu girişim, etkili olamadı. Yoğun tehditler savuran çeteler, ele geçirdikleri bölgeler dışındaki seçimleri etkileyemediler.

On binlerce NATO askerinin işgali altında bulunan Afganistan’da, sandıkları katır sırtında taşıyarak gerçekleştirdikleri seçimleri “demokrasinin zaferi” ilan eden batılı emperyalistler, Suriye’de seçimleri engellemeye çalıştılar. Seçimleri önden gayr-ı meşru ilan eden bu güçler, kendi ülkelerinde bulunan Suriyeliler’in büyükelçiliklerde oy kullanmalarını engellediler. Seçimlerin gerçekleşmesiyle hezimete uğrayan batılı emperyalistler, attıkları hamasi nutuklarda farklı sözler etseler de, Suriye’deki seçimlerin sonuçlarını hiçe sayabilecek durumda değiller.

Suriye’de seçimler fiili bir durum yaratsa da, emperyalistlerle onlar adına tetikçilik yapan cihatçılar, yıkıcı savaşı devam ettireceklerini gizlemiyorlar. Cihatçı çeteler, esas olarak dış desteğe yaslandıkları için, çatışmaların seyrine de emperyalist merkezler karar verecek. Dolayısıyla Suriye’deki yıkıcı savaşın hemen bitmesi olası görünmüyor. Buna karşı yıkıcı savaşı körükleyen gerici güç odaklarının hesaplarını gözden geçirmeye başladıklarına dair veriler artıyor.

Üç yıllık yıkıcı savaşın ardından…

Emperyalistlere ve Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi bölgenin en gerici devletlerine sırtını dayayarak Suriye’de iktidar savaşına girişen Müslüman Kardeşler, dünyanın cihatçılarını da yanlarına alarak, yıkıcı bir savaş başlattılar. İktidarını savunan Baas yönetimi ise, emperyalistler güdümündeki bu saldırıya şiddetle karşılık vererek, gücünü korumaya çalıştı. Gelinen yerde, Beşar Esad liderliğindeki Baas yönetiminin iktidarını korumaya muvaffak olduğu, artık düşmanları tarafından da kabul ediliyor.

Üç yıldır devam eden savaşın ağır bedelini Suriye halkı ödedi. Baas yönetimini yıkmak için cihatçı çeteleri Suriye’de toplayarak yıkıcı savaşı körükleyen batılı emperyalistlerle bölgedeki “şer ekseni” Türkiye, Suudi Arabistan, Katar üçlüsü, gelinen yerde hesaplarını gözden geçirmeye başlamak zorunda kaldılar. Bu gerici güç odakları milyarlarca dolar, on binlerce ton silah, 60’ı aşkın ülkeden on binlerce cihatçıyı, çoğunluğu Türkiye üzerinden Suriye’ye taşıdılar; Suriye kentlerinin bir kısmının enkaza çevrilmesinde önemli bir rol oynadılar ancak bu acımasız yıkıma rağmen amaçlarına ulaşamadılar.

Bu devletlerin el attığı her ülkenin kan deryasına döndüğü Afganistan, Irak, Libya ve diğer örneklerden de bilinmektedir. Başını Müslüman Kardeşler'in çektiği güdümlü muhalefet ise, halktan beklediği desteği alamadığı için, emperyalist savaş aygıtı NATO’ya umut bağladı, ancak Rusya-Çin ikilisinin net tutumundan dolayı bu hevesleri kursaklarında kaldı.

Tetikçi muhalefet, emperyalistler ve gerici bölge devletleri ittifakı, Suriye’deki demokratik hareketini sakatlamış ve Baas yönetimine verilen desteğin artmasına vesile olmuştur. Bu gerici koalisyonun oynadığı uğursuz rol, emekçileri demokratik haklar, siyasal özgürlükler ve toplumsal adalet özlemlerini ertelemeye zorladı; etnik, dinsel, mezhepsel çatışmanın önlenmesi ve can güvenliğinin sağlanması için Baas yönetimini, -en azından verili koşullarda- “geçici kurtuluş” kabul etmek zorunda bıraktı.

Baas yönetiminin Suriyeli işçi ve emekçileri temsil etmediği kesin. Ancak yıkıcı savaşın bitmesi için Esad yönetimi dışında güven duyabilecekleri bir gücün olmadığı yerde halkın çoğunluğu Baas yönetimini, verili koşullarda “tek umut” olarak görmeye başladı.

Suriyeli emekçilerin demokratik haklar, siyasal özgürlükler ve sosyal adalet talepleri uğruna mücadeleye devam etmeleri kaçınılmazdır. Ancak görünen o ki, bu sürecin yeniden başlayabilmesi için, yıkıcı savaşın bitmesi gerekecek.

Kızıl Bayrak

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 3
05.06.2014- 16:22

Seffah ve demokratik bir secim oldu. Bütün adaylar esit sartlarda secime girdi ve esit sartlarda secim propagandasi yapabildi.
%85 oy ile kazananlari gecmisten ve günümüzden iyi taniyoruz. Misir'da da cuntanin basi ezici cogunlukla devlet baskanligina secildi. Bir dönemler fasist   Evren'in anayasa oylamasida %92 ile halkin güvenini alarak sonuclanmisti, 1990 öncesi sayisiz ülkelerde her secimde % 90 larin üzerinde alarak devlet baskanligina secilenlerin nasil birden % 10 lara, 20 lere düstügüne sahit olduk,.....

Suriye ve benzeri ülkeleri seffahlik ve demokratik, özgür secimler konusunda örnek almamiz gerekli.

yura  |  Cvp:
Cevap: 4
05.06.2014- 16:37

Esad'ın kazanacağı belliydi. normal şartlarda olsaydı yine kazanırdı. emperyalizmin saldırısı altında bulunan bir ülkede bu koşullarda Esad'tan başkası ülkenin bütünlüğünü sağlayamazdı.

umut  |  Cvp:
Cevap: 5
05.06.2014- 23:10

Esadcı olmayan Esadcılar
Sevra Baklacı


Suriye halkı bugün ülkenin yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Seçimin normal takviminde yapılacak olması Suriye’de sistemin her şeye rağmen neredeyse saat gibi işlemeye devam ettiğini gösteriyor. Savaşın olumsuz şartlarına, yabancı müdahalelere, menfi propagandalara rağmen bilinçli bir şekilde yapılıyor bu. Olağanlıktan çıkılmamaya özen gösteriliyor.

Suriye’de en az 35 milletvekilinin desteğini alan, Suriye vatandaşı olan ve son 10 yıldır devamlı olarak ülkede yaşamış kişiler Cumhurbaşkanlığına aday olabiliyorlar. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için başvuran 23 kişiden durumu bu şartlara uyan 3 kişinin adaylığı kabul edildi. Beşşar Esad dışında adaylığı kabul edilen iki isim: Suriye Komünist Partisi Halep milletvekili Mahir Abdülhafız Haccar ve eski bakan ve milletvekili Hasan Abdullah El Nuri.

Bugün yapılacak olan seçimlerde Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ezici bir çoğunlukla yeniden seçileceği açık. Beşşar Esad’ın seçimlerden zaferle çıkmasının emperyalist dayatmalar karşısında onu bir kez daha meşrulaştırıp güçlendireceğinin bilinmesi ise her fırsatta Suriye halkının Esad’ı istemediğini iddia eden ülkelerin seçimlere karşı çıkmalarına yol açtı. Hatta İran, ABD’nin Esad’ın tekrar cumhurbaşkanlığına seçilmesinden korktuğu için, Suriye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmemesi, buna karşılık Esad’ın 2 yıl daha yönetimin başında kalmasını önerdiğini söyledi.

Siyaset ve medya çevreleri ile yetkililerin sık sık halkı seçimlere katılmaya çağrı yaptığı Suriye’de katılımın da, Esad’a desteğin de olayların patlak vermesinden önceki döneme oranla çok fazla olacağı görülüyor. Bu da ülke içinde ve dışında olan herkes için önemli bir mesajdır.

Yurt dışında yaşayan Suriye vatandaşları 38 ayrı ülkedeki Suriye büyükelçiliklerinde 28 Mayıs’ta kurulan sandıklarda oylarını kullandı. Suriye Yüksek Seçim Kurulu oy kullanmak için pasaport sahibi olup yurtdışına yasal yollarla çıkmış olmanın yeterli olduğunu açıklamıştı. 22 Arap ülkesinden 11’inde ise Suriyelilerin oy kullanmasına izin verilmese de; sandık kurulan ülkelerde katılım beklenenden çok daha fazla oldu. Yurt dışında yaşayan Suriyeli vatandaşların katılım oranı %95’e çıktı.

Esad’a, Suriyelilerin tamamı tarafından sempati duyulmuyor(du) elbette. Ancak böyle düşünenler bile Esad’ı devirmek için fırsat kollayan çoğu yabancı uyruklu “cihatçılar”a karşı, seçimlere giderek Esad’a oy vereceklerdir. Yani Suriyeliler küresel güçlere ve onların güdümündeki cihatçı gruplara karşı oylarını vatan savunması yönünde kullanacaklar. Yani “muhalif” diye tabir edilen katliamcı çeteler yüzünden “Esadçı” olmayanlar da şimdi artık “Esadçı”.

Ve Esadçı olmayan Esadçılar tarafından Esad, artık ülkede yaşayan farklı etnik, inanç ve sosyal yapıları bir arada tutan, birbirine bağlayan bir düğüm olarak görülüyor. Esad karşıtlarını destekleyen Batılı ülkeler seçimi “demokrasiyle alay etmek” olarak niteleseler de Batının “demokrasisini” pratikte gören Suriye halkı bu düğümün çözülüp iplerin dağılması halinde, ülkenin yıllarca sürebilecek çok daha büyük bir kaos ortamına sürükleneceğinin farkındalar.

Suriye’deki bu gerçeklere sırtını dönmüş olan emperyal güçler, Suriye lehine değişen dengelere seçimlerden elde edilecek sonuçların da eklenmesiyle biraz daha sıkıntıya girecektir.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 6
06.06.2014- 22:55

Nasrallah: 'Suriye halkının yegane temsilcisi Beşar Esad'tır'

Resim Ekleme

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bugün yaptığı Cuma konuşmasında Suriye'de yapılan seçimleri değerlendirdi, Suriye'nin yegane temsilcisi Beşar Esad'tır dedi.

(soL - Dış Haberler) Suriye'deki Cumhurbaşkanlığı seçimine geniş bir katılım olmasını sevinçle karşıladıklarını söyleyen Nasrallah; Suriyeliler'in kendi iradeleriyle oy kullandıklarını, Suriye halkının kendi geleceklerini kurabileceklerini kanıtladığını, seçimle birlikte Suriye'nin bir ve tek olarak kalacağının ortaya çıktığını belirtti.

"Seçimlerin boykot edilmesini uman ABD ve mütefikleri için, geniş katılım büyük bir hayal kırıklığı oldu" diyen Nasrallah; bir dizi ülkede Suriyeli mültecilerin oy kullanmasının engellenmesini de kınadı.

Nasrallah; "Suriye için çözümün, seçimle birlikte kanıtlandığı üzere Beşar Esad ile başladığı ve bittiği görülmüştür" dedi.

Suriye hükümetine karşı yürütülen savaşın, halk adına yürütülmediğinin de seçimler çerçevesinde bir kez daha ortaya çıktığını belirten Nasrallah; "Bu seçimler gösterdi ki, kim Suriye ile müzakere etmek isterse bu kişi Beşar Esad'tır, Suriye halkının uluslarası platformdaki yegane temsilcisi kendisidir" dedi.

sol

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]