Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 17
07.08.2014- 14:06

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Sosyalizm gerçekten uygulamaya konulmuşsa burjuvazi de seçimlere girebilir, ne olmuş:) Özgürlükçü ve demokrat değil miyiz:)



yoksa değil miyiz? :)

munzur  |  Cvp:
Cevap: 18
07.08.2014- 14:55

Devrimden sonra bile aklından burjuvaziye serbestlik getirecek önerilerde bulunanların demokrasi ve özgürlük anlayışı ile bir sosyalistin özgürlük anlayışı arasında hiç bir benzerlik olmaz.

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 19
07.08.2014- 15:22

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Devrimden sonra bile aklından burjuvaziye serbestlik getirecek önerilerde bulunanların demokrasi ve özgürlük anlayışı ile bir sosyalistin özgürlük anlayışı arasında hiç bir benzerlik olmaz.



olmasın, ille de benzerlik derdinde misiniz?

yalnız, yanlış anlamışsınız; ben burjuvaziye değil, fikirlere serbestlik getirme yanlısıyım. benim kültürüme ve dünya görüşüme göre hiç bir fikir yasaklanmamalı ve engellenmemeli. mao bile zamanında "yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın" dememiş miydi?

demişti...

o halde? neden bu korku?.. burjuvaziye fikir özgürlüğü tanırsak, iktidarı kaybederiz diye mi korkuyorsunuz?

o zaman boşverin sosyalizmi falan... demek o kadar çürük sizin fikirleriniz de, düzeniniz de.


"benzerlik" saplantısı olan birisinin de sosyalizmle, marksizmle ilgisi pek zayıf olur. bunu unutmayın ama.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 20
07.08.2014- 21:06

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Yazdıklarım çok net. Arkamızda SSCB deneyiminin bize öğrettikleri var. Ne kadar iyi niyetle yola çıkılırsa çıkılsın, proleter diktatörlük bir müddet sonra parti diktatörlüğüne dönüşüyor.   Ulusal ölçek içine sıkışmış olan sosyalist kuruculuk, özellikle gelişmiş ülkelerdeki sosyalist devrimlerle desteklenmedikçe bir müddet sonra bürokratik bir diktatörlüğe dönüşüyor. Bunu aşmanın yolu, proleter diktatörlükte ısrar etmek değil, sınıfın öz örgütlenmesine güvenmektir. Sınıfın öz örgütlenmesi ise, devlete atfedilen işlerin doğrudan doğruya sınıfın kendisi tarafından gerçekleştirilmesidir. Bürokratik devletin yaratttığı sorunlardan sıyrılmanın başka bir yolu yoktur. Komünizm sınıfsız bir toplum diyoruz ama sosyalizmde bürokrasiye methiyeler düzüyoruz, bunun bile çelişki olduğunu anlayabilmekten uzağız.



''Arkamızda SSCB deneyiminin bize öğrettikleri var.'' demişsiniz ama, burada yazdıklarınızdan anlaşıldığı gibi öğrendiğiniz tek şey sosyalizmi terk etmek olmuş. SSCB'de bürokratik diktatörlük var mıydı, yok muydu, tartışılabilir. Ayrı bir konu. Dediğinizi kabul etmiş olsak bile, her proleter diktatörlüğün bürokratik diktatörlüğe dönüşeceğinin kanıtı olabilir mi? Dediğinizi bir an önce doğru varsaysak bile söylediğiniz şey aşırı determinist bir yaklaşım değil mi? ''SSCB'de oldu, her sosyalist kuruculuk zorunlu olarak bürokratik diktatörlüğe döner'' anlamına gelmiyor mu? Böyle bir yaklaşımı kabul edebilmek mümkün mü? Yapmanız gereken şey, gerçekten bürokratik diktatörlüğe dönmüşse bile, proleter diktatörlüğü esas alıp, bürokratik diktatörlüğe nasıl döndüğü, bu konuda hangi verilen olduğu ve dönmemesi için neler yapılması gerektiği olmalıdır. Proleter diktatörlük reddedildikten sonra sınıfsız bir topluma ilerleyiş, bu konuda toplumsal dönüşümleri gerçekleştirme mümkün olabilir mi?

Bakın, konuştuğumuz konularda asgari bilgilenmeye ihtiyaç var. Bu yoksa mantıksal yaklaşımlarla doğru bilgiye ve sonuçlara varmak çoğunlukla mümkün değildir. Bu hatayı çok yapıyoruz. Sınıfsız bir toplumun geleceğin toplumu olduğunu biliyor, savunuyor ve inanıyorsak, sosyalist ideolojinin aynı zamanda o sınıfsız topluma nasıl varılacağının temel çıktılarını da verdiğini anlamak durumundayız. Devrim sonrasında sınıfsal mücadele bitmeyecektir. Burjuvaziyi fiziksel olarak ortadan kaldırsak ( özel mülkiyeti bütünüyle ortadan kaldırsak) bile burjuva ideolojisinin toplumdaki etkisi ortadan kalmadığı gibi, burjuvaziyi yaratan koşullar da hemen ortadan kalkmaz. Bu yüzden de proleter diktatörlüğe ihtiyaç vardır. Dış etkenleri bir kenara bıraksak bile, ulusal ölçek içinde proleter diktatörlük bu nedenle bile sürdürülmek zorunluluğu vardır.

Siyasal devrim perspektifinin olmayışı nasıl ki bir kişi ya da örgütü sosyalist ideolojiden uzaklaştırıyorsa, aynı şekilde proleter diktatörlüğün reddi de kişi ya da örgütü sosyalist ideolojiden uzaklaştırır.


bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 21
09.08.2014- 00:47

Proletarya diktatörlüğünün ne olduğu konusunda Stalin'in söyledikleri:

1-Sömürücülüğe son vermek için, ülkeyi savunmak için, başka ülkelerin proleterleri ile bağları güçlendirmek için devrimi geliştirmek ve bütün ülkelerde zafere ulaştırmak için proletarya iktidarının kullanılması.

2- Çalışan ve sömürülen kitleleri burjuvaziden kesinlikle korumak için, bu kitlelerle proletaryanın ittifakını güçlendirmek için, bunları sosyalizmin kurulması yönünde harekete geçirmek için, bu kitlelerin proletarya tarafından devlet içinde yönetimini güvence altına almak için, proletarya diktatörlüğünün kurulması.

3- Sosyalizmi örgütlemek için, sınıfları ortadan kaldırmak için, sınıfsız ve devletsiz topluma geçmek için proletarya diktatörlüğünün kurulması.

Stalin'e göre proletarya diktatörlüğünün üç karakteristik özelliği bunlardır. Proletarya diktatörlüğü olmadan sınıfsız ve devletsiz topluma geçiş yapabilmek olanak dışıdır.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 22
27.11.2014- 22:31

Devrim sonrasında sınıfsal mücadele bitmeyecektir. Burjuvaziyi fiziksel olarak ortadan kaldırsak ( özel mülkiyeti bütünüyle ortadan kaldırsak) bile burjuva ideolojisinin toplumdaki etkisi ortadan kalmadığı gibi, burjuvaziyi yaratan koşullar da hemen ortadan kalkmaz. Bu yüzden de proleter diktatörlüğe ihtiyaç vardır. Dış etkenleri bir kenara bıraksak bile, ulusal ölçek içinde proleter diktatörlük bu nedenle bile sürdürülmek zorunluluğu vardır.

Proleter diktatörlüğe neden karşı çıkılıyor anlamıyorum. Üstelik bu karşı çıkış solcu olduğunu söyleyenlerden geliyor. Proleter diktatörlük ile burjuva diktatörlüğü arasındaki fark birinin işçi sınıfı diğerinin burjuva sınıfının devleti olmasıdır. Fark sınıfsallıkta yatıyor.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 23
28.11.2014- 01:34

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Devrim sonrasında sınıfsal mücadele bitmeyecektir. Burjuvaziyi fiziksel olarak ortadan kaldırsak ( özel mülkiyeti bütünüyle ortadan kaldırsak) bile burjuva ideolojisinin toplumdaki etkisi ortadan kalmadığı gibi, burjuvaziyi yaratan koşullar da hemen ortadan kalkmaz. Bu yüzden de proleter diktatörlüğe ihtiyaç vardır. Dış etkenleri bir kenara bıraksak bile, ulusal ölçek içinde proleter diktatörlük bu nedenle bile sürdürülmek zorunluluğu vardır.

Proleter diktatörlüğe neden karşı çıkılıyor anlamıyorum. Üstelik bu karşı çıkış solcu olduğunu söyleyenlerden geliyor. Proleter diktatörlük ile burjuva diktatörlüğü arasındaki fark birinin işçi sınıfı diğerinin burjuva sınıfının devleti olmasıdır. Fark sınıfsallıkta yatıyor.




Sosyalizmden neden vazgeçiliyorsa, proleter diktatörlükten de o yüzden vazgeçiliyor. Sovyetlerin çökmesinden sonra daha önce sol saflarda olanlar burjuva ideolojisinin etkisine girdiler. Senin solcu dediklerin aslında bu tipler. Çoğu liberal oldular ve sistem solculuğunu savunuyorlar. Sistemin solcusu olan biri neden proleter diktatörlüğü savunsun.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 24
17.12.2014- 15:43

uygulamada parti ile proleterya örgütlerinin rolleri çok karmaşıklaşmış, sonunda da görevler partinin elinde toplanmıştır. bu pratiğin eleştirilmesi şart, eğer silahlı işçilerin denetiminden bahsediyorsak, bu her kurum için geçerli olmalı. ancak sscb'de roller tersine oynandı. halbuki parti, küçük burjuva özelliğine yakın kişilerin önderlik ettiği bir savaş kurmay örgütüydü. onun içindeki küçük burjuva özellikler mevcut oldukça, o da denetlenmeli, itiraz edilebilir olmalıydı (tabii ki anarşist ve tasfiyeci akımların yöntemi ile değil). yönettiği silahlı işçiler tarafından denetlenmedikçe, silahlı işçi ile parti arasındaki volan kayışları köreldikçe, durum kötüleşti.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]