Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kürt Ulusal Sorunu
melnur  |  Cvp:
Cevap: 25
24.12.2019- 06:23

Başlıktaki uzunca yazıyı özellikle sözde sol-sosyalist forumlar için yazmıştım. Tarihi burada 2013 olarak gözüküyor ama, çok daha önce   SOLpaylaşım öncesi yazıyazforum'da yazılmıştı. O forum kapanmak zorunda kalınca oradan buraya aktarılmıştı. Yazılış amacı da, o dönemde solcu, sosyalist olabilmenin Kürt hareketine yedeklenmekten ve kuyrukçuluk yapmaktan geçtiği şeklinde bir köpürtmenin bu sözde sol-sosyalist forumlarda sürekli yinelenmesi ve bu konunun da sürekli olarak Lenin'e bağlanmasıydı. Yazılardaki alıntıların ''fazlalığı'' bu nedenledir. Kuyrukçuluk hiçbir koşulda sosyalist bir tavır değildir. UKKTH'den böyle bir anlam çıkartılamaz. Sosyalist olmanın ve bilimsel sosyalizmi savunmak her şeyden önce önce devrimin çıkarlarını sosyalist devrim perspektifini donanmaktan geçmektedir. Sosyalizmi, komünizmi ve hatta enternasyonalizmi savunur gibi görünüp siyasette Kürt hareketine yaslanan veya ardına takılan birinin bilimsel sosyalizmle ilişiği sadece gevezelik düzeyindedir de onun da çok ciddiye alınır bir yanı olmaması gerekir.

Yazı o zamanlar üç sözde sol-sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlara da asılmıştı. Kuyrukçuluğun önde giden savunucuları üzerinde bir etkisi olduğunu sanmıyorum, onlar duymamak istedikleri konusunda kulaklarının üzerinde yatmaya eğilimlidir, böyle bir alışkanlıkları vardır; şimdilerde ''ben kuyrukçu değilim'' deseler de... Ama sempatizan düzeyindeki arkadaşlar üzerinde bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Zaman pek çok şeyi değiştirdi. Özellikle AKP konusunda güvenilen dağlara kar yağdı. AKP ve liberallerle çıkılan ''demokrasi ve özgürlük'' yolunun dinci bir otoriterlikle sonuçlandığını hep birlikte gördük, yaşadık. Ortada koca bir yanlış ve yanılsama vardı. Saçma sapan öznelerle sistemin demokratikleşmesinin mümkün olmadığı, sosyalistler için ise demokrasi mücadelesinin sosyalist mücadeleye bağlı olarak verilebileceği, ve en önemlisi köpürtüldüğü şekliyle solcu olabilmenin bir ulusalcı/milliyetçi hareketin ardına takılmakla hiçbir ilgisinin bulunmadığı vb. sanırım anlaşıldı...

Umarım...

.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 26
28.12.2019- 06:59

Kuyrukçuluk hiçbir koşulda sosyalist bir tavır değildir. UKKTH'den böyle bir anlam çıkartılamaz. Sosyalist olmanın ve bilimsel sosyalizmi savunmak her şeyden önce önce devrimin çıkarlarını sosyalist devrim perspektifini donanmaktan geçmektedir. Sosyalizmi, komünizmi ve hatta enternasyonalizmi savunur gibi görünüp siyasette Kürt hareketine yaslanan veya ardına takılan birinin bilimsel sosyalizmle ilişiği sadece gevezelik düzeyindedir de onun da çok ciddiye alınır bir yanı olmaması gerekir.

Bir üstte böyle söylemişim. Doğrudur. Özellikle içeride 12 Eylül faşizminin etkileri, dışarıda ise reel sosyalizmin yenilgisi sol saflarda büyük bir şaşkınlık, yılgınlık,bozgun ve savrulmaya yol açtı. En başta sağlı sollu liberal saflara geçiş, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler temelinde bir siyasetin sürekli olarak köpürtülmesine yol açtı. Bu köpürtülme solun ve sosyalizmin reddiyle gerçekleştirildiği gibi, farklı bir sosyalizm anlayışının gerekliliği ile birlikte savunulur hale geldi. ( Sağlı sollu lineral etki derken kastedilen budur.)

Kürt hareketi de nasibini aldı bu süreçten ''Marksist Leninist bir devlet'' arayışı ile çıkılan yol, iklimin değişimine paralel olarak liberal bir türkünün ezgilerine büründü. AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte nedense, belki çaresizlik bu demokrasi, insan hakları ve özgürlük şaşkınlığının böyle bir partinin öncülüğünde ve iktidarında gerçekleşebileceği saçmalığına kadar vardırıldı. Çok uzunca bir dönem AKP'ye toz kondurulmamasının nedeni de buydu. Bir kutsal ittifak oluşturulmuştu ve bu ittifaka dahil olanlar   dahil olmayanları tümüyle ulusalcı, neo-faşist, ve özellikle Kürt halkının düşmanı olarak nitelemeye başlamışlardı. Aslında bir tarafta farklı koşulların yükselen ideolojisi (sağlı sollu) liberalizmi savunanlar vardı, diğer tarafta bu liberal sayıklayışa karşı çıkanlar... AKP ile Kürt hareketinin kol kolalığı ve ''sadece Türkiye'yi değil, orta doğu'yu da değiştirerek özgürlüğe kavuşturacak'' olmaları bu iklim nedeniyledir. Sözde sol-sosyalist forumlar da nesibini almıştı bu yanılsamadan. Buralara girip çıkanlar bu yanılsamanın bir parçası oluyor, geçmişinde hiçbir birikim olmayan sözde solcu ve sosyalistler ise bu liberal kervana enternasyonalizm adıyla katılıveriyorlardı. ASlında son çözümlemede birbirlerinden hiçbir farkları da yoktu. Hepsi bilincli-bilinçsiz bir şekilde liberal bir yol tutturmuşlardı ve o yürüdükleri yolun ya farklı bir sosyalizm, ya sol bir liberalizm ya da enternasyonalizm olarak tanımlamaya başlamışlardı. O dönemde emtermasyonalizm ve ulusalcılık yakıştırmalarının bolca söylenmesi de bu nedenleydi. Sosyalizm enternasyonaldi, ulusalcılığa karşıydı, bu kutsal ittifaka karşı olanlar da ÖTEKİLERdi. Yani ulusalcı, neo-faşist, sosyal şoven ve benzerleri...

Ne bilimsel sosyalizm kalmıştı, ne sosyalist devrim perspektifi ve ne de sınıfsal mücadele arayışı...
Varsa yoksa Kürt hareketinin belirleyiciliği...
Kısaca sağ bir yöneliş keskin ve dahi enternasyonal bir tavırmış gibi bu sözde sol-sosyalist forumlarda köpürtüldükçe köpürtüldü.

Epey sürdü bu yanılsama. Bu kutsal ittifak bir şekilde bozuldu. Ülkeyi demokratikleştirecek ve Kürt halkına özgürlük(!) getirecek olan bu kutsal birlik, AKP'nin amacına ulaşması ve muktedir hale gelmesiyle son buldu. Dolmabahçe'de kurulan masa bir hatıra olarak kalakaldı. Bir tekme o masayı devirdi ve o zamana kadar milliyetçiliği ayaklar altına alanlar maskelerini çıkardı, gerçek yüzlerini gösterdi ve en keskin milliyetçi olarak ülkede şoven bir rüzgarı estirmeye başladılar. Sözde sol-sosyalist forumlara gelirsek, eskisi gibi UKKTH denilmez olmuştu. Yürünen yolun yanlışlığı mı anlaşılmıştı ne? AKP'yle birlikte başta TKP ve ÖDP olmak üzere kuyrukçu olmayan solun savundukları mı haklılık kazanmıştı? Evet, aynen öyle olmuştu; ''BU AKP'nin amacı devletin bağırsak temizlemesi değil, devlete yerleşmek, muktedir olmaktır'' diyenler haklı çıkmıştı. Devleti ele geçirenler sadece ideolojik araçlar kullanmıyorlar, laikliği ortadan kaldıracak bir düzeyde yoğun bir din sömürüsü yaparak ve en önemlisi, büyük bir rant alanı yaratarak varlıklarını devam ettiriyorlardı. (Belediyelerin el değiştirmesiyle birlikte ortaya çıkan bu kadar haksızlık, çirkinlik, pislik ve irin bile bu zihniyetin sıfırlanmasına yol açmıyorsa ele geçirilen gücün etkisinin   ne boyutlara ulaşmış olduğunun göstergesi....Ayrı bir konu.)

Sözde sol-sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlar bu sürece katkı vermekten başka bir işlev görmediler.   İlgilenilmesi gereken yer burası ve önceliğimiz yoğun bir akıl tutulması yaşanan bu platformlardan üzerimize yapışan kitleri temizlemeye çalışmak olmalıdır. İnternette bulunan bir kaç alıntının altına üstüne bir şeyler yazmak ve kaba saba ve çoğu kez doğru olmayan yorumlarda bulunmanın sosyalist olmakla hiçbir ilgisinin bulunmadığı UKKTH zevzeklikleriyle anlaşılmıştır sanırım. Kürt hareketine biat etmenin solculukla hiçbir ilgisinin bulunmadığını da artık anlamak gerek. Kürt halkının ulusal ve sınıfsal çıkarlarını Türk halkının sınıfsal çıkarlarıyla birleşmesinde yatmaktadır bu coğrafyada kurtuluş mücadelesi... Sosyalizmin, sınıfsal devrim perspektifinin Kürt halkı bağlamında önceliği budur ve bu olmalıdır. Bölgede ABD bayraklarını taşıyarak ve onlarla kol kola girerek gerçekleştirilecek bir özgürlük olamaz ve sol bu siyasete temelden karşı çıkmalıdır. Böyle bir tavır Kürt halkının karşıtlığı anlamına gelmez. Sosyalistler kendilerine alan açmayacak dahası emperyalizmle her türlü uzlaşmayı meşru görecek bir siyaseti savunur hale gelemez, yandaşı ve paydaşı olamaz.

Sol bu defteri bir daha açmamak üzere kapatmalıdır, artık.


melnur  |  Cvp:
Cevap: 27
09.05.2023- 10:10

Bir sosyalistin Kürt hareketine sırtını dönmesi beklenmemelidir. Her türlü ''dayanışma'' ve ''ittifak'' ilişkileri de koşullara bağlı olarak gerçekleşebilir. Ama bir sosyalistten kayıtsız koşulsuz destek beklenmemelidir. Dahası Türkiye koşullarında bir sosyalistin ayrılıkçı siyasetlere desteği de söz konusu olmamalı. (UKKTH böyle bir şey değil.) Ve bir önemli konu daha; seçim süreci içindeyiz, kendini sosyalist olarak tanımlayan bir arkadaşımızın mutlaka sosyalist partilere ve oy'unun boşa gitmemesi için de tercihan TİP'e yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. HDP-YSP'nin meclise girmesi kesin, orada bir sorun yok, abartmaya da gerek yok. TİP'in kendi başına meclise girme olanağı ortaya çıkmışken destek vermemenin kabul edilebilir bir yanı olmasa gerek.

(Face'e asmıştım.)

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]