Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 İnsan Bilimleri

“Çocuğunu dilediği gibi yetiştirebilme hakkı” mı? (Metin Kıyan)

"Öncelikle türbanın kendisi bir özgürlük değil, kadınlar üzerindeki bir baskı aracıdır. Türban, İslami temellerde bir toplum projesinin ürünüdür. Bahsi geçen proje, ahlakı kadınların bacak arasında arama, kadınları erkeğin karşısında ikincil bir pozisyona itme, kadının kendisini özgür bir birey olarak yetiştirmesini engelleme, kadını, erkeğe itaat eden, kul eden, eşitsiz bir varlığa dönüştürme demeye gelir."

Resim Ekleme

AKP ve AKP’nin kalemşorları, onlara yedeklenen liberaller türbanın ortaokul düzeyine indirilmesi meselesini bir özgürlük meselesi olarak yutturmaya çalışıyorlar. Ne var ki, özgürlük denilince, bu tezler bazı solculardan da alıcı buluyor. Mesele değişik biçimlerde çok tartışıldı, daha da tartışılacak. Bize düşen gericiliğin üzerindeki özgürlük perdesini kaldırmak…

Dinci gericilik ortaokulda türbanı savunurken dayandığı argümanları kolayca bulup çıkarıveriyor; el çabukluğuyla yeni bir hak icat ediverdiler bile: kendinden menkul “kendi çocuğunu dilediği gibi yetiştirme hakkı”

Öyle ki, “kendi çocuğunu dilediği gibi yetiştirme hakkını kimseyle paylaşmaya yanaşmadan, başkasının çocuğunun nasıl yetiştirileceğine karışmak faşizm” değil miydi? (1) “ailelerin kendi çocukları üzerindeki en tabii haklarına müdahale edilmemeliydi” (2) “Tartışmanın merkezinde özgürlük bulunmalıydı, eğitim üzerinden yapılacak tartışmalar özgürlükle ilgili tartışmaların izinden gitmeliydi. Başını örtmek istemeyen bir kıza herhangi bir dayatma yapılmadığına göre, yönetmelikte yapılan değişiklik eğitim kurumlarında özgürlük alanını genişletmekteydi” (3). Bu ve benzeri argümanlar durumun akla uygun olarak kabul edilmesi için sunuldu.

Oysa “özgürlük timsali” gericilerin meseleyi ele alış biçimi temelden çöküktür. Her şeyin önünde olan, “kendi çocuğunu dilediği gibi yetiştirme hakkı” diye bir haktan bahsedilemez. Böyle kendi başına bir hak tanımlaması, çocukların birer özel mülkiyet olarak görülmesi ile eş anlamlıdır. Çocuklar ailelerin özel mülkü değildirler, aileler çocuklarına canlarının istedikleri gibi davranamazlar. Örneğin ailelerin, çocuğunu dilediği gibi yetiştirebilmek adına, çocuklarının eğitim görmesini engelleme, çocuklarını küçük yaştan itibaren çalıştırma hakkına sahip olmadığına sanırız kimse itiraz etmeyecektir.

Bugün ortaokul ve liselerde başörtüsü serbestisine karşı çıkılmadan, çocuk işçiliğine, “çocuk gelinlere”, çocuğa yönelik şiddete ve istismara; yarın, karma eğitimin ortadan kaldırılmasına karşı çıkmak olanaksızdır. Çünkü kendi başına bir “çocuğunu dilediği gibi yetiştirme hakkı”, sayılan tüm bu meselelerde de karşınıza çıkacak bir hak iddiası olabilir. Çocuğuna şiddet uygulayan bir ebeveyn pekâlâ, “ben çocuğuma böyle öğretiyorum, benim hakkım” diyebilir. Örnekleri siz çoğaltın.

O halde “ailelerin müdahale sınırı neresidir?” sorusuna yanıt vermek gerekli. Burada genel bir perspektif çizmektense, tartışılan meseleyi tekil bir biçimde ele almakla yetinelim. Yanıt verilmesi gereken soru şudur: Ortaokul ve lise çağında türban ne demeye geliyor? Öncelikle türbanın kendisi bir özgürlük değil, kadınlar üzerindeki bir baskı aracıdır. Türban, İslami temellerde bir toplum projesinin ürünüdür. Bahsi geçen proje, ahlakı kadınların bacak arasında arama, kadınları erkeğin karşısında ikincil bir pozisyona itme, kadının kendisini özgür bir birey olarak yetiştirmesini engelleme, kadını, erkeğe itaat eden, kul eden, eşitsiz bir varlığa dönüştürme demeye gelir. Şu halde atılan adım, bu projenin ortaokul ve lise alanlarına da yayılarak adım adım hayata geçirilmesidir.

Buna karşı çıkmamak, birçok kız çocuğunun daha şimdiden gerici bir ideoloji temelinde eğitilmesi, geleceklerinin karartılması, ikincil konumdaki bireyler olarak yetiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bunun diğer toplumsal sonuçlarını türetmek de mümkün. Özgürlük denilerek, böyle bir rezilliğe karşı durmayacak mıyız?

Denilebilir ki, “yazılanlar senin yorumun, hangi yetiştirme tarzının daha iyi olacağına kim karar verecek?” Basit, bilim ile dogmatizm, aydınlanma ile gericilik arasında sürüp giden mücadele karar verecek.  



(1)   http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/ismailkilicarslan/islamofobik-turk-aydini/56276

(2)   http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/HikmetGen%C3%A7/basortusu-dindar-chp-dershane-ve-marslilar/56125

(3)   http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/atillayayla/ozgurluk-ve-ortaokullarda-liselerde-basortusu/56178

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
10.10.2014- 21:49

Türbanın özgürlük olduğuna karar veren büyüklerimiz, özgürlüğü tabana yaymak için ortaokulda, ilkokulda ve anaokulda kullanılmasında bir sakınca görmediler! İyi de yaptılar! En azından eğitim alanında özgürlükler ülkesi haline gelebildik!

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]