Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Cevap: 25
16.02.2015- 22:37

İP bence doğru düzgün Kemalist bile değil. Ben İP'yi sol Kemalizmin bile gerisinde görüyorum.

HKP'ye gelince; onları bende çok eleştiriyorum sanırım forumda Tarihsel Maddeci ile en çok tartışan benim. Ancak ben Sol'da bir çok sapmacı çizginin, kuyrukçu çizginin, dogmacı ve liberal çizgilerin, postmodernizmin etkin olduğu mevcut koşullarda HKP'nin sosyalizm cephesinden tamamen dışlanmamasını savunuyorum.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 26
16.02.2015- 22:43

Dışlamak değil, HKP ve İP'i ben sol olarak görüyorum. Sosyalist olmamaları bunu değiştirmez. İkisinin de savundukları sınıf kavramı üzerinden değil, yine millet kavramı üzerinden oluyor. HKP'nin sürekli İP ile didişmesinin nedeni de bu yüzden.

proleter  |  Cvp:
Cevap: 27
16.02.2015- 22:44

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

İP bence doğru düzgün Kemalist bile değil. Ben İP'yi sol Kemalizmin bile gerisinde görüyorum.

HKP'ye gelince; onları bende çok eleştiriyorum sanırım forumda Tarihsel Maddeci ile en çok tartışan benim. Ancak ben Sol'da bir çok sapmacı çizginin, kuyrukçu çizginin, dogmacı ve liberal çizgilerin, postmodernizmin etkin olduğu mevcut koşullarda HKP'nin sosyalizm cephesinden tamamen dışlanmamasını savunuyorum.




Sosyalist değiller, solcu olmaları bile kürt konusunda tartışmalı. Antiemperyalizmi savunmaları nedeniyle sol kabul edilebilir. Ama ikisi de kesinlikle sosyalist değiller.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 28
18.02.2015- 10:25

Sosyalist bir parti tüzüğüne veya programına sınıf mücadelesini alır veya sosyalizmi amaçladığını yazar. Bunları yazmak bile sosyalist olunduğunun bir kanıtı değilken, hiç yazmamak sosyalist olunduğu anlamına gelir mi? Bence de ne İP ve ne de HKP sosyalist bir parti değil. Sol saflarda sayılabilirler ancak ne söylemleri ve ne de ideolojisi sosyalizmle ilişkili değil.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 29
18.02.2015- 10:48

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Sosyalist bir parti tüzüğüne veya programına sınıf mücadelesini alır veya sosyalizmi amaçladığını yazar. Bunları yazmak bile sosyalist olunduğunun bir kanıtı değilken, hiç yazmamak sosyalist olunduğu anlamına gelir mi? Bence de ne İP ve ne de HKP sosyalist bir parti değil. Sol saflarda sayılabilirler ancak ne söylemleri ve ne de ideolojisi sosyalizmle ilişkili değil.



En sondan başlayalım.

Öncelikle, partinin ideolojisi parti tüzüğünde değil, parti programında yer alır. Çünkü program, iktidara geldiğinde neyi yapacağının göstergesidir, bunun yöntemini de açıklar.

HKP programında sosyalist yazmasına gerek yoktur, eskilerin deyimine göre yöntemin "ameleden adamları iktidara getirmek" olduğu açıkça yazar. Bunun da adı Dünya'nın her yerinde proleterya sosyalizmdir. Açıkça parababaları iktidarını, finans-kapitali ve ülkemiz orjinalliğinde bulunan tefeci-bezirganlığı hedef alır. Ancak bunlara karşı mücadelede asgari programı ortaya koyar. Devrimci cephede bu iki zümrenin dışındaki tüm tabakaların gerek tarafsızlaştırılma, gerek cepheye katılma şekli ve şartlarını, bu cephenin yarım bırakılmış demokrasiyi nasıl kuracağını ve yöntemin ne olacağı açıkça belirtilir.

HKP'ye sosyalist dememek, düz mantık kurmaktan başka bir şey değildir. Bugün finans-kapitale, TÜSİAD'a, MÜSİAD'a, TİSK'e, TOBB'a, uluslarüstü parababaları örgütlerine karşı açıktan, hedef göstererek mücadele etmeye çağıran, bunun için ajitasyon propaganda yapan, bunun için sendikal çalışma yapan bir hareket sosyalist değilse, kim sosyalisttir?

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 30
18.02.2015- 10:58

Alıntı Çizelgesi: proleter yazmış

Sosyalist değiller, solcu olmaları bile kürt konusunda tartışmalı. Antiemperyalizmi savunmaları nedeniyle sol kabul edilebilir. Ama ikisi de kesinlikle sosyalist değiller.



Proleter, sen HKP'nin Kürt sorunu konusunda ne savunduğunu okudun mu acaba? Okumamış olabilirsin, ben yazayım:

"KÜRT MESELESİ
Devlet, bugüne dek bu meseleyi yok saydı. Fakat problemler biz onları yok saymakla, görmezlikten gelmekle yok ya da görülmez olmazlar. Onlar çözülünceye kadar var olmaya devam ederler.
Bu mesele şöyle ya da böyle çözülecektir. Bu bizim meselemizdir. Türklerin ve Kürtlerin meselesidir. Elbirliğiyle biz çözersek, istediğimiz doğrultuda çözeriz.
Fakat başkaları, yani Batılılar çözerse kuşkusuz kendi aşağılık emperyalist çıkarları doğrultusunda çözeceklerdir. Türkiye’yi en az üç parçaya bölmek isteyeceklerdir… Bütün Batılı Emperyalist ziyaretçilerin, başta Diyarbakır olmak üzere Bölge illerini tabanı yanmış itler gibi dolaşmalarının ve sözde Kürt dostu görünmelerinin sebebi budur.
Emperyalistler artık bu meseleyi, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesinde olduğu gibi yeniden ellerine almışlardır. Bunu göremeyen kördür, her türden siyasi bilinçten yoksun bir zavallıdır. Meydan onlara bırakılırsa, işin sonunun nereye varacağı da aslında görünmektedir. En azından biz gerçek devrimciler bunu görebilmekteyiz.
Ne yapmalıyız?
Sorunun çözümü çok açık ve kesin biçimde 1933’te (bundan 72 yıl önce) ortaya konmuştur, Hikmet Kıvılcımlı tarafından. Bu çözüm, Türklerin ve Kürtlerin eşitçe, özgürce ve kardeşçe yer aldığı Demokratik Halk İktidarıdır.
Türkler ve Kürtler için biricik onurlu ve gerçekçi çözüm budur. Bunun dışındaki bütün yollar parçalanmaya götürür. Batılı Emperyalist çakalların değirmenine su taşır. Daha doğrusu meseleyi onların ellerine teslim eder… Bunu görmek gerek.
Türkiye’nin bu meseleyi çözümsüz bırakmakta hiçbir kazancı yoktur. Bugüne dek olmamıştır. Bundan sonra da olamaz. Oysa kaybedeceği pek çok şey vardır.
Bu meseleyi Kıvılcımlı’nın öngördüğü şekilde kardeşçe çözmemizde ise kazanacağımız pek çok şey vardır. Türkiye o zaman bugünkünden en az bin kez daha güçlenecek ve hiçbir emperyalist saldırganın ele geçiremeyeceği, sarsamayacağı çelikten sağlam ve yüksek dağlardan sarp bir kale olacaktır.
Kurtuluş Partisi, bu kalenin kurulması için gereken mücadeleyi yapacaktır.
Biz 1933’ten beri bunu savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Çünkü Türklerin de Kürtlerin de gerçek çıkarı buradadır. Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği gibi, “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek daha iyidir.”


1933'de yazılmış olan kitap, bugün bile olaylarca aşılmış olsa dahi, hala çözüm olarak geçilmiş değildir. HKP, bu değerlendirmelerin ışığında Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkını savunmakla birlikte (ki bu sebeple Kürdistan'da örgütlenmede bulunulmaz), Kürt-Türk halk cumhuriyetini savunur. Dört parçaya ayrılan Kürdistan'ın birleşmesini savunur. 10 parçalı Türk halklarının birleşmesini savunur.

Bugün Kürt sorunu konusundaki görüşlerini de kimseden saklamaz. Kendini ulusalcı olarak tanımlayan gençlere bu çözümü açıkça belirtir. Zaten sapma yaşasaydık, İP, SİP gibi balon bir büyüme yaşardık. Bu konuda da Türkiye halkının şovenizmi aşabileceğini düşünüyoruz. Ancak bu kolay olmayacaktır. Bir tarafta İP'in, burjuva partilerinin şovenistliği, öbür tarafta HDP'nin karşı-şovenistliği ve kuyrukçularının sosyal şovenistliği... Uğraşmak zor.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 31
18.02.2015- 11:03

İster sondan başlayın isterse baştan. HKP'nin   programında sosyalizmin hedeflendiğine ilişkin hiç bir açıklama yok. ''Amele'' demekle ne sosyalizm anlatılır ne de proleter diktatörlük. Bu açıklama da tam HKP'ye göre olmuş: ''HKP programında sosyalist yazmasına gerek yoktur'' Neden yokmuş, bir parti programına neyi amaçladığını yazmaz mı? ''Eskilerin deyimine göre, ameleden adamları iktidara getirmek'' neasıl proleter diktatörlük oluyormuş?

HKP'nin sosyalist olduğuna ilişkin bir iddia bana hiç de inandırıcı gelmiyor. Sizin açıklamalarınız da durumu kurtarmaya yetmiyor.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 32
18.02.2015- 11:21

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

İster sondan başlayın isterse baştan. HKP'nin   programında sosyalizmin hedeflendiğine ilişkin hiç bir açıklama yok. ''Amele'' demekle ne sosyalizm anlatılır ne de proleter diktatörlük. Bu açıklama da tam HKP'ye göre olmuş: ''HKP programında sosyalist yazmasına gerek yoktur'' Neden yokmuş, bir parti programına neyi amaçladığını yazmaz mı? ''Eskilerin deyimine göre, ameleden adamları iktidara getirmek'' neasıl proleter diktatörlük oluyormuş?

HKP'nin sosyalist olduğuna ilişkin bir iddia bana hiç de inandırıcı gelmiyor. Sizin açıklamalarınız da durumu kurtarmaya yetmiyor.




"Ameleden adamları iktidara getirmek", parababaları devletinin icat ettiği bir "suçtur". Onların bu suçu yaratmasının sebebi de söylediğin iki şeyden ölümden korkar gibi korkmalarıdır. Şimdi onlar bile bunun sosyalizm ve proleterya diktatörlüğü anlamına geldiğini bilirken, sen anlamasan da olur arkadaş. Demek ki bir parababasından daha geridesin demektir.

HKP, proleterya diktatörlüğünü tarihsel kökü ile birlikte savunur. Marks, Engels ya da Lenin hatta Kıvılcımlı ustalar yazdığı için savunmaz. Proleterya diktatörlüğü, daha modern ve daha insancıl "militarist demokrasi"dir. Tüm halkın silahlandığı, adaleti komündeki gibi sağladığı, devlete ihtiyacı en asgariye indirdiği (basit muhasebe işlemleri seviyesine indirger hatta Lenin) bir geçiş dönemidir. HKP, antika tarihteki ilkel komünal, ilkel sosyalist düzenin bilgisine, onun demokrasisini bilincine çıkarmışken, eğitimlerinde, konferanslarında bunu örnek verirken, sen istediğin kadar ikna olma arkadaş. "Hiçbir göz, görmek istemeyen gözden daha kör değildir".

Ayrıca İP denen partinin programında bilmem kaç defa sosyalizm yazıyor. Son yeni sahte vatan partisi programında da yer aldı bu kelime. İP sosyalist midir? Sosyalistse hangi sınıfın, hangi tabakanın sosyalistidir?

Hani demeyeyim dedim, düz mantık kurmamıştır bu kadar dedim ama bu düz mantığı kurmuşsun. Sıkıntı yok, düz mantık kurmaya alışmış olmasan bu pozisyonda olmazdın zaten.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]