Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Cevap: 65
21.02.2015- 00:48

Alıntı Çizelgesi: dayanışma yazmış


Ben de sizi anlamıyorum. Konu sosyalist devrim, demokratik halk devrimi sorusu değil ki, bunları anlatıyorsunuz. Türkiye'de sosyalist devrim mi, demokratik devrim mi sorusu da değil. Bir parti sosyalist olduğunu söyletip demokratik halk devrimini gerçekleştirmek için yola koyuluyorsa, programında sosyalizmden bahsedilmez anlamı taşımaz. Partinin hedefinin sosyalizm olduğunu gizlemez. Asgari programın savunulması buna engel değil.



Bu dediklerinize her hangi bir itirazım yok ki. Zaten bu nokta üzerinden de ben bir eleştiri getirmedim. Sizin eleştiriniz de bu söylediğiniz nokta üzerinden değil. Bakın yukarıda ne demişsiniz; ''sosyalist iseniz sosyalist devrimi savunursunuz. Demokratik halk devrimini değil.'' Ben sizin ve başkalarının bu anlayışına itiraz ettim. Yoksa proleter devrimci parti tabi ki sosyalizmi de savunacak, işçilere sosyalist bilinç de götürecek dediğiniz gibi demokratik halk devrimini savunmak buna engel değil.

Ayrıca ''konu sosyalist devrim, demokratik devrim tartışması değil'' demişsiniz ama tarihsel maddeci bu konuya bayağı bir değinmiş bende normal olarak değindim. Diğer taraftan yukarıda söylediğim gibi demokratik halk devrimini savunmayı sosyalizm dışı gösteren bir anlayış geliştirdiğiniz için bu noktada demokratik halk devrimi-sosyalist devrim konusuna değinmek zorunda kaldım.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 66
24.02.2015- 11:18

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

yazdıklarınıza göre hkp ile ip arasında bir fark yok demektir. ikisi de sosyalist devrim değil demokratik halk devriminden yana. işçi partisi   demokratik halk devrimine kemalist devrim adını veriyor. sonuçta pek bir şey değişmiyor.



Aradaki farkı görmek için okumak, araştırmak gerekiyor. Her iki partinin teorik bakışları, yöntemleri bile farklı. HKP, demokratik halk devrimi diyor ve milli demokratik devrimi, yani artık tarihi Türkiye şartları açısından geçmiş bir devrimi destekleyenleri de zamanında eleştiren Hikmet Kıvılcımlı'nın teorisini savunuyor (devrim zorlaması, demokratik zortlama kitabına bakılabilir, bu kitap direkt MDD eleştirisidir ve Mihri Belli ile PDA'yı eleştirmiştir).

Aradaki çok net fark şudur ki, HKP burjuva tabakaların özgüç olamayacağını, yedek güç olmasının da devrimci kuvvetin yedekleme gücüne bağlı olduğunu belirtiyor. HKP'ye göre özgüç, sadece ve sadece işçi sınıfı olabilir. Yedek güç olarak ise köylülük ve gençlik (Türkiye orjinalliğinde devrimci bir tabakadır gençlik) sayılmakta. İP ise "ulusal burjvuazinin (bu da anlamı kanında bir söz daha önce de belirttim) öncü güç olabileceğini" belirtiyor. Yine diğer tabakaları da kendi teorik sefaletlerine göre öncü güç olarak kabul ediyorlar.

Ayrıca İP'in son dönemdeki AKP yandaşlığı (dün Süleyman Şah soytarılığını savundular) ile HKP'nin meclis dışından müdahaleleri, karşı çıkışları, işçi sınıfı arasında yaptığı çalışmalar arasında benzerlik bulan da ayrı bir kafadadır.

Bu arada işçi sınıfının içinde olmak derken, işçi sınıfının öncülüğünden bahsederken, dün gerçekleştirilen Çankaya Belediyesi işgaline bakmanızı öneririm. HKP'nin işçi önderliği, hiçbir sosyalist partide yoktur. Küçük burjuva tabakadan işçi çıkarmaya uğraşan TKİP dışında da işçi sınıfı içinde bu kadar somut, bu kadar içerisinden olan bir hareket olmamasının sonucu da, işte burada yazılan teorik sefaletlerdir.

proletersosyalistin sosyalist devrim üzerine tezine burada girmeye gerek yok, daha önce tartıştık bunları. Konu HKP ile İP (yeni sahte vatan partisi) arasındaki farktır. Sanırım fark kör göze bile batmıştır.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 67
24.02.2015- 12:34

Bu arada işçi sınıfının içinde olmak derken, işçi sınıfının öncülüğünden bahsederken, dün gerçekleştirilen Çankaya Belediyesi işgaline bakmanızı öneririm. HKP'nin işçi önderliği, hiçbir sosyalist partide yoktur. Küçük burjuva tabakadan işçi çıkarmaya uğraşan TKİP dışında da işçi sınıfı içinde bu kadar somut, bu kadar içerisinden olan bir hareket olmamasının sonucu da, işte burada yazılan teorik sefaletlerdir.

Bu konuda bile İşçi Partisi'nden daha geridesiniz. İşçilerin partisi olmakla öncü parti olmak arasında farkı anlayamıyorsunuz. Dört beş tane işçiyi yönetime almakla, Muhammed'e övgüler düzmeyle marksist parti olunmaz. Küçük burjuva diye küçümsediğiniz çevreler içinden çıkanlar, işçi sınıfı içinden çıkartılmaya çalışanlardan çok daha fazla öncülük yapabilme yeteneğine sahiptir. Sizin partinizde Marks, Engels ve Lenin lafta savunuluyor. Lenin gerçekten savunuluyor olsaydı, böyle bir yorum yapmazdınız.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 68
24.02.2015- 13:42

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış


Bu konuda bile İşçi Partisi'nden daha geridesiniz. İşçilerin partisi olmakla öncü parti olmak arasında farkı anlayamıyorsunuz. Dört beş tane işçiyi yönetime almakla, Muhammed'e övgüler düzmeyle marksist parti olunmaz. Küçük burjuva diye küçümsediğiniz çevreler içinden çıkanlar, işçi sınıfı içinden çıkartılmaya çalışanlardan çok daha fazla öncülük yapabilme yeteneğine sahiptir. Sizin partinizde Marks, Engels ve Lenin lafta savunuluyor. Lenin gerçekten savunuluyor olsaydı, böyle bir yorum yapmazdınız.




Eh tabii, hayatında tek bir işçiye dokunamamış adamlar yorum yapınca böyle oluyor :D Anlaşacağız, olsun, ben sabırlıyım.

İşçi Partisi denen ucube örgütün bizden ileride olmayı bırak, fersah fersah geride olduğu Yatağan direnişinde ortaya çıkmıştır (daha önceden de ortadadır da, boşuna sizlere PDA'nın torunları demiyoruz). İşçilere gidin sorun bakalım İP'li Türk-İş yöneticileri hakkında ne diyecekler size. Oradaki direnişi elleri ile sattı adamlar, bu mu bizden ileride olmak?

Küçükburjuva diye küçümseme işini en son ben değil, başka birileri yapıyordu. O yapan da kendisini biliyor. Başarılı öğrencileri (ki onların sınıfsal karşılığı küçükburjuvadır, burada küçümseme yoktur) işçi örgütlesin diye fabrikaya gönderen örgütü eleştiriyorum, ama benim hareketime yapılan eleştiriye bak... Kimle uğraşıyoruz ya... Küçük burjuva, aydınlığı ile güzeldir. Onun şekil olarak yaşam şartları değişince, niteliği değişmez. O hala profesyonel devrimci olmalıdır, zamanı bol olmalıdır, çalışmalara zaman ayırmalıdır. Doğal yoldan işçi olursa, o şartlara gelirse (ki bir çok küçük burjvua tabaka bu duruma düşüyor), o zaman farklı bir durumdur.

TKİP'liler ise militanlarını saatlerce çalışılan fabrikalara tıkıyorlar. Sonra da ara ki bulasın, neden bir direnişimizde bile başarılı olamıyoruz diye.

HKP'li sendikacılar ve işçi sınıfı önderleri ise her direniş zora girdiğinde ilk aranılan kişilerdir. Bunları da herkes bilir, tabii ki hayatı boyunca işçiye uzaktan el sallamış "romantik devrimciler" bilmez. Onlar sıradan "4-5 kişi" değillerdir, hele hele 4-5 kişi hiç değillerdir. Ancak sayıları yetersizdir, bu noktada inkarda bulunamam. Mesela burada çok bilmişlik yapmak yerine gidip kendileri ile tanışıp direnişlere katkıda bulunabilirsiniz. O zaman görürüz işçinin yanında kimin olduğunu.

İşçi sınıfının "işçi sınıfı" partisi olması, işçileşip köylüleşmesinden, o sınıfın koşullarını, düşünce yapısını taşıyan insanların örgütlenmesinden geçer. Eğer ki bu başarılamıyorsa, o örgüt işçi sınıfına bilinç ulaştıramıyor, dolayısıyla kendisi de işçi sınıfı hareketi değildir. Kanadının biri kırılmıştır o hareketin. Onların işçiseverler derneğinden farkı yoktur. Türkiye'de bir sürü örgüt de böyledir.

Ayrıca insanların inandığı mitleri açıklamak ile o mitleri savunmak arasındaki farkı anlayamayanlar ile de tekrardan tartışmak gereksiz.

Marks, Engels, Lenin'i en iyi kavrayan, savunan hareket de biziz, ben başkalarını o yorumlardan dolayı eleştirirken burada şimdi "işçicilik" ile suçlanmak, "kuyrukçuluk" ile suçlanmak, kusura bakma ama yemez. Yazdığım yazıda küçük burjuvayı küçümseme yoktur.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]