Gazeteci tweet attı evi basıldı

Savcıların yolsuzluk ve hırsızlıkla ilgili haber yapanlara yönelik gözaltı furyasına gazeteci Sedef Kabaş'ta eklendi. Attığı bir tweetle evi basılan Kabaş gözaltına alındı.



Gazeteci Sedef Kabaş'ın evi attığı bir tweet yüzünden polis tarafından arandı. Kabaş bir süre önce, twitter'da 17 - 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının dosyalarının kapatılmasına sebep olan savcıları eleştirdi.
 
Kabaş tweet'inde, "Bu ismi unutmayın" diye yazdı. Savcıların suç duyurusu üzerine Kabaş'ın İstanbul Çekmeköy'deki evine bu sabah polis gitti ve bilgisayarına el koydu. Kabaş'ın Gayrettepe'deki Bilişim Şube'ye getirilerek ifadesinin alınacağı öğrenildi.

İstanbul Barosu ise Yönetim Kurulu üyesi Hasan Kılıç'ı hukuki yardım için görevlendirdi.

AKP iktidarında hiç birimiz güvende değiliz. Bir gazeteci attığı tweet yüzünden evi basılarak gözaltına alınabiliyorsa, sabah kimin kapısının çalınacağı belli olmaz. Ben de olabilirim, başkaları da. AKP en basit eleştiriye bile tahammül edemiyor.

Bunlar belki de ''iyi günler''! 2015 seçimlerinde sandıktan Başkan Erdoğan çıkarsa ne olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Başkan Erdoğan'a en küçük söz söylemek vatan hainliğiyle eş anlama gelecek! ''O kadar da olmaz! diyenler varsa, 10 yıl öncesinden bugünlere baksın; ''bu kadar olabilir miydi?''

İnternetin mercek altına alındığını gösteriyor bu olay.   Bu spesifik olaydan bir şey çıkacağını sanmıyorum. Amaçları daha çok korku imparatorluğunu internetin her alanına yaymak. Korkutmak istiyorlar çünkü en çok korktukları alanın başında internet geliyor. İnternetin Haziran ayaklanmasındaki işlevini çok iyi biliyorlar. Ama Haziran insanında korkacak göz var mı? Ne yaparlarsa yapsınlar korkmayacağız. Onlar korkmaya devam edecek, biz korkmayacağız. Haziran o eşiğin aşıldığını göstermiyor mu?

Sedef Kabaş: Yazdığımın arkasındayım

Yolsuzluğu eleştiren tweetinden dolayı evi basılan gazeteci Sedef Kabaş, “Yazdıklarımın arkasındayım” dedi.



Yolsuzluğu eleştiren bir tweet attığı için evi basılarak gözaltına alınan, daha sonra serbest bırakılan gazeteci Sedef Kabaş, “Yazdıklarımın arkasındayım” diye konuştu. Kabaş, "Benim üzüldüğüm nokta şu. Koskoca bir Cumhuriyet savcısının Türkiye’de bu kadar yolsuzluk hukuksuzluk, usulsüzlük, gasp, şiddet, cinayet, hırsızlık varken bizim gibi vatandaşlarla uğraşıyor olması" dedi. Kişisel Twitter hesabından da paylaşımlarına devam eden Kabaş, "Korktunuz mu üzüldünüz mü?" gibi sorular için şunları yazdı: "Korkmuyorum, korkmuyoruz; hırsızlar, yolsuzluk yapanlar, rüşvet alıp verenler, yalancılar, riyakarlar, hukuku çiğneyenler korksun!'" Bugün gazetesinden Cihan Acar'a konuşan Sedef Kabaş'ın açıklamaları ana başlıklarıyla şöyle:

ŞİDDET, CİNAYET VARKEN: Koskoca bir İstanbul Cumhuriyet savcısını Türkiye’de bu kadar yolsuzluk hukuksuzluk, usulsüzlük, gasp, şiddet, cinayet, hırsızlık var iken bizim gibi vatandaşlarla uğraşıyor olması. Gerçekten Türkiye açısından zaman ve enerji kaybı. Türkiye’nin sadece bunlardan dolayı zaman kaybetmesi üzdü beni. Çünkü dün o kadar polis savcı hakim gazeteci benim işimle meşgul oldu. Oysa ki Türkiye’nin bugün başka şeyleri konuşuyor olması gerekirdi.”

CİHAZLARA EL KOYDULAR: Polisleri kapının önünde görünce insan şaşırıyor doğal olarak. Tabii polislere sorup, niçin geldiklerini öğrendim. Zaten beni bilerek tanıyarak gelmişler. Evime davet ettim. Çay yaptım onlara. Gayet nazik insanlardı. İstedikleri gibi arama yapabileceklerini söyledim. Tabii elektronik cihazlara el koydular.

OĞLUMUN TABLETİNE EL KOYDULAR: Oğlumun kullandığı tablet dahil el koydular. Ardından Bilişim suçlarına götürdüler. Ancak oradaki ifademi Savcı, yeterli görmedi ki bizzat görmek istedi. Avukatlarım bunun doğal bir süreç olmadığını söyledi bana. Olağan dışı bir süreç olarak nitelediler. Savcıya ifademi verdim. Orada ben tehdit gibi bir üst suçla suçlandım.

YAZDIĞIMIN ARKASINDAYIM: Aslında benim oradaki eleştirim şahsa yönelik değil herkes görüyor. Karara yönelik. Ancak tweetimin arkasındayım. Benim eleştirim tarihin en büyük yolsuzluk sürecinin yeterince araştırılmamasına yönelik. Kuvvetli şüpheler konusunda sorgulamaya çekilmeyen insanlar olduğu biliniyor. Vicdanlar rahat değil. Dolayısıyla benim attığım tweetteki eleştirim soruşturmanın kapatılmasına yönelik eleştiriden ibaret. Savcılık mahkemeye tehdit olarak sevk etti. Hakim bey ise bunu ifade özgürlüğü çerçevesinde yorumladı. Ama dediğim gibi tweetimin arkasındayım.

Adam twitteri kapattı, dünyada düştüğü durum nedeniyle geri adım atmak zorunda kaldı. Şimdi de twitterda istemedikleri şeyler yazılınca insanların boğazına sarılmaya başladılar. Sanki dünya kamuoyu bunu görmeyecek. Medyayı parayla ve zorla ele geçirip istediklerini yazdıracak, ülkede sosyal iletişimi de kilitleyip diktatörlüğü sürdürecekler akılları sıra. Bilinçsiz yığınlara hükmetmek kolaydır. Gel gör ki dünya onlardan ibaret değil.

Sedef Kabaş için savcı 5 yıl hapis cezası istiyor. Anayasa referandumu ile birlikte yargıya çeki düzen vereceklerini ve ileri demokrasiye geçileceğini bunlar söylemiyorlar mıydı? Bu mu ileri demokrasi!

Tweet attığı için 5 yıl hapsi istenen Sedef Kabaş hakkındaki iddianame kabul edildi



Gazeteci ve televizyon programcısı Sedef Kabaş hakkında, yazdığı tweetlerle İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'na yönelik "terör örgütlerine hedef gösterme ve tehdit" suçunu işlediği iddiasıyla 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi. Davanın ilk duruşması 7 Nisan'da görülecek.

Gelişmeyi Twitter hesabından duyuran Kabaş, "İstanbul 22.Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etmiş.. 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacağım davanın ilk duruşması 7 Nisan'da.." diye yazdı.



Kabaş'ın Salihoğlu hakkında "Bu adamı asla unutmayın, 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcı" mesajı paylaşmış, bunun üzerine evi basılarak gözaltına alınmıştı. serbest bırakılan Kabaş, bir kez de eviei basn polislere mukavemet yuguladığı gerekçesiyle ifadeye çağrılmıştı.