AKP'li vekillerden Meclis'te saldırı

'Faşizm' paketi görüşmeleri sırasında AKP'lilerin muhalefet vekillerine saldırdığı iddia ediliyor.

Güncelleme 01:38

AA'nın haberine göre CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da olayı şöyle anlattı:

"Kapalı oturumda Hasip Kaplan söz istedi ve kürsüye gitti. O sırada Kaplan kürsüdeyken Grup Başkanvekilimiz Levent Gök de söz istedi. Başkanvekili Bahçekapılı söz vermeyince Hasip Kaplan kürsüden ayrılmadı. Bunun üzerine Sebahat Tuncel kürsüye gitti. Ardından AKP'li milletvekilleri kürsünün etrafını sararak saldırdı ve olaylar başladı. Kavga başlayınca ben de cep telefonumla çekim yapmaya başladım. Bunu gören AKP'li milletvekilleri bu sefer bana saldırdılar. Kavga sırasında milletvekili arkadaşlarım Aykut Erdoğdu, Refik Eryılmaz, Musa Çam ile HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü yaralandı. Daha sonra beni arka kapıdan çıkararak revire götürdüler. Musa Çam'ın Atatürk çiçeğinin üzerine düştüğünü gördüm, umarım omuriliğinde bir zedelenme olmamıştır. Bana, Aykut Erdoğdu'ya ve Ertuğrul Kürkçü'ye Meclis revirinde müdahale yapıldı. Refik Eryılmaz ve Musa Çam Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı."

--------------------------------------------------------------------------------


Güncelleme 00:55

Hürriyet'in haberine göre CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, HDP'li kadınların kürsüye yürüdüğünü, AKP'li kadın vekillerin bu gruba müdahale   etmeye çalışmasıyla olayların çıktığını söyledi.

Onur, kavgada Meclis'in tokmakla vekil kovalayanlar ve havada uçuşan bardaklarla inanılmaz görüntülere sahne olduğunu aktardı. Melda Onur,   Meclis Genel Kurulu'na hasta   bakıcıların girdiğini   ve yaşanan kavgada CHP'li Musa Çam çiçeklerin üzerine düştünu, uzun süre düştüğü yerden kalkamadığını belirtti. Onur ayrıca arbede sırasında Sebahat Tuncel de arada kalarak elinden yaralandığını sözlerin ekledi.

"AKP'Lİ VEKİLLER POLİSİN YAPACAĞININ DEMOSUNU SUNDU"
HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Meclis'te yaşananları anlattı. Kürkçü "Sabahat Tuncel'e gelen yumruğu engellemek isterken başamdan yaralandım. Tokmakla, çanla saldırdılar ve demir iskemleleri bize vurdular." diye konuştu. Kürkçü şunları söyledi:

"AKP'yi vekiller bu iç güvenlik tasarısını genel kurula yarın olmadan bugün getirebilmek   için çok büyük çaba içindeydiler. Biz de usül açısından söz istedik. Ancak Meclis Başkan Vekili AKP'li Ayşenir Bahçekapılı HDP'nin Grup Başkan Vekili İdrib Baluken yerine AKP'yi Elitaş'a söz verdi. Buna Tepki olarak Pervin Buldan ve Sabahat Tuncel kürsüye doğru yürüdü. İşte o anda AKP'li vekiller kitle halinde saldırdılar. Sabahat Hanım'a yumruk gelmesin diye araya girdim. Benim başımda sıyrım oluştu. AKP'liler ellerine ne geçerse onunla saldırdılar. Başkanlık tokmağı ile Meclis çanıyla demir sandalyelerle vurdular. O çanı muhalefet vekillerinin kafasında gördüm. Meclis'te itiş kakış hep olurdu ama ben böylebini hiç görmedim. AKP'yi vekiller yasayı çıkarabilirlerse emirlerindeki polis gücünü yaptıracaklarının demosunu sergilediler. Biz icraatlarının bir demosunu gördük. Ancak bu durum bizim bu pakete karşı çıkma gücümüzü artırdı."
--------------------------------------------------------------------------------
(İleri - Haber Merkezi) İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın kapalı oturum şeklinde gerçekleşen Genel Kurul görüşmeleri sırasında AKP’li vekillerin başkanlık divanına çekiç ile saldırdıkları, Aykut Erdoğdu, Mahmut Tanal, Musa Çam, Refik Eryılmaz ve Ertuğrul Kürkçü’nün yaralandığı iddia edildi.

Zete'nin aktardığına göre saldıranlar AKP’li Metin Külünk ve Oktay Saral.

Ertuğrul Kürkçü başından yaralanırken, Musa Çam fenalık geçirdi:





Olayı haber veren vekillerin attıkları tweetler şöyle:


İlhan Cihaner   @ilhancihaner  

AKP lilerin saldırısı sonucu 4 milletvekili TBMM revirinde olmasina ragmen devam etmek istiyor AKP liler. Hem de kapalı oturumda. Söz bitti.


Mevlüt Dudu   @MevlutDudu  

AKP'nin Mecliste milletvekillerine saldırdı. Yaralı milletvekili arkadaşlarımız var. Musa Çam fenalık geçirdi.


Mevlüt Dudu   @MevlutDudu  

Aykut Erdoğdu, Mahmut Tanal ve Ertuğrul Kürkçü yaralı. AKP'li vekiller başkanlık divanindaki çekiç ile saldırdılar.


Mevlüt Dudu   @MevlutDudu  

AKP kapalı oturumda faşist yüzünü gösterdi. Sonuçta ölüm de olsa bu faşist yasa geçmeyecek.


Aykut Erdoğdu         ✔   @aykuterdogdu  

TBMM barut fıçısı... Her an herşey olabilir...


Aykut Erdoğdu         ✔   @aykuterdogdu  

TBMM Salonunda tüm iletişim kesildi... 3 muhalefet partisi faşizme giden Türkiye'yi durdurmaya çalışıyor... Durum çok gergin...

Müslim Sarı  

Şu an hastanedeyiz. İzmir Milletvekilimiz Musa Çam. AKP faşizminin son kurbanı oldu. Kaburgasında çatlak var.




Müslim Sarı   @muslimsarichp

Musa Çam'ın tüm dostlara selamı var. Durumu iyi. Mücadeleye devam

http://ilerihaber.org/akpli-vekillerden-mecliste-saldiri/10593/

TBMM'de faşizm! AKP'liler Ertuğrul Kürkçü, Musa Çam ve Aykut Erdoğdu'ya saldırdı!

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki "iç güvenlik paketi" görüşmeleri sırasında AKP'lilerin muhalefet vekillerine saldırdığı iddia ediliyor.



TBMM Genel Kurulu'ndaki "iç güvenlik paketi" görüşmeleri esnasında AKP'lilerin CHP ve HDP milletvekillerine saldırdıkları iddia ediliyor.

CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, AKP'lilerin başkanlık divanındaki çekiçle saldırdığını, saldırıda Aykut Erdoğdu, Musa Çam, Mahmut Tanal ve Ertuğrul Kürkçü'nün yaralandığını söyledi.


Ertuğrul Kürkçü başından yaralandı


Musa Çam fenalık geçirdi

http://haber.sol.org.tr/turkiye/antakya-ahmet-atakanin-dogum-gununde-eylemdeydi-108002

Faşizm yasalarını meclisten geçirmek için faşist saldırı gerekiyordı; AKP milletvekilleri onu da gerçekleştirdiler. Planlıydı, planlı olduğu için gizli oturuma geçtiler. Kimse görmemeliydi, meclisteki faşist saldırganlığı. Bu fotoğraflar bize bir gerçeği göstermeli. AKP'li milletvekillerinin faşist saldırısına bakın, bu yasalar geçtilten sonra AKP polisinin neler yapabileceğini tahmin edin!

AKP dinci faşizmde ısrarlı. Nispeten demokratik bir ortamda açık diktatoryal bir yönetim gösteremeyeceğini biliyor. Dinci faşizmine toplumdan büyük tepki olduğunu da biliyor. Haziran direnişi uykularını kaçırıyor. Faşizm paketinin meclisten geçirilmeye çalışılmasının nedeni o. AKP kendisince tehlike gördüğü her ortama müdahale edecek, her tehlikeli kişiyi, potansiyel ''teröristi'' gözaltına alacak. Amacı bu. Bu yolla topluma korku salarak iktidarını bu baskılarla sürdürmeye çalışacak. Böyle umuyor ama, umduğunu değil, bulduğunu yiyecek!

Karşımızdaki tehlike!
FİKRİ SAĞLAR


Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan tamamen çıkaracak olan “İç Güvenlik Paketi” görüşmelerinin ilk bölümü önceki gece yarısına kadar sürdü.

“İç güvenliğin sağlanabilmesi” için bu pakete bel bağlayan AKP, daha yasalaşmadan paketin içindeki yetkileri Meclis’te kendi milletvekillerine kullandırdı. Hoşlanmadıkları sözleri söyleyen muhalif milletvekillerine kürsünün çanı, oturum başkanının tokmağı ile saldırdılar... Kaburgalar kırıldı, kafalar yarıldı... İzmir Milletvekili Musa Çam hastaneye kaldırıldı...
Anlaşılan, paketin ruhunun ilk örneklerini AKP mecliste gösterdi.

Dikta rejimini benimseyen bir anlayışın nasıl davranacağını ülkeye ispat etti.

Tek parti şiddetini hem de TBMM’de ilan etti. Demokrasinin evi olarak kabul edilen Meclis’te kafa göz yararak despotik tavrını gösterdi...

Paket baştan sona hak ve özgürlükleri kısıtlıyor. Devlet şiddetinin daha da orantısız bir şekilde uygulanabileceğini ilan ediyor!

Çıkarılma nedenini “Gezi Direnişi ve 6-8 Ekim olaylarına” bağlayan iktidar, aslında toplumla alay ediyor...

Çünkü belirtilen ve de belirtilmeyen tüm örneklerde olayların çıkmasının nedeni,   iktidarın devletin kolluk güçlerini keyfi kullanması ve şiddet uygulama talebinden kaynaklanıyor.

AKP iktidarında   toplumsal olaylarda ölenlerin tamamının müsebbibinin güvenlik güçleri olduğu, yargı kararlarında görülüyor. Ne acı kaderdir ki, güvenlik gücü olan bu faillerin hiçbirine de hak ettikleri cezalar verilmiyor...

Çok açık olan bir şey var!..

O da “İç Güvenlik Paketi” güvenliği değil, rejime ve devlete olan güvensizliği getirecektir...

“İç Güvenlik Paketi”, esasta hukukun üstünlüğünü yok sayan ve yürütmenin yasama ile yargı erklerinin üzerinde olmasını sağlayan bir yapı oluşturacaktır...

Temel amaç “Tek adam rejiminin” korunmasıdır.

Hegemonik yönetimin dayandığı tek güç, biat eden ve şiddeti olağanlaştıran “polis gücüdür.” Bu paketle yargı denetimi, gözetimi ve güvencesi yok oluyor.

Nedenlerini bir kez daha açıklayalım. Paket;
-Hâkim ve savcı dururken, vali, kaymakam ve polisi olağanüstü hal yetkileriyle donatıyor.
-Arama, gözaltına alma, dinleme ve takip yetkilerini hâkimden alarak polise veriyor.
-Polisin silah kullanma yetkisi artıyor.
-Savcıya haber vermeden polis kişiyi 48 saat gözaltında sorgulayabiliyor.
-Herkesin parmak ve damar izi alınması zorunlu hale geliyor...
-Toplantı ve gösteri hakkının kullanılması zorlaşıyor. Cezası artıyor.

Kısaca, uluslararası sözleşmeler ve anayasada güvenceye alınmış “kişi hak ve   özgürlükleri” kısıtlanıyor!..

Paketin en vahim yanı, “gözaltında iken kişilerin sahip olduğu hâkim ve savcı güvencesinin” ortadan kalkması ve Ceza Usul işlemlerinde yetkinin polise verilmesidir!..

Bu paket geçerse, gözaltında işkence, kaybolma, yargısız infaz ve faili meçhul cinayetler alabildiğince artacaktır!..

HSYK yasasını değiştirmesi ve ‘paralelci’ yargının temizlenmesine rağmen hâlâ kendi atadıkları hâkim ve savcılara güvenilmemesi ayrıca değerlendirilmesi gereken ibret verici bir   durumdur!

Bu paketi, tüm yurttaşların kişisel, mali ve sosyal bilgilerine ulaşma yetkisini alan, iç ve dış operasyonlar yapabilen MİT yasasıyla birlikte düşünürsek, hele hele keyfi bir şekilde yurttaşların mal varlığına el koyabilme, dinleme, alıkoyma ve sorgusuz sualsiz alıp götürme yetkileri ile donatıldığını da eklersek içinde bulunulan   durumun vahametini anlaşılır!

Polise verilen “Makul şüphe” yetkisi, Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliğinin kalmadığının göstergesidir!
Memlekette yaşayanların “ruh hali” bozulmuştur!.. Can ve malımızı korumayan, sürekli azarlayan, dışlayan ve de düşmanlaştıran bir iktidar var başımızda...

Öyle ki, gazeteci Nuh Köklü, bir esnaf tarafından dükkanının camına kar topu atıldığı için bıçaklanarak öldürüldü!
Üstelik bu duruma, işsizlik, açlık, ekonomik çöküntü ve paylaşım adaletsizliği de eklenince Türkiye’de yaşamak ağır gelmeye başladı yurttaşlara...

Bu durum öfkeyi, şiddeti, kadın vahşetlerini, kini ölümü getirmektedir.

Ülke ağır bir “toplumsal bunalımla” her an karşı karşıya kalabilir!

'İç güvenlik' paketine karşı omuz omuza!

Birleşik Haziran Hareketi ile Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) çağrısıyla Tünel'de toplanan kalabalık kitleler, büyük tepki toplayan ve Meclis'te yoğun tartışmalara yol açan "iç güvenlik" yasasını protesto etti. Grup adına basın açıklamasını okuyan Berkin'in babası Sami Elvan, yeni düzenlemelerle polislerin işledikleri suçlardan cezalandırılmalarının nerdeyse imkânsız olacağını söyledi.



ZEYNEP KURAY

Son iki haftadır üyelerinin “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçuyla gözaltı, tutuklama ve baskılara maruz kaldığı Birleşik Haziran Hareketi ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK), içerdiği faşizan düzenlemeler nedeniyle büyük tepki toplayan “iç güvenlik” paketini Tünel’den Galatasaray Meydanı’na bir yürüyüşle protesto etti.

Meclis'te halen tartışılmakta olan yasaya karşı biraraya gelen binlerce kişi "AKP'ye değil halklara güvenlik, Faşizme karşı omuz omuza" pankartı arkasında yürüyerek, AKP hükümetinin baskıcı politikalarına tepki gösteren sloganlar attı.

Gezi Direnişi’nde polisin kurşunuyla başından yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan’ın ön saflarda yer aldığı yürüyüşe, HDP Milletvekilli Levent Tüzel, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla siyasi parti katıldı.

‘SUÇ İŞLEYEN POLİS YARGILAMAK İMKANSIZ OLACAK’
Kortejin yoğun polis ablukası altına alınan Galatasaray Meydanı’na varmasının ardından eylemciler adına basın açıklamasını Berkin’in babası Sami Elvan okudu. AKP’nin İç Güvenlik paketi ile kendi yurttaşlarına yönelik bir baskı, şiddet ve imha politikası uygulayacağını vurgulayan Elvan, bu paketle hukuk devletinin askıya alınıp, olağanüstü hal rejiminin hayata geçeceğini söyledi. Yasayla vali ile kaymakamlara savcılık ve yargıçlık görevleri verildiğini,   polisin zaten fazlasıyla geniş olan yetkilerinin daha da artığını anlatan Elvan, 2007 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan değişikliklerin 180 kişinin ölümüne sebep olduğunu hatırlattı. Elvan, yeni paketle ise bu durumun da vahim bir hal alabileceği konusunda uyararak, yasayla polis cinayetlerinin yasal dayanağının oluşturulduğunu belirtti.

Bununla beraber emniyet teşkilatında kökten değişiklikler yapılarak adeta diktatörlük ordusu oluşturulacağına dikkat çeken Elvan, “Demir bilye, sapan gibi çocuk oyuncakları bile silah sayılacak. Özgürlükler iktidarın kamu düzeni, din ve ahlak anlayışına feda edilecek. Berkin Elvan’ın katillerinde olduğu gibi, suç işleyen görevlilerin yargılanması imkânsız hale gelecek” dedi.

KABUL OYU VERENİ İNSANLIK AFFETMEYECEK!
Elvan, tasarının yasalaşması halinde ise uzun yıllardır sosyalistler ile Kürtlere yönelik bir siyasi soykırım olarak kullanılan Terörle Mücadele Kanunun (TMK) artık herkese uygulanacağını vurguladı. Faşizan düzenlemelerle donatılmış bu yasa tasarısına kabul oyu verenleri ne tarih ne de insanlığın affetmeyeceğinin altını çizen Elvan, “ Bu yasa toplumun güvenliği için değil, AKP ‘nin sallanan iktidarını koruma güvenliği içindir. Bu yasayı durduracağız. Yüzyıllar öncesinde kazanılmış hakları AKP’ye teslim etmeyeceğiz” diye seslendi.

Elvan'ın ardından söz alan Birleşik Haziran Hareketi İstanbul İl Kordinasyonu'ndan Emre Öztürk ise “İç güvenlik paketi başka Berkinlerin, Ethemlerin, Medenilerin, Ali İsmaillerin ölmesi demektir” diye konuştu.

Katil polislere protestocuları vurma yetkisi veren bu yasaya karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini söyleyen Öztürk, Haziran Hareketi İzmir İl Koordinasyonu üyesi Onur Kılıç’ın “Hırsız katil Erdoğan” sloganını attığı gerekçesiyle tutuklanmasına da tepki gösterdi.   Öztürk, “Hırsız, katil Erdoğan” sloganını tekrarlayarak, “ Biz katile katil, hırsıza hırsız deriz” dedi.

‘SARAYLARI KORUMA YASASI’
HDP Milletvekili Levent Tüzel ise yasaya karşı hem Meclis’te hem de sokaklarda büyük bir direnişin oluştuğunu belirtti. Yasanın AKP’lilerin öne sürdüğü gibi özgürlüğü değil, faşizmi, diktatörlüğü, gericiliği getirmek istediğini söyleyen Tüzel, “ Onlar özgürlük değil 12 Eylül’ün Kenan Evren yasalarını getirmek istiyorlar. Onların amaçladıkları kendi koltuklarını, saraylarını korumak” dedi. AKP zihniyetinin gericiliğinin ve faşizminin katil ile tecavüzcü ürettiğine dikkat çeken Tüzel, “ Bakın bunların arkasında bizzat devlet, iktidar var. Kamu görevlileri var. Bir de kamu düzenini sağlayacaklarmış. Hadi oradan. Her kadınlar, çocuklar öldürülüyor. İşçiler iş cinayetine kurban ediliyor, emekçilerin evleri başlarına yıkılıyor. Grevler yasaklanıyor. Bu mu sizin anladığınız kamu düzeni ?” diye konuştu.

Basın açıklamalarının ardından eylem, çok sayıda Haziran Hareketi üyesinin gözaltına alınmasına sebep olan "Hırsız katil Erdoğan" sloganlarıyla sona erdi.

Birgün

AKP'nin "iç güvenlik paketi" 12 Eylül faşist döneminde bile getirilmeye cesaret edilemeyen maddeler içeriyor. Üstelik bunu faşist cunta tebliği ile değil sözümona seçilmiş parlamentodan geçirerek yapıyorlar. Çoğunluk onlarda. Nasılsa geçirecekler. Cumhurbaşkanı zaten partilerinin genel başkanı. AYM'yi de büyük ölçüde güdüm altına aldılar. Meclisten çıktıktan sonra da pek sorun çıkmaz. Peki Meclis'teki bu linç girişimleri neden? Acele ediyorlar ondan. Meclis'ten bir an önce çıkmasını istiyorlar, yoksa nasılsa çıkacak Meclis'ten. Neden acele ediyorlar? Herhalde seçim öncesi yapılacak mitinglerde de faşist uygulamaları devreye sokacak, muhaliflere kitlesel miting filan yaptırmayacaklar. Yoksa başka neden olabilir?

Cumhurbaşbakanın seçimden sonra milliyetçi bir tavır takınacağını, kürtlerin isyana yönelmesiyle de bu faşist yasaları devreye sokacağı iddiaları var. Ne olursa olsun, bu paket Haziran'ın daha şiddetlisine karşı bir hazırlık. AKP sandıktan değil, sokaktan korkuyor.

Yeni paketle insanları evlerine hapsetmeye, bakın sokağa çıkarsanız böyle böyle olur demenin peşindeler. Yani öncelikle insanları düşünsel anlamda sindirmek istiyorlar. Meclisteki saldırılar da bu algıyı yaratmanın bir parçası. Eğer bu algıyı yaratmakta başarısız olurlarsa, sokaklar yeniden hareketlenirse bu sefer doğrudan faşizan saldırılarda bulunacaklar ve bu yasa sayesinde saldırılarına kılıf da uyduracaklar. Mesele elimde havai fişek var diye öldürülsem bile polise bir şey olmayacak yada eyleme gaz maskesi takıp gittim diye hakkımda terörist olduğuma dönük dava açılabilecek. Sınırı da bilerek 2 yıl 6 ay yapmışlar. Çünkü 2 yıldan yukarı olduğunda hapis cezası ertelenmiyor. Türkiye önümüzdeki süreçte çok sayıda faili meçhullere, suçsuz yere hapis yatmalara gebe. Artık böyle bir süreçte geçmişe dönük ''siz şöyle dediniz böyle dediniz soyut lafazanlığı'' yerine nasıl bir araya geliriz, nasıl güçlü bir direniş hattı oluştururuz bunlar için çabalamak gerek...