"Türkiye Komünist partisinin tarihi aynı zamanda Türkiye komünist hareketinin de tarihidir" denir. Doğrudur. Bugün SOL gazetesi'nin ekinde Metin Çulhaoğlu'nun da vurguladığı gibi " 1960'lara kadar...Türkiye komünist hareketi ile TKP arasuında ufak tefek nüanslar dışında, nerdeyse tam bir örtüşme   söz konusuydu." Bu anlamda Türkiye komünist hareketinin tarihiyle TKP tarihi arasında tam bir örtüşme olduğundan sözedilebilir. Metin Çulhaoğlu bu tarihi ( bu çalışmasında) üç tarihsel döneme ayırarak değerlendirmiş; bunlardan birincisi 1920-1940 arası, ikincisi 1960-1970 ve üçüncüsü 1980-1995. İlk ikisi için "yollar tartışılıyor", üçüncüsü için ise "temeller sorgulanıyor" tanımlamasında bulunmuş.

Hem bu yazıyı ve hem de TKP'nin ve dolayısıyla Türkiye komünist hareketinin tarihini bu başlıkta, TKP'nin 93. yıldönümünü kutladığı bu günde yeniden ve yeniden hatırlamak sanırım yararlı olacaktır.

Mustafa Suphi'lerin Karadeniz'in sularına gömülmesinden, Nabi Yağcı'ların partiye ihanet etmesine kadar...