Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

11.09.2013- 22:01

Suriye’yi hedef alan emperyalist savaş tehdidi, ABD şefi Barak Obama’nın son dönemde yaptığı saldırgan açıklamalarla yeni bir boyut kazanmış bulunuyor. İki yıldır dinci-gerici çeteler eliyle Suriye’yi hedef alan emperyalist müdahaleden istediği sonuçlara ulaşamayan, dahası elde ettikleri mevzileri de kaybetme riskiyle baş başa kalan ABD emperyalizmi, bizzat savaşın içerisine girmeye, Suriye ordusunun çeteler karşısında direnme gücünü kıracak bir saldırı süreci başlatmaya hazırlanıyor. Biz, bu aynı senaryoyu Libya’yı hedef alan NATO saldırısından da biliyoruz. Şu farkla ki, bu kez devreye NATO ve BM gibi emperyalist kurumları sokamayan ABD, savaşa başını kendisinin çektiği koalisyon güçleri ile girmeyi hesaplıyor.

ABD emperyalist savaş ve işgal politikasını bir kez daha “kimyasal silah” yalanına sarılarak yürütüyor. Bölge ve dünya halkları için hiçbir inandırıcılığı olmayan bu yalan gerekçe gösterilerek startı verilen saldırı sürecinin en hararetli savunucuları ise kuşkusuz İsrail siyonizmi ve Türk sermaye devleti. AKP iktidarı, haydut başı ABD’nin Suriye’yi hedef alan saldırganlığına daha ilk günden itibaren koşulsuz destek veriyor. Öyle ki iki yıldır iğrenç bir şekilde savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Dahası Suriye’de çeteler aracılığıyla hayata geçirilen emperyalist müdahalelerin bizzat icracısı ve genelkurmayı olarak davranıyor.

Dümenini AKP gericiliğinin tuttuğu Türk sermaye devleti, Suriye’ye olası bir saldırıyla yeni bir boyut kazanacak olan emperyalist savaş sürecinde utanç verici bir biçimde ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmi hesabına koçbaşı olmaya hazırlanıyor. Bunun için ABD’nin Suriye topraklarına düşecek bombalarını sabırsızlıkla bekliyor. Dahası kraldan çok kralcılık yaparak efendisinin gecikmesine sitemlerde bulunuyor.

Gelişmelerin nasıl seyredeceği, Suriye’yi hedef alan bir saldırganlığın ne zaman başlayacağı bölgedeki güç dengeleri ve emperyalistler arası çelişkilerle doğrudan bağlantılı olacaktır. Fakat emperyalizmin Suriye’de patlatacağı füzelerin sadece Suriye sınırlarında etki yaratmayacağı kesin. Bunun kendisi tüm bir bölgeye hızla yayılabilecek ve mevcut dengeleri bir anda altüst edecek bir savaşın kapımızda olduğu anlamına gelmektedir.

Başta sınıf devrimcileri ve ilerici güçler, Suriye’yi hedef alan emperyalist saldırganlığı bu kapsamda ele almalı, emperyalist savaş ve saldırganlık karşıtı mücadeleye hız vermelidir. Zira Suriye’yi hedef alan olası bir saldırı önümüzdeki dönemin en temel gündemi olacak, Türkiye’nin bütün bir politik atmosferine bu gündem rengini verecektir. Bu bilinçle sınıf ve emekçi kitleleri emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı mücadeleye sevk etmek günün en temel ve güncel görevidir.

Dahası Haziran Direnişi’nin yarattığı olanaklar ve birikim dönem açısından büyük bir fırsattır. Devrimci ve ilerici güçler bu olanaklarda en etkili bir şekilde yararlanmalı, kitleleri bu kez emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı ayağa kaldırmak için seferber olmalıdırlar. Kapımıza dayanan ve bütün bir bölge halklarını tehdit eden yıkıcı savaş ancak bu yolla durdurulabilir.

Kızılbayrak

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
12.09.2013- 01:13

Bu yazıya katılmamak mümkün mü? Suriye emperyalist bir kuşatma altındayken, bir sosyalistin farklı düşünebilmesi söz konusu olabilir mi? Evet, olabiliyor! Eğer sözde sol-sosyalist forumlara ara sıra da olsa uğruyor ve ordaki "enternasyonal solcu(!)" ların neler yazdığını okuyorsanız, ibretilik yorumlara da rastlıyor olmalısınız! Kürt ulusal hareketinin emperyalizm karşısındaki duruşu neyse, Suriye'deki PYD gelişmeler karşısında nasıl bir tutum alıyorsa, bu enternasyonal solcular(!) da öyle tutum alıyorlar ve sonuçta ibretlik yorumlar ortaya çıkabiliyor.

Neymiş, Suriye kuşatması bir emperyalist savaşmış! Evet, aynen böyle! Bu emperyalist savaşın bir yanında ABD, Türkiye, Suudi Arabistan vb. varmış, diğer tarafında ise Rusya, İran, Çin vb! Suriye zemininde bu iki emperyalist güç savaş tam tamları çaldığı için de, sosyalistler bu olası savaşta taraf olmazlarmış! Suriye komünist partisi de, tıpkı 1. paylaşım savaşında olduğu gibi, Leninist bir tavır almalı ve savaşı işçi sınıfının iktidarı alma hedefine yönlendirmeliymiş!

İbretlik yorum bu!

Ne diyelim; kuyrukçu olursan, olayları da kuyrukçuluk yaptığın perspektiften değerlendirmek zorunda kalırsın. Bu ibretlik yorumların ortaya çıkış nedeni de sadece bu. Arada geçen, Lenin, emperyalizm,   komünist parti ifadeleri ise sadece durumu kurtarmaya yönelik!

Bir sosyalist emperyalizm karşısında ikirciksiz davranmak zorundadır. Esad'ın ne olup ne olmadığı bu konudan bağımsızdır. Esad bütün sıkışmışlığına rağmen ABD emperyalizmine karşı direniyorsa, bir sosyalistin bu konuda duyarsız kalması, tersine, gerekçeler yaratarak dolaylı yoldan emperyalizme arka çıkması savunulabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?

Sosyalistler anti-emperyalisttir. Başka türlü olamaz. Ama işte hep aynı noktaya geliyoruz: Kuyrukçuluk yaparsan sosyalistliğiniz sadece lafta kalır ve Suriye halklarına ölüm kusmaya hazırlanan emperyalizmi bile dolaylı yoldan savunmak adına takla üstüne takla atmak zorunda kalırsınız!

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]