Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

HDP adayı Uyan böyle buyurdu: ÖDP, EMEP, TKP gibi yapıların kapatılmasını önerdim

HDP'nin Ankara 2. bölgede birinci sıradan aday gösterdiği Mahmut Memduh Uyan, "ÖDP, EMEP, TKP gibi yapıların kapatılmasını önerdim, kabul görmedi" dedi. Uyan'ın bu öneriyi kime yaptığı ise merak konusu.

Resim Ekleme

Eski Devrimci Yol ve ÖDP üyesi Mahmut Memduh Uyan, 7 Haziran seçimlerinde HDP'den Ankara adayı oldu.

Diken'e açıklamalarda bulunan Uyan, ilginç ifadeler kullandı:

Uzun bir sessizliğin ardından siyaset sahnesine Özgürlük ve Dayanışma Partisi’yle dönüş yapmıştınız. Bugün ise sizi HDP’de görüyoruz. ÖDP’den HDP’ye geçişinizin altında hangi nedenler yatıyor?  

ÖDP’ye ilişkin eleştiri ve değerlendirmelerimizi daha önceden ve açıkça yaptığımız için yeniden dönmeyi gerekli görmüyorum. Salt ÖDP’nin değil EMEP, TKP gibi sol partilerin de egemen siyaset ilişkileri içinde reel siyasetin gereklerini yerine getirme çabası yürütürken tükendiğini, toplumsallaşamadığını gördüğüm için bu yapıların kapatılmasını önerdim, kabul görmedi. Başka tartıştığımız konular da vardı.

Devrimci siyasal bir hareketin toplumsal sınıfsal zeminlerde yürütülen çabalar içinde oluşturulacağını düşünüyorum. Bütün çabalarım bu yoldadır. ÖDP’den ayrılma kararımı belirleyen anlayış budur.

sol

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
11.04.2015- 13:41

HDP solcu görünmek ve Türkiyelileşme izlenimi vermek için bu tür eski devrimcileri nereden buluyorsa bulup çıkarıyor. Lafa bak, ÖDP'nin içindeyken bile ÖDP, TKP ve EMEP'in kapatılmasını önermiş. Çözümü de HDP'den milletvekili adaylığında bulmuş. Sosyalizmin böyle kitlesellik kazanacağını mı düşünüyormuş? Vekil olarak meclise girdiğinde solun başarısı mı olacak, kitle mi kazanacak? Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 2
11.04.2015- 19:50

Türkiye'nin sıkıntısı sosyalist harekete işçi sınıfının damgasını vuramamasıdır. Özellikle kendine "devrimci" diyen ve bir kısım üniversite gençliğine dayanan sol kesim, küçük burjuvazinin tüm hastalıklarını solun içine taşımıştır. Bunlardan birisi de kariyerizm. Uyan denilen adam da tepeden konuşuyor. Kendisi tekj adam, partilerüstü. Yalnızca, zamanında kendisinin mensup olduğu örgütün kapatılmasından da dem vurmuyor, diğer sol örgütler adına da konuşuyor. Kendisi tepede, çok bilen ve her şeyi bilen büyük lider, tüm solun ne yapacağına o karar verecek. Bunlar tipik küçük burjuva kariyerist tavrıdır. Peki bu örgütler kapatılınca ne olacak? Komünizm, sosyalist mücadele HDP içinde mi yapılacak? Komünist olmayan bir örgütte nasıl sosyalist mücadele olacak peki? Uyan seçilirse sosyalist mücadele mi yükselecek? Ufuk Uras denilen kariyerist nasıl tarihe karıştıysa, bu da karışacak ileride. Yalnızca Meclis'te sosyalistler varmış izlenimi verecek burjuvazi. Halkı oyalamak için. Hem madem adam ÖDP, EMEP, TKP'ye gereksiz diyor, ÖDP, EMEP ve TKP'liler bu adama oy vermemelidir.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 3
12.04.2015- 16:29

Solun kitle kazanması için önerileri var mıymış, olsaydı söylerdi. Çözümü bulmuş, TKP, ÖDP, EMEP kapansın, hadi solcular HDP'ye. Ne olacak, sosyalizm mi yaygınlaşacak? HDP değil, CHP bu eski solcuya vekillik önerseydi ne derdi, dayanışma için CHP'deyim mi derdi? Adını bile duymadığımız bu isimlere haddinden fazla önem veriliyor. Bir Ertuğrul Kürkçümüz vardı, şimdi ikincisi oldu.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 4
12.04.2015- 22:23

Ertuğrul Kürkçü'yü üniversite yıllarından tanıyorum. O zaman da kariyeristti zaten. Çok havalıydı o zamanlar, ancak ilk görüşmemizde bile çok itici gelmişti bana, laf ebesi diye düşünmüştüm. Bunu hiç tanımıyorum ben de. Herhalde bu 68 kuşağıdan değil, 78'li.

umut  |  Cvp:
Cevap: 5
13.04.2015- 10:38

Emriniz olur!
Osman Çutsay


Kuşkusuz HDP’nin meşruiyeti, AKP, CHP ve MHP’den daha az değildir. Hatta çok daha fazladır. Ama AKP, MHP ve CHP’nin, kadrolarıyla, sol için ciddi bir tasfiye tehdidi oluşturduğunu söyleyemeyiz. Çünkü bunların varlıkları, Türkiye’de sosyalist bir iktidar deneyiminin mümkün olduğunu savunan sosyalist solun faaliyet alanını ortadan kaldırmaz. Peki, ya HDP’deki “mülteciler”?

İş trajik boyutlar alıyor: Örneğin HDP çizgisinin yıllardır izlediği bir politikanın (“Hey yenik solcular, takılın peşimize, size de üç-beş neyse bir şeyler veririz, hem bu yaşadığınız etkisizlikten daha iyidir, ama bize tabi olacaksınız, biz ne dersek o!”) son dönem ürünü olarak, birilerinin baklayı ağzından çıkardığına tanık olduk. Üstelik bunu önceki gün Türkiye devrimci hareketinde, özellikle Yalçın Küçük Hocamız’ın 30 yıl kadar önce “itirafçıların itiraflarını” kitaplaştırdığı çalışmalarında adı ve işkencehanelerde yazdığı destanla genç kuşaklara intikal eden bir isim üzerinden yaptılar. Yaparlar. Bizi nasıl ve nereden yaralayacaklarını iyi bilirler.

Bu işlerin böyle olduğunu yıllardır yazıyoruz. Bu gazetede de yazdık. Daha önce Sırrı Süreyya Önder’i yazdık ve bu ülkedeki sosyalistlerin tasfiyesi için neden böyle insanlara ihtiyaç duyulduğunu tartıştık. Sanki birileri şimdi oturmuş bizi haklı çıkarmak için çalışıyor. Mahmut Memduh Uyan söylediği için çok önemlidir: TKP, ÖDP, EMEP gibi partilerin kendilerini kapatmaları gerektiğini ilan eden bir zihniyetin, Türkiye sosyalist hareketiyle ve Türkiye projeleriyle herhangi bir ilişkisi kalmış olabilir mi?

Türkiye artık asırlık ve çürümüş bir çınardır, doğru. Çöküyor.

Peki, bunu söylemeye hakları var mı? Belki. Bir şey çok açık: Bu Türkçülük mikrobu, Türkiye’yi bir anomali olarak gören herkese bir meşruiyet bahşetmektedir. Elbette, Kürt halkını ve kültürünü inkar gibi bir suçun sahibi Türk oligarşisi de, vakti gelince bu rezil politikadan yüzgeri edecek, gerekirse tam tersinden Türkiye’nin paralizasyonuna katılacaktır. Zaten de öyle.

Ama bu işler öyle olmuyor. Hep “ara kabloları” gerekiyor.

Sovyetler Birliği ve reel sosyalist ülkeler topluluğuyla savaşmak için, dünya emperyalizmi eski devrimcileri sahneye sürerdi, malum. Trotski gibi bir marka, emperyal merkezlerin yerde   ararken gökte bulduğu bir olanaktı. Reel sosyalizm tarihi içinde de demokrasi adına benzer markaları çoğaltmaktan ve gerekirse üretmekten geri durmadılar.

Bizde de birileri art arda kendilerinden bekleneni yerine getiriyor. Bir emri yerine getirmiyorlar, ama küçük kafalarındaki çözümlerle büyük felaketimize çalışıyorlar. Bunu anlamayacak kadar da kendileriyle meşguller. Uyan’ın, Türkiye’de “Acil sosyalizm!” diyen devrimci hareketin ana damarlarını gayrımeşru saydığını son açıklamasından çıkarabiliyoruz. Ne acı: Bu insanların Türkiye devrimcileriyle dostluğu, her zaman saygıyla anılacak bedelleri, geçmişte kalmıştır. Artık bunların her biri biraz Hruşçov biraz da Gorbaçov ve Yeltsin’dir.

Türkiye’nin zaten sayılı günlerini böyle nihai nokta vuruşlarıyla ve devrimci sosyalistlerin direnişlerini kırmak için kullanacaklardır.

Biz yine de bildiğimizi söyleyeceğiz. Bakalım orta ve uzun vadede kim kazanacak? Onlar mı, yoksa pek ele avuca sığmayan Türkiye devrimcileri mi? İğrenç bir Türkçülük pazarlayan maocu eskilerini anmaya gerek bile yok. Onlar safını seçmiştir ve parçalanacak Türkiye’den geri kalacak faşist Türk parçadan parsa toplamaya çalışmaktalar.

İş, o noktada artık: Türkiye’nin tarihsel meşruiyetinin daha doğumundan itibaren mevcut olmadığını sadece dün Papa Francesco açıklamakla kalmadı yani, içeride de asıl omurgayı oluşturan devrimci damarın ortadan kalkması gerektiğini propaganda eden eski solcular görevi devraldılar.

İleride burada veya günlük gazetede, soL, belki değiniriz. Papa’nın dünkü “Ermeni soykırımı” açıklamasını yapacağını bizler yılın ilk günlerinden beri biliyorduk. Nitekim birkaç hafta önce piyasaya verilen Almanca bir kitap, ki Vatikan’ın gizli belgeleriyle yazılmıştır, Anadolu’da 2.5 milyonu bulan bir Hıristiyan soykırımı yapıldığını, bunda Türkiye Cumhuriyeti’nin de payı olduğunu açıkça yazdı: Michael Hesemann, “Völkermord an den Armeniern” (Ermeni Soykırımı) kitabında, “tarihin en büyük Hıristiyan imhasının” Anadolu’da, cumhuriyeti de içerecek biçimde icra edildiğini ileri sürüyor. İşte böyle bir ortamda birileri Türkiye’nin marksist damarının tasfiyesi için çağrıda bulunmayacak da, başka bir şey mi yapacak? Hem de marksizm adına... Nasıl bir akıldır bu? Kimi bilerek, kimi bilmeyerek...

Matahmış gibi 7 Haziran sandığının önünde milletvekili pazarlıkları yapıyorlar. Bu sandığın hiçbir önemi yok oysa. Belki Birleşik Haziran Hareketi ile bazı tutamak noktaları yaratabiliriz. Ama o tutamak noktaları için kendimize güven ve bir parti olmanın ciddiyetini korumak gerekiyor. Siz seçimlere bile başkaları için girmezseniz, yani her dönen rüzgarda varlığınızı askıya alırsanız, birileri de çıkar “Zaten size gerek yok, etkisiz sol cemaatlersiniz, en iyisi kendinizi kapatın!” der.

Devrimcilerin acılarını bir mujik bayağılığı ve kolaycılığıyla devrim tarihimizden silmeye kalkanlar olabilir, onlara izin vermeyiz; ortak mücadelemizde ödedikleri bedeller, çektikleri acılar ve yazdıkları destanlar bizim tarihimizin malıdır. O tarihe ve devrimci aktörlerine sevgimiz sonsuzdur. Ama o tarihi bize karşı kullanmak isteyenlere de kapıyı göstermek zorundayız: Bunları ne muhatap ne de ciddiye alırız. Herkes kendi yoluna.

Tabii, hadlerini önce entelektüel olarak bildiririz. Anlayacak kafaları kalmışsa... Çünkü biliyoruz: Büyük çöküşte her kesimin algı kapasitesi üstlendikleri görev uyarınca büyüyor veya küçülüyor.

Sözümüz şu olsun ve terbiye sınırları içinde kalalım: Siz bizi pek hafife almayın ve kendi yolunuzda yürüyün. Sosyalizm kervanı, sizsiz ve hatta size rağmen de yürür. Sandıkmış, milletvekiliymiş, demokrasiymiş... Devrimci partileri, sosyalizm programına sahip partileri kapatmalıymışız! Toplumsallaşamamışlar!

Emriniz olur!

Devrimciler geçmişte nasıl olduklarıyla değil, nasıl bir kimlik eşliğinde öldükleriyle tartılıyor. Dirençleriyle yüreğimize bayrak olan bazıları da, araya yıllar girince, çıkma hesapları yaptıkları sandığa gömülüyor. O beğenmedikleri sosyalizm bunları gömüyor.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 6
15.04.2015- 17:11

Uyan: Sözlerim yanlış anlaşıldı

Mahmut Memduh Uyan, tartışma ve tepkilere neden olan "ÖDP, EMEP ve TKP'nin kapatılmasını önerdim" sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.

(İleri - Haber Merkezi) "ÖDP, EMEP ve TKP'nin kapatılmasını önerdim" sözleri tartışma ve tepkilere neden olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili adayı Mahmut Memduh Uyan, İleri Haber'e açıklamada bulundu.

12 Eylül darbesinin ardından cuntaya karşı gerilla mücadelesi başlatan ve Devrimci Yol Ana Gerilla Birliği Komutanı olan Uyan, sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.

Diken.com.tr'den Can Bursalı'nın ÖDP'den ayrılışı ve sonrasındaki HDP adaylığına ilişkin sorusuna verdiği "Salt ÖDP’nin değil EMEP, TKP gibi sol partilerin de egemen siyaset ilişkileri içinde reel siyasetin gereklerini yerine getirme çabası yürütürken tükendiğini, toplumsallaşamadığını gördüğüm için bu yapıların kapatılmasını önerdim, kabul görmedi" sözleri tepki çeken Uyan, İleri Haber'in "Bu öneriyi kime, ne zaman, ne amaçla yaptınız" sorusuna şu yanıtı verdi:

"O röportajda söylediğim aslında eski bir tartışmaya göndermeydi. ÖDP içindeyken 2012'deki 7. Kongre öncesi Tüzük Kongresi döneminde yaptığımız bir tartışmaydı. Siyasal mücadeleye bakışla ilgiliydi. Herhangi bir partinin kapatılmasını önermiyorum, hiçbir partinin kapatılmasını istemeyiz, parti kapatmanın iyi olduğunu da söylemiyoruz. Bu her partinin kendi bileceği bir konudur."

Uyan sözlerine şöyle devam etti:

"Sol partilerin kendilerini feshedip HDP içinde yer almaları gibi bir önerim yok. Sosyalizm mücadelelerinin nasıl olacağına ilişkin eski bir tartışmaydı. ÖDP'den neden ayrıldığıma ilişkin soru üzerine söyledim, yanlış anlaşıldı. Bugünün toplumsallığında yasal zeminde oluşan sol partiler kendi enerjisini egemen siyaset ilişkisi ve ritüelleri içinde tüketiyor. Sermaye ve kapitalizme karşı mücadeleyi toplumsal-sınıfsal zeminde üretmeyi önerdim. Toplumsal, sınıfsal mücadele zeminleri üzerinde devrimci bir hareketin gelişeceğine ve bu doğrultuda tüm enerjimizi, çabamızı yoğunlaştırmayı temel almak gerektiğini ifade ediyorum. Özetle devrimci toplumsal bir hareketin nasıl oluşturulup geliştirilmesine yönelik siyaset ve mücadeleye bakış tartışmasıdır."

Toplumsal Dayanışma Hareketi olarak seçimde HDP'ye destek açıkladıklarını söyleyen Uyan, sonrasında gündeme gelen adaylığın "dayanışma" amaçlı olduğunu belirtti.

ayhan  |  Cvp:
Cevap: 7
16.04.2015- 20:03

ÖDP, EMEP, TKP'nin kapatılması gerektiğini söyleyip HDP'den milletvekili adayı olan ''marksist''! Geçimişinde devrimcilik varmış, işkencelerden geçmiş, şimdi dayanışmacı olarak sosyalist mücadeleye katkı yaptığını sanıyor. Bu eski solculardan çektiğimizi faşistlerden çekmedik arkadaş, bu da Türkiye solunun kaderi.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]