Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Proletarya diktatörlüğü nedir?

İşçi sınıfı’ nın, burjuvazinin politik iktidarını yıktıktan sonra, sosyalist devrimin politik başarısının sonucu olarak kurduğu ve toplumun devrimci bir yapıya kavuşturulmasından ve komünist sosyo-ekonomik kuruluşun gerçekleştirilmesinde baş araçlardan biri olan politik iktidarı.

Sosyalist devlet tipinin sınıfsal yapısı ve işlevi proletarya diktatörlüğü kavramında ifadesini bulur. Bu devlet tipi, işçi sınıfının ve onun Marksçı-Leninci partisinin öncü rolüyle belirlenmiştir; işçi sınıfının diğer emekçi katmanlarla ve özellikle emekçi köylülerle (örneğin, kooperatifti köylülerle) gerçekleştirdiği bağlaşıklığı dile getirir ve sosyalist toplumun ve daha ileride komünist toplumun kurulmasında en belli başlı araç olarak hizmet eder.

Proletarya diktatörlüğü öğretisi; Markscılık-Lenincilik’ in temel öğelerinden biridir. Marksçılık-Leninciliğin sınıflar ve sınıf savaşımı teorisinin zorunlu bir sonucudur ve Marksçılık-Leninciliğin devrim teorisinin çekirdeğini oluşturur. Proletarya diktatörlüğünün kabul edilmesi, Marksçı-Leninci görüşü burjuva liberalizminden, oportünizm ‘ den ve reformizm’ in tüm biçimlerinden ayırır. Bu yüzden, proletarya diktatörlüğü, burjuva ideologlarının ve revizyonizm’ in, var olan sosyalizme ve Marksçılık-Lenincilik’ e karşı saldırılarının odak noktasını oluşturur.

Marks ve Engels, proletaryanın devrimci sınıf savaşımlarını inceleyerek ve özellikle Paris Komünü’ nün deneyimlerinden hareket ederek, sınıf savaşımının zorunlu bir şekilde proletarya diktatörlüğüne götüreceği, işçi sınıfının, varlığına son verdiği sömürücü sınıfları denetimi altında tutabilmek ve emekçi kitleleri yeni toplumun kurulmasında seferber edebilmek için kendi iktidarını kurması gerektiği ve giderek proletarya diktatörlüğünün tüm sınıf farklarının tamamen ortadan kalkmış olacağı komünist topluma yalnızca bir geçiş aşaması için gerekli olduğu sonucuna vardılar. «Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında, birinin ötekine devrimci dönüşümünün bir evresi bulunur. Bu evreye, bir de politik geçiş evresi tekabül eder ki, bunun devleti, proletaryanın devrimci diktatörlüğün ‘ nden başka bir şey olamaz.» (Marks)

Oktobr Devrimi’ nin tarihsel deneyimleri, sosyalist devletlerin kuruluşları ve gelişmeleri, bu teorik yargının tutarlılığını doğrulamış ve proletarya diktatörlüğünün kurulmasının, sosyalist devletin ve sosyalist devrimin tabi olduğu genel yasal düzenliliğin bir gereği olduğunu göstermiştir.

Proletarya diktatörlüğü, sosyalist toplumun politik örgütlerinin oluşturduğu sistemin tümü tarafından gerçekleştirilir; bu toplumun kurulmasının temel aracı sosyalist devlet, onun yönetici gücü ise Marksçı-Leninci partidir. Tarihsel koşullara, politik geleneklere ve diğer ulusal özelliklere uygun olarak, proletarya diktatörlüğü çeşitli ülkelerde değişik biçimler gösterebilir. Sınıf içeriği ve sınıfsal işlevi ise, her yerde birdir: Somut koşullar ya da biçimler ne olursa olsun, her zaman söz konusu olan, işçi sınıfının ve bağlaşıklarının toplumu sosyalist eştirme ve komünist toplumu kurma amacıyla gerçekleştirdikleri politik iktidardır.

Proletarya diktatörlüğü genel olarak şu görevlerle yükümlüdür:

1) Varlığına son verilen sömürücü sınıfı etkisiz hale getirir ve gelişmekte olan sosyalist devleti içeriden ve dışarıdan gelen karşı-devrimci tüm saldırılara, özellikle emperyalizme karşı savunur;

2) Tüm toplumsal yaşamın planlı bir şekilde dönüşüme uğratılmasını örgütler ve yönetir; sosyalist üretim tarzını, sosyalist toplumsal ilişkileri, sosyalist eğitim kurumunu, sosyalist kültürü ve sosyalist bilinci geliştirir; yani toplumda egemen konuma gelen işçi sınıfının sosyalizmi kurmasında ve toplumsal gelişme sürecini komünist toplum aşamasına değin götürmesinde, onun başlıca aracıdır.

Sosyalist toplumun sağlamlaşması ve gelişmesi ölçüsünde, proletarya diktatörlüğünün görevi de değişir ve yer yer yeni içerikler kazanır. Kapitalizmden sosyalizme geçiş döneminde, henüz sınıf uzlaşmazlıkları aşılmamışken ve egemenliğine son verilmiş sömürücü-sınıf olanca olanaklarıyla egemenliği yeniden elde etmek için çabalarken, dolayısıyla proletarya diktatörlüğünden yararlanmak, tüm karşı-devrimci saldırıların göğüslenmesi için kaçınılmaz bir yolken; bu görev, sınıf uzlaşmazlıkları tanımayan gelişmiş sosyalist toplumda anlamını yavaş yavaş yitirir. Proletarya diktatörlüğü, mahiyeti gereği, öncelikle bir zora başvurma ve baskı mekanizması olmayıp, özgürlüğüne kavuşmuş emekçilerin yaratıcı çalışmalarının politik bir örgütlenme biçimidir.

Proletarya diktatörlüğünün içeriğini ve işlevini göz önünde bulunduracak olursak, bu yönetimin, aynı zamanda yeni tip bir demokrasi olduğunu görürüz. Bu, sosyalist demokrasidir. Sosyalist demokrasi,. devletin, ekonominin, kültürün, tüm toplumsal yaşamın yönetimi ve planlanması faaliyetlerine emekçi kitlelerinin en geniş şekilde katılmasını sağlar, onların yaratıcı güçlerini geliştirir ve onlara kendi yazgılarını bilinçli bir şekilde belirleme olanağı sağlar. Bu yüzden proletarya diktatörlüğü, Lenin’ ın belirttiği gibi, burjuva demokrasisinden bin kat daha demokratiktir.

Proletarya diktatörlüğü, her sosyalist ülkenin kendine özgü koşullarının çerçevesi içinde doğar ve gelişir, ama gene de uluslararası bir karakter taşır.



Kaynak: http://proletaryadiktatorlugu.nedir.com/#ixzz3gIBRJvDt

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 1
20.07.2015- 13:08

Proleterya diktatörlüğü bir devlet şeklidir. Proleterya diktatörlüğünün anlaşılması devletin ne olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Devleti liberal bakış açısıyla sınıflar üstü bir organ olarak tanımlamaya başladığımızda proleterya diktatörlüğüne de karşı çıkmak kendilerini marksist olarak tanımlayanlarda da yaygınlık kazanıyor. Sınıflı toplumlarda burjuvazinin devleti varsa sosyalist toplumlarda da proleteryanın devleti olmak zorundadır. DEvlet sınıflı toplumlarda egemen sınıfın baskı aracı olduğu için sosyalist toplumlarda da proleteryanın burjuvaziye uyguladığı baskı aracıdır. Sınıflar ortadan kalkmadan, emperyalist hegemonya son bulmadan proleteryanın devleti de ortadan kalkmaz.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]