Böyle skandal görülmedi: Bakan Avcı 2. sınıf öğrencilerine kitap dağıtırsa...

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı açılışında öğrencilere skandal bir kitap dağıttı. Avcı'nın dağıttığı kitapta, "uzak ülkelerden müslüman çocuklar rica ederim savaşmaya gelin" gibi ifadeler yer alıyor. Ayrıca kitapta Erdoğan'ın önünde diz çöktüğü Hikmetyar'dan "liderimiz" olarak söz ediliyor.

Yeni eğitim-öğretim dönemi dün açılırken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Ankara'da yapılan törenlere katıldı.

Mermi alalım, mücahit abilere benzeyelim, savaşmaya gelin
Milliyet'ten Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre, Bakan Avcı, 2. sınıf öğrencilerine Cahit Zarifoğlu'na ait bir şiir kitabı dağıttı. Kitapların kapağında silah tutmuş çocuk resmi yer alırken, Afganistan temalı "Ağaç Okul" adlı kitap başta olmak üzere Bakan Avcı'nın, 2. sınıf öğrencilerine dağıttığı kitaplarda yer alan şiirlerde yer alan ifadeler pes dedirtti.

İşte o şiirlerden bölümler:

* "Çocuklar savaş oyunu oynuyor. Hiçbiri üstlenmiyor düşman rolüne çıkmayı. Çocuklar saklambaç, körebe yerine savaş oyunu oynuyor. Kovalıyor, yakalıyor ve öldürüyorlar. Çocuklar birdirbir, küsküç yerine savaş oyunu oynuyor. Amaçları benzemek mücahit ağabeylerine."

* "Uzak ülkelerden müslüman çocuklar rica ederim savaşmaya gelin. Ablam gelinliğini çıkardı çeyizinden sargı yaptı mücahitlerin yaralarına. Siz de oradan rica ederim savaşmaya gelin. Harçlıklarınızı hiç olmazsa mermi alalım için yollayın bize. Babam nişan yüzüğünü bile götürdü mermiler getirdi. Rica ederim, siz de oradan bir şey yapıp savaşmaya gelin."

* "Bir torba hazırladı ablalarım dağdakiler için. Ekmek biraz zeytin, bir avuç mermi. Koşarak makilerin arasında atlayarak kayadan kayaya omzumda içinde ekmek ve mermi olan torba. İkisi de gerekli düşmanı öldürmek için. Biz çocuklar koşup duruyoruz dağlarda boynumuzda mermi torbalarıyla. Böylece savaşıyoruz biz çocuklar da."

* "Adı Gülbeddin Hikmetyar, liderimiz bizim. Allah adıyla konuşur, Allah için savaşır en önde. Ona zor değil kafasını kırmak zalimlerin, daha çocukken başladı bu işe. Az yer, az uyur, örgütleyicidir, azimli gerçekçidir. Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler de onu."

Avcı çocuklara örnek oluyor...
Törenden sonra okulun bahçesinde Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Platformu tarafından öğrenci servis kurallarının temsili gösterimi yapıldı. Ardından emniyet kemeri simülatörüne binen Avcı, emniyet kemerini taktı. O sırada bir gazetecinin, "Makam arabınızda emniyet kemerlerinin takıldığı yerde toka var "sözü üzerine Avcı, şunları kaydetti:" Sürüş esnasında, yoldayken emniyet kemerini koruma görevlisi arkadaşlarımız da takıyorlar. Fakat, toplantı yerine yaklaşırken menzile varıldığında emniyet kemeri boşaltılıyor, emniyet gereği, koruma gereği yapılıyor bu. Sinyal vermesin diye toka takılıyor. Bu sadece koruma görevlisi arkadaşlarımızın yaptıkları bir uygulama. Bu rutin bir emniyet uygulamasıdır. Bir laubalilik gereği değil veya ihmal gereği değildir."

SOL

İleri demokrasi eğitim seviyesini bu tür yollarla daha da ileri taşıyacak; emin olabilirsiniz!

Evet, okuduk, siz bu yazıyı bu başlığın altına astığınız için kendinizce bir şey anlamış olmalısınız? Şimdi de o anladığınız şeyi bizimle paylaşır mısınız?

Siz bir şey anlamadınız mı?

Yazıyı işaret eden sizsiniz, demek ki" aykırı" bir yorum edindiniz. Söyleyin ki, bu başlığa girişinizin bir anlamı olsun...

hiç bir amacım yoktu. vardıysa da artık yok, hatırlamıyorum. unuttum. siz de unutun...

Benim anladığım AKP eleştirilerine karşı bir refleks geliştirdiğiniz yönünde. Muhtemelen çok fazla gizli-açık liberal şarlatanları dinliyorsunuz. Zihin böyle bir etkiye maruz kaldıkça da, bu tür refleksler ortaya çıkabiliyor.

Şunu söyleyeyim:Ahmet Hakan bu yazısını eğer başlık yazısına bir yanıt olarak yazmışsa, baştan sona yanlış bir tutum almış. Açıklamaya da gerek yok, her iki yazıya biraz dikkat ederseniz bu anlaşılabilir. Ahmet Hakan bunu yapıyor; çünkü o da "diğer mahallenin döneği" ve bu durum onun üzerinde bir baskı oluşturuyor. Bu yüzden sürekli olarak "tarafsız" görünmeye çalışıyor. Bu yazdığı yazı da o "tarafsızlığından" kaynaklanıyor, yani üzerindeki mahalle baskısından.