Kılıçdaroğlu'ndan 'helikopter' açıklaması: 'Türkiye gereğini yapmıştır'



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye helikopterinin düşürülmesiyle ilgili, Türkiye Cumhuriyetinin angajman kurallarını değiştirdiğini bütün dünyaya duyurduğunu söyleyerek, "Kuralların ihlal edildiğini Suriye tarafı da kabul ediyor. Türkiye de gereğini yaptı, olaya böyle bakmak gerekir" dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Gaziler Günü dolayısıyla Bilkent Otel'de akşam yemeğine katıldı. Kılıçdaroğlu, etkinliğe gelişinde, gazetecilerin Suriye helikopterinin düşürülmesine ilişkin sorularını yanıtladı.

'Türkiye gereğini yaptı'
"Türkiye Cumhuriyeti angajman kurallarını değiştirdiğini bütün dünyaya duyurmuştu. Bu kurallar ihlal edildiğinde de gereğinin yapılacağını söylemişti" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla kuralların ihlal edildiğini Suriye tarafı da kabul ediyor. Türkiye de gereğini yaptı, olaya böyle bakmak gerekir. Ama tabii kamuoyunda da tartışılıyor, 'Suriye ile aramızda bir sınır kaldı mı' diye. Yol geçen hanına döndü. Kimin girip kimin çıktığı belli değil. Suriye ile aramızda sınır yok aslında, sınır kalmadı. Üzerinde asıl tartışmamız gereken nokta bu. Öte yandan bu olayın fazla büyütülmemesi, bir gerginliğe kaynaklık yapmaması, tam tersine iki ülkenin dostane ilişkilerini sürdürmesinden yanayız. Barışın bu bölgede egemen olması lazım."

'Cenevre süreci çok önemli'
Çatışarak hiç bir sonuç alınamayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Cenevre süreci bu bağlamda çok önemli. Türkiye'nin Cenevre sürecine destek vermesi lazım, katkı vermesi lazım" diye konuştu. Ancak görünen tablonun acı bir tablo olduğunu, Türkiye'nin Suriye konusunda uluslararası aktörler tarafından dışlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Paris'te toplantı yapıldı, 3 ülkenin dışişleri bakanı çıktı ortak açıklamalar yaptı. 900 kilometre sınır komşumuz Suriye konusunda Türkiye'nin dışişleri bakanı bu toplantıya gitmedi. Eğer AKP hükümeti bizi dinleseydi böyle bir tablo yaşanmayacaktı. Gerçek bu."

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin cami-cemevi projesine ilişkin sorusuna ise, "Herkes istediği her yerde ibadetini yapmalıdır. Yeryüzü ibadethanedir" yanıtını verdi.

TKP'den soru: CHP'nin Suriye bildirilerini Davutoğlu mu yazıyor?




Türkiye Komünist Partisi Hatay İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, Suriye helikopterinin vurulmasının ardından CHP adına yapılan açıklamalara tepki gösterildi. CHP'nin AKP'ye can simidi attığına dikkat çeken TKP, CHP'li vekilleri de uyardı.

(soL - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi (TKP) Hatay İl Örgütü tarafından yapılan "CHP'nin Suriye açıklamalarını Davutoğlu'mu yazıyor?" başlıklı açıklama şöyle:

"Suriye helikopterinin düşürülmesinin ardından AKP cenahından, beklenen ve şaşırtmayan açıklamalar geldi: Vurduk, Vururuz... Tüm yandaş medya işareti aldı ve manşetlerine taşıdı. Olay bir AKP provokasyonu, Suriye halkının direnişi ve sonrasında ABD-Rusya anlaşmasıyla'da artık itibarı sıfırlanan AKP'ye kısıtlı düzeyde de olsa itibar kazandırma operasyonudur.

AKP'nin çırpındığı bu savaş batağında itibar kazanması oldukça güçtür. Bu bataktan çıkmak için kof kabadayılıklar yapacaktır; ABD, adamlarını tamamen yalnız bırakmayacaktır, yandaş medya kamuflajlarını giyip, hucum naraları atacaktır.

Çaba AKP'nin tamamıyla batağa gömülmemesi içindir. Keza Suriye'ye dönük emperyalist projede artık daha kısıtlı da olsa AKP'nin oynayacağı roller vardır.

Tüm bu tabloda başta Antakya halkının olmak üzere halkımızın öfkesini bir kat daha arttıran ise; AKP'nin içinde bulunduğu bu batağa bir can simidinin de kimi CHP milletvekillerinden gelmesidir.

Helikopter düşürüldükten ve pilotları vahşice katledildikten sonra kimi CHP milletvekilleri ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu tarafından yapılan açıklamalar skandal niteliğindedir:

'Gereken yapılmıştır'

'Suriye'ye bu şekilde kesin, anında ve etkili bir yanıt verilmiştir'

Bu dil AKP'nin dilidir. Bu dil Davutoğlunun dilidir. AKP, 6 gencimizi katlettiği Haziran Direnişinde de kullandığı dil budur: Gereken yapılmıştır.

Yapılan bu açıklamalar, 'Ama sadece bunları söylemediler, AKP'yi de eleştirdiler' önermeleriyle savunulamaz. AKP'nin savaş provakasyonlarına ve çığırtkanlığına meşruiyet kazandırabilecek, can simidi olabilecek türden bu açıklamalar beraberinde söylenen her şeyin önemini sıfırlamaktadır.

Başta Antakya'da bazı CHP bölge milletvekilleri ve CHP'li seçmenlerin Suriye halkıyla dayanışma duyguları ve barış mücadelesindeki emekleri ve duyarlılığı bilinmektedir. Buna rağmen; ÖSO'cu çetecilerin CHP Genel Merkezinde kabul edilmesi, Kılıçdaroğlu'nun 'BM'nin karar alması durumunda Suriye'ye müdahale ile ilgili tezkere meclise gelirse onay verebiliriz' açıklamasından sonra, 'Gereğini yaptık. Suriye'ye bu şekilde kesin, anında ve etkili bir yanıt verilmiştir' türünden açıklamalar en iyi niyetle büyük bir talihsizlik olarak nitelenebilir.

Savaş çığırtkanlığının ve provokasyonunun bu boyutta olduğu bir dönemde ve coğrafyada, CHP'li milletvekillerini sorumluluk taşımaya, Ortadoğu'yu sarabilecek bu yangına körükle koşmamaya çağırıyoruz.

Bu sorumluluğu taşımayanlar ise; Antakya'ya geldiklerinde en başta barış istedikleri için katledilen Abdullah Cömert'in ve Ahmet Atakan'ın ne için mücadele ettiklerini asla unutmayacaklar ve Antakya halkı tarafından, kesin, anında ve etkili bir yanıt alacaklarından şüpheleri olmamalıdır."

http://haber.sol.org.tr/soldakiler/tkpden-soru-chpnin-suriye-bildirilerini-davutoglu-mu-yaziyor-haberi-79812

chp bu konudaki açıklamasında, suriye helikopterinin sınırlarımız içinde düşürüldüğünü, bunu suriye'nin de kabul ettiğini söyleyerek, bu durumda düşürülmesinin doğal olduğunu belirtmiş.

doğru mu açıklama, doğru. aracı düşürmeyebilirmiş bizimkiler, ama suriye'nin de bizim uçağı düşürdüğünü unutmayalım. bir tür misilleme olmuş.

şimdi tkp'nin neden hararetli biçimde suriye helikopterini savunduğunu anlamak mümkün değil. sınırı ihlal etmiş ve düşürülmüş. olmasa daha iyiymiş ama olmuş ve suriye bile sesini çıkarmadı, pek tepki göstermedi bu olaya. hatasını kabul etti.

chp de ilk kez abartılı muhalefeti bırakıp az da olsa makul bir açıklama yapmış. tkp neden öfkeleniyor ki?

nedir bu esad sevdası? ve asıl önemlisi, neden?..

Aynen söylediğiniz gibi, AKP'yi ve AKP'nin içerde-dışarda siyasetlerini parlatıyorsan "abartılı muhalefet" yapmamış olursunuz!

Aynı zamanda hem gizli AKP'ci, hem liberal, hem "ortada ve tarafsız" ve hem de aydın(!) olursunuz!


****
AKP ne yapmış; angajman kurallarına göre bir helikopteri düşürmüş! Sınır ihlalleri yapılırsa AKP de bunu gerçekleştirir. Bunda ne var? Sınırlarımız ÖSO ve El-Kaide çeteleri tarafından delik deşik olmuş ne gam!

sınırın delik deşik edilmesi, el kaidecilere silah vb yardmı yapılası vahim bir durumdur diye öbür başlık altında açıkladım. bu başka bir konu.

ben burada manidar bir esad sevgisinden söz ediyorum. chp bir defalık hükümet icraatını (o da aslında tam olarak hükümet sayılmaz, askerî bir olay) desteklemiş, tkp bunu çok görmüş.

Konuları birbirinden soyutlayamazsıınız. Bu olay AKP'nin Suriye'ye yönelik taşeronluğunun bir sonucudur. "Angajman" diyerek AKP'ye bir haklılık kazandırılamaz. Bu yüzden CHP'nin söylemi yanlış, TKP'nin tavrı ise ilkeli bir tavırdır. Bölgede bir savaş var. AKP bu savaşın tarafı. Katillerle beraber hareket ediyor ve onlara her türlü desteği veriyor. Katar ve S.Arabistan "diktatörleri" de. ABD emperyalizmi de bu fotoğrafı birtakım taşeronlar eliyle yürütüyor. Helikopter düşürme olayı bu çerçeve bağlamında ele alınmalıdır. Spesifik bir örnek olarak ele alınamaz. Bu yüzden CHP'nin "makul muhalefeti" açıklamaları gerici bir konumlanıştan başka bir şey değildir.

sayın melnur, esad da o sözünü ettiğiniz katil diktatörler arasında yer alıyor, bunu unutmayın.

Aradaki fark, emperyalizmin kol kanat gerdiği "diktatörler"in emperyalizmle karşı karşıya gelmiş "bir diktatörün" " konumlanışında yatıyor. "Hepsi bir" diyerek geçiştirmek aslında var olan emperyalist saldırganlığı dolaylı ya da dolaysız desteklemektir.

Biz sosyalist olmanın gereği bölgedeki emperyalist plan ve müdahaleye karşı çıkıyoruz. Şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu yüzden AKP taşeronluğuna da, içerde AKP'nin gerici faşizmine de dik durmaya çalışıyor ve halkı da bu eksende siyaset yapmaya çalışıyoruz.

CHP'nin "makul muhalefet"i ise tam bir muhalefetsizlik örneğidir.

Ülkesini anti-demokratik kurallarla yöneten, yillardir halkina zulm eden, kimyasal silahlarinin oldugunu Kabul eden, babadan ogula gecen bir despotluk rejimi kinamak, ona karsi mücadele etmek size göre "sosyalist olmanin geregi" degilmi? Sizin yaptiginizada aciktan halk düsmani bir dikdatörü desteklemek denilir ve mazlumdan yana olusunuza, ezilenleri desteklemenize, savas karsiti olusunuzada resmen koskoca bir yalan derim.