''Zamanımız içi sınıfının devrimci olamayacağını anlatıyor.'' demiş hakkı arkadaşımız! Aslında bir türlü karar veremiyor, bazen 'devrimcidir'' diyor, ''devrim işçi sınıfı eliyle olacaktır'' anlamında birşeyler söylüyor, bazen de nu şekilde ''ne işçi sınıfı'' mealinde bir şeyler!   Hakkı arkadaş, yazıyazforumun baykuş'u. Yıllardır böyle ve bu konuda hiç de yalnız değil. SF'deki danışman arkadaşımız için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. O da işçi sınıfı yerine bilinçli insan diyor. ''Eskiden işçi sınıfı devrimciliğinin doğru olduğunu ancak 21. yüzyıl sosyalizminin farklı olacağını'' iddia ediyor. Hakkı arkadaş da burada benzer şeyleri söylemeye çalışmış.

Bu arkadaşlarda önemli bir problem var. ''Marksistim'' derken Marksist olabilmenin her şeyden önce bilimsel bir tavır-yöntem gerektirdiğini unutuyorlar. Marksizmin sadece Marks'la başlayıp Marks'la biten bir ''iddialar'' da olmadığını bilmiyorlar. Ve ne gariptir ki, Marks'ın söylediği, yazdığı kısaca Marksist tezlerin hemen hemen tamamına karşı çıkarak da Marksist-komünist olunamayacağının farkında değiller. Basit bir örnek; arkadaşımız koyulaştırdığım cümlesinde ne söylemiş; ''zamanımız işçi sınıfının devrimci olamayacağını anlatıyor.'' Bu kadar! Ne öncesi var, ne sonrası! Sorun bu şekilde yorum yapmakta, yani bu yanlış yöntemde sürekli ısrar etmekte yatıyor sorun. Bu yanlıştan kurtulamadıkları için de yıllardır hep aynı yanlışı, aynı tutarsızlığı sergileyip durmaktalar. Oysa yapılması gereken şey çok basit! Böyle bir cümle kuran kişi ''önceden neden devrimciydi?'' sorusunun yanıtı arardı. Araması gerekirdi. Yanıtı bulduğunda ise, o nedenlerin bugün (''zamanımızda'') ortadan kalktığını anlatırdı. Yeter mi, elbette yetmez. Bu aşamadan sonra da hangi sınıfın, veya hangi toplumsal kesimlerin devrimci olduğunu nedenleri ile birlikte ortaya koyması lazımdı? Böyle bir çözümleme süreci içine girmeden bir konuyu anlamak, bilmek mümkün olabilir mi? SAdece bu arkadaşımız değil, pek çok   sözde Marksist, komünist arkadaşımızın da benzer sorunu var. Marksist olmayı veya ''enternasyonalist komünist'' olmayı Marksist ustaların sözlerinin altına veya üstüne bir şeyler yazmak olduğunu sanıyor.

Devrimin öznesinin neden işçi sınıfı olduğu konusunu burada çok işledik. Çeşitli başlıklarda bu konu var. İşçi sınıfının devrimci misyonunu yitirdiği iddiası üstünkörü geçiştirilemez. Reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte ''elveda proletarya''cı bir saldırının kendini solda sananlar üzerinde de etkili olmuştur. Proletaryanın reddinin altında yatan neden de budur. Bu arkadaşlarımız okumadıkları için, okumadan bildiklerini sandıkları için ve neo-liberal saldırının altında ideolojik olarak ezildikleri için bu tür kerameti kendinden menkul bir solculuk ortaya çıkmaktadır. Kürt siyasetinin yükselişe geçmesiyle birlikte bilimsel sosyalizmin   inkarı ve solculuğun kürt ulusalcılığına biat etmekten geçtiği algısı sürekli köpürtüldüğü için bu tür kerameti kendinden menkul bir solculuk da kendini dar bir çevrede de olsa yer bulmuştur.

Belki çok da önemli değil, etkili de değiller ama, rahatsız edici olduğu açık!

Bu arkadaşlar için ''elveda proletaryacı'' olduklarını söylemişim ama yeterli değil, bu arkadaşlar gerçekte anti-marksist ve anti-leninist bir pozisyondalar, kısaca karşı devrimci bir role bürünmüşler, farkında değiller. Marksizmin bilimselliği reddedilerek marksist de olunamaz, komünist de olunamaz. Marks'ın önemi kendisinden önce var olan ütopik sosyalizm-komünizm düşüncesini bilimsel bir temele oturtmasıdır. Bu bilimsel temel reddedildiğinde ''ben komünistim'' çığırtkanlığının hiçbir anlamı kalmıyor. Bu arkadaşların savundukları tek bir doğru yok. Yorgunluklarını akşam girdikleri internette gidermeye çalışıyorlarsa veya egolarını tatmin için bu şekilde ileri geri konuşuyorlarsa söylenecek bir şey yok, ama gerçekten ve samimi bir şekilde düşünceleri bu şekildeyse defalarca söylediklerimizi tekrar edebiliriz: yanlış yoldalar!

Basit bir örnek; siyasal devrimin ve sonrasında toplumsal devrimlerin gerçekleşebilmesinin yolu komünist parti öncülüğünde ve işçi sınıfının önderliğinde geniş emekçi kesimlerin -Lenin'in söylediği biçimde-   eskisi gibi yönetilmeme iradesini gösterebilmesiyle mümkün hale gelecektir. Başka bir yolu gözükmüyor, başka bir örnek de yok. ''Bilinçli insanlık'' gibi kavramlar uyduruk kavramlardır. Laf olsun torba dolsun cinsinden söylemlerdir bunlar. Hiçbir anlamı yoktur, toplumsal alanda hiçbir karşılığı da yoktur. Sınıflı toplumlarda geniş yığınlar hiçbir şekilde ve kendiliğinden ''bilinçli insanlık''a dönüşemez. Mümkün değil. İşçi sınıfı kendiliğinden bir bilinçle siyasal devrim gerçekleştiremez, bu süreçte iktidarı alabilmenin ve sonrasında enternasyonal düzeyde komünist topluma ulaşmanın gerektirdiği taktik ve stratejiler üretemez. YANİ; sınıf gerçeğinden ve sınıfsal mücadeleden uzaklaşmak ve sınıfın aklı olan öncü partiyi öcü gibi algılayıp göstermek gerçekte bilimsel sosyalist ideolojiyi reddetmektir. Marksizmi reddetmektir. Leninizmi reddetmektir. Komünist ideolojiyi kavrayamamaktır. Sonuçta; boş boş konuşmaktan başka bir şey değildir.

Kerameti kendinden menkul solculuk deyişimin nedeni de bu zaten!

Kerameti kendinden menkul solculuk konusunda pek çok başlığımız var. Pek çok farklı başlık ta kendiliğinden bu noktaya geliyor. O anda aklımıza söylenmesi gereken bir şeyler geldiğinde, bu kez her farklı başlık ta bu konuyla ilgili yorumların devamına yol açmaktadır.

...dedim, son yorumumu okurken de aklıma bir şey gelmişti, yazarken beni konuşmaya tuttular, bir şeyler söylediler, yanıt olarak bir şeyler söyledim ve...

Evet, ne yazacağımı unuttum

Bu da böyle bir yorum olsun!