Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
hakkı  |  Cvp:
Cevap: 9
18.11.2015- 11:49

Sn özkanateş.

Hep düşünmüşümdür Devlet Bahçeli ne yapmak istiyor diye

Biz hayatımızı komünist devrime adamış kişiler olarak hep MHP den faşizan girişimler beklemişizdir ama son dönemlerde MHP yöneticileri özellikle genel Başkan Devlet Bahçeli bizi yanılttı.

Bir gün tarih türkiye de yazılır da 2010-2015 arası o tarihte yer alırsa D.Bahçeli ve MHP yöneticileri için iç çatışmayı engelleyen kişiler olarak söz edileceğini sanıyorum.

Devlet bahçeli haziran seçimlerinden sonra niçin hükümet olmak istemedi çok tartışılsa da ben olmak istese de T.Erdoğanın buna izin vereceğini sanmıyorum.
Çok tartışılan bu durum belki krizin çözümü olacaktı ama krizi çıkar ve iktidar amacı görenleri buna imkan vermeyeceği açıktan belli idi.

Evet her zaman çıkan sonuçlara bir kahraman bir kurban gerekmektedir toplumların kültürleri bua uygundur belki de Devlet bahçeli kurban olacaktır.
Ama o kendini kurban görmemiş olsa idi Türkiye belkide çok daha karanlık günler yaşıyor olacak müthiş bir iç çatışmanın içinde kalmış olacaktık.

Biz sosyalistler çıkabilecek iç çatışmanın en önemli kurbanları olacaktık çünkü böyle bir duruma en hazırlıksız olan bizlerdik.

ozkanates  |  Cvp:
Cevap: 10
10.12.2015- 15:04

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Sn özkanateş.

Hep düşünmüşümdür Devlet Bahçeli ne yapmak istiyor diye

Biz hayatımızı komünist devrime adamış kişiler olarak hep MHP den faşizan girişimler beklemişizdir ama son dönemlerde MHP yöneticileri özellikle genel Başkan Devlet Bahçeli bizi yanılttı.

Bir gün tarih türkiye de yazılır da 2010-2015 arası o tarihte yer alırsa D.Bahçeli ve MHP yöneticileri için iç çatışmayı engelleyen kişiler olarak söz edileceğini sanıyorum.

Devlet bahçeli haziran seçimlerinden sonra niçin hükümet olmak istemedi çok tartışılsa da ben olmak istese de T.Erdoğanın buna izin vereceğini sanmıyorum.
Çok tartışılan bu durum belki krizin çözümü olacaktı ama krizi çıkar ve iktidar amacı görenleri buna imkan vermeyeceği açıktan belli idi.

Evet her zaman çıkan sonuçlara bir kahraman bir kurban gerekmektedir toplumların kültürleri bua uygundur belki de Devlet bahçeli kurban olacaktır.
Ama o kendini kurban görmemiş olsa idi Türkiye belkide çok daha karanlık günler yaşıyor olacak müthiş bir iç çatışmanın içinde kalmış olacaktık.

Biz sosyalistler çıkabilecek iç çatışmanın en önemli kurbanları olacaktık çünkü böyle bir duruma en hazırlıksız olan bizlerdik.





Değerli Hakkı kardeşim,

Son dönem Osmanlı aydınları, dünyanın geri kalanı gibi, bir seçim yaptılar, Batılılaşmak. 100-150 yıldır Batı mantalitesi ile yıkandık. Bu mantalitede milliyetçilik belirttiğin formda ve bu formu üreten de Batı. Ancak biz Batı değiliz, biz önce Doğu, sonra İslam ve en önemlisi Türk kültürüyüz, Türk mantalitesiyiz.

Bu üçü birlikte yaşamak üzerinedir, aynı Sovyetler Birliği gibi. 90 yıllık reklam arasına son verip, tüm Doğu ile birlikte kendi genetiğimize döndükçe, "milliyetçilik" kavramı da anlam değiştirerek hem kendi milletini hem tüm milletleri sevmek demek olacak, enternasyon demek olacak, halkların kardeşliği demek olacak.

Şimdi Batı gözlüğü ile bakarken bize uzak bunlar. Ama bugünkü 64 ülkeyi 400 yıl barış içinde yaşatmak, bizim olduğumuz şey, 2500 yıllık kayıtlı genetiğimiz. Şu anda olan da olduğumuz şeyden başkası değil. Selam olsun ülkücü kardeşlerime, selam olsun sosyalist kardeşlerime.

ozkanates  |  Cvp:
Cevap: 11
10.12.2015- 15:07

.
Celal Kazdağlı, zamanın ilerisinden bir adam:


Katar’da Üs Musul’da Asker... Bu bir geri dönüş hikayesidir...



PKK Diyarbakır’da Kurşunlu Camii’ni yaktı.

Neden? Müslüman bir ülkede cami neden yakılır?

Hem de tarihin yeni bir sayfası açılırken.

Önce 10 güne nelerin sığdığına bir bakalım.

1 Aralık: Mesut Barzani, Irak Kürt Yönetimi Başkanı, Suudi Arabistan’da Kral Selman tarafından karşılandı. Alışılmışın dışına çıkıldı, 20 Suud Prensi huzurunda ağırlandı...

1 Aralık: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Paris’ten Doha’ya gitti. Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Thani’nin misafiri oldu...

Türkiye Katar’da bir askeri üs kurdu. ABD askeri gücünü bu ülkeden çekerken Ankara iki tabur askerini gönderdi. Yerleşme sürüyor...

Türkiye Katar ile doğalgaz anlaşması yaptı. Ankara’nın isteği karşılanacak...

3 Aralık: Başbakan Ahmet Davutoğlu Bakü’ye gitti. Azerbaycan ile TANAP’ı hızlandırma kararı alındı. Azerbaycan ordusu ile Türk ordusu iç içe...

4 Aralık: Türkiye Musul yakınında bulunan Başika kampına asker ve tank gönderdi. Eğitim kampı askeri üsse dönüştürüldü...

8 Aralık: Suriye’de savaşan muhalif gruplar Riyad’ta toplandı. Strateji belirliyorlar...

9 Aralık: Mesut Barzani Ankara’ya geldi... Her şey konuşulacak...

Davutoğlu Azerbaycan öncesi Brüksel’de AB-Türkiye zirve toplantısına katıldı. AB fasılları açmaya başladı, vizeyi 2016’nın Ekim ayında kaldıracağını açıkladı.

Bütün bunlar Türkiye’nin sınırı ihlal eden Rus uçağını 24 Kasım’da vurmasından sonra oldu.
24 Kasım Türkiye’nin dönüm tarihidir.

Türkiye 150-200 yıldır savunmadaydı. Olayları hep geriden takip eder, gelişmelere göre pozisyon belirlemeye çalışırdı.

24 Kasım’da Rus uçağının düşürülmesi Türkiye’nin dünyaya “Ben artık Pro-aktif politika izleyeceğim” kararının ilanıdır.

Rusya’yı öfkelendiren budur.

NATO’yu telaşlandırıp “Seni korumaya geliyoruz” diye yola çıkartan budur.

NATO’nun gelişi, Doğu Akdeniz’e 36 gemi yığmaları bundandır. Ankara’yı kararından caydırmak içindir.

Onlara Türkiye’nin cevabı Başika’yı üs yapmak oldu.

Katar’dan sonra Musul’un yanında kurulan Başika üssü ne anlama geliyor?

Bu bir geri dönüştür.

100 yıl önce Osmanlı’nın çıkartıldığı topraklara Ankara’nın uzattığı muhabbet bağıdır.

“Unutturduk” zannettikleri bir mirasın devralınma ameliyesidir bu iş.

Devamı gelecektir.

Reelpolitik açıdan baktığımızda olan ne?

Hem Katar’da hem Musul’da Ankara; Tahran’a “dur” demiştir.

İran, Irak-Suriye-Lübnan, üç Arap ülkesini Rusya ile birlikte yönetebileceğini sanıyordu.

Türkiye İran’ı Irak’ta sınırlamış, Suriye bağlantısını kesmiştir.

PYD’ye Irak üzerinden giden her türlü yardım Başika üssü üzerinden kesilmiştir.

PKK’nın PYD ile buluşması artık hayaldir.

Sincar-Telafar-Musul-Duhok-Erbil hattı üzerinden PKK bir kuşatma altına alınmıştır.

Türkiye DAEŞ sonrası Musul’un Erbil’in yanında Sünni bir unsur olarak kalmasını garanti altına almıştır.

Musul-Telafar-Sincar çizgisi Suriye içinde Deyra Zor-Rakka ve Halep çizgisi ile devam edecektir.

Bu ne demektir?

PKK ve PYD’nin sonu demektir.

Cemil Bayık BBC Türkçe’ye konuştu, Figen Yüksekdağ Londra’da İngiliz ile, Brüksel sonrası Selahattin Demirtaş Washington’da Amerika ile görüştü.

PKK Diyarbakır’da “Kurşunlu Camii’ni yaktı.

Sonuç?

Karşılarına “Bir Geri Dönüş Hikayesi” çıktı.

Önlerinde iki yol var:

Ya her şeyi bırakıp o hikayenin bir parçası olacaklar...

Ya da tarihe Kürt’ün ve Türk’ün haini diye geçecekler..


Celal KAZDAĞLI

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]