Kemal Okuyan yazdı: Diktatörümüzü size yedirtmeyiz'

soL gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kemal Okuyan, Erdoğan seçeneğinin teorik olarak bittiğini yazdı.

Bitti

Bu iş teorik olarak bitti... Erdoğan'a halkın dünyasında yer yoktu ama şimdi ona dünyadaki hâkim sistemde de pek yer kalmadı. Suriye'de yarattığı ve yüzüne gözüne bulaştırdığı kaos, kuşkusuz Erdoğan'ın karnesindeki ilk kırık değil. Resmen yıllar boyu katlandılar ona, çünkü çıkarları onu gerektiriyordu, çünkü başka kimse emperyalist devletlere, uluslararası tekellere ve genel olarak sermaye sınıfına bu ihtirasla hizmet etmiyordu...

Ancak maliyet çok yükseldi.

Etkili yerlerde karar verildiği anlaşılıyor...Bundan sonrası yerine birisini, birilerini koyma işlemi. Doğal olarak Erdoğan'ın pek memnun oldukları hizmetlerinin devamını sağlayacak birini isteyecekler. Yani, AKP Türkiyesi'ni içtenlikle benimseyecek bir seçenek. Onu aşırılıklardan arındıracak, daha kontrollü ve tahammül edilir kılacak bir aktör.

Sanıldığı kadar kolay değil ama unutmayalım, artık liderler ortaya çıkmıyor, yaratılıyor. Şu sıralar birden fazla alternatif üzerinde çalışılıyor, gereken müdahaleler yapılıyor ve imalat hatası olup olmadığı test ediliyordur.

Biraz zaman alacak, lakin Erdoğan illa ki kenara koyulacak. Bazı şahsiyetlerin yurt dışı trafiğindeki sıkışmaya bakılacak olursa, çalışmalar bayağı hızlandı.

O halde inadına "Tayyip istifa" sloganı!

Bu misyon emperyalist merkezlere, paralı şer odaklarına terk edilemez. Onlara "diktatörümüzü size yedirtmeyiz" bile diyebiliriz. Halkın işidir bu, halkın elinden çıkmadığındaysa, her durumda "kötü" bir gelişmedir.

Yine de bazı avantajlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Erdoğansız ya da AKP'siz AKP rejimini sürdürmek sanıldığı kadar kolay değil örneğin. Denerler, bu halk onların da yakasına yapışır. Bir lider olarak Erdoğan'ı kimse hafife almasın, iyi idare etti ve yeni ufuklar açtı sermaye sınıfına. Sümsük bir figürle bu işler yapılamazdı, bundan sonra da yapılamaz. Erdoğan'ın daha dengeli, daha bilgili versiyonu AKP Türkiyesi'ni kolay kolay taşıyamaz.

Taşıyamaz ama halkın görevi, halka ait bir sorumluluktur Erdoğan'la siyasi hesaplaşma. Emperyalizmin, "bizim" tekellerimizin marifeti bir operasyon, askeri bir darbe kadar zarar verecek, halkı bir kez daha etkisizleştirip, devre dışı bırakacaktır.
Erdoğan "faiz lobisi" filan diyor, hiç üşenmesin, kendisini iktidar yapan odaklara yakından baksın. Lobilerin babası orada! Yalnızlığa terk ediyorlar büyük bir hızla. Operasyon açık açık "geliyorum" diyor.

Gözyaşı dökecek değiliz ama...

Başımıza bela edilen bir musibeti kendimiz savuşturmak isteriz ve bu sefer sanırım kararlıyız da!

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kemal-okuyan-yazdi-diktatorumuzu-size-yedirtmeyiz-haberi-79986

Erdoğan, Gezi direnişi nedeniyle Koç Grubu'na tavır aldı. Koç şirketlerini baskın sıkı denetimlerden geçirdi. Halen de AKP medyası Koç aleyhine yayın yapıyor.

Koç Grubu, Türkiye kapitalizminin ana gövdelerinden. Türkiye sermayesinin en büyüğü ve en ileri geleni Koç. Koç'suz bir Türkiye sermaye sınıfı düşünülemez.

Peki bu durumda nasıl oluyor da, Erdoğan için "yeni ufuklar açtı sermaye sınıfına" deniliyor? Ne gibi yeni ufuklar açmış olabilir? Ekonomik teşvikler mi vermiş? Vergi kaçırmasına göz mü yumulmuş? Devlet ihaleleri peşkeş mi çekilmiş? Batık bankaları mı kurtarılmış? Son zamanlarda özelleştirmelerle kamu malları mı yağmalatılmış?

Özelleştirme konusu maalesef, önceki iktidarlar döneminde başlayıp, AKP döneminde hız kazandı ve tamamlandı. Artık özelleştirilecek büyük bir işletme de kalmadı. Sözgelişi, Tüpraş dev bir kamu işletmesiydi ve 2006'da %51'i Koç Grubu'na devredildi.

Eee, günümüzde nasıl bir yeni ufuk açılıyor olabilir ki? Tersine, Koç'a yapılan sataşmaları gözönüne alırsak, tam tersine ufuk kapatılmasından söz edebiliriz. O halde?..


Öte yandan yazar, "tekeller Erdoğan'ı devirmeden biz devirelim" diyor. Bu da bana tuhaf geldi. Tekeller zaten devirmek istiyorsa biz sosyalistler neden onlardan önce harekete geçip devirelim ki? Biz tekellerin hizmetinde solcular değilsek... ki değiliz, öyle sanıyorum.

Yerine koyacak kendi iktidar adayımız olmadığına göre, kendi alternatifimizi iktidara getirecek gücümüz henüz olmadığına göre, neden tekellerden önce davranmamız gerektiğini anlayamadım.

Siz anladınız mı?..