Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Doğa Bilimleri
19.11.2015- 22:15

Plazma Evren Modeli

Resim Ekleme

Evrenin bir tekillikten aniden genişleme sonucu oluştuğunu öngören “büyük patlama“ teorisi haricinde başka modern evren kuramları da bulunuyor.

Bunlardan en bilineni; Nobel ödüllü fizikçi Hannes Alfven’in ortaya attığı, evrenin sonsuz ve sınırsız olduğu, tüm evreni kaplayan plazma* kütlesinin bazı “yerel” alanlarda trilyonlarca yıl içinde kütleçekim etkisiyle bir araya gelip bugün gördüğümüz evreni oluşturduğunu öngören “Plazma Evren Modeli”.


Bu modele göre uzayın bir başlangıcı ve bir sonu yoktur. Uzay boşluğu, sonsuz bir süredir vardır ve sıcak plazma ile doludur. Bu uzay boşluğunun herhangi bir yerinde plazmada oluşan dengesizlikler, trilyonlarca yıl içinde şekillenerek bugün “gördüğümüz” evren bölümünün şablonunu meydana getirir. Sonraki yüzlerce milyar yıllık zaman dilimi boyunca bu şablona toplanmış olan plazma, galaksi kümelerini ve nihayetinde yine ek milyarlarca yıl içinde galaksi ve yıldızları oluşturur.


Durgun halde evreni kaplayan plazmanın devinime geçip bir araya toparlanması için sadece tek bir atomun bile manyetik veya elektriksel açıdan farklılık sergilemesi yeterlidir. Bu “hareket”, aşırı yavaş bir domino taşı etkisi ile kütleçekiminin galip gelmesini ve trilyonlarca yıl içinde çok büyük bir plazma kütlesinin evreni oluşturacak biçimde bir araya gelmesini sağlar.

Gerçekten de bugün evrende gördüğümüz maddenin çok büyük bir kısmı flament denilen ipliksi yapıdaki sıcak plazmadan oluşur. Gerek galaksiler, gerekse galaksiler arası boşluk bu flament yapıdaki milyonlarca derece sıcaklığında plazma ile kaplıdır.

Resim Ekleme
Plazma evren modeli, çok uzak galaksi kümelerinin ışığındaki büyük kırmızıya kaymayı bizden uzaklaşıyor olmalarına değil, aramızdaki milyarlarca ışık yılı mesafeyi kaplayan plazmanın ışığı soğurmasına bağlar.

Plazma evren modeline göre, sonsuz ve sınırsız uzay boşluğunda bizimki gibi sonsuz sayıda “evren adası” oluşmuş ve oluşuyor olabilir. Fakat, bu evrenler birbirlerinden trilyonlarca ışık yılı uzakta olduğu, hem de aradaki plazmanın olası ışımayı soğurması nedeniyle izole olmuşlardır.

Bizim evrenimizin yaşı yaklaşık 14 milyar yıldır. Modele göre bizden 10 trilyon ışık yılı uzakta 50 milyar yıl önce başka bir evren var olmuş olabilir. Ancak, aradaki muazzam mesafe nedeniyle bu evrenin ışığının bize ulaşmasına daha 9 trilyon 950 milyar yıl vardır. O evrenden çıkan ışık bize ulaşana kadar bizim evrenimiz yok olma aşamasına gelecektir. Yine, iki evren arasındaki 10 trilyon ışık yılı mesafeyi seyrek biçimde kaplayan plazma ışığı soğuracak, dalga boyunu uzatacak, enerjisini emecek ve ışık tespit edilemez hale gelecektir. Bu nedenle 10 trilyon ışık yılı uzakta iki evren “sonsuz uzayda” yan yana kabul edilebilecek olsa bile, birbirlerinden haberdar olmaları mümkün değildir.


Bizim görebildiğimiz evrenimiz; içinde yer alan galaksilerdeki tüm yıldızlar söndükten sonra yok olsa bile, sonsuz sınırsız uzay boşluğunda yine sonsuz sayıda evren var olmaya ve bir süre sonra yok olmaya devam edecektir.


Plazma evren modeli uzak galaksi kümelerinin kırmızıya kaymasını, bakış açımız boyunca evreni kaplayan plazmanın ışığı soğurarak dalga boyunu uzatmasına bağlar. Modele göre bir galaksi kümesi bizden ne kadar uzakta ise, aramızda o kadar fazla plazma vardır ve ışığı o kadar fazla kırmızıya kaymış görünür. Yani bu modele göre bizim kırmızıya kaymayı “galaksi kümelerinin uzaklaşmasına” yormamız yanlıştır. Bu kümeler hareket halinde olabilirler, ancak bu hareket sadece bizden uzaklaşmaları yönünde değildir. Kimi uzaklaşır, kimi yakınlaşır, kimi yatay düzlemde hareket eder. Bizler kırmızıya kaymanın nedenini galaksilerin uzaklaşmasına bağladığımız için evrenin genişlediği sanrısına kapılmışızdır. Oysa evren sabittir, muazzam mesafeleri kaplayan plazma yüzünden ışık kırmızıya kayıyor görünür.

Ancak bu model evreni sonsuz ve sınırsız gördüğü için bilim çevrelerince yeterli kabule ulaşamadı. Her ne kadar “karanlık enerji” gibi ciddi sorun ve açmazları olsa da, büyük patlama (big-bang) teorisi birçok soruya plazma evren modelinden daha iyi cevaplar sunduğu için rafa kaldırıldı. Şu anda çok az bilim insanı tarafından destek görmekte.

(*) Plazma; aşırı sıcak olduğu için elektronlarını yitirmiş Hidrojen ve Helyum’dan oluşur. Madde aşırı ısındığında elektron ve atom çekirdekleri birbirinden ayrılıp bağımsız hale gelir. Madenin; katı, sıvı ve gaz hali haricindeki bu haline “plazma” adı verilir. Plazma hakkında daha detaylı bilgi için şu yazımızı okuyabilirsiniz.

Zafer Emecan

sirius  |  Cvp:
Cevap: 1
19.11.2015- 22:17

Maddenin “Plazma” Hali

Resim Ekleme

İlkokuldan beri öğretilir; maddenin 3 hali vardır; katı, sıvı ve gaz. Hayır, bu doğru değil. Yani doğru ama, sadece bizim gezegenimizin yüzeyinde kısmen doğru. Evrendeki var olan bildiğimiz maddenin %99’undan fazlası bu üç şekilde değil; plazma dediğimiz bir halde bulunur.

Şöyle izah edelim; katı bir maddeyi aldınız. Biliyorsunuz, katı maddelerde atomlar çok az hareket edebilirler, çevrelerindeki elektronlar da düzenlidir ve atom çekirdeğine sadık biçimde yörüngelerinde dolanırlar. Maddeyi ısıtırsanız, atomlar ve elektronları enerji yüklenerek hareketlenmeye başlarlar. Isı bir noktaya geldiğinde atomlar o kadar hareketlidirler ki, artık katı şekli koruyamaz ve sıvıya dönüşürler. Aynı şekilde ısıtmayı sürdürürseniz, atomlar çok daha fazla hareketlenir ve sıvı fazını da koruyamayarak gaz haline geçerler. Gaz halindeki bir atom çok enerjiktir, elektronları enerji yüklüdür ve oldukça hızlıdır.

Eğer siz bu gazı daha fazla ısıtmayı sürdürürseniz, elektronlar o kadar fazla enerji kazanır ki, artık atom çekirdeğinin çekim gücü onları yörüngede tutamaz. Elektronlar ayrılır ve kendi başlarına hareket etmeye başlarlar. İşte buna maddenin plazma hali deniliyor. Plazma halindeki madde, başıboş atom çekirdekleri ve kendi başlarına takılan elektron bulutlarından ibarettir.

Resim Ekleme

Evrende bildiğimiz maddenin %99’undan fazlası (yıldızlar, nebulalar, gaz bulutları) plazma halindedir.

Plazma’nın davranışı, katı sıvı ve gaz halindeki davranışından oldukça farklıdır. Çünkü farketmişsinizdir; plazmayı meydana getiren atomlar fazlasıyla enerji yüklüler. Bu da, maddenin gaz halinde olduğundan çok daha “reaktif” davranmasına neden olur. Örneğin plazma halindeki hidrojen ve oksijen atomları çok rahat biçimde birleşerek su molekülleri oluşturabilirler. Fakat gaz halindeyken bu birleşimi gerçekleştirmeleri daha güçtür. Bu arada su oluştururlar diye örnek verdik; tahmin edersiniz ki o su molekülü de plazma halinde olacak. Ancak yeterince soğuduktan sonra bildiğimiz su buharı gibi davranmaya başlayacak.

Evren’deki maddenin %99’undan fazlası plazma halinde olmasına rağmen, bizler günlük hayatta plazma ile pek karşılaşmayız. Dünya soğuktur, plazma ise ancak çok sıcak ortamlarda meydana gelir. Veya görseldeki gibi bir plazma küreniz varsa, orada elektrikle enerjilendirerek oluşturulan plazmayı görebilirsiniz. Ya da başınızı kaldırıp Güneş’e doğru bakın: Güneş aslında dev bir plazma topudur.

Not: Maddenin katı, sıvı, gaz ve plazma hali haricinde birçok farklı hali de vardır. Ancak bunlar şu an için konumuz değil.

Zafer Emecan

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]