Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

21.11.2015- 14:28

O vakıf solu karıştırdı


Düzenlenen toplantıda vakıf tartışma yarattı..

Resim Ekleme


GESOS (Genç Sosyal Demokratlar)’un “Biz Başka Alem İsteriz” sloganıyla 20 Kasım Cuma saat 19.00’da Taksim Hill Otel’de düzenlediği “Gençlik Örgütleri Seçim Sonuçlarını ve Sonrasını Konuşuyor” toplantısı Sol’u adeta karıştırdı.

Yöneticiliğini CHP eski Milletvekili Melda Onur’un yaptığı, Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)’ndan Baransel Ağca, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı, GESOS Yürütme Kurulu Üyesi Barbaros Dinçer, HDP Gençlik Meclisi’nden Berfin Azdal, Gençlik Muhalefeti’nden Canberk Gültekin, Emek Gençliği’nden Elif Ergin ve Öğrenci Kolektifleri’nden Fulya Dağlı’nın konuşmacı olduğu etkinliğe katkı sunan kuruluşlar SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) ve Friedrich Ebert Vakfı. İşte tartışmada tam da buradan, Friedrich Ebert Vakfı’ndan çıkıyor.

"BİZ BAŞKA ALEM İSTERİZ... AMA NASIL BİR ALEM?"

Etkinliğin Alman Friedrich Ebert Vakfı’nca desteklenmesine bazı sosyalist çevrelerden tepki geldi. Tepkiler özellikle sosyal medyada yoğunlaştı.

KP (Komünist Parti)’nin gençlik örgütü Komünist Gençlik’ten de toplantıya tepki geldi. Eren Selanik imzalı açıklamada, “Sosyal demokrasinin ve burjuvazinin ajanı Ebert’in boğmaya çalıştığı, ‘Biz başka alem isteriz!’ haykırışıdır. Ya Rosa ve Liebknecht’e   yaptıkları gibi ortadan kaldırarak ya da sonrasında tüm bir Avrupa soluna yaptıkları gibi ‘nasıl bir alem?’ sorusuna verilen yanıtı değiştirerek” denildi.

GESOS (Genç Sosyal Demokratlar)’un “Biz Başka Alem İsteriz” adlı etkinliğinin ismine de gönderme yapılan açıklamada, özetle “Biz başka alem isteriz! Enternasyonal marşının ünlü dizeleridir, biz başka alem isteriz. Birinci Dünya Savaşı’nda Alman sosyal demokrasisinin başını çektiği sınıf ihanetinin yerine Lenin’in ve Almanya’da Karl Liebknecht ile Rosa Luxemburg’un önderliğini yaptığı komünist hareketin dünyanın biricik kurtuluş yolunu açmak adına yarattıkları Komünist Enternasyonal’in marşı… Hain sosyal demokrat Friedrich Ebert, Liebknecht’i ve Rosa’yı aramızdan alan cinayetlerin de dünyayı faşizmin kollarına bırakan sürecin de mimarlarındandır” ifadeleriyle etkinlik ve aynı zamanda destekçisi Friedrich Ebert Vakfı eleştirildi.

"EMPERYALİZMİN BİR ÖRGÜTÜ OLDUĞU GÜN GİBİ ORTADA"

Etkinliğe bir tepki de Halkın Kurtuluş Partisi’nden geldi. Kurtuluş Partisi Gençliği’nden yapılan açıklamada, “Biz antiemperyalizm vurgusunu bulunduğumuz her alanda yapıyoruz. Onların bölgemizi kan gölüne döndürdüğünü biliyoruz ve her zaman buna göre hareket ediyoruz. Bu etkinliği destekleyen kurumun emperyalizmin bir örgütü olduğu gün gibi ortada. Zaten bizi bu etkinliğe çağırmadılar, çağırmazlar; çünkü o emperyalist örgüt düşmanını o ortamda istemez, kendi zararına hareket etmez. Bizi çağırsalardı da cevabımız hayır olurdu tabi, AGİT'e, G-20'ye verdiğimiz cevabın aynısını onlara da verirdik. Bu, bu topraklardaki gerçek antiemperyalist mücadeleyi kimin verdiğinin de kanıtıdır aynı zamanda. Ülkemizi emperyalizmin sürüklediği bataklıktan kurtaracak olanlar, 6. Filo’yu denize döken neslin, Kuvay-i Milliyecilerin teorik ve pratik devamcılarıdır. Onun için bugün diyoruz ki ‘Katil AB-D Ortadoğu'dan defol demeyen her siyasi, ya gafildir, ya hain!" denildi.

“Söyleyeceğimiz herhangi bir söz, etkinliğin yerine, sponsoruna göre değişmeyecek”

Etkinliğe konuşmacı olarak katılan FKF Temsilcisi Baransel Ağca’yla etkinlikten çok kıa bir süre önce kısa bir telefon görüşmesi yaptık. Ağca, sosyal medya hesabı üzerinden eleştirilere verdiği yanıta haberimizde de yer verilebileceğini belirtti.

Ağca’nın açıklamaları şöyle:

“Taksim Hill Otel’de gerçekleşecek olan panele dair, hayata ve siyasete yalnızca belirli bir frekanstan bakan kimseler tarafından garip eleştiriler getirildi. Etkinliğe katılanların Alman emperyalizmiyle işbirliği yaptığı, Alman istihbaratının ekmeğine yağ sürdüğü, Rosa'nın (Luxemburg) katillerini akladığı vs. söylendi. Öncelikle bu iddiaların sahiplerini değil bu iddialar ve ithamlardan dolayı şaşırıp bana-bize mesaj atan, soran arkadaşları dikkate aldığım için bu iletiyi yazma gereği duyduğumu belirtmek isterim.

1- O salonda kimse Alman sosyal demokrasisi ve Ebert'in hayatına dair konuşmayacak. Herkes kendi durduğu noktadan seçimleri ve sonrasını değerlendirecek.

2- Vakfın bu etkinliğe sponsor olması, SODEV ile vakfın arasındaki ilişki ile alakalıdır. Yani CHP hariç konuşmacı yollayan herhangi bir örgütün Ebert Vakfı ile benim bildiğim kadarıyla bağı yoktur. En azından FKF'nin kesinlikle yoktur.

AB fonları geyiği yapmanın zannediyorum bir anlamı yok. Ha ben oraya çıkıp FKF'nin seçim değerlendirmesini insanlarla paylaşacağım, Ebert Vakfı da beni fonlayacaksa hiç durmasınlar şimdiden fonlayabilirler.

3- Etkinliğin yapılmasına katkı koyan herhangi bir özne benim o panelde söyleyeceğim şeyleri değiştiremez ki böyle bir talep de gelmedi. Zannediyorum bir takım meczuplar dışında kimse bu paneli AB'ciliği sol içinde yayma faaliyeti olarak görmüyordur.

4- Ebert Vakfı’nın afişe sonradan dahil edilmesi; iddia edildiği gibi sol kamuoyuyla ''Ebertli'' afişi paylaşmanın infial yaratmasından çekinmek değildir. Bildiğim kadarıyla vakıf sonradan dahil oluyor. Bu nedenle sonradan adı ekleniyor afişlere.

5- Bu gariplikler devam ederken Ebert Vakfı Türkiye'de neler yapmış diye bakındım. Gerçekten çok iş yapmışlar. Hatta bu etkinliği yerden yere vuran bir zevatın sendika sorumlusunun da katıldığı bir etkinliğe sponsor olmuşlar. (Bu Deniz Gezmiş'li gönderme yapan arkadaştan bahsediyorum)

6-Etkinlik Taksim Hill'de yapılacak. FKF, ‘Bu oteller zinciri işçi düşmanıdır o nedenle etkinlikten çekiliyoruz’' açıklamasını neden yapmıyorsa, şu an panelden o nedenle çekilmiyor. Panel, solda AB'ciliği yayma faaliyeti olarak düzenlenmiyor. O başlık yıllar önce bizim kararlı duruşumuz sayesinde kapandı. Şimdi ortada AB'cilikle mücadele diye bir başlık dahi yokken AB'cilik yapmanın oldukça anlamsız olacağını düşünecek kadar siyasetten anlıyoruz.

Otelin ya da salonun ayarlanmasına kimin sponsor olduğu, gençlik örgütlerini bir araya getirenin kim olduğu en azından bu başlıkta bizim için önemli değil. Dediğim gibi, orada çıkıp söyleyeceğimiz herhangi bir söz, etkinliğin yerine, sponsoruna göre değişmeyecek.”

KİMDİR BU FRİEDRİCH EBERT VAKFI


Alman vakıfları denildiğinde Türkiye’de ilk akla gelen isim Necip Hablemitoğlu’dur. Hablemitoğlu, “Türkiye’de Alman Vakıfları Raporu”nda Friedrich Ebert Vakfı için şunları belirtiyor:

"Böll Vakfı gibi ilgi ve sorumluluk yelpazesi hayli geniş olan Alman vakıflarından bir diğeri, SDP’ye bağlı, merkezi Bonn’da bulunan Friedrich Ebert Vakfı’dır. Vakfın asli görevlerinden biri, Almanya’daki Türklerin arasında yürütülen çalışmaların yanı sıra, Türkiye’deki faaliyetlerin bilimsel sonuçlarının raporlaştırılarak Alman Hükümeti’ne sunulmasıdır. Bu raporlara bakıldığında, Ebert Vakfı’nın Alman emperyalizmine mi, yoksa Türk halkına mı hizmet sunmakta olduğu açıkça görülmektedir. Vakfın Türkiye’deki ağırlıklı faaliyet alanı, çalışma ekonomisi ve sendikalar üzerinedir.

Resim Ekleme

Şenol Çarık

Odatv.com

abbas  |  Cvp:
Cevap: 1
21.11.2015- 14:33

AB sponsorları Türkiye'de liberalizmin sol yanını oluşturacak bir sola özlem duyuyor. Bu çalışmalarla da bunun yaratılması yoluna gidiyorlar. CHP daha sola kayması gerekirken bu sponsorların paralarıyla düzene daha bağlı bir sol haline gelmeye çalışıyor. Liberalliğin baskısından kurtulamadıkça solun sol olmayacağını anlamıyoruz. CHP ve HDP'yi anladık, HTKP'nin FKF'si burada ne arıyor? Komünist Parti ve Halkın Kurtuluş Partisi'ni gösterdikleri tepkiden dolayı kutlamak lazım.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 2
22.11.2015- 19:36

Friedrich Ebert Vakfı yazıldığı gibi Almanya Sosyal Demokrat Partisi SPD'nin yan kuruluşudur. SPD ise Alman tekelci sermayesinin yedekte tuttuğu bir parti. İşlevi Almanya işçi sınıfını ekonomik ve sosyal bazı haklar ile oyalayarak kapitalist düzen içinde tutmak. Türkiye'de batı tipi bir sosyal demokrasi olamayacağı çok yazıldı, konuşuldu. CHP böyle bir parti değil, olamaz da. SPD'nin kökeni İkinci Enternasyonal'e dayanıyor, günümüzdeki gücünü de sendikalardan alıyor. CHP ise emperyalist işgale karşı ortaya çıkan halk hareketi içinde yükselmiş ulusal burjuvazinin partisi. Zamanla sola kaysa da, Avrupa'da görülen tipte bir sosyal demokrat parti değil. Zaten yalnız tarihsel koşullar değil, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal koşulları Batı Avrupa'da görülen tipte sosyal demokrat partileri yaratamaz. Bazı CHP'lilerin Avrupa sosyal demokratlarına özenmeleri veya Avrupa sosyal demokratlarının CHP'yi kendilerine benzetmeye çalışmaları boş iştir. Benim anlamadığım, kendilerini komünist görenlerin bu tip vakıflarla düşüp kalkmaları. Komünistseniz orada ne işiniz var?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]