Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ustalardan ve yazarlardan
23.09.2013- 18:04

'Demokratikleşme Paketi'

İlker Belek


Birkaç kez ertelendikten sonra, Başbakan nihayet açıklayacağı tarihi açıkladı. Yollarına devam edip, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye taşıyorlarmış.
Çalışmalarının, öncelikle biçimsel açıdan ciddi sorunları mevcut.

Süreç tümüyle “paket”in adına ters biçimde işliyor. Demokrasiyi tek parti ve tek adam inisiyatifiyle özdeşleştiriyorlar. Bildiklerini, bildikleri gibi yapıyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde toplumun siyasete katılımını engelleyen kuralların değiştirilmesi, yürütme erkinin tek başına yapabileceği bir iş değildir.

Eğer sorun yürütmenin kendi başına çözebileceği nitelikte olsaydı zaten sorun olarak ortaya çıkmamış olurdu. Seçim barajı %7’ye indirilecekmiş. Neden, kim buyuruyor ?

* * *

Adı üzerinde “demokrasi”. O halde yapılması gereken, toplumun değişik kesimlerinin görüşlerinin, en azından toplumdaki ağırlıkları ölçüsünde sonuçları belirleyecekleri tarzda, dikkate alınmasıdır. Burjuva demokrasisin dibi bunu gerektirir.

AKP ise daha işin başında, aslında muhalefet etmeye bile mecali bulunmayan muhataplarını devre dışı bırakıyor.

Anlaşılan AKP ve Erdoğan yaşanılan sıkıntılara tümüyle vakıf olduklarını düşünerek, en iyiyi de ancak kendilerinin bilebileceklerini varsayıyorlar.

Ama esas doğru şudur: Türkiye’nin başına kapaklanmış bu hükümet yine kendi bildiğini doğru diye dayatacak.

Bunun karşısında parlamento içindeki muhalefet partilerine düşen de hiç zaman geçirmeden istifa etmek olmalıydı. Daha önceki pek çok olayın gerektirdiği gibi. AKP’nin bu tarzına meclis görüşmelerine katılarak yanıt vermek yaşananları onaylamaktan ve faşizmin yolunu döşemekten başka anlama gelmiyor.

* * *

Paketten en yüksek derecede beklentisi olan kesim şüphesiz Kürtler. Ancak AKP daha işin başında Kürtlerin en önemli taleplerinin (ana dilde eğitim, anayasadaki Türk vurgusunun yumuşatılması gibi), dikkate alınmayacağını gönül rahatlığıyla açıkladı.

Bu O’nun bilindik tarzdır:

Seçim dönemlerinde muhafazakar oyları konsolide edebilmek için milliyetçilik, Meclisi ele geçirdikten sonra da Kürtleri idare edecek şekilde, kah sertliği kah popülizmi öne çıkaran bir ileri iki geri taktiği.

Dramatik olan Kürt hareketinin bu oyunu anlayamamış ya da anlamak istememiş olmasıdır. En son Öcalan “çözüm sürecine devam” diyerek toleranslarını genişlettiklerinin işaretini verdi.

O nedenle AKP’nin “çözüm” diye nitelediği süreçten Kürtlere bir şey düşmeyeceği kesindi. Şimdi bunu “Demokratikleşme Paketi”ni açıkladıklarında bir kez daha görmüş olacağız.

Bölgesel dinamikler, Türkiye’nin iktisadi yapısı ve sınıfsal ilişkileri nedeniyle, AKP’nin Kürtlere gerçek anlamda herhangi bir şey verebilmesi olanaklı değildir. Kapitalist nesnellik Kürtlerin sorunlarının çözümünü olanaksız kılmaktadır.

* * *

Peki paketten ne çıkar ?

Demokrasi denilerek toplumun önüne koyulacak en çarpıcı şey dini simgelerin serbestleştirilmesi olabilir. Artık, kara çarşaflıların ilk öğretim öğrencilerine ders anlatmasına ses çıkarılmasını olanaksız kılacak türden düzenlemeler.

Kim bilir belki de KCK tutuklularının bir kısmının salıverilmesi. Kesin olan şey, bazı sıkıntılı kesimler için birkaç yem karşılığında istibdat rejimini koyulaştıracak yeni kurallar. Aynen 2010 referandumunda olduğu gibi.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ilker-belek/demokratiklesme-paketi-80032

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]