Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Şemdinli Halk Meclisi öz yönetim ilan etti
Hakkari’ye bağlı Şemdinli ilçesinde HDP, DBP ve diğer STK temsilcileri önderliğinde öz yönetim ilan edildi.
10.12.2015 16:33
Şemdinli Halk Meclisi öz yönetim ilan etti

Hakkari’ye bağlı Şemdinli ilçesinde HDP, DBP ve diğer STK temsilcileri önderliğinde öz yönetim ilan edildi.

Cihan'da yer alan habere göre açıklama HDP Şemdinli ilçe binası önünde yapıldı. Öz yönetim açıklaması yapan Şemdinli Halk Meclisi, kentte bulunan devletin tüm kurumları meşruiyetini kaybettiğini belirterek, “Bu haliyle devletin hiçbir atanmışı bizi yönetemeyecektir." dedi.

AÇIKLAMA SONRASI PARTİ BİNASINA BASKIN

Yapılan açıklamanın ardından özel harekat timleri tarafından HDP ilçe binasına baskın yapıldı. Çok sayıda zırhlı araçlarla yapılan baskında binada aramalar devam ediyor.

http://www.birgun.net/haber-detay/semdinli-halk-meclisi-oz-yonetim-ilan-etti-97489.html

Özyönettim ilan edilmekle özyönetim olurmu? Özyönettim benim analadığım kendi toplumsal gerçekliğin üzerinde yaşam kurmaktır. Ya da yaşam kurma çaba ve emeğidir. Ancak görülen bu yaşam kurulmadan siyasal olarak özyönettim kurduk ilanı yapmaktır.Kısaca üst yapı olarak özyönettim dayatması ,kabulünü istemektir. Somut toplumsal yaşama dayanmayan özyönettim sadece siyasal olarak kalır. ,Bu haliyle Türkiye gerçekliğinde özyönetim talebi siyasal olarak egemenlik hakkını kulanana ''Özyönettim ilanımı kabul et , bana destek ol,yardım et '' demekten başka birşey değildir.Toplumu dışarda bırakan ,ismi özyönettim olan ve bu arada toplumuna da dayatılan siyasetten başka birşey değil.Eğer bunun toplumsal gerçekliği varsa(türkiye de her yerinde var) öncelikli olarak bu yaşamı kurmaktır.Siyasal talepte bulunmak,istemek ,talep etmek değil.

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 1
11.12.2015- 11:36

Kürt siyasetini kendilerinden başkası anlamıyor, kendilerinin anladığı da meçhul. Kendi kendilerine kaç defa özyönetim ilan ettiler, devletin baskısı ve şiddetinden başka hiçbir şey elde edemediler. Kuracaklarını söyledikleri özyönetim ise hiç gerçekleşmedi. Şimdi yine aynı kararı almışlar, devlet de tutuklama yapmaya başlamış. Kürt hareketi bu kararları özellikle alıyor, amacı kürt halkı ile devleti karşı karşıya getirmek. İşe yaramayacağı belli olan bir karar neden alınır? PKK çatışma çıkmasını istiyor ve çatışmadan faydalanmaya çalışıyor. Bu kararların gerçekleşmeyeceğini bile bile alınmasının başka ne gibi sebebi olabilir?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
11.12.2015- 19:45

PKK'nin aldığı ve aylardır yürütmeye çalıştığı ''özyönetim ilanı''nı bölgede özyönetimin gerçekleştirilebileceği öngörüsüne dayandırdığını düşünmüyorum. PKK de bu tür karar ve eylemlerin devlet tepkisine yol açacağını, çatışmalı bir sürece girileceğinin elbette farkında.

Bence bu çatışmalı sürece girilmesinin nedeni, PKK'nin insiyatif yitirmeme kaygısı ( insiyatifi HDP'ye kaptırmama), bölgeden devrimci kadrolar-militanlar çıkarma ve çatışma boyunca ortaya çıkacak tepkilerle kürtlerde ortaya çıkan duygusal kopuşu tırmandırmadır. Geçenlerde Ahmet Hakan'ın tartışna programında bu konu konuşulmuştu ve orada bulunanlar bu süreci ''PKK'nin yenilmesi'', ''köşeye sıkışması'' olarak değerlendirmişlerdi. Bu düşüncelere katılmak mümkün değil. Bana göre bölgede insiyatif uzun bir zamandır PKK'ye geçmiş ve bölgede alan hakimiyeti PKK'nin eline geçmiştir. PKK bu yolla ''Türkiyelişme'' siyasetini de yerle bir etmiştir. Bundan böyle HDP'nin Türkiyelişme kodlamasının ciddiye alınacağını sanmıyorum. Geçen hafta açıklanan bir anket sonucu HDP'yi baraj altı gösteriyordu. PKK yürüttüğü siyasette ''başarılıdır''. Kürt hareketinin tek temsilcisi olduğunu gösterdiği gibi, bölgede şehir yapılanmasıyla da devlete kafa tutabilecek bir konuma geldiğini de göstermiştir. Bu çatışmalar PKK'nin bittiğini değil, çok daha güçlendiğine işaret etmektedir.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 3
11.12.2015- 20:30

Şemdinli Halk Meclisi öz yönetim ilan etti
Hakkari’ye bağlı Şemdinli ilçesinde HDP, DBP ve diğer STK temsilcileri önderliğinde öz yönetim ilan edildi.
10.12.2015 16:33
Şemdinli Halk Meclisi öz yönetim ilan etti

Hakkari’ye bağlı Şemdinli ilçesinde HDP, DBP ve diğer STK temsilcileri önderliğinde öz yönetim ilan edildi.

Cihan'da yer alan habere göre açıklama HDP Şemdinli ilçe binası önünde yapıldı. Öz yönetim açıklaması yapan Şemdinli Halk Meclisi, kentte bulunan devletin tüm kurumları meşruiyetini kaybettiğini belirterek, “Bu haliyle devletin hiçbir atanmışı bizi yönetemeyecektir." dedi.

AÇIKLAMA SONRASI PARTİ BİNASINA BASKIN


---------------------------------------------------------
Bu tür açıklamalar ve yönetim ilanları çok tehlikeli girişimlerdir. Yanlıştır halka verilen eziyettir.
Savaş ağırlıklı olarak kazanılmadan yönetim biçimi ilan edilmesi halkı gereksiz umutlandırır ve halk hangi otariteyi tanıyacağı konusunda ikircimli olur bu da yönetim açısından kaostur.

Bu yöntem probaganda açısından algı yaratmak için yapılmışa iki yönetim açısından zıt giden parelel yapılar halkı bıktırır.
Önce sınırları belli olan zafer kazanılmalı ondan sonra yönetim biçimi belirlenmelidir
Bu probaganda açıklamaları halkı top yekün savaşın içine çekmek için yapılmış olmalıdır, ama insan kendi halkına karşı bu kadar acımasız olamaz.

Bu tür açıklamalar dünya devletlerinin dikkatini oralara çekmek için yapılmış bu dikkat çekme davranışları daha fazla ölümler ve eziyetler getirir bu halk size gönüllü sahiplenmez bu unutulmamalıdır.

Kürt siyasetçileri ile kürt halkı arasında unutulmaz derin yaralar açılabilir.

Bence çok yanlış ve tehlikeli davranıştır.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 4
12.12.2015- 12:02

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

PKK'nin aldığı ve aylardır yürütmeye çalıştığı ''özyönetim ilanı''nı bölgede özyönetimin gerçekleştirilebileceği öngörüsüne dayandırdığını düşünmüyorum. PKK de bu tür karar ve eylemlerin devlet tepkisine yol açacağını, çatışmalı bir sürece girileceğinin elbette farkında.

Bence bu çatışmalı sürece girilmesinin nedeni, PKK'nin insiyatif yitirmeme kaygısı ( insiyatifi HDP'ye kaptırmama), bölgeden devrimci kadrolar-militanlar çıkarma ve çatışma boyunca ortaya çıkacak tepkilerle kürtlerde ortaya çıkan duygusal kopuşu tırmandırmadır. Geçenlerde Ahmet Hakan'ın tartışna programında bu konu konuşulmuştu ve orada bulunanlar bu süreci ''PKK'nin yenilmesi'', ''köşeye sıkışması'' olarak değerlendirmişlerdi. Bu düşüncelere katılmak mümkün değil. Bana göre bölgede insiyatif uzun bir zamandır PKK'ye geçmiş ve bölgede alan hakimiyeti PKK'nin eline geçmiştir. PKK bu yolla ''Türkiyelişme'' siyasetini de yerle bir etmiştir. Bundan böyle HDP'nin Türkiyelişme kodlamasının ciddiye alınacağını sanmıyorum. Geçen hafta açıklanan bir anket sonucu HDP'yi baraj altı gösteriyordu. PKK yürüttüğü siyasette ''başarılıdır''. Kürt hareketinin tek temsilcisi olduğunu gösterdiği gibi, bölgede şehir yapılanmasıyla da devlete kafa tutabilecek bir konuma geldiğini de göstermiştir. Bu çatışmalar PKK'nin bittiğini değil, çok daha güçlendiğine işaret etmektedir.




PKK'nin devletle çatışmasını başarılı buluyorsunuz, bu çatışmalı süreç bölge halkında bir yorgunluk yapmaz mı ve bu yorgunluk bölge halkını PKK'den uzaklaştırmaz mı? Ben uzaklaştıracağını düşünüyorum. Zaten sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerlerde göç olayı başladı. Bölgenin insanları daha emniyetli gördükleri yere göç ediyorlar. Böyle bir sürecin sonunda kürt hareketi kitle kaybetmez mi?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 5
12.12.2015- 19:39

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

PKK'nin aldığı ve aylardır yürütmeye çalıştığı ''özyönetim ilanı''nı bölgede özyönetimin gerçekleştirilebileceği öngörüsüne dayandırdığını düşünmüyorum. PKK de bu tür karar ve eylemlerin devlet tepkisine yol açacağını, çatışmalı bir sürece girileceğinin elbette farkında.

Bence bu çatışmalı sürece girilmesinin nedeni, PKK'nin insiyatif yitirmeme kaygısı ( insiyatifi HDP'ye kaptırmama), bölgeden devrimci kadrolar-militanlar çıkarma ve çatışma boyunca ortaya çıkacak tepkilerle kürtlerde ortaya çıkan duygusal kopuşu tırmandırmadır. Geçenlerde Ahmet Hakan'ın tartışna programında bu konu konuşulmuştu ve orada bulunanlar bu süreci ''PKK'nin yenilmesi'', ''köşeye sıkışması'' olarak değerlendirmişlerdi. Bu düşüncelere katılmak mümkün değil. Bana göre bölgede insiyatif uzun bir zamandır PKK'ye geçmiş ve bölgede alan hakimiyeti PKK'nin eline geçmiştir. PKK bu yolla ''Türkiyelişme'' siyasetini de yerle bir etmiştir. Bundan böyle HDP'nin Türkiyelişme kodlamasının ciddiye alınacağını sanmıyorum. Geçen hafta açıklanan bir anket sonucu HDP'yi baraj altı gösteriyordu. PKK yürüttüğü siyasette ''başarılıdır''. Kürt hareketinin tek temsilcisi olduğunu gösterdiği gibi, bölgede şehir yapılanmasıyla da devlete kafa tutabilecek bir konuma geldiğini de göstermiştir. Bu çatışmalar PKK'nin bittiğini değil, çok daha güçlendiğine işaret etmektedir.




PKK'nin devletle çatışmasını başarılı buluyorsunuz, bu çatışmalı süreç bölge halkında bir yorgunluk yapmaz mı ve bu yorgunluk bölge halkını PKK'den uzaklaştırmaz mı? Ben uzaklaştıracağını düşünüyorum. Zaten sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerlerde göç olayı başladı. Bölgenin insanları daha emniyetli gördükleri yere göç ediyorlar. Böyle bir sürecin sonunda kürt hareketi kitle kaybetmez mi?




PKK batıyı umursamıyor, kendi siyasal stratejisi açısından çok da önemli görmüyor. Buradaki kitlenin kürt hareketine destek vermesi veya vermemesi PKK için bence hiç önemli değil. PKK için önemli olan stratejisinin kapsadığı alandaki kürt halkının durumudur. Burada PKK alan hakimiyetini kaybetmediği sürece bölge halkı da kürt hareketinden yoğun bir kopuş yaşamaz. Çatışmalı süreç bu bölgedeki kürt gençliğini çok daha keskin ve köşeli bir hale getirip PKK'ye yakınlaştırmaktadır. PKK'nin istediği bir yanıyla budur ve bir yanıyla da hem kitlesine ve hem de devlete gücünü göstermektir. Kendi açısından başarılı bulduğum siyaset de budur. Burada bana göre önemli olan Türkiye solcusunun bu çatışmalı süreçte alacağı siyasi tavırdır.

Türkiye solu kuyrukçu sol dışındaki önemli parçasıyla birlikte bu çatışmalı sürecin kendisine hiçbir alan açmayacağının bilincindedir. Çatışmalı süreç her iki tarafta milliyetçiliği yükseltmekten ve solun alanını daraltıcı bir etkide bulunmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Çatışmalı süreç ve çatışmanın bir yanını oluşturan kürt hareketi bu nedenle solun stratejisini belirleyici bir etkide bulunmamalıdır. Türkiye solu genelde kürt sorununun ve özelde yaşanılan çatışmalı sürecin belirleyiciliğine de kapılmamalıdır. Bu konuda kürt hareketinin doğuda kendine biçtiği misyona adapte olan bir tavır içine de girmemelidir. İçinde bulunduğumuz iklimde ne kadar zor olursa olsun kendi bağımsız çizgisinde ısrar etmeli ve stratejisine uygun bir örgütlenme ile toplumsal bir güç olabilme mücadelesine ağırlık vermelidir.

Burada da yanlış anlaşılmaması gereken konu, kürt hareketinin çatışmalı sürecine onay vermemenin, bu süreçte devletin yanında bulunduğu anlamına   gelmeyeceğidir. Bölgede çatışmayı kimin başlatıp başlatmadığından çok daha önemli konu AKP devletinin bölgedeki siyasetlerine kesinlikle karşı olunmasının gerekliliğidir. Bölgedeki çatışmayı ''vatan savunması'' gibi yorumlarla değerlendirmek ve AKP devletinin bölge halkı üzerindeki baskısını içine sindirebilmek de Türkiye solunun savunabileceği bir siyasi hat değildir ve asla da olmamalıdır. Türkiye solunun siyasi mücadelesi sistemin koçbaşı haline gelmiş olan AKP zihniyetini geriletmekten geçmektedir. Solun düzen değişikliği misyonunun görünürdeki siyasi hattı AKP karşıtlığı üzerinden yürümeli ve çatışmalı süreç dahil hiçbir spesifik olgu ve süreç de bu siyasi hattın değişimine yol açmamalıdır.



Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]